İçeriğe geç

Yalancı İlişkiler Kitap Alıntıları – Lev Tolstoy

Lev Tolstoy kitaplarından Yalancı İlişkiler kitap alıntıları sizlerle…

Yalancı İlişkiler Kitap Alıntıları

&“&”

Hayallerim, düşüncelerim ve dualarım burada, karanlıkta benimle birlikte yaşayan, yatağımın yanında uçan, tepemde duran canlı varlıklar gibi geliyordu.Ve her düşünce onun düşüncesi, her duygu onun duygusuydu. Bunun aşk olduğunu o zamanlar henüz bilmiyordum, bunun belki de hep böyle olacağını, bu duygunun karşılıksız verildiğini sanıyordum.
…Oysa o, o çılgın, fırtına istiyor,
Sanki huzur varmış gibi fırtınalarda!
Aynı yerde durmak, zamanın üzerimden nasıl geçip gittiğini hissetmek değil. İlerlemek istiyorum.
Kötü bir insan olarak yaşamak ne kadar zor, herkesi sevmek ve sevilmek ne kadar basit geliyordu.
Bir daha asla geri gelmeyecek altın değerindeki zamanı niye kaybediyor?
Çevremdeki her şey çocukluğumdan beri sessiz, sakindi, aynı şeylerin ses çıkarmaya başlaması ve birbiriyle yarışır gibi mutlulukla doldurarak ruhuma girmek istemesi için sadece onun gelmesi yetmişti.
O hayatımda hiçbir şeyi değiştirmeden, her anıya, her izlenime kendinden başka hiçbir şey katmadan sevinçlerle dolu koca bir yaşam açmıştı önümde.
Önceden sadece can sıkıntımı dağıtmak için okuduğum kitaplar birdenbire hayatta en büyük mutluluklarımdan biri olmuştu.
O zamanki düşüncelerimin, o zamanki duygularımın hiçbiri benim düşüncelerim, benim duygularım değil, bir anda bana ait olmuş, benim hayatıma geçmiş ve hayatımı aydınlatmış onun düşünceleri ve duygularıydı.
Bilmediği şey iç dünyamdı, ruhumdu.
Mutlu olmak için yaşamak gerektiğini ve gelecekte pek çok mutlulukla karşılaşacağımı çok basit ve açık bir şekilde görüyordum.
”görünürde ben de değişmedim ama içimde ne sevgi ne de sevmek isteği kaldı.”
Benim bütün istediğim, hayat oyunu oynamak değil, hayatın kendisini yaşamak."
Geriye getiremediğim geçmişi
içim sızlayarak anımsayıp, geleceği korkuyla düşünerek, öylece uzun süre oturdum."
Sonradan pişman olmamak için şimdiden hazırlanabileceğiniz koca bir hayat var önünüzde.
Kafamda hiçbir düşünce, içimde hiçbir istek olmadan gölge gibi dolaştığım bir gün.
“Bana lazım olan mücadele etmekti, bu değil; bana lazım olan yaşamın duygularımızı yönlendirmesi değil, yaşamda duyguların bizi yönlendirmesiydi.”
“Anılar, umutlar, mutluluk ve hüzün içimde tek bir ağırbaşlı ve hoş duygu halinde birleşiyordu.”
“Bana soru sorarken gözlerimin içine bakıyor ve bakışı istediği düşünceyi içimden çekip alıyordu. O zamanki düşüncelerimin, benim duygularım değil, bir anda bana ait olmuş, benim hayatıma geçmiş ve hayatımı aydınlatmış onun düşünceleri ve duygularıydı.”
Görünürde ben de değişmedim ama içimde ne sevgi ne de sevme isteği kaldı.."
”görünürde ben de değişmedim ama içimde ne sevgi ne de sevmek isteği kaldı.”
”görünürde ben de değişmedim ama içimde ne sevgi ne de sevmek isteği kaldı.”
görünürde ben de değişmedim ama içimde ne sevgi ne de sevmek isteği kaldı.
“Sen çok okuyordun, beni az seviyordun.”
“Hayattan roman çıkarmak en güzel şeydir.”
“Sanki kendi kendimle yalnızdım.”
Hayatın senin için bir anlamı yokken neden başkaları için yaşayasın ki?
Hayat devam etmeli, bir şeyler değişmeli bir hiçbir şey şimdikinden daha iyi olamaz.
Şu anki ruh halinizi bozmayın. Çünkü şu an ruhunuzda tüm müziklerin en tatlısı var.
Kim seni seviyorum" derse ya kendini kandırıyor dur ya da daha beteri başkalarını
Keşke bütün ömrümü verandada oturarak getirebilsem.
Geçirin o zaman.
Çok güzel olurdu ama hayat durmuyor.
Hayatın asıl amacı mutluluktu ve ileride çok mutlu olacağıma söz verdim.
Aşk hikayem sona erdi; eski duygularım değerli, geri dönüşü olmayan bir anı oldu.
Seni yeni tanıdığımda gecelerimi nasıl seni düşünerek uykusuz geçirdiysem, kendi kendime bir aşk yaratıp bu aşkı yüreğimde nasıl büyüttükçe büyüttüysem..
İkimiz de bizi ayıran uçurumun nerede olduğunu sanki hissediyor ve bu uçuruma yaklaşmaya korkuyorduk.
A! Kocanın otoritesi böyle oluyormuş demek .-diye düşündüm- Hiçbir suçu olmayan bir kadının kalbini kırmak ve aşağılamakmış.
Sadece canım sıkılıyor ve sıkılmasın istiyorum.
“Ben yalnız senin sayende yaşayabilirim.”
“İstiyordum ki hayatımız hislerimize bağlı olsun, hissimiz hayatımıza değil.”
Endişelerin bize her zaman acı ve keder verdiğini biliyorum, bunu yaşadım ve öğrendim.
“Şimdi sizin kalbinizdeki ahenk o kadar güzeldir ki dünyadaki musikilerin hepsine tercih edilebilir.”
“Herkesi sevmek ve onlar tarafından sevilmek ne kadar kolay ve halbuki kötü olmak ne kadar güç görünüyordu.”
”Görünürde ben de değişmedim ama içimde ne sevgi ne de sevmek isteği kaldı.”
görünürde ben de değişmedim ama içimde ne sevgi ne de sevmek isteği kaldı.
”görünürde ben de değişmedim ama içimde ne sevgi ne de sevmek isteği kaldı.”
“Vücudumun güzelliğini göstermektense manevi güzelliğimi göstermeyi tercih ediyordum.”
“Yalnızlığa tahammül etmeyi bilmemek çok kötüdür.”
“Görünürde ben de değişmedim ama içimde ne sevgi ne de sevmek isteği kaldı.”
Görünürde ben de değişmedim ama icimde ne sevgi ne de sevmek istegi kaldı."
Ben çok şey gördüm geçirdim ve galiba mutluluk için neyin gerekli olduğunu buldum.
Kötü bir insan olmak ne kadar zor, herkesi sevmek ve sevilmek ne kadar basit geliyordu.
Sizi seviyorum" sözlerini ciddi bir ifadeyle söyleyen insanlar ya kendilerini kandırıyorlardır ya da daha kötüsü, başkalarını kandırıyorlardır.
Mutluysam benim suçum ne? Ama mutluluğumu nasıl paylaşayım? Kendimi ve tüm mutluluğumu kime, nasıl vereyim?
Hayatta tartışılmaz tek bir mutluluk olduğunu, onun da bir başkası için yaşamak olduğunu boşuna söylemiyorlardı.
Önceden sadece can sıkıntımı dağıtmak için okuduğum kitaplar birdenbire hayatta en büyük mutluluklarımdan biri olmuştu.
Dipnot: Kaynaklarda geçtiğine göre doğuştan görme engelli bir kız çocuğunun “Ay ışığını hiç görmedim” demesi üzerine Beethoven etkilenerek bu besteyi doğaçlama olarak o an ortaya koymuştur.
Bu gece hiç uyumadım. Ömrümde ilk defa olarak güneşin doğuşunu gördüm. Bundan sonra ne böyle bir gece ne de bir sabah göremedim.
Eğer bahtiyarsam da bunda benim ne kabahatim var? Kendimi ve bu bahtiyarlağımı nasıl kime vereyim?…
Dünyada yalnız bir mutluluk varsa o da başkaları için yaşamaktır.
Gerçekten de şimdi bana öyle geliyor ki bu sıkıntı geçecektir. Geçmiştir bile. Hiç mevcut olmamıştır bile.
Neden başkası için yaşayacaksın ki ? Kendin için bile yaşamak istemezken hem de.
Le mieux est l’ennemi du bien.

Əla yaxşının düşmənidir.

Mənə elə gəlir ki, Mən sizi sevirəm" sözlərini təntənəli bir şəkildə ifadə edən adamlar ya özlərini aldadırlar, ya da daha pis, başqalarını aldadırlar.
Bana lazım olan mücadele etmekti, bu değil; bana lazım olan yaşamın duygularımızı yönlendirmesi değil, yaşamda duyguların bizi yönlendirmesiydi."
…bırakın benimle baş başa kalma fırsatı aramayı, böyle fırsatlardan kaçıyordu. Sanki içindeki son derece büyük ve zararlı sevgiye teslim olmaktan korkuyordu."
Sözü uzatıp da başını yormak istemem yavrum…Şu kulağına küpe olmalı ki, en uygun zaman ne dündür ne de yarın, bu zaman, içinde yaşadığın zamandır. Neden mi? Bizler ancak o zaman kendi kendimizin efendisi oluruz da ondan…
Kendime seni sevme iznini hiç vermemeliydim ya da basit bir şekilde sevmeliydim.
Hayata geri dönmek için hepinizin, özellikle de siz kadınların yaşamın tüm saçmalıklarını bizzat yaşamanız gerekir.
Sakinleştim, yine seviyorum, ama farklı bir sevgiyle.
Yağmur ıslatıyor diye yaprakları, otları kıskanıyorsun, ot olmak, yaprak olmak, yağmur olmak istiyorsun. Bense sadece onlara bakıp seviniyorum.
Gerçekleşmesi olanaksız hiçbir şey istemiyorum.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir