İçeriğe geç

Yan Tesir Kitap Alıntıları – Hüseyin Akın

Hüseyin Akın kitaplarından Yan Tesir kitap alıntıları sizlerle…

Yan Tesir Kitap Alıntıları

Sanki bir dünya sıkışmış içlerine..
Yoruluyor hayat,kâğıttan düşüyor bütün şiirleri..
Annemi görünce tınmıyor hayat
Kelimeler ortalıkta kalıyor..
Çıkılmıyor dünyanın yokuşları
Tutulmadan bir yağmura..
Bir çocuk tek başına ağlıyorsa doğrusu şudur:
Göç yollarını unutmuş kuşlar bir şarkıyla gelirler..
Bir evin tek odasını doldurur mu bilmem
Dünya üzerine öyle eni boyu konuşmak..
Ey boş bulup içimi terk eden heves..
Hayat hep tekrarlardı kendini hiç bıkmadan
Şimdi hatırladım,bir sürü dinleyeni vardı onun..
Hani birazcık bizimle uğraşsa dünya
Hayat nasıl kalkar bunun altından..
Hani çocuğunu kışa tutar gibi yapıp da bir anne
Bırakır ya gökyüzüne yumuşak g harfinden
Dünyanın bütün adları birleşirdi o vakit..
Ben eskiden her şeyin en iyisini isterdim
O sıralar şiir oluyordu eskiyen ne varsa
Şimdi hatırladım,acının çok daha uzun bir adı vardı
Gidecek yerin yoksa olduğun yerde kal,diye başlardı..
Hayat boşluk kabul etmez demişti annem
Ben bunu ağzından işitmiştim hayatın.
Gökten kaç elma düştü havada kaldı elim..
Her hayat tuvalinde bir annenin eli var.
Dünya bu ya;inanır insan her gördüğüne
Görmediğim şeyleri sen yokken hayra yordum..
Sevgili babacığım ne çok şiir yazmadın
Uyanmasın acılar,düşler ürkmesin diye
Ben ki hayattan düştüm,kime çektimse böyle
Gelmeseydim dünyaya o kadar kırılmazdım
Bu yüzden seviyorum her şeyi ölesiye
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Hayat hep tekrarladı kendini hiç bıkmadan..
Gözlerin bakış mevsiminde çığ gibi düşen
Kapı önlerinde siyah beyaz çocukluğumuz
Koskaca bir dünyayı upuzun bir kışa boyuyor..
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Elindekini bir yana bırak
Yoruldu yaşanmaktan dünya
Dinlediğimiz şarkılardan
Varsın biraz da yol yorulsun..
İnsan hep geriye doğru ağlarmış
Yokmuş çünkü kalbin bir adım ötesi..
İçimde hiçbir şey yerli yerinde değil..
Üzülmem dedim,çünkü sürgündür üzünç..
Bende senin gibi
Uzaktan akrabayım hayatla..
Onun acısı benim sevincim olur
Bu yüzden dalıp giderim uzaklara..
Ve hâlâ yaşıyorsak bir izahı olmalı..
Ölüm öcümüzdür bizim, nasıl olsa alınacak
Ben ki yazdıklarımdan öğrendim bunu
Yaşadıklarımı elimden kaçırınca
Biliyorum kabrim kalbim kadar derin olacak.
Ne giyse yabancı ne dese pişman
Gitmek için gelir dünyaya insan
Hayat boşluk kabul etmez
Neyse dedim, dünya böyle; kimimize toprak lazım, kimimiz toprağa lazım.
Çıkılmıyor dünyanın yokuşları
Tutulmadan bir yağmura
Bir kadına tutunmadan
Her hayat tuvalinde bir annenin eli var
Ne giysek bir kefenmiş meğer
” Kimsenin sözü geçmiyor gökyüzüne karşı
Herkes kendi diline yabani
Herkes kendi diline zenci
Yoruluyor hayat, kağıttan düşüyor bütün şiirleri ”
Sevgili babacığım ne çok şiir yazmadın Uyanmasın acılar, düşler ürkmesin diye
Ben ki hayattan düştüm, kime çektimse böyle
Gelmeseydim dünyaya o kadar kırılmazdım
Bu yüzden seviyorum her şeyi ölesiye
Bilirsin sen kelimenin kelimeye ne ettiğini
Tutulmuş, verilmemiş sözleri nereye gittiğini
“Gitmekten ötesi yoktur, gitmekten ötesi yol.”
“Söz gönüle çökünce ağıt yakarlar.”
“İnsan hep geriye doğru ağlarmış
Yokmuş çünkü kalbin bir adım ötesi.”
Hani nasıl denir, gidip de dönülmeyen yerlere
Soğuyan düşmanlıklara, unutulan pişmanlıklara.
Daldan dala seken kuş seslerine
Bir de aklıma gelmişken söyleyeyim
Omzumda dünya dene tabut
Kendi toprağıyla yoğrulur gibi
Kendimiz yaşıyor ve kendiniz ölüyoruz
Bu dağılan sinema değil
Saçların hiç değil Sait
Gelişimizi gömdük toprağa
Bir cenazeden dönüyoruz.
Abartsaydım seni ben gökyüzünü öperdim.
İyisi mi sen beni yine de yanlış anla
Doğru anlaşılmaktan ne geçti ki elime
İnsan sinemaya gitmek için gelir dünyaya
Gitmek için gelir dünyaya insan, bağışlayın
Fert başına kaç acı düşüyor
Bu memlekette
Gözlerini aç ve dinle
Ne kadar acı var kendine ait
Ne kadar gözyaşı
Ölüm öcümüzdür bizim, nasıl olsa alınacak
Ben ki yazdıklarımdan öğrendim bunu
Yaşadıklarımı elimden kaçırınca
Biliyorum kabrim kalbim kadar derin olacak.
Ölürsem çok laf olur
Yeterince yaşamadığımı söyler birileri
Düştü nasibime bir kuru yaprak
Ateş olsam ilk kendimi yakardım
Ve ey yazılmamış şiirler
Sizi ben öldürdüm!
Üzülmem dedim, çünkü sürgündür üzünç
Laf olsun diye söylüyorum, şalgam da bir sudur
Google’dan mezun olan çocuklar bunu bilirler
Bildikleri tek dua yemek duası;
Yetim malını, kul hakkını, kardeş etini
Dünya bu ya; inanır insan her gördüğüne
Görmediğim şeyleri sen yokken hayra yordum.
Sağ yanımda tahta beşik, sol yanımda musalla
Bir alıntı bütün yaşadıklarımız
Geçip giden günlerin defterinde
Biz mi geç kaldık, ölüler mi hızlı koşuyor ne
Her hayat tuvalinde bir annenin eli var
Üstümüze oturan o sıkıntı:
Ne giysek kefenmiş meğer
Gelmeseydim dünyaya o kadar kırılmazdım
Bu yüzden seviyorum her şeyi ölesiye
Abartsaydım seni ben gökyüzünü öperdim
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir