Sadık Hidayet kitaplarından Üç Damla Kan kitap alıntıları sizlerle…
Üç Damla Kan Kitap Alıntıları
&“&”
Ölüm birine gülümsemeye görsün, bu gülücüklerle kendine çeker onu."
Her şeyden nefret ediyorum; günlük işlerimden usandım."
Ruhumuz o kadar özgür değil; başkalarının lafını takılmış plak gibi tekrarlayıp duruyorsunuz."
Senin en büyük düşmanın içindeki sendir."
Şair ne güzel söylemiş:
&‘Sanatkar, akıllı insanın bu devirde olmalı iki ömrü:
Biriyle tecrübe edinmeli, diğeriyle kullanmalı tecrübeyi.’
&‘Sanatkar, akıllı insanın bu devirde olmalı iki ömrü:
Biriyle tecrübe edinmeli, diğeriyle kullanmalı tecrübeyi.’
Biz, hepimiz yalnızız. Aldanmamak gerek. Yaşam bir zindandır, türlü türlü zindanlar. Ama kimileri zindan duvarına resim çizer ve bununla oyalanırlar. Kimileri kaçmak ister, boşuna ellerini yara bere içinde bırakırlar. Kimileri de yas tutar. Fakat işin aslı, hep kendimizi aldatmalı, hep kendimizi aldatmalyız. Ama bir zaman gelir, insan kendini aldatmaktan da bıkar…
“…say ki yoksun. Varmışsın gibi mutlu ol.”
“Bu köylüler zavallı… Güttükleri hayvanlardan bile zavallılar. Önce mide, sonra şehvet ve bir avuç da öfke ve körü körüne kulaklarına doldurulan yapılması ve yapılmaması gereken şeyler.”
“Doğru mu acaba!.. Mümkün mü acaba?.. O kadar genç yaşta… Binlerce ölünün arasında, nemli ve soğuk toprağın altında yatmış!.. Artık ne baharın gelişini görür, ne güzün sonunu, ne de bugünkü gibi boğucu ve gam dolu günleri!”
“Hafif bir esinti çiçek kokularını buralara kadar getiriyor. Fakat ne fayda! Ben artık hiçbir şeyden zevk alamıyorum. Bütün bunlar, şairler, çocuklar ve hayatlarının sonuna kadar çocuk kalan kimseler için güzel.”
“İnsanların kaçı gece karanlığında inleyen kuştan daha kayıp ve aylak hissederdi kendisini?”
“Mavi gökyüzü onun elbisesiydi.”
“Çünkü ölüm birine gülümsediğinde, onu kendisine gülümsemeyle çeker.”
“Başka diyarlara göç eden kuşlar artık dönmezler geri.”
“Artık ne baharın başlangıcını ne de hazanın sonunu görebilecek.Ne de bugünkü gibi boğucu günleri…”
Şimdi onun durumu da tıpkı o öküzlerinki gibiydi. Bu hayvanların ne hissettiklerini biliyordu artık. O da hayatı boyunca, gözü bağlı olarak kendi çevresinde gönüp durmuştu. Dolap beygiri gibi, o harman döven öküzler gibi."
Bütün hayatından nefret etti. Her şeyden, herkesten bezmişti."
Gökyüzü masmavi, bahçe yeşil ve tepe üzerinde çiçekler açmış. Hafif bir esinti çiçek kokularını buralara kadar getiriyor. Fakat ne fayda! Ben artık hiçbir şeyden zevk alamıyorum."
Keşke acılarımın ne kadar çok olduğunu bilebilseydin.
Onu bir gün görmesem bir şey kaybetmiş gibi olurdum.
İnsanoğlu kin dünyasıdır.
Yaşamı korku ile umut arasında geçiyordu.
Bu köylüler zavallı… Güttükleri hayvanlardan bile zavallılar. Önce mide, sonra şehvet ve bir avuç da öfke ve körü körüne kulaklarına doldurulan yapılması ve yapılmaması gereken şeyler.
Sanatkar, akıllı insanın bu devirde olmalı iki ömrü:
Biriyle tecrübe edinmeli, diğeriyle kullanmalı tecrübeyi
Biriyle tecrübe edinmeli, diğeriyle kullanmalı tecrübeyi
Hayır, demek istiyorum ki ben hep düşündüm.Acaba iki dakika da olsa, iki kişi yan yana gelip bütün duygularını ve düşüncelerini açık açık söyleyemezler mi?
Bir ferdi olduğum insanlık, ah ne kadar az idi gerçekten; derinliklerine erişemediği yeraltı ile sonsuzluğa uzanan gökyüzü arasındaki dünyasında, ancak basabildiği toprakla ve varabildiği menzille sınırlıydı; ne kadar âciz, bilgisiz ve çaresizdi!
Ne yazık ki yine akşam oldu.
Bütün dünya karardı.
Bütün insanlar huzura kavuştu.
Bir benim ıstırap ve gamım arttı
Dünyanın mizacında mutluluk olmaz.
Ölümden başka gam ilacı bulunmaz.
Ama çam ağacının altında, köşede
Yere damlamıştır üç damla kan…
Bütün dünya karardı.
Bütün insanlar huzura kavuştu.
Bir benim ıstırap ve gamım arttı
Dünyanın mizacında mutluluk olmaz.
Ölümden başka gam ilacı bulunmaz.
Ama çam ağacının altında, köşede
Yere damlamıştır üç damla kan…
Acaba kaç insan gecenin karanlığında feryat eden kuştan daha kayıp ve âvâre hisseder kendini ?
İki kişi yan yana gelip bütün duygularını ve düşüncelerini açık açık söyleyemezler mi ?
-Sanırım maskenin altından daha rahat söylenebilir doğrular.
-Sanırım maskenin altından daha rahat söylenebilir doğrular.
Kalbim senin çok uzaklara gideceğini ve bir daha birbirimizi görmeyeceğimizi söyledi bana.
İnsanoğlu kin dünyasıdır
Kalbi kırılmıştı…
Ben de yalnızım; hem de çok yalnız.
İnsanoğlu kin dünyasıdır. Biz bütün canlıların özüyüz.
Ömrümde elime geçen ne? Bir hiç!"
Biz hepimiz yalnızız.Aldanmamak gerek. Yaşam bir zindandır, türlü türlü zindanlar.
İnsanoğlu kin dünyasıdır.Biz bütün canlıların özüyüz.
Zindandakilerin özenirim gece sohbetine, Konuştukları hep zincir halkasıdır.
İnsan ne de olsa unutmakla malül.
Dünyanın mizacında mutluluk olmaz.
Ölümden başka gam ilacı bulunmaz.
Ölümden başka gam ilacı bulunmaz.
Mademki dünyanın sonunda yokluk var,
Say ki yoksun. Varmışsın gibi mutlu ol.
Say ki yoksun. Varmışsın gibi mutlu ol.
İnsanoğlu kin dünyasıdır. Biz bütün canlıların özüyüz. Onların tüm duyguları var bizde.
– Bizden geçti artık; eskilerin lafıyla çürüğe çıktık; kefensizlikten hayattayız.
İnsan ne de olsa unutmakla malül.
– Her yıl geçen yılı aratıyor.
Karşına çıkan her güzel ânı değerlendir.
Kimse bilmiyor ki sonunda ne olacak?
Kimse bilmiyor ki sonunda ne olacak?
Ömrümde elime geçen ne? Bir hiç!" diyordu kendi kendine.
Senin en büyük düşmanın, içindeki sendir.
– Bizden geçti artık; eskilerin lafıyla çürüğe çıktık; kefensizlikten hayattayız.