İçeriğe geç

Ulysses Kitap Alıntıları – James Joyce

James Joyce kitaplarından Ulysses kitap alıntıları sizlerle…

Ulysses Kitap Alıntıları

Öğrenmek için mütevazi olmak gerek.
Böyledir erkekler zaten, kadınların önünde birbirlerine horozlanırlar.
O yeryüzünü aydınlatır. Ben gökyüzünü cilalarım.
Azizim bi kez düştün mü kalkmak için beklemiyceksin.
Zira onun bağrına saplı ıstırap denilen bir ok vardı ki sözcüklerle yok edilemez idi.
Bizler, içimizdeki o küçük yaratıkların bir aracıyız; tabiatın bizim dışımızda amaçları vardır.
Artık dünyanın kötülüklere gark olduğunu ve cahil İnsanların aksi kanaatte olmalarına rağmen kanunların da hakimlerin de bir çare bulamadıklarını dermeyan etmişlerdi.
Hayat, kötü bir kitabı okumayacak kadar kısadır.
İnsan dürüst olmalı, kendi hatasına da gülebilmeli.
Ruhuna işleyen yabansı parıltılarla dolu gözler, bir çiçeği andı­ran sevimli yüzünde kendinden geçmişçesine asıldı kaldı.
Kadınların gözleri ne diye öyle büyüleyici olur ki?
Kuzu kılığına bürünmüş kurt.
Dünya tarihi kamilen işkenceyle, zulümle dolu. Böyle olunca, milletlerin arasında nefret her geçen
gün artıyor da artıyor.
Ama suya sahip olunabilir mi hiç? Akıp gidiyor yatağında, asla değil ki aynı, yaşam ırmağının akışı gibi. Zira yaşam da bir ırmaktır.
“Bir müddet bu dünyadayım mahkûm.”
Ülkeyi değiştirmek olanaksız,
Gel konuyu değiştirelim
“Kaçtığını düşünürken kendinle karşılaştın. Eve giden en kısa yol, en uzun olandır.”
“kaçtığını düşünürken kendinle karşılaştın. eve giden en kısa yol, en uzun olandır ”
“kaçtığını düşünürken kendinle karşılaştın. eve giden en kısa yol, en uzun olandır ”
Uyanamadığın için kurtulamayacağın bir karabasan.
Şansımız da cehennemde bir kartopundan daha iyi sayılmaz.
İnsanlar bir parçacık senden söz ederler: Unutup giderler seni.
Dünya ölüden geçilmiyor.
Acılara son. Artık uyanmak yok. Soranı yok hatır.
Bir tebessümde nice anlamlar gizlidir.
Bir ölüye kar­şı duyulan bu olağandışı ilgi. Dünyaya gelirken onlara verdiğimiz acılardan ötürü göçüşümüzü görmekten memnun. Tam onlara göre bir meşgale.
Ölümden sonraki yaşamımız. Ruhlarımız. Öldükten sonra bir insanın ruhu, Dignam’ın ruhu
Elbet, akşam kendini bende bulacak, bana sormaksızın. Vardır herhal her günün bir sonu.
Baş­kalarının efendisi de olma, kölesi de.
Her şey sen olmadan da hep orada ve sonsuza dek olacak, dipsiz dünya.
Düşünce düşüncenin düşüncesidir.
Ya inanıyorsundur ya da inanmıyor, öyle değil mi? Ben şahsen, mü­şahhas bir Tanrı fikrini sindiremiyorum.
Oh, çok neşelenicez
Viski, bira, şarap içicez,
İçine dert olmasın
Acı gizemi aşkın
Kalbimin kalbi,olsaydı daha sererdim dahasını ayaklarının altına.
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
erkekler arada bir fıkra dinlemekten hoşlanırlar kadınlarsa ne olup bittiğini.
ne diye evlenmiş ki öyle bir hıyarla?
Ülkeyi değiştirmek olasız. Gel konuyu değiştirelim.
Gözleri benimkilerle aynı diyorlar. Başkaları beni böyle mi görüyor? Canlı, uzak ve yürekli. Ruhumun bir gölgesi.
Gör Her şey sen olmadan da hep orada ve sonsuza dek olacak, dipsiz dünya.
Bir hayal uğruna bütün bunlar.
Daha önce tanışmıştık.
Başka bir yıldızda.
Kalbi gözlerinde atıyor, taşların kıvrımlarını bakınıyordu..
New York’ta Vapurla giderken yanan tüm kadınlar ve çocuklar. Facia. Önceki hayatında işlediğin günahların reenkarnasyonla şimdiye etkisine karma diyorlardı
Daha iyiceyim
Hayalperest başı dumanlı martı
Durgun sularda dalgalara karışmalı.
zaten suratları meymenetsizdir bu heriflerin. Dürüstçe bir iş yaptıklarını göremezsin.
Çiçeklerin dili. Kimse işitemez de ondan sever kadınlar.
Gözleri hep başka bir erkektedir, iyi sigorta. Bakarsın lazım olur. El altında bulunsun.
Kadınla bir kere yat, teklif tekellüf kalmaz aranızda.
Amanın! Yandım! Amanın! Yandım! Amanın! Yandım!
Ruhlarımız, günahlarımızın utancıyla yaralı, kene gibi yapışır bize, sevgilisine yapışan bir kadın gibi, daha da daha da.
Az çaba sarf et, budur marifet.
Başkalarının efendisi de olma, kölesi de.
insanlardan kaçarak delilik ormanına sığınan, uzun gür saçları ayışığında köpük köpük, gözyuvarları yıldız yıldız bir merdümgiriz.
Bekleyerek, geriye getirmek istediği geçmiş gibi olmayan umut yüklü yeni şey.
Ah Tanrı acısın bana, ne dert açmışım başıma evlenmekle!
Öğrenmek için mütevazı olmak gerek.
Düşünce düşüncenin düşüncesidir.
Düşünerek değişmez bu gerçekler.
Evet. Biliyorlardı: Hiç öğrenmeksizin ve akılları ermediği halde.
Kızıl saçlı kadınlar keçiler gibi kızışık olurlar.
Kalbimin kalbi, olsaydı daha
Sererdim dahasını ayaklarının altına.
ben çay yaparsam çay yaparım, çiş yaparsam da çiş yaparım.
Kim seçti bu yüzü bana?
Doğru dürüst giyindiğin zaman esaslı görünüyorsun.
Haddini bilmenin en sağlam yolu onu zorlamaktan geçiyordu.
Kuşları beslemenin üstünden beş dakika geçmişken. Üç yüz kişi nalları dikti. Bir başka üç yüzü de kan revan içinde doğdu, herkes kutsal kuzunun kanıyla sıvalı, ıngaaa diye çınlatıyor ortalığı
Saniye başı bir yerlerde bir bebek doğuyor. Her saniye bir başkası da ölmekte .
İnsanlar minnet nedir bilmiyor .
İnsan, gümüşi görkem saçıyormuşcasına bu saçmalığın peşinden koşmak yerine, ben ne yapıyorum diye bir düşünmeli
Dünyaya gelmek zor zanaat
Hayat dediğin de bir nevi nehir yatağıdır ya
Hamlet,ben babanın ruhuyum ve bir zaman dünyada var olmaya mahkûmum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir