İçeriğe geç

Warrior of the Light Kitap Alıntıları – Paulo Coelho

Paulo Coelho kitaplarından Warrior of the Light kitap alıntıları sizlerle…

Warrior of the Light Kitap Alıntıları

&“&”

Bağışlamak, her şeyi kabullenmek değildir.
Çünkü aşkta ve savaşta" her şeyi önceden görebilmek olanaksızdır.
Bütün yaşadıklarıma rağmen karşıma çıkan güçlüklerden pişman değilim, çünkü onlar beni ulaşmak istediğim yere getirdiler.
Savaşçı güneşin batışını izlerken neşelenmiyorsa yanlış giden bir şeyler var demektir.
Eski Arap atasözünün dediği gibi :
“ Allah ağacın meyvelerine bakar, köklerine değil. “
“Başkalarının acılarına kayıtsız kalanlar, en acınacak kişilerdir.”
Işığın savaşçısı John Bunyan’dan bir bölüm anımsar;
“Bütün yaşadıklarıma rağmen karşıma çıkan güçlüklerinden pişman değilim, çünkü onlar beni ulaştırmak istediğim yere getirdiler. Şimdi bu kılıçtan başka bir şeyim yok ve onu, kendi haç yoluna devam etmek isteyen birine vermek istiyorum. Çarpışmaların izlerini ve yaralarını bedenimde taşıyorum; onlar benim acılarımın tanıkları ve ele geçirdiklerimin ödülleri.
Bunlar bana cennetin kapılarını açacak olan değerli izler yer ve yaralar. Kahramanlık öyküleri dinlediğim günler oldu. Yaşama ihtiyaç duyduğum için yaşadığım günlerde oldu. Ama şimdi savaşçı olduğum için yaşıyorum ve o günün birinde uğurunu bunca savaştım O’nun yanında olabilmek için.”
Işığın savaşçısı bazen şöyle düşünür: “ Ben bir şeyi yapmazsam, o şey yapılmadan kalır. “
İşin aslı böyle değildir: Harekete geçmelidir savaşçı, ancak evrenin de bir şeyler yapmasına fırsat vermelidir.
Yaşadığımız âna dikkatimizi daha fazla verebilmek için günleri ve saatleri düşünmekten vazgeçmeliyiz. (Laozi)
Başkalarının acılarına kayıtsız kalanlar, en acınacak kişilerdir.
Eğer bir savaşta ilerleme olmuyorsa düşmanla oturup ateşkes koşullarının görüşülmesi gerekir.
Aşkta ve savaşta her şeyi önceden görebilmek olanaksızdır.
Savaşçı için, daha iyi" ya da "daha kötü" diye bir şey yoktur; herkes kendi yolunun gerektirdiği yeteneklere sahiptir.
Bir savaşçı, başkalarının kendisine biçtiği rolü oynamaya çalışarak zaman yitirmez.
“Savaşçının da anıları vardır ama o yararlıyı yararsızdan ayırmayı bilir; duygusal çöplerden kurtulur.”
“Ve ışığın savaşçıları, kabul edilemez olanı asla kabul etmezler.”
“Her yenilgi için alacak hanesine iki yengi yazılmıştır. Bütün inananlar bilir bunu.”
“Çünkü savaşçı, korkuyu motor olarak kullanır, fren olarak değil.
“Bazen atışın hedefi bulmamasına neden olan şey, okçunun aşırıya kaçan arzusudur.”
“Sevgi biriktirmek şans getirir, nefret biriktirmekse felaket.”
“Ancak, ışığın savaşçısı bir işe girişirse sonuna kadar yolundan dönmez.”
“Bir savaşçı, başkalarının kendisine biçtiği rolü oynamaya çalışarak zaman yitirmez.”
&”Duygu çöpü&” diye bir şey vardır; zihnin makineleri üretir onu. Bu çöp, çoktan biten ve artık bir işe yaramayan acılardan oluşur. Geçmişte önem taşıyan ama şimdi hiçbir anlamı kalmayan önlemlerden oluşur…
Işığın savaşçısı, bazı anların yinelediğini bilir.
Aynı sorunların, aynı durumların durmadan karşısına çıktığını görür; bu durumların yinelediğini görünce karamsarlığa kapılır, hayatta başarılı olamadığını düşünür.
“Bütün bunları daha önce de yaşadım.” der yüreğine.
“Evet, sen bunları daha önce de yaşadın,” der yüreği ona. “Ama daha ötesine geçmedin. “
O zaman savaşçı, bu yinelenen deneyimlerin bir tek amacı olduğunu anlar: öğrenmek istemediği şeyi kendisine öğretmek.
Hiçbir yeni, önemli hareket, alışıldık bir şeyle başlamamıştır.
Kutsal bir metne dokunmak her şeyden önce bir risktir. Ona inanmayı değil onu samimi olarak anlamayı istediğimizde karşımızda koca bir tari- hin yükünü buluruz. Tarih boyunca insanların kitabı taşıdığı gibi, kitap da insanı taşıdığından, bu yük hem kitabın kendisine hem de onu anlamak isteyene aittir.
Yaz: Işığın savaşçısı için bir çocuğun gözleri çok değerlidir, çünkü o gözler dünyaya acısız bakabilirler. Işığın savaşçısı, yanındaki insana güvenip güvenemeyeceğini anlamak isterse o kişiye bir çocuğun gözleriyle bakmaya çalışır.
-Işığın savaşçısı ne demek?
Işığın savaşçısı, hayatın mucizesini anlamayı başaran biridir, inandığı şey için sonuna kadar savaşabilen ve denizin dibinde dalgaların harekete geçirdiği çanların sesini duyabilen biridir.
Ve o, pişmanlıktan ölüneceğini bilir :
Pişmanlık yanlış bir işi yapmış olanın ruhunu kemirir sonunda onu intihara götürür..:
Başkalarının acılarına kayıtsız kalanlar, en acınıcak kişilerdir..
Şu eski Arap atasözünün dediği gibi :
&” Allah ağacın meyvelerine bakar, köklerine değil. &”
yalnızlığı göğüs zırhı olarak kullan.
Ancak ışığın savaşçısı bir işe girişirSE sonuna kadar yolundan dönmez.
“Başkalarının acılarına kayıtsız kalanlar, en acınacak kişilerdir.”
Terk edilmiş çocuklar var, kıyıma uğrayan siviller, suçsuz yere hapse atılanlar, yalnız kalmış yaşlılar, sokaklarda sarhoşlar, iktidarda deliler..
Tüm yaşamı boyunca sevgiye hasret kalmıştı. Doğası sevgiye açtı. Varlığının en temel arzusuydu bu. Buna rağmen hayatını onsuz sürdürmüş, sonucunda da katılaşmıştı. Sevgiye ihtiyaç duyduğunu bilmezdi. Şimdi de bunu bilmiyordu. Bildiği şey sadece, sevgiyle hareket eden insanların onda bir heyecan uyandırdığıydı. Sevginin inceliklerini, yüce ve olağanüstü olduğunu düşündü.
Sevgi biriktirmek şans getirir,nefret biriktirmekse felaket.sorunları teşhis edemeyen kişi,kapıyı trajedilerin girmesi için açık bırakmış sayılır.
Yolun ortasında duran kalabalık bir
grup, Cennet’e girişi engellemektedir. Bağnaz olan sorar: Bu günahkârlar burada ne yapı
yorlar?" Ahlakçı, haykırır: "Fahişe,ziyafete katılmak istiyor!"Toplumsal değerlerin bekçisi bağırır: "Zina yapan kadın günaha girmiştir, nasıl bağışlanabilir?"
Tövbekar olan, üstünü başını paralar: "Kör bir adamı neden tedavi edersinki Hastalığından
başka bir şey umurunda değil onun, üstelik sana teşekkür bile etmiyor." Zahit, itiraz eder:"Bu kadının senin saçlarına pahalı yağları dökmesine izin veriyorsun! Neden o
yağı satıp yiyecek satın almıyor?"
İsa, gülümser ve kapıyı açar.
İletişim çatışmalarının bir başka kaynağının ise “İlişki Tükenmişliği” olduğu düşünülmektedir. Uzun süre devam eden çatışmalardan sonra karşınızdaki kişiyle anlaşamadığınızı fark edersiniz. İlk tanıştığınızda ilişkiniz ne kadar renkli ve eğlenceliydi. Daha sonra eleştiriler, küçümsemeler arttıkça ilişki tükenmişliği ortaya çıkar. İlişkiden dolayı kişi kendisini yorgun, tükenmiş, çaresiz, yalnız hisseder. Bu durum aile ya da romantik ilişkilerde sıkça rastlanır. Sorunlu ebeveyni ile uzun süre iletişim kuran kişiler bir zaman sonra tükenmeye başlar. Romantik ilişkilerde ise tükenmişlik ayrılıklarla sonuçlanır.
Ne kadar küçük olursa olsun bir
diken, yolcuyu durdurabilir. Minicik, gözle görülemeyen bir hücre sağlıklı bir organizmayı
mahvedebilir. Geçmişte duyulan korkunun anısı insanın içinde o korkuyu her sabah yeniden doğurabilir. Saniyenin onda biri kadar
bir zaman, düşmanın öldürücü darbeyi indirmesine olanak sağlayabilir.
İnsanların yüzündeki ifadesiz maskenin gerisinde sıcacık bir yüreğin bulunduğunu bilir.
Sevgi biriktirmek şans getirir, nefret biriktirmekse felaket.
Kalbinizi açmak için, kendinizi değişime açmalısınız. Görü- nürde sağlam dünyada yaşayın, onunla dans edin, meşgul olun, eksiksiz yaşayın, bütünüyle sevin ama yine de bunun geçici ol- duğunu ve sonuçta tüm formların çözülüp değiştiğini bilin.
Işığın savaşçısı, gerçekten güvenebileceği şeyi kurmaya bakar. Şu üç şeyin her zaman kendisiyle birlikte olmasına dikkat eder: inanç, umut, sevgi . Bu üç şeye sahipse ilerlemekten korkmaz.
Işığın savaşçısı, şükran duyacağı pek çok şey bulunduğunu bilir.
Işığın savaşçısı, hayatın mucizesini anlamayı başaran biridir, inandığı şey için sonuna kadar savaşabilen ve denizin dibinde dalgaların harekete geçirdiği çanların sesini duyabilen biridir.
Öyle anlar gelir ki hayat onu krizin içine iter. Sevdiği şeylerden ayrı düşmüştür. İşte o zaman düşünmeye başlar savaşçı (…) sevdiklerinden ayrı düşmesi yolunun bir parçasıysa kabullenir bunu.
Bugüne kadar milyonlarca insan pes etti. Öfkelenmiyorlar, ağlamıyorlar. Yalnızca zamanın geçmesini bekliyorlar. Sense üzgünsün. Bu da senin ruhunun daha canlı olduğunu kanıtlar.
İşte bu yüzden ışığın savaşçısıdırlar. Hata yaptıkları için, kendilerine soru sordukları için, bir neden aradıkları için, ve onu kesinlikle bulacakları için.
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Hem savaşta hem aşkta önceden görmek olanaksızdır.
Dövüşürken şunun farkına varır: Kazanmak için yalnızca heyecan ve eğitim yeterli değildir; önemli olan deneyimdir.
Işığın savaşçısı, yüreğinin sessizliğinde kendisine yol gösterecek bir ses duyacağını bilir
Öğüt istemek tehlikelidir. Daha da tehlikeli olan öğüt vermektir. Savaşçı yardıma ihtiyaç duyarsa arkadaşlarının kendi sorunlarını nasıl çözümleyip çözümleyemediklerine bakar
Savaşçı, kaplanın sırtlandan korkmamasının nedeninin kendi gücünün farkında olmasından kaynaklandığını bilir
Bazı kişiler pes etmez. Savaşçıyı rahatsız etmek için ellerinden geleni yapar, kışkırtır, hakaret ederler. O noktada savaşçının yüreği şöyle der..
Bu hakaretlere karşılık verme, bunlar senin gücüne güç katmaz. Kendini gereksiz yere yormuş olursun "
Işığın savaşçısı bunlarla zamanını boşa harcamaz çünkü onun gerçekleştirmesi gereken bir yazgısı vardır
Işığın savaşçısı, artık devam edemeyeceğini anlarsa dövüşmekten vazgeçer ama budalalık yaptım diye kendini asla suçlamaz
Devrim yavaş yavaş yerleşir
Savaşçı meyveyi asla hamken koparmaz .
İnsanın harekete geçmesi gereken ve kabullenmesi gereken anlar vardır. Savaşçı bu ikisini birbirinden ayırt etmeyi bilir.
Işığın savaşçısı yüreğinin sessizliğinde, kendine yol gösterecek bir ses duyacağını bilir.
Bir savaşçı, başkalarının kendisine biçtiği rolü oynamaya çalışarak zaman yitirmez.
“İnsanlara yaklaşmaktan çok mu korkuyordum? Biri bana sevgi gösterdi de ben mi fark etmedim?”
Geçmişteki acılar, savaşçının gücüdür.
Işığın savaşçısı bilgedir; yenilgilerinden söz etmez.
Bir savaşçı, ihtiyacı olan şeyi ararken asla korkuya baş eğmez. Sevgisiz bir hiçtir o.
Devrim yavaş yavaş yerleşir.
Savaşçı meyveyi asla hamken koparmaz.
ışığın savaşçısı yalnızlıktan yararlanır, ama yalnızlığın kendisinden yararlanmasına izin vermez.
Hayatının sonuna kadar, yaşadığın güçlüklerden doğan iyi şeyleri aklında tut. Bunlar senin ustalığının kanıtı olacak ve başka engellerle karşılaştığında sana güven aşılayacaktır.
“Budalaya bin tane akıl sunabilirsin, ama o seninkinden başkasını istemez,” der, bir Arap atasözü.
“Maneviyat yolundaki en önemli nitelik cesarettir,” demişti Gandi.
Başka insanlar bizim için mükemmel bir aynadır.
Geçmişteki acılar , savaşçının gücüdür
Hiç kimse tam olarak iyi ya da kötü değildir.
Pişmanlık, yanlış bir iş yapmış olanın ruhunu kemirir ve sonunda onu intihara götürür.
Aşırı kaygılanmak, sonunda hayatın bütün neşesini silip atar.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir