İçeriğe geç

Umuda Bir Ülke Kitap Alıntıları – Fırat Can

Fırat Can kitaplarından Umuda Bir Ülke kitap alıntıları sizlerle…

Umuda Bir Ülke Kitap Alıntıları

Kaç saat geçti o şekilde, bilmiyordu, ama kapı açıldığında, soğuktan tüm beden titrer, dişleri takırdar haldeydi. Kendisini soymuş polislerin içeri girmesiyle bir çığlık attı. Hiç umursamadı polisler;onu kolundan tutup götürdüler. Çıplak bedenini örtmeden, öylece o polislerin arasında yürümek dehşet verici birşeydi Gulan için. Nasıl da utanıyordu!
Yaşamın ta kendisidir edebiyat.
Kadının bedeni ülkesidir aynı zamanda
Bir kadın demek bir toplum, ulus; aynı zamanda ülkesinin sancısı, doğuşu, canlanışı demektir
Berxwedan jiyane
Çünkü o,kuşlar gibi özgürce uçabileceğine inanmıştı.Özgürce uçup umutlarını yaşabileceği ülkeye konacağına Zaten bunun için girmişti,umuda bir ülke yaratma kavgasına
Oysa namus bu değildi. Namus bambaşka şeylerdi. Eğer ille de adına namus denilecekse mesela insanın özgürlüğü onun en büyük namusu olmalıydı..
Tecavüze uğramış kadın, namusu kirlenen kadın değildi. Tersine, namusu kirlenen birisi varsa o da, tecavüzcü erkeğin ve o zihniyetin kendisiydi.
Tecavüze uğramış kadın,namusu kirlenen kadın değildi.Tersine,namusu kirlenen birisi varsa,o da tecavüzcü erkeğin ve o zihniyetin kendisiydi.
Berxwedan jîyane
Özgür olmayan bir insan ya da toplum hicbir kimliğini, hicbir değerini koruyamayacağı için, o çokça taptığı geleneksel namus nesneleri olan kadın ve onun yalnız kendi erkeğine ait olması gerektiğini düşündüğü cinselliği de koruyamazdı.
Tecavüze uğrayan kadın saldırganlığın kurbanı olsa bile, mağdur olarak görülmezdi. O artık kirlenmiş, kirletilmiş bir varlık olarak ya ölüme ya da ölümden beter bir yaşama mahkum olurdu.
Oysa namus bu değildi. Namus bambaşka şeylerdi. Eğer ille de adına namus denilecekse mesela insanın özgürlüğü onun en büyük namusu olmalıydı.
Geleneksel cinsiyetçi anlayışı, namusu kadının bacaklarının arasına hapsetmişti. Bu nedenle kadının, tecavüze uğraması onun için, ailesi, yakınları için bu dünyada başarılı gelebilecek en kötü olay, en yüz karası durumdu. Kadınlara da böyle öğretilmiş, böyle kabul ettirilmişti.
Üzerinden sıyrılıp alınan giysisi değil de direnme gücüydü sanki.
Ah hayvanlar! Hayvanlar, insan denilen şu iğrenç canavarlar karşısında ne kadar asil yaratıklardı.
“Değil arkadaşlarıma, içtiğim bir damla pınar suyuna, altında oturduğum ağacın gölgesine bile ihanet etmeyeceğim…”
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
in,Jîyan, Azadi
Kendilerine güvenleri,erkeklere karşı hiçte ezik olmayan halleri, kadınların özgürlüğüne olan düşkünlükleri,adeta köle haline getirilmiş kadınların ancak başkaldırarak kurtulabileceklerine olan mutlak inançları derinden etkilemişti.
Artık ezilmeyecekti,ezdirmeyecekti kendini,toplumun,erkeklerin,devletin her türlü ezici,gerici baskısına karşı başkaldırarak özgürleşecekti.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Eğer ille de adına namus denilecekse, mesela insanın özgürlüğü onun en büyük namusu olmalıydı. Özgür olmayan bir insan ya da bir toplum, hiçbir kimliğini, hiçbir değerini koruyamayacağı için, o çokça taptığı
Geleneksel namus nesneleri olan kadını ve onun yalnız kendi erkeğine ait olması gerektiğini düşündüğü
Cinselliğini de koruyamazdı. Her şeyiyle köle olan bir erkeğin, sahip olduğunu düşündüğü bu tek şeye yüklediği bu anlam, tepeden tırnağa bir yanılsama, kendini kandırmamaydı
Değil arkadaşlarıma, içtiğim bir damla pınar suyuna, altında oturdum ağacın gölgesine bile ihanet etmeyeceğim Belki ben öldükten sonra unuturum ama senin alçaklığın bu dünya döndüğü sürece unutulmayacak! Sana
Heyecan iyidir ama kontrol edilmezse başa beladır.
Uyuşmuş, ağırlaşmış diliyle güçlükle karşılık verdi Gulan; Ben her zaman onurum için, cesaretle savaştım. Sen bunun ne demek olduğunu anlayamazsın Ben bu genç yaşımda bir devrimci olarak şerefimle öleceğim; ama sen şerefsizce yaşayacaksın, anladın mı?.. Hâlâ korkmuyorum sizden.
Namusu kadın cinselliği ve onun üzerindeki mülkiyet olarak gören zihniyet, çarpık, yoz bir zihniyet. Bu da ancak güçsüz insanların zihniyeti olabilirdi.
Tecavüze uğramış kadın, namusu kirlenen kadın değildi. Tersine, namusu kirlenen biri varsa, o da tecavüzcü erkeğin ve o zihniyetin kendisiydi.
Değil arkadaşlarıma, içtiğim bir damla pınar suyuna, altında oturdum ağacın gölgesine bile ihanet etmeyeceğim Belki ben öldükten sonra unuturum ama senin alçaklığın bu dünya döndüğü sürece unutulmayacak! Sana

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir