İçeriğe geç

Varidat Kitap Alıntıları – Şeyh Bedrettin

Şeyh Bedrettin kitaplarından Varidat kitap alıntıları sizlerle…

Varidat Kitap Alıntıları

“Her şey O ve O, her şeydir.”
Levli benim,Kalem benim,arş ve kürsi ile diğerleri de ben-im.
Görünen dünyaya fani,görünmeyene(ahiret) baki denmiştir. İkisi de ezeli ve ebedidir. Ancak ahiret alemi için huriler,köşkler ve cennet benzetilmesi yapılmıştır. Bunlara verilen adlar takma adlardır.
Çünkü eksik,cahil ve kıt akıllılara GERÇEK bu vesile ile anlatılabilir.
Görülüyor ki sırf akla dayanıp ve onu düşünce ve görüşle oyalamak,gönlün amaca varmasını engeller ve konu aydınlanmaz.
Şunu bil ki, varoluş  ile yok oluş  ezelî ve
ebedîdir ve dünya ile âhiret ise izafîdir. Görünen dünya fâni ve görünmeyen âhirete
baki denmiştir.  İkisi de ezelî ve ebedîdir
İbâdetlerin amacı, gönülleri ölümlü varlıklardan sıyırıp, ebedî ve yüce varlığa yöneltmektir. Fâni varlıklara bağlı bir gönülle bin yıl namaz kılsan dahi, hiçbir sevap elde edemezsin
Mümkün Hakk olmayacağı gibi, Hakk’ın da mümkün olması imkânsızdır. Fakat görünüşitibariyle her ikisi birdir ve gerçekte Allah’tır.
Bir kişi, Ben Allah’ım derse, mutlaka doğrudur; çünkü varlık koşulsuz olarak Hakk diye adlandırılır ve bu ister bütün nesneler, isterse bir kısım nesneler ondan ortaya çıksın veya çıkmasın, ister vasıflandırılabilsin veya vasıflandırılmasın durum aynıdır Görünüş bakımından her nesneye Allah’tan ayrıdır denebilir, çünkü şekil bakımından bütün ondan çıkmıştır .
Gerek insan ve gerekse yılanın ağzındaki tükürük su, kendisi için uygun olup, başkasına zehirdir. Her ikisindeki hayat gerçeği, onlardan kopmamışsa da, onlardan arındırılmıştır. Doğru olan şudur ki, Allah kâinatın bütünüdür.
Ey kör ve mutsuz kişiler!

Niçin öğüt verenlere inanmıyorsunuz?

Allah’ın insanlara verdiği rahmeti önleyebilecek yoktur.
O’nun önlediğini de ardından salıverecek yoktur.
İnsanlar Allah’ı tam anlamıyla bilselerdi,
ona sadece sayılı kişiler ibadet etmezdi.
Ölmeden önce öl, ta ki ölümsüz kalasın.
Zira dünyadan, dünyanın tatlarından ve şehvetlerinden uzak duran kişi, başlangıcı ve sonu olmayan gerçek varlığa kavuşur.
İnkar edenler, gökler ve yer yapışıkken onları ayırdığımızı görmediler mi?
Dünya hayatı bir oyun ve oyalanmadır.
Câhiliye döneminde insanlar görülen putlara tapıyorlardı.
Bu çağda ise kuruntuya dayalı putlara tapıyorlar..
Allah’a ulaşmanın en iyi yolu, dünya işlerini bir yana bırakmaktır.
Ey gerçek peşinde koşan yolcu!
Sende ümitsizliğe düşme. Tehlikeleri aştıktan sonra ışığa kavuşabilirsin
İbâdetlerin amacı, gönülleri ölümlü varlıklardan sıyırıp, ebedî ve yüce varlığa yöneltmektir.
‘Adı sonsuza kadar kalan kişi ebediyen yaşar’
İbâdetlerin amacı, gönülleri ölümlü varlıklardan sıyırıp, ebedî ve yüce varlığa yöneltmektir. Fâni varlıklara bağlı bir gönülle bin yıl namaz kılsan dahi, hiç bir sevap elde edemezsin. 
ay ve güneş herkesin lambasıdır, hava herkesin havasıdır, su herkesin suyudur.
ekmek neden herkesin ekmeği değildir?
Onun gidişiyle ev kapkaranlık olmuş.
Veya benim gönlüme öyle geliyordu.
Sanki bu sözleri, ona söylemek istiyordu.
Yine bir an uyku ile uyanıklık arasında iken, ruhumun bana göründüğünü ve bir ışık ve güneş parıltısı gibi vücudumu sardığını hissettim.
Ölümle birlikte ceset ölür; fakat gerçek olağanüstü anlamlar kalır ve böylece sevilir ve ona inananlar artar.
Toz duman ortadan kalkınca, altındakinin eşek mi yoksa at mı olduğunu göreceksin.
Aldanma!
Allah onları rezil etsin.
Adı sonsuza kadar kalan kişi ebediyen yaşar.
Ölmeden önce öl, ta ki ölümsüz kalasın.
Ey câhiller!
Şeytan kanla birlikte dolaşıyor.
Bir gece bu ışıklı rüya beni de bağladı.
Bazı zamanlar okumaya dalmış meşgul olduğumda, gönlüme sanki pırıl pırıl parlayan bir takım kişilerin görüntüsü düşer.
Bu tıpkı suyun rüzgâr estiği zaman dalgaya dönüştüğü hale benzer. Hâlbuki gerçekte dalga sudan başka bir şey değildir. Gönül ve anışta da durum aynıdır; anış, bütün gönlü kaplar ve böylece gönül bütünüyle anışa dönüşür.
Câhiliye döneminde insanlar görülen putlara tapıyorlardı.Bu çağda ise kuruntuyadayalı putlara tapıyorlar.
Allah istediğini yapar ve dilediğini hükmeder.
Öyle ki, iyiliğe yol açanlaramelekler, kötülüğe yol açanlara ise, şeytanlar ve iblisler denir.
Cennet ve cehennem ile ayrıntılarınınanlamlarının, cahillerinin akıllarından geçen anlamlarla ilgisi yoktur.
Hakikati arayan kişi de, engelleri aşmak için çaba göstermeli.
Dikkatli ol. Bir toplumun başları olan hatip, imam ve diğerlerinin amaçları, Hakk’a yönelik olmayabilir. Bu durum, onlardan uzaklaşman için yeterlidir. Şayet amaç onları doğru yola yönlendirmek ise, ibâdetin temeli, hedeflerinin Allah olduğu yönündedir. Bu temel yok olursa, ibâdetleri de yok olur ve toplulukları kötülükler içinde kalır. Kötü topluluklardan uzaklaşmak yeğdir.
Yeryüzüne düşen her yağmur damlasının bir sebebi vardır.
Bazı insanlar birbirilerine ibâdet ederlerveya dirhem ve dinarlara, paralara , yiyeceklere, övünç ve kibirliliğe bilmedenibâdet edip, Allah’a ibâdet ettiklerini sanırlar.
Fakat sen Hak’tan uzaklaştığın için, onlara yönetmiyorsun. Şayet bunları anlayabilirsen, onları kendine amaç edinip, gönlünü Allah’a yöneltebilirsin.
Sen nerdesin ey gafil!
İbâdetlerin amacı, gönülleri ölümlü varlıklardan sıyırıp, ebedî ve yüce varlığa yöneltmektir. Fâni varlıklara bağlı bir gönülle bin yıl namaz kılsan dahi, hiç bir sevap elde edemezsin.
Bunu iyi bil ve hiç şüphelenme ki, cennet, köşkler, ağaçlar, huriler, mallar, ırmaklar, meyvalar, azap, ateş ve benzerleri rivayetlerde söylendiği ve eserlerde anlatıldığı gibi, sadece görüntülerle izah edilemez; onların başka anlamları da vardır.
Akıllı kişi odur ki, ruhunun
rızkı için koşar. Bunun aksini yapan hüsrana uğrar.
Allah kâfirler istemeseler
dahi, nurunu muhakkak tamamlar.
~
Ey kör ve mutsuz kişiler!
Niçin öğüt verenlere inanmıyorsunuz?
~
Ölmeden önce öl, ta ki ölümsüz kalasın.
Doğru olan şudur ki, Allah kâinatın bütünüdür.
Ey gerçek peşinde koşan yolcu!
Sen de
ümitsizliğe düşme, tehlikeleri aştıktan sonra, ışığa
kavuşabilirsin.
Sen nerdesin ey gafil!
Dünyaya daldığın için, Allah’ı anlama
yolundaki çabaların azalmıştır.
Cennet ve cehennem ile ayrıntılarının
anlamlarının, cahillerinin akıllarından geçen anlamlarla ilgisi yoktur.
Rivayet edilir ki, Hazreti Peygamber şöyle buyurmuştur:

Cennetin kapısı üzerinde Allah’tan başka ibâdet edilecek yoktur yazılıdır.

Gaybı bilinmeyeni ancak Allah bilir.
Akıllı kişi odur ki, ruhunun rızkı için koşar. Bunun aksini yapan hüsrana uğrar.
Kur’ân otuz Cüzdür. Dünya işleriyle ilgili cüz, birden biraz daha fazladır. Hâlbuki âhiret işlerine dair cüzler, geriye kalan yirmi dokuz cüzdür

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir