Fakir Baykurt kitaplarından Yandım Ali kitap alıntıları sizlerle…
Yandım Ali Kitap Alıntıları
&“&”
Yaşam çok öğreticiydi. Gören göze her şey açıktı.
Köyün ve dünyanın düzenini de anlıyorum.
Yaşam öğretici. Gören göze her şey açık.
Yaşam öğretici. Gören göze her şey açık.
Burdur yalan söylüyor! İstanbul yalan söylüyor! Ankara yalan söylüyor! Bir zambaklar yalan söylemiyor!"
Düşünmeden edemiyorum. &‘Dün gelmedi, bugün gelir!’ diye umutlanıp bekliyorum.
O kadar sıcak ki! Cennet böyle bir yerdi belki. Ben de yarın cennete gideceğim. Gök Sultan hep orda olacak… Cennette hep birlikte olalım! Babam, anam, kardeşlerim, hepimiz birlikte olalım! Cennet geniştir değil mi?
Ben de diyorum tez gel! Gidince unutma!"
Gözlerinin kökü kurumuş, ama çenen çıkrık gibi!
Ana dediğin, anasından kocasından geçer de, oğlundan kızından geçemez!
Uzak yola gittim gelirim diye
(…)
Hiç aklıma gelmez ölürüm diye
Ölüm ver Allah’ım, ayrılık verme
(…)
Hiç aklıma gelmez ölürüm diye
Ölüm ver Allah’ım, ayrılık verme
Dünya böyle. Ölenler unutuluyor…
Al yazmam dalda kaldı
Aman gözlerim yolda kaldı
Yıkılası meyhane
Aman sarhoşum nerde kaldı?
Aman gözlerim yolda kaldı
Yıkılası meyhane
Aman sarhoşum nerde kaldı?
Ne demek meyhane? Ne demek sarhoş? Bilmeden anlamadan, duyduğum, öğrendiğim gibi söylüyorum.
Can sıkıntılarım geçmiyor.
Issızlık büyük. Ne kadar dikkat edilsem, önem verilsem, ıssızlığın ortasında minnacık bir noktayım.
Dünyada yalnızlıktan büyük kıyım mı var?
Yaz bu, elbet sıcak olacak! Yazın başı pişmeyenin, kışın aşı pişmez!
“Ana dediğin, anasından kocasından geçer de, oğlundan kızından geçemez!”
“Dünyada yalnızlıktan büyük kıyım mı var?”
“Yazın başı pişmeyenin, kışın aşı pişmez”
Çocukluk sadece büyüklerin anılarında kalmış sekiz on yıl değildir, yaşamın çok daha değerli, temel bölümüdür. Ama insanlar büyüdü mü, çocukluğu ciddiye almaz. Çok şükür ben onlardan olmadım. Bir bakıma her zaman çocuk oldum. Bir yanım sürekli çocuk kaldı; özüm! Bu nedenle yaşamım umduğumdan güzel oldu.
Dibeğin başında, caminin önünde, bütün köylüye komşuya birer ikişer verdik. Kimseden beş kuruş almadan öyle dağıtıyoruz. Yiyin! Helal hoş olsun!" diyor. "Gelecek yıl, hepimiz birlikte ekelim, daha sevgili olur!" diyor.
Dayanılır gibi değil ayrılığın acıları.
Kızlar sevdiklerine varsın, oğlanlar sevdiklerini alsın!
Bazen insanların baştaki hükümetlerden talihi olmaz aslan oğlusu!
Hem de varsın baksın, yiğidin malı meydanda!
Ana dediğin, anasından kocasından geçer de oğlundan kızından geçemez!
Aman Allaaaaah, maşallah! Bu ne sevgi, bu ne mutluluk! Ana oğul birbirine sanki tutkalla yapıştı, koparabilirsen kopar!"
Bir dönüm toprağın verdiğini beyler vermez insana!"
Anlamını biliyor muyum, bilmiyor muyum, düşünmeden söylüyorum büyüklerden öğrendiklerimi.
Okumaya gidip büyük adam olduğun zaman kırların güzelliklerini unutmazsın.
Bu yeşile çalan gözler o kadar derin, o kadar güzel ki,…
Dünya böyle. Ölenler unutuluyor…
Patlıyorum, ölüyorum yalnızlıktan. O anda biriyle konuşmayı çok istiyorum.
Yaşıtı, eşiti bir insana davranır gibi davranıyor bana. Bu yanı çok hoşuma gidiyor.
Muska işi fasa fiso!"
Bırak Dudu’yu yoksul bir kızı sev!"
"Elimde mi? Gönlüme sözüm geçiyor mu?"
"Elimde mi? Gönlüme sözüm geçiyor mu?"
Söyle bakalım, okuyacak mısın?"
"Elbet okuyacağım!"
"Ne olacaksın okuyup?"
"Cumhurbaşkanı!"
"Elbet okuyacağım!"
"Ne olacaksın okuyup?"
"Cumhurbaşkanı!"
Çünkü okumayı çok istiyorum.
Çok var gibi gelir! Sayılı günler şıp diye geçiverir!
Yoksulluğu nedeniyle kimse ona kız vermiyor.
Dünyada yalnızlıktan büyük kıyım mı var ?"
Baba yahu, burda canım çok sıkılıyor!"
"Oooo aslan oğlusu, bak buna çok sevindim. Sıkı can o kadar iyidir ki, insanın içinden kolay kolay çıkıp gitmez! Şimdiden anlaşıldı, sen uzun ömürlü olacaksın!"
"Oooo aslan oğlusu, bak buna çok sevindim. Sıkı can o kadar iyidir ki, insanın içinden kolay kolay çıkıp gitmez! Şimdiden anlaşıldı, sen uzun ömürlü olacaksın!"
Babam, köydeki çocukların babaları içinde en iyi baba bence.
Sonunda, babamı adam yerine koymayan, köyün kimseyi beğenmeyen varsıl takımı"na, kırda bostan, susam nasıl olurmuş göstermeliyiz.
Yazın başı pişmeyenin, kışın aşı pişmez!"
Gün doğasıya yatıyorsun! Horozlar ötüyor, şafaklar söküyor, hâlâ yataktasın! Bu kadar uyursan işler biter mi?"
Eller bizi kınar, nerelere gidelim?"
"Ellerden arkalara kaldık tüüüüüh!"
"Ellerden arkalara kaldık tüüüüüh!"
Sulanmayan toprakta da kavun, karpuz yetişebileceğini köylüye kanıtlamak isteyen babasının hayalleri küçük Tahir’e direnme gücü vermektedir.
Çocukluk sadece büyüklerin anılarında kalmış sekiz on yıl değildir, yaşamın çok daha değerli, temel bölümüdür. Ama insanlar büyüdü mü, çocukluğu ciddiye almaz.
Ey sevgili okurlar; o kadar büyük bir arkadaşlığa bu küçük kitabı hoş görün.
Çocukluk sadece büyüklerin anılarında kalmış sekiz on yıl değildir, yaşamın çok daha değerli, temel bölümüdür. Ama insanlar büyüdü mü, çocukluğu ciddiye almaz. Çok şükür ben onlardan olmadım. Bir bakıma her zaman çocuk oldum. Bir yanım sürekli çocuk kaldı; özüm! Bu nedenle yaşamım umduğumdan güzel oldu.
Çocukluk sadece büyüklerin anılarında kalmış sekiz on yıl değildir, yaşamın çok daha değerli, temel bölümüdür. Ama insanlar büyüdü mü, çocukluğu ciddiye almaz. Çok şükür ben onlardan olmadım. Bir bakıma her zaman çocuk oldum. Bir yanım sürekli çocuk kaldı; özüm! Bu nedenle yaşamım umduğumdan güzel oldu.
Yaşam öğretici. Gören göze her şey açık.
Çocukluk, yalnızca büyüklerin anılarında kalmış sekiz on yıl değildir, yaşamın çok daha değerli, temel bölümüdür. Ama insanlar büyüdü mü çocukluğu ciddiye almaz.
Yazın başı pişmeyenin, kışın aşı pişmez!"