İçeriğe geç

Yakarıcılar Kitap Alıntıları – Euripides

Euripides kitaplarından Yakarıcılar kitap alıntıları sizlerle…

Yakarıcılar Kitap Alıntıları

&“&”

Korkunç fırtınalarda, hayvanlar kayalara, köleler tanrıların evine, kentler de diğer kentlere sığınır. Yeryüzünde mutluluklar sonsuza kadar devam etmez.
Zenginin yoksulluğu görüp etkilenmesi bilgeliktir.
Kentte yaşayanlar yöneticiler adaletli ve doğru olunca korunmuş olurlar.
Söyle tabii, bilge sözlerin çoğu kadınlardan gelmiştir.
Zavallı bahtsız kadınlar
Onların alınyazıları için sen yakınmamalısın.
Konuşmaktan kaçınırsan hiçbir şey yapamazsın
Bir ozan mutlu ise sevinç şarkıları üretir,
Eğer bunu hissetmemişse, kendileri de incinmişse, bu kişilerin başkalarını memnun etmesi olanaksızdır.
Niçin ölümlüler için şu olmuyor,
iki kez genç ve iki kez de yaşlı olunmuyor?
Bir evin içindebir şey iyi gitmiyorsa,
biraz düşündükten sonra düzeltiriz..
Başıboş bir bulut gibi
kötü rüzgarlar tarafından itekleniyorum..
Cesaret eğiticidir, bir bebek bile henüz öğrenmediği
şeyleri duymaya ve söylemeye çalışır.
Kişi iyi şeylerle uğraştıktan sonra
kötü biri olmaktan utanır.
Ey, yayı hakların ötesine gerenler ve adaletin tüm kötülüklerine
maruz kalan ölümlülerin ey akılsızları, ne dostlara ne de
gerekçelere ikna oluyorsunuz..
Şimdilik bazıları şanslıdır, bazıları da daha sonra şanslı olacaktır..
Ey akılsızlar, insanların kötülüklerini öğreniniz. Yaşamımız mücadele.
Savaş halkın oyuna sunulduğunda, kimse kendi felaketini düşünmüyor, hatta felaketin ötekileri vuracağına inanıyor..
Haklar varsa, zayıf olan, güçlüyü de yener..
Bir şehir için tirandan daha düşmanca bir şey yoktur, orada her şeyden önce ortak yasalar bulunmaz, yönetimi eline geçiren, yasayı da kendine göre tutar.
Beni öldüren çok ağır bir yük var.
gözlerimin önünde seni görüyor gibiyim…
Bu acı hiç dinmeyecek.
Ah, feryatlar! Yeter bu kadar olaylar,
yeter çektiğim acılar.
Hava artık ateşin külüyle yayılmış bulunuyor.
Gittiler. Artık yoklar. Ağlıyorum baba.
Gittiler.
ölümlüler için hangi felaket
evlatlarının öldüğünü görmekten daha ağırdır?
Erkeklerin ruhları daha katıdır, okşamada ise daha zayıftır.
Acı çeken biri olarak benim ne yapmam gerekir? Eve mi dönmek? Birçok evin arasında yalnızlık içinde yaşamımdaki yoksunluğa mı bakayım?
Sen öldüğün için, artık ruhum
da yeryüzünde olamaz.
ne ölülerden ne de yaşayanlardan sayılırım.
Ey zavallı ölümlüler, niçin mızraklarınızı tutuyor, birbirinizin ölümüne yol açıyorsunuz? Vazgeçin, kederi bırakıp, şehri huzur içinde tutun. Yaşamın rengi kısadır. Bunu da kederlerle değil, olabildiğince mutlu sürmek gerekir.
Ölülerin kanına bakmak acı verir.
Kişi iyi şeylerle uğraştıktan sonra
kötü biri olmaktan utanır. Cesaret
eğiticidir, bir bebek bile henüz öğrenmediği
şeyleri duymaya ve söylemeye çalışır.
Bir kimse iyi şeyler öğrenirse, yaşlandıkça
bunları korumayı sever. Bu yüzden
çocukları iyi eğitin.
Bana nefes verin.
Derin yas tutmak istiyorsan, kadınlarla gözyaşı dökersin.
Yaşamımız mücadele.
Vay vay! Bir tanrı yardım edince, kötüler,
daima mutlu olacaklarını sanarak sorumsuz davranırlar.
Gerçekten de ülkenin yöneticisinin halk olduğu yerde, gençlerin yurttaş olarak yetiştiği görülür.
zaman, kısa sürede derslerle daha etkin
öğretir.
Sen gerçekten adalete tapınırsın, haksızlığa hiç değer vermezsin, daima bahtsız yardıma koşarsın.
ebeveynlerin için ne yaparsan,
kendi çocuklarından da aynı şeyler gelir.
Yazık! Bahtsız kadınlar.
Suskun kalmayacağım, daha sonra şimdiki suskunluktan kendimi suçlu hissederim, susmakla kötü yaptığım için.
Benim de içimde bir şey oldu.
Yurttaşlar üç kısımdır: zenginler, işe yaramaz olanlar ve de daima daha fazlasını isteyenler.
yeryüzünün değişikliğine göre farklılaşıyoruz.
Yaptığım hatadan daha çok beni yıkıyorsun.
Yoksa büyük sözlerin anlamı yok mu?
Başarıyı taşımayı bilmiyorlar.
Çünkü sonunda dille söylenmeyen bir şey yoktur.
Yaşlı gözlerden yere acı gözyaşı akıyor.
Ölsem de, bu acıları unutsam.
Bilge oldukları için, kadınların her şeyi
erkekler aracılığıyla yapmaları icab eder.
…ölümlüler için hangi felaket
evlatlarının öldüğünü görmekten daha ağırdır?
Erdem, ölümlülere bir şey ifade etmez, eğer tanrı isteğinden yoksunsa.
Ölümlüler için hangi felaket, evlatlarının öldüğünü görmekten daha ağırdır?
Bir baba için hiçbir şey, kız evladından da hoş değildir.
Kutsal aşk, soylu canları temiz soluk gibi birleştirsin.
Ey zavallı ölümlüler!
Niçin birbirinizin ölümüne yol açıyorsunuz?
Cesaret, eğiticidir.
Her şey Tanrı’nın elindedir.
Bir şehir için bir tirandan daha düşmanca bir şey yoktur.
Ebeveynlerin için ne yaparsan,
Kendi çocuklarından da aynı şeyler gelir.
Ölsem de bu acıları unutsam…
Ah! Ah! Ölsem de, bu acıları unutsam.
O ki eliyle sakalımı, başımı okşar,
beni öperdi.
Ağlıyorum! Niçin ölümlüler için şu olmuyor,
iki kez genç ve iki kez de yaşlı olunmuyor?
Bir evin içinde bir şey iyi gitmiyorsa,
biraz düşündükten sonra düzeltiriz, yaşam süresi
böyle değil. Eğer iki kez genç ve iki kez yaşlı olabilseydik, eğer bir suç işlemiş olsaydık,
sahip olduğumuz ikinci hayatla düzeltebilirdik.
Çok perişan bir yaşam,
başıboş bir bulut gibi
kötü rüzgarlar tarafından itekleniyorum.
Yaşamımız mücadele.
Yaşam sürmek dışında,
biz bu bedene sahip değiliz.
Çünkü bir kimse yasaları doğru şekilde koruduğunda, kentleri insanlarıyla birlikte koruyacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir