İçeriğe geç

Yalnızlıklar Kitap Alıntıları – Hasan Ali Toptaş

Hasan Ali Toptaş kitaplarından Yalnızlıklar kitap alıntıları sizlerle…

Yalnızlıklar Kitap Alıntıları

&“&”

&‘Gözün gördüğünü el, elin gördüğünü göz görmezmiş’
bilmiyordum.
Nesneler adama tasma takıp gülermiş,
bilmiyordum.
Bütün şarkılar aynı makamda okunur
ayrı makamda dinlenirmiş
· ve susmak da bir şarkıymış,
bilmiyordum.
Oysa her zamanki gibi
her şey dönüp dolaşıp insanda ölüyordu.
İnsan yalnızlığı arayan bir yalnızlıktır kimi zaman,
Ben sensizliği yalnızlık sanmıştım her keresinde . "
Ben yalnızlığı sensizlik sanmıştım her keresinde . "
Babalar , alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır . "
Yalnızlık , sizin size yokuşunuzdur . "
Yalnızlık , uçurumları giyinmektir biraz da . "
Yalnızlık , kendimizi alıp kaçtığımız dilsiz bir attır ; yelesi bakışlarımızda savrulur . "
Yalnızlık, uçurumları
giyinmektir biraz da.
Çocuklar büyüdükçe kirlenir zaten,
kirlendikçe büyür…
Gideceği adresi unutmuş mühürlü bir mektuptu
içimizin titreyişi…
Ansızın ölümü istemektir yalnızlık;
kendimizin kendimize sağırlığıdır…
Yalnızlık susturmaktır
kendi sesinle kendini…
İnsana en yakın yalnızlıktır insan…"
Gözün gördüğünü el,
Elin gördüğünü göz görmezmiş."
Bilmiyordum…
… Ve her şey uzaklığı kadar güzel. "
Ve susmak da bir şarkıymış,
Bilmiyordum.
Ben sensizliği yalnızlık sanmıştım her keresinde.
Yüzün gelirdi bir yerlerden bir ülke,
kokun gelirdi bir bahar
ve gülüşün gelirdi de bir düş gibi,
ille de kendini kendine vurmuşluğun gelirdi de;
ben hep şarkı sanırdım gökyüzünü
kim bilir kimin söylediği.
Issız teknelerle kıyılarıma koşardım hemen,
bakardım (bakmak uzanmaktır);
a·tlaslar yırtılırdı düşümün bir ucunda,
bir ucunda ben;
ve suların unuttuğu yunus hıçkırıkları vururdu alnıma,
dudaklarımdan tuz kervanları yiirürdü.
Kervanlar ki, birer seraptır harami günlüğünde.
Güzellik en meşru takıntıydı bir bakıma
ve nedense
çiçek denen ota takılıp kalmıştı.
Babalar, alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır.
Yalnızlık alıp karşına kendini,
öteki kendinlerle konuşmaktır.
Bakışmaktır, öteki kendinlerle;
dövüşmektir.
Kimi zaman da, öldürmektir
içlerinden sana en çok benzeyeni,
benzemiyor diye.

Yalnızlık, öldürmektir.

Ama, yalnızlığın kelimeleri yoktur.
O, bütün kelimelerden oluşmuş bir kelimedir.
“Yalnızlık alıp karşına kendini,
öteki kendinlerle konuşmaktır.
Bakışmaktır, öteki kendinlerle;
dövüşmektir.
Kimi zaman da, öldürmektir
içlerinden sana en çok benzeyeni,
benzemiyor diye.

Yalnızlık,öldürmektir.”

Yazılmamış kitaplardır ölüler
ve zamanın rafına kaldırılmış gümüşlerdir.
Onlar ki, bir yanlarını bırakırken bize,
bir yanımızı götürmüşlerdi
Babalar, alınlarımıza yazılmış yalnızlıklardır…
Kendimize çıkan pembe koridorlar meyve bahçelerini dolaşıyordu.
Ben yalnızlığı sensizlik sanmıştım her keresinde.
Ne, neyi, neyle örterse örtsün, her şeyin bir göstereni vardır.
Yalnızlığı gösterense her şeydir.
Ama, yalnızlığın kelimeleri yoktur.
O, bütün kelimelerden oluşmuş bir kelimedir.
Yalnızlık, sizin size yokuşunuzdur…
Yalnızlığın kelimesi yoktur.
Bütün kelimelerden oluşmuş bir kelimedir..
Yalnızlık alıp karşına kendini,
öteki kendinlerle konuşmaktır.
Bakışmaktır, öteki kendinlerle;
dövüşmektir.
Kimi zaman da, öldürmektir
içlerinden sana en çok benzeyeni,
benzemiyor diye.
Yalnızlık, uçurumları giyinmektir biraz da.
Yalnızlık bir uzaklıktır yakınımızda…
Ben ninemi yalnızlık sanmıştım bir keresinde..
Görmek, inanmanın en geniş kapısıydı… "
Yalnızlık, kendimizi alıp kaçtığımız dilsiz bir attır.
Yelesi bakışlarımız da savrulur hep,
Nal sesleri duruşumuzda…"
Yalnızlık alıp karşına kendini,
öteki kendinlerle konuşmaktır.
Bakışmaktır, öteki kendinlerle;
dövüşmektir.
Kimi zaman da, öldürmektir
içlerinden sana en çok benzeyeni,
benzemiyor diye.

Yalnızlık, öldürmektir.

ve benim gözlerim gördüklerimden yaratılmıştı
o yıllarda,
ellerim dokunduklarımdan.
Dilimi sormayın,
konuşamadıklarımdandı
ve kanlı bir kitap gibi yatıyordu ağzımda.
Yalnızlık postacıların taşıdığı yüktür çoğu kez, birikir kalem uçlarında, kağıtlarda, zarflarda.
Bakışlarda birikir, susuşlarda, bekleyişlerde, kapılarda
ve birikim yüktür her zaman,
yalnızlık bir yükün ağırlığıdır.
Yorgunluğumuzu o nesnenin kucağından o nesnenin kucağına gezdirirken, yürür ya da koşarken, çoşarken ya da deli dolu yaşarken
ansızın ölümü istemektir yalnızlık; kendimizin kendimize sağırlığıdır.
Ve
her terekede bir yalnızlık vardır
sulh hakimlerinin göremediği…
¶¶

ve susmak da bir şarkıymış

¶¶

¶¶

Gece, gündüz sizinle gezer; yalnızlık.

¶¶

Bu vahşi coğrafyanın dinginliğinde keskin bir rüzgâr gibi geçiyor kelimeler içimizden, içinizden…
Üstelik Yalnızlıklar, şiir değilse nedir; kimse bilmiyor.
Ben ninemi yalnızlık sanmıştım bir keresinde.
Anlardım ki, insan bir başkasındaki kendini okur; ve okunanlar yalnızlıktır.
Yalnızlık hadi gidelim’dir çoğu kez, hadi n’olursun.
Coşarken ya da deli dolu yaşarken
Ansızın ölümü istemektir yalnızlık
Kendimizin kendimize sağırlığıdır."
Ben sensizliği yalnızlık sanmıştım her keresinde

Çıldırıp dağlarıma çıkıyordum ben;
dağlarım sendin."
Babalar alınlarımıza
yazılmış yalnızlıklardır
Her şey bir yalnızlık giydirir sırtımıza geçip giderken…"
Yalnızlık hadi gidelim’dir çoğu kez, hadi n’olursun."
Hiç kuşkusuz, dünya ölülerle ağırdır;
ve yeryüzü onlarla kalabalık..
Yalnızlık alıp karşına kendini, öteki kendinle konuşmaktır.
¶¶

Gözlerimizi uzaklıklar değil ki, yalnız
göze alamadığımız yakınlıklar da acıtır.

¶¶

ve romanları daha da çok büyük bir iştahla
okur, okurdum da,
hep sen kalırdın aklımda.
Sen kalırdın senden de büyük.
Ben sensizliği yalnızlık sanmıştım her keresinde.
ansızın ölümü istemektir yalnızlık..
Babalar ki, yalnızlığın en uzun tarihidir,
içlerinden gelip geçtiğimiz..
İnsanlardan oluşmuş acı bir dumandır
yalnızlık;
yamandır.
Yalnızlık, sizin size yokuşunuzdur..
Yalnızlık alıp karşına kendini,
öteki kendinlerle konuşmaktır.
Bakışmaktır, öteki kendinlerle;
dövüşmektir.
Kimi zaman da, öldürmektir
içlerinden sana en çok benzeyeni,
benzemiyor diye.
Yalnızlık, öldürmektir.
Ve yalnızlık, yalnız bir çobandır
çobanların bakışında
zamanı güden.
Yalnızlık biraz da şaşırmaktır şaşamadıklarımıza.
Düşenler için yalnızlık,
durup dinlenmeden akan susuz bir nehirdir.
İnsan yapayalnız bir yalnızlıktır.
İnsan yalnızlığı arayan bir yalnızlıktır kimi zaman,
kimi zaman da korkar ondan,
hep kaçar.
Aşklar ki – ah şu aşklar,
yalnızlığımız kadardır.
Yalnızlık ki, birle bir olan dilsiz sulardır.
Ölümün yalnızlığı yoktur ama;
ölüm, bir başına yalnızlıktır.
Hangi yola koyulursak koyulalım, yalnızlık hep yoldadır.
Her yere ve her şeye ondan gidilir
ve ondan gelinir.
Yalnızlık, karanlığı çocukluğumuzdan kalmış bir çocuktur;
içimizin içinde oturup ihtiyarlığımızı yaşar.
Artık vazgeçmiştik tırnaklarımızı kesmekten göğe tutunmak için;
yalnızlık biraz da vazgeçmektir.
Ben sensizliği yalnızlık sanmıştım her keresinde.
(Yalnızlık bende bensizlikti oysa;
ya da bende birçok ben.)
Hiç kuşkusuz, dünya ölülerle ağırdır;
ve yeryüzü onlarla kalabalık.
Ölülerin dönüp dolaşıp bizde yaşamasıdır yalnızlık.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir