İçeriğe geç

Waldemar Hansen’in Ani Ölümü Kitap Alıntıları – Carlos Maria Dominguez

Carlos Maria Dominguez kitaplarından Waldemar Hansen’in Ani Ölümü kitap alıntıları sizlerle…

Waldemar Hansen’in Ani Ölümü Kitap Alıntıları

ancak insanoğlu kendi eylemliliklerinin birçoğunun sonunu görür, geçmiş ondan çekip alınamaz ve hiçbir şey onun ektiğini biçmesinin önüne geçemez.
Bir dostu, basit jestlerin karmaşıklığında tanırız.
Yaşamıyla ilgili çok az konuşan biriydi, beni de zaten iyi bir sohbet ilgilendiriyordu çünkü bunu yapabilecek birini bulmak hiç de kolay değildi.
Kendisini bir felaketmiş gibi gördüğünde, sadece kendine güven, derdi, en çok da gerçek bir felakete imza attığında, çünkü kimse senin hayatın için kılını bile kıpırdatmayacak.
Dünya bir deliler dağı.
Neden zirvesine çıkmak istiyorsun ki?
Bir dostu, basit jestlerin karmaşıklığında tanırız.
Geçmişte olan hala var olmaya devam ediyor. Yaşam, anılardan ibarettir.
Var olmayan, sadece vuku bulmamış olandır.
Bir şeyde bir mutluluk buldular mı geri kalandan rahatsızlık duyarlar, onlara küçük, aptalca gelir. Ama hayat aptalcadır zaten, gürültüyle ve öyle tek bir hat üstünde falan çözülmeyecek alelade meselelerle doludur.
Sadece solucanlar parçalara bölünebilir ve o şekilde yaşamaya devam edebilir;ancak insanoğlu kendi eylemliliklerinin birçoğunun sonunu görür,geçmiş ondan çekip alınamaz ve hiçbir şey onun ektiğini biçmesinin önüne geçemez.
Herkesin ailevi bir cehennemi var, ben de bir istisna sayılmam.
Ama hayat aptalcadır zaten, gürültüyle ve öyle tek bir hat üstünde falan çözülemeyecek alelade meselelerle doludur.
Bir şeyde bir mutluluk buldular mı geri kalandan rahatsızlık duyarlar, onlara küçük, aptalca gelir. Ama hayat aptalcadır zaten, gürültüyle ve öyle tek bir hat üstünde falan çözülmeyecek alelade meselelerle doludur.

#biryudumkitap

Bir şeyde bir mutluluk buldular mı geri kalandan rahatsızlık duyarlar, onlara küçük, aptalca gelir. Ama hayat aptalcadır zaten, gürültüyle ve öyle tek bir hat üstünde falan çözülmeyecek alelade meselelerle doludur.
dolayısıyla zevkleri etrafında inşa ettiği bu dünyada kendini korumaya çalışıyordu.
Bakın, her tarafa sıçrayan bir intihar bu.
Walli içine kapanık biriydi ve sevimli görünmek için yeterli zekâya sahipti. Ancak sevimli insanların gizlediği o denli çok şey vardır ki hayretler içinde kalırsınız.
Kıskançtı.”
Güvensizdi.
Kırılan herşey sağlamından daha çok şey öğretir.Bu bilimsel bir deney veya herhangi bir kuram içinde geçerlidir.Mesela bir proton normalde bize sadece yükü ve kütlesi hakkında bilgi verir.Ama herhangi bir hızlandırıcıda çarpıştırılıp parçalara ayrılan bir proton ,bize bu yükü veya kütleyi nasıl kazandığı hakkında daha detaylı bilgi verir.Yada nöroloji için konuşucak olursak sağlam bir insan beyni bize içindeki hangi kısmın ne işe yaradığı konusunda pek az bilgi verir.Ama nezaman ki bu beynin bir kısmı hasar görür ve bu hasar sonucu kişi bazı duyuşsal yeteneklerini kaybeder.İşte o zaman beynin yapısına dair daha detaylı bilgiye sahip oluruz.Yada biyoloji içinde durum farklı değildir.Mesela tasarımlarında belli hatalara sahip canlılar görmemiz onların varoluşlarını oluşturan mekanizmalar hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmamıza yararlar.Aynısı bilimsel kuramlar içinde geçerlidir.Mesela eski insanlar ısıyı,maddenin hareketi olarak değilde maddeden dışarı çıkan birşey olarak düşünüyorlardı.Ve sonra birgün kalayı ısıttıklarında yanan kalay, metal kirecine dönüşüyordu.Ama ilginç bir şekilde yanmadan önceki halinden daha ağır oluyordu.Ve o dönemin bilim insanları bu nasıl olabilir diye düşündüler.Eğer ısı maddenin yanınca dışarıya attığı bir fazlalıksa o zaman bu maddenin yanınca daha hafif olması lazım.Yani bu tarz deneysel bir çatlak o dönemin bilim insanlarına sahip oldukları ısı kuramının yanlışlığı hakkında daha detaylı bilgi verdi.Sosyoloji içinde durum pek farklı değildir.Mesela bir sistemin kendi içindeki çatlakları o sistemin işleyişi hakkında daha detaylı bilgi verir.Aynı bunun gibi insan ilişkilerinde de durum benzerdir.Mesela nezaman ki bir ilişki bozulur ozaman insanlar sahip oldukları gerçek kişilikler hakkında daha detaylı bilgi verirler.Yada konuya dair son bir örnek verecek olursak: Psikolojideki anormal insanlar olmasaydı bugün normal insanın psikolojisinin işleyişi hakkında bukadar detaylı bilgiye sahip olmazdık.Yani demem o ki örnekleri çoğaltmak mümkündür ama bu konunun ana fikrinin önemini arttırmayacaktır.Bu yüzden yazının başında dediğim şeyi tekrarlamakta fayda var:Kırılan herşey sağlamından daha çok şey öğretir!
Bir sene kadar birlikte yaşadık, ayrıldık, sonra barıştık. Ayrıldık. Tekrar barıştık. Onunla yaşamak kolay degil.
Ruhun iki eyleminden bahsediyorum. Ama artık kimse ruhtan bahsetmiyor, çünkü hata gibi görünüyor
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
Bir insanın ruhu ne kadar soylu ve cömertse, utanma duygusu da o kadar duyarlı olur.
Önceden herkes tanrılardan korkardı, şimdiyse paradan korkuluyor.
Otobüs ve tren camlarında rahatlıyor zihin.
Kendisini bir felaketmiş gibi gördüğünde, sadece kendine güven, derdi, en çok da gerçek bir felakete imza attığında, çünkü kimse senin hayatın için kılını bile kıpırdatmayacak.
Biliyor musunuz, kardeşim utanç içindeydi. Vahim bir hata işlediği için değil, bilakis, hiç öyle bir hata işlemediği için. Tek suçunun kendine karşı işlenmiş bir suç olması hiç şaşırtmıyor beni.
Sözlerini bir gülümsemeyle noktalamıştı ve ben daha önce bu gülümsemeyi, yaşamları harap olup gitmiş bazı tiplerde de görmüştüm : Ringde attığı hayatının aparkatını ayrıntılarıyla anlattıktan hemen sonra bir sarhoşta, Dario’nun uzun şiirlerini okuyan bir sekreterde ve çocuklardan nefret eden bir sihirbazda. Hepsi kısa bir süreliğine parlayıp sönüyordu.
Acılar neden dile getirilen her bir şeyden çok daha gerçek görünüyordu anlayabilmiş değilim hâlâ.
Sadece kendine güven, en çok da gerçek bir felakete imza attığında, çünkü kimse senin hayatın için kılını bile kıpırdatmayacak.
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
Sevgilim, aşk mutluluk verici bir şey değil. Hem şükür hem de çile var onda.
Dünya bir deliler dağı. Neden zirvesine çıkmak istiyorsun ki?
Yaşam, anılardan ibarettir. Var olmayan, sadece vuku bulmamış olandır.
Sanatın yerine mağazanın, sanatçının yerine işletme sahibinin, ustalığın yerine de eşyanın geçmesini anlamıyorum
Chesterton, insanın trajedisinin onun bütünlüğünde yattığını söylemişti. Sadece solucanlar parçalara bölünebilir ve o şekilde yaşamaya devam edebilir; ancak insanoğlu kendi eylemliliklerinin birçoğunun sonunu görür, geçmiş ondan çekip alınamaz ve hiçbir şey onun ektiğini biçmesinin önüne geçemez.
Kendisini bir felaketmiş gibi gördüğünde, sadece kendine güven, derdi, en çok da gerçek bir felakete imza attığında, çünkü kimse senin hayatın için kılını bile kıpırdatmayacak.
“Eğer sanatta kutsal olan bir şey varsa o da orjinal olandır.”
“Dünya bir deliler dağı. Neden zirvesine çıkmak istiyorsun ki?”
“Öyle bir boşluktu ki vertigoya yakalanmış hissiyatı veriyordu insana.”
“Herkes utanılası bir açgözlülükle dağılıyordu dört bir yana.”
“Geçmişte olan hala var olmaya devam ediyor.”
“Zayıflık yaşama arzusunun bir parçasıdır.”
“Sadece solucanlar parçalara bölünebilir ve o şekilde yaşamaya devam edebilir; ancak insanoğlu kendi eylemliliklerinin birçoğunun sonunu görür, geçmiş ondan çekip alınamaz ve hiçbir şey onun ektiğini biçmesinin önüne geçemez.”
“ Bir dostu, basit jestlerin karmaşıklığında tanırız, buna içki servisi sırasında sergilenen sıradan jestler de dahildir; ne var ki günün birinde acı, bize ölen bir kardeş üzerinden itirafta bulunur ve aynı acının suskunluk üzerinde bu denli yetkin oluşu şaşırtıverir bizleri.”
“Bu unutuldu çünkü rock artık bir gösteri olarak algılanmaya başladı. Ama o insanlar dua ediyordu.”
Bir keresinde, zayıflık yaşama arzusunun bir parçasıdır, demişti.
Kendini bir felaketmiş gibi gördüğünde, sadece kendine güven, derdi, en çok da gerçek bir felakete imza attığında, çünkü kimse senin hayatın için kılını bile kıpırdatmayacak.
Bir insanın ruhu ne kadar soylu ve cömertse
Utanma duygusu da o kadar duyarlı olur.
Robert Burton
Melankolinin Anatomisi
Hayat aptalcadır zaten, gürültüyle ve öyle tek bir hat üstünde falan çözülmeyecek alelade meselelerle doludur.
Sanatın yerine mağazanın, sanatçının yerine işletme sahibinin, ustalığın yerine de eşyanın geçmesini anlamıyorum.
İnsanoğlu kendi eylemliliklerinin birçoğunun sonunu görür, geçmiş ondan çekip alınamaz ve hiçbir şey onun ektiğini biçmesinin önüne geçemez.
Sanatın yerine mağazanın, sanatçının yerine işletme sahibinin, ustalığın yerine de eşyanın geçmesini anlamıyorum. Ve beni umutsuzluğa iten, tüm bunların bana yetmiyor oluşu.
Kendisi olmayı başaramayanlar hep çileden çıkarmıştır beni.
Sözcükler yalan söyler, çünkü doğruyu söylerler. Eğer doğruyu söylediklerine inanmamış olsak kimse kimseyi kandırıp aldatmazdı.
İnsan insanın geçmişini siliyor.
İnsanoğlu kendi eylemliliklerinin birçoğunun sonunu görür, geçmiş ondan çekip alınamaz ve hiçbir şey onun ektiğini biçmesinin önüne geçemez.
Her erkeğin kafasında yer değiştirmiş bir kadın vardır. Olmayan bir aşk, ya da olan, ama bir sebepten biten yahut daha sonrası için elde tutulan kadınla zaman kaybetmemek koşuluyla hâlâ olma ihtimali olan.
Kendisi olmayı başaramayanlar hep çileden çıkarmıştır beni.
Sevgilim, aşk mutluluk verici bir sey değil. Hem şükür hem de çile var onda.
Geçmişte olan hala var olmaya devam ediyor. Yaşam, anılardan ibarettir. Var olmayan, sadece vuku bulmamış olandır.
Günde beş saatten fazla uyuyamıyor
Yaşam, anılardan ibarettir. Var olmayan, sadece vuku bulmamış olandır.
Sadece solucanlar parçalara bölünebilir ve o şekilde yaşamaya devam edebilir; ancak insanoğlu kendi eylemliliklerinin birçoğunun sonunu görür geçmiş ondan çekip alınamaz ve hiçbir şey onun ektiğini biçmesinin önüne geçemez.
Bir keresinde az daha evlenmenin eşiğine gelmiş, ne var ki düğünden önce terk edilmişti; bu yüzden de bir daha aşk ile resmi kayıtları birbirine karıştırmaya kalkmadı.
Geçmişte olan hala var olmaya devam ediyor Yaşam, anılardan ibarettir. Var olmayan, sadece vukû bulmamıș olandır.
Önceden herkes tanrılardan korkardı, şimdiyse paradan korkuluyor.
Aşk mutluluk verici birşey değil. Hem şükür hem de çile var onda.
Bir dostum, insanlık tarihinin anayla oğulun tarihi olduğunu söylemişti, bütün meselelerin asıl büyük başlangıcıyla finali onlardı.
Eğer unutmak istiyorsanız, inşaat halindeki binalardan geçilmeyen, siyasi skandallara batmış, her yerde polis sirenlerinin duyulduğu, sonu gelmeyen arzularla oradan oraya hareket edip duran insanların bulunduğu bir kent, inanın çok daha iyidir.
Sanatın yerine mağazanın, sanatçının yerine işletme sahibinin, ustalığın yerine de eşyanın geçmesini anlamıyorum. Ve beni mutsuzluğa iten, tüm bunların bana yetmiyor oluşu.
Bir dostu, basit jestlerin karmaşıklığında tanırız.
Geçmişte olan hala var olmaya devam ediyor Yaşam, anılardan ibarettir. Var olmayan, sadece vukû bulmamıș olandır.
Geldik ve gözeneklerimizin açılıp kapanmasını kontrol etmek, zamanı ayarlamak, fantazileri gerçeklerden ayırmak gibi sorunlarla da gidiyoruz. Tüm bunlar olup biterken bir de yaşama belli bir niyet ve amaç kazandırmakla uğraşıyoruz, gerisi duyumların, etkileyici bir karmașıklığından başka bir şey değil.
Ruhun iki eyleminden bahsediyorum. Ama artık kimse ruhtan bahsetmiyor, çünkü hata gibi görünüyor.
Bir şeyde bir mutluluk buldular mı geri kalandan rahatsızlık duyarlar, onlara küçük, aptalca gelir. Ama hayat aptalcadır zaten, gürültüyle ve öyle tek bir hat üstünde falan çözülmeyecek alelade meselelerle doludur.
Acılar neden dile getirilen her bir şeyden çok daha gerçek görünüyordu anlayabilmiş değildim hâlâ.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir