Mustafa Kutlu kitaplarından Ya Tahammül Ya Sefer kitap alıntıları sizlerle…
Ya Tahammül Ya Sefer Kitap Alıntıları
Çilekeş Anadolu insanı. Onlara yardım elini uzatacaklardı, bütün güçleriyle onların uğrunda çalışacaklardı, memleketin yaşama zevkini bırakıp yaşatma aşkına gönül veren
Cihadımız fikir ve ruh cephesinde yapılacaktır. Mektebimiz ve devletimizle, hukukumuz ve ahlakımızla, ilmimiz ve sanatımızla bizim benliğimizin mimarı olacak güzide, fedâkar bir zümrenin mektepleşmesi zamanı gelmiştir. Siyaset, ticaret, şöhret ve muvaffakiyetlerle gündelik hareket endişelerinden çok uzaklarda çalışan, sanki hayatımızın mâverasında hazırlıklarını yapan bir hareket ordusunun fikir fedaileri bu davayı ancak başarabilir.
Evvela insana kıymet vermemiz lazımdır.
Gün bulutlu değil ve yalnızlık hükmetmiyor.
Duamız hayata uymak değil, hayatımızı Hakk’a uydurmaktır.
Devrimiz makina gıcırtısının ahlak ilahilerini susturduğu devirdir.
Ah bu rüzgar, bu üşüten yalnızlık
Geçmişi kurcalamak ziyan.
Ne kaçıp gitmek, ne ekip biçmek. Sefer de içimde tahammül de.
İşte bu saatleri seviyordu.
Serinliği, sessizliği, yıkanmış temizlenmiş, gelin gibi başını eğmiş gelincikleri.
Serinliği, sessizliği, yıkanmış temizlenmiş, gelin gibi başını eğmiş gelincikleri.
Sabahı beklemek öğleni, öğleni beklemek akşamı beklemek gibi bir ruh gevşekliğini doğurur.
Bizim hareketimiz, mesuliyet hareketidir: Davamız hayata uymak değil, hayatımızı Hakk’a uydurmaktır
Sizler davanın yılmaz erlerisiniz, bu dava sizlerin omzunda yükselecek.
Kuşlar da kederle uçar.
Bizim hareketimiz, mesuliyet hareketidir: Davamız hayata uymak değil, hayatımızı Hakk’a uydurmaktır
Sabahı beklemeyiniz dostum, geceden yola çıkınız. Olur ki uyuyakalırsınız.
Gece serindir, yapraklardan süzülen yel gözlerinizdeki yaşları kuruturken, ruhunuzda kainatın derin serinliğini taşıyarak sabaha doğru yürüyüp fecri başlatınız.
Gece serindir, yapraklardan süzülen yel gözlerinizdeki yaşları kuruturken, ruhunuzda kainatın derin serinliğini taşıyarak sabaha doğru yürüyüp fecri başlatınız.
Bir kere taviz verildi mi, asla çiğnenmemesi gereken unsurlar bir kere gözden çıkarıldı mı, kalbin aynası bir yerinden çizildi mi, kefareti büyük oluyor.
Geçmişi kurcalamak ziyan.
Durduğumuz noktada inançlarımızın eskidiğini yabancılaştığını hiç tecrübe etmediniz mi? En acı kayıp budur: Gerilemiş ruhların mütemadiyen tavizler vererek hayatla,zaruretle uyuşmaları
Kısa süren hafif bir yer sarsıntısı gibi gelip geçti ölüm.
Gökyüzü yeniden maviye boyandı. Korna sesleri yeniden duyuldu.
Gökyüzü yeniden maviye boyandı. Korna sesleri yeniden duyuldu.
Mazi daima mevcuttur. Kendimiz olarak yaşayabilmek için, onunla her an hesaplaşmaya ve anlaşmaya mecburuz.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Bahara karşı konulamaz ve çiçekler açar. Sarışın buklelerin savrulduğu, yeşil gözlerin derin ve mânalı bakışlarla süzüldüğü, ince ve anlamlı bir yüzün hatırlandığı zamanlar da gelecektir.
Evvela insana kıymet vermemiz lâzımdır.Kur’an-ı Kerim’in insanı eşref-i mahlûkat sayan hükmüne hürmetten başka kurtarıcı yolumuz yoktur. Aynı zamanda bir ahlak eğitimine kuvvetle başlamak lâzımdır. Devrimiz makina gıcırtısının ahlak ilahilerini susturduğu devirdir. Bizim ahlakımız hörmet, hizmet ve merhamet prensiplerini kendinde birleştiren aşk ahlakıdır.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Sabahı beklemeyiniz dostum, geceden yola çıkınız. Olur ki uyuyakalırsınız. Sırtınızdaki çıkında ebedi gayenin dürülmüş azıkları varsa ne mutlu size. Gece serindir, yapraklardan süzülen yel gözlerinizdeki yaşları kuruturken ruhunuzda kâinatın derin sessizliğini taşıyarak sabaha doğru yürüyüp fecri başlatınız.
Ne kaçıp gitmek, ne ekip biçmek,
Sefer de içimde, tahammül de.
Sefer de içimde, tahammül de.
Ama bir yol ve bir yoldaş. Ne tabiat parçası, ne çiftlik hayali. Ne kaçıp gitmek, ne ekip biçmek. Sefer de içimde, tahammül de.
Bizim hareketimiz, mesuliyet hareketidir:Davamız hayata uymak değil, hayatımızı Hakk’a uydurmaktır
Durduğumuz noktada inançlarımızın eskidiğini, yabancılaştığını hiç tecrübe etmediniz mi? En acı kayıp budur: Gerilemiş ruhların mütemadiyen tavizler vererek hayatla, zaruretle uyuşmaları
Memleket kendisine sahip çıkacak, bu çilekeş insanları tutup kaldıracak, şu çorak toprakları yeşertecek nesillere muhtaçtı.
“İnsanlar ölür ve cenazeler kalkar.
Söyleyecek sözü olanlar için bu da bir vesiledir.”
Söyleyecek sözü olanlar için bu da bir vesiledir.”
Mazi daima mevcuttur. Kendimiz olarak yaşayabilmek için, onunla her an hesaplaşmaya ve anlaşmaya mecburuz.
Bir kere taviz verildi mi, asla çiğnenmemesi gereken unsurlar bir kere gözden çıkarıldı mı, kalbin aynası bir yerinden çizildi mi, kefareti büyük oluyor .. Çizikler çatlağa , çatlaklar uçurumlara ulaşıyor
Bir yol ve bir yoldaş . Ne tabiat parçası ne çiftlik hayali . Ne kaçıp gitmek , ne ekip biçmek . Sefer de içimde , tahammül de .
“Kabe’ye varıp toprağına yüz sürülmeli .”
Memleket kendisine sahip çıkacak, bu çilekeş insanları tutup kaldıracak, şu çorak toprakları yeşertecek nesillere muhtaçtı
Kısa süren hafif bir yer sarsıntısı gibi gelip geçti ölüm.
Kalbin aynası bir yerinden çizildi mi, kefareti büyük oluyor.
Ne tabiat parçası, ne çiftlik hayali. Ne kaçıp gitmek, ne ekip biçmek.
Sefer de içimde, tahammül de.
Sefer de içimde, tahammül de.
Ruhunda yanan ateşi her yana taşımak, gönülleri tu tuşturmak istemişti. Evet işe ruh cephesinden başla mıştı. Bütün kuvveti, varlığı ile çalışmıştı. Hakk’ı tu tup kaldırmayı gaye edinmişti.
Bizim hareketimiz,mesuliyet hareketidir:Davamız hayata uymak değil,hayatımızı Hakk’a uydurmaktır
Yüzüne gün değmemişti ; haremliği -selamlığı olan bir evde büyümüştü .
Saçının telini namahreme göstermemişti ..
Erzurum’un eksi ailelerinden.
Saçının telini namahreme göstermemişti ..
Erzurum’un eksi ailelerinden.
Devrimiz makina gıcırtısının ahlak ilahilerini susturduğu devirdir.
“Mazi daima mevcuttur. Kendimiz olarak yaşayabilmek için, onunla her an hesaplaşmaya ve anlaşmaya mecburuz.”
Bir kere taviz verildi mi, asla çiğnenmemesi gereken unsurlar bir kere gözden çıkarıldı mı, kalbin aynası bir yerinden çizildi mi, kefareti büyük oluyor.
Bizim hareketimiz , mesuliyet hareketidir :
Davamız hayata uymak değil , hayatımızı Hakk’a uydurmaktır
Davamız hayata uymak değil , hayatımızı Hakk’a uydurmaktır
Kısa süren hafif bir yer sarsıntısı gibi gelip geçti ölüm.
Gökyüzü yeniden maviye boyandı. Korna sesleri yeniden duyuldu.
Gökyüzü yeniden maviye boyandı. Korna sesleri yeniden duyuldu.
Artık gidiyor : Hakk’a varan bir yolu tutmuş .
Neslimizin nasipsizliği, aradığının ne olduğunu tanıtacak bir mürşide raslamayışı olmuştur
Davamız hayata uymak değil, hayatımızı Hakk’a uydurmaktır..
Başlangıçların ve sonuçların farkında mıyız?
Bahara karşı konulamaz ve çiçekler açar.
Bizim hareketimiz, mesuliyet hareketidir:
Davamız hayata uymak değil, hayatımızı Hakk’a uydurmaktır
Davamız hayata uymak değil, hayatımızı Hakk’a uydurmaktır
Davamız hayata uymak degil hayatımızı Hakka uydurmaktır
Geçmişi kurcalamak ziyan.
Bir kere taviz verildi mi, asla çiğnenmemesi gereken unsurlar bir kere gözden çıkarıldı mı, kefareti büyük oluyor.
Bizim hareketimiz, mesuliyet hareketidir: Davamız hayata uymak değil, hayatımızı Hakk’a uydurmaktır
Ne kaçıp gitmek, ne ekip biçmek. Sefer de içimde, tahammül de.