İçeriğe geç

Tutku Otobüsü Kitap Alıntıları – John Steinbeck

John Steinbeck kitaplarından Tutku Otobüsü kitap alıntıları sizlerle…

Tutku Otobüsü Kitap Alıntıları

&“&”

Dertlerini başkalarına yıkmaya o kadar alışmışlardı ki kendi başlarının çaresine bakmayı unutmuşlardı.
Zaman gerçekten de her derde deva.
İnsanlar kendilerine nazik davranılmasını gerçekten seviyor.
Ondan ayrılmanın duygusal hengamesini yaşamak istemiyordu.
Hasta insanları kimse uzun süre çekemez.
İnsan her şeye alışır.
Ruhunun derinliklerinde, kendisi gri bir odada gri bir bulut halinde ömür tüketirken güzellikler yaşadıklarını düşündüğü kişilere karşı yorucu bir hasetle boğuşuyordu.
Gençliğini yitiren birini çoktan ölü sayardı.
Bir zamanlar bir adam mal mülk edinebilirdi ama artık bunu yapamaz. Vergiler elinde avucunda ne varsa alır. Sadece hükümete çalışıyoruz anlayacağın. Sana ne diyeceğim, girişimci ruhu, doğmadan öldürüyor bu. Hiç kimsenin bir hırsı kalmadı artık."
Hepsi dertlerini başkalarının sırtına atmaya o kadar alışmışlardı ki kendi başlarının çaresine nasıl bakacaklarını unutmuşlardı.
…insan her şeye alışır. İnsan saraya bile birkaç günde alışır da başka bir şey istemeye başlar."
Kürk mantonuz ve güzel valizleriniz olursa, gittiğiniz her yerde daha iyi davranışlarla karşılaşırdınız.
Dini inançları, işine geldiği gibiydi.
Hiç malları mülkleri olmadığından, Doğu’dan göç ederken, ellerinde olan tek şeyi yanlarında getirmişler: önyargılarını ve siyasi görüşlerini.
Dertlerini başkalarına yıkmaya o kadar alışmışlar ki kendi başlarının çaresine bakmayı unutmuşlardı.
Sevgiye, tanışıklığa, dünyada karşılıklı dostane davranabileceği bir insana muhtaçtı.
Kürk paltonuzla kaliteli bir valiziniz varsa her yerde daha iyi muamele görürsünüz.
Mildred ruhunun örtülü duygu pınarlarıyla dolup taştığını hissediyordu, kuşkusuz haklıydı da. Hemen herkes için geçerlidir bu.
Oysa kadınların çoğu güvensizliği erkeklerle alakalıydı.
&”Neredeydin? diye sordu Sivilceli.
"Cehennemin dibinde," dedi Ernest
… herkes hayatında bir noktada kahpelik yapar. Herkes. En kötü kahpelerse adını kabul etmeyenlerdir."
Çıkarlar yasa dinlemez. Önce hayatta kalma yasası gelir."
Dertlerini başkalarına yıkmaya o kadar alışmışlar ki kendi başlarının çaresine bakmayı unutmuşlardı."
Hayatta yol almak istiyorsan işini savsaklamayacaksın."
… ama insan her şeye alışır. İnsan birkaç gün içinde saraya bile alışır, ardından başka bir şey ister."
Yaşamına o anda ekleme çıkarma yapmayan şeyleri ya da insanları pek algılamazdı.
Yanlarında ellerinde ne varsa onu getirmişlerdi: önyargılarını ve siyasi görüşlerini.
Sevginin bir yapısı vardır, bir mimarisi, bunu geride bırakırsanız kendinizden de bir parça koparırsınız.
Ne malları ne mülkleri bulunduğundan Doğu’dan yanlarında ellerinde ne varsa onu getirmişlerdi: önyargılarını ve siyasi görüşlerini.
Karayolları Müdürü kim, biliyor musunuz? Okul çocuğu. Daha yeni
çıkmış. Yalnız kitap okumuş, görgüsü hiç yok.
vallahi ne kadar çirkin olsa da, süslerler, püslerler, sinema yıldızı yaparlar yaparlardı.
O sık,
fırça gibi bıyığı ağzının üstünde kemerleşti.
Hele bir kocaya varsın, çocuğu olsun, ondaki bu siyaset sevdası kendiliğin￾den tavsardı. Ozaman asıl değerlerini bulurdu, babası öyle diyordu.
göğsü hızlı hızlı inip kalkıyor, burundelikleri ıslık çalıyordu.
Başkalarının düşüncelerini sessiz bir tebessümle karşılıyordu, onları herhangi bir şey düşündükleri için affediyormuş gibi. Aslında onları dinlemiyordu."
Her şeyin üst üste geldiği günlerden biri işte, dedi. Gidişat vahim olduğunda karım hep, &‘Bir gün bu bize komik gelecek ,’ der ..
Sadece rezil bir alışkanlıktan ibaret, dedi kendine. Lanet olası bir kapan bu.Bir şeye alışıyorsun,o yüzden sevdiğini sanıyorsun. Grip atlatır gibi anlatacağım bunu da. Tabii, acı olacak ..
.
Bak evlat,"dedi. "Bunu kendiniz bulana kadar buna inanmanız gerekecek, herkes ara sıra serseridir.

Herkes… Ve en kötü serseri, ona başka bir şey diyenlerdir.

.

Bak evlat," dedi. "Bunu kendin tecrübe edene dek benim sözüme güvenmen gerek – herkes hayatında bir noktada kahpelik yapar. Herkes. En kötü kahpelerse adını kabul etmeyenlerdir."
Bir şeye alışıyorsun, o yüzden sevdiğini sanıyorsun.Grip atlatır gibi atlatacağım bunu da.Tabii, acı olacak.
Menfaat yasa tanımaz.
Hayatta kalmak, her şeyden önce gelir.
O piç kurularına, canım istemiyorsa yaşamak zorunda olmadığımı göstermiş olurdum.
Hayatı boyunca itilip kakıldıktan sonra tepedeydi ve sessizliğini koruyordu. Bu ona kendini iyi hissettiriyordu."
… sonra emekli olup kırsala yerleşmeyi düşünüyordu."
Başkalarının düşüncelerini sessiz bir tebessümle karşılıyordu, onları herhangi bir şey düşündükleri için affediyormuş gibi. Aslında onları dinlemiyordu."
Özgürlüğünden feragat etmiş, sonra özgürlüğün nasıl bir şey olduğunu tamamen unutmuştu. Şimdi o günleri gençliğin saflığına veriyordu."
Herkes hayatında bir noktada kahpelik yapar. Herkes. En kötü kahpelerse adını kabul etmeyenlerdir.
Öfkelenmek istemiyordu. Öfkenin her şeyi berbat edeceğini biliyordu ve bundan çekiniyordu ama oradaydı işte, içinde yükseliyor, o kabarıyordu."
Bir şeye alışıyorsun, o yüzden sevdiğini sanıyorsun. Grip atlatır gibi atlatacağım bunu da.
“hep bir tepede yaşamak istemişimdir. tepelere bayılıyorum. tepelerde yürümeyi çok seviyorum.”
“Lanet olası bir kapan bu. Bir şeye alışıyorsun, o yüzden sevdiğini sanıyorsun. Grip atlatır gibi atlatacağım bunu da. Tabii, acı olacak…”
Memlekette her şeye bir aldırmazlık, alay edip omuz silkme huyu başladı.
Öfkelenmek istemiyordu. Öfkenin her şeyi berbat edeceğini biliyordu ve bundan çekiniyordu ama oradaydı işte, içinden yükseliyor, kabarıyordu.
Ah, ne korkunç. İnsanların nasıl olduğunu, ne kadar pis olabildiklerini unutuyoruz.
Bir şeye alışıyorsun, o yüzden sevdiğini sanıyorsun.
Grip atlatır gibi atlatacağım bunu da."
‘Vergiler tasarrufu imkansızlaştırıyor’ dedi ‘ eskiden insan bir mal varlığı oluşturabiliyordu ama artık mümkün değil.her şey vergiye gidiyor.Resmen devlete çalışıyoruz.girişimciliği başlamadan yok ediyor.artık kimsede hırs kalmadı
…Benim ülkemdeki kadınlar da böyle.ya yalvarman ya zorlaman gerekiyor.O zaman kendilerini iyi hissediyorlar
Buraya beni, benim güvenliğimi ya da mutluluğunu zerre umursamayan, tek dertleri kendi planları olan insanlar zorla soktu.
Bir şeye alışıyorsun, o yüzden sevdiğini sanıyorsun. Grip atlatır gibi atlatacağım bunu da.
Bu sevginin bir yapısı vardır, bir mimarisi vardır; bunu geride bırakırsanız kendinizden de bir parça koparırsınız."
Onu sevmemin bir nedeni de kimsenin onu sevmemesi ..
Bir şeye alışıyorsun, o yüzden sevdiğini sanıyorsun. Grip atlatır gibi atlatacağım bunu da."
Bir şeye alışıyorsun, o yüzden sevdiğini sanıyorsun. Grip atlatır gibi atlatacağım bunu da.
“Dertlerini başkalarına yıkmaya o kadar alışmışlardı ki başlarının çaresine bakmayı unutmuşlardı.”
“Çıkarlar yasa dinlemez. Önce hayatta kalma yasası gelir.”
“Güzelliğinden zerre nasip alamadığından gençliği dünyada sahip olunacak tek önemli şey sanırdı ve gençliğini yitiren birini çoktan ölü sayardı.”
Denemelerle öğrenmişti ki birini adını söyletmek zorunda bırakınca onu kendinden biraz aşağı duruma indiriyordunuz. Çünkü bir adam kendi adını söylemekle biraz soyunur, silâhını elden bırakır gibi olurdu.
Başarılı bir iş kurumunun en başta gelen hammaddesi kullandığı kimselerdir. Çeliği, kauçuğu ne zaman olsa alabilirsin ama kafa, kabiliyet, güzellik, istek…bunları bulmak zordur.
İhtiyaç kanun dinlemez. İnsanın canını kurtarma kanunu hepsinden önde gelir.
İnsan yaşlanmaya başladı mı, gittikçe daha küçük şeylerden korkuyordu.
İnsanların ne olduğunu, ne kadar pis bir şekil alabileceklerini unutmuşuz meğer!
Ne yapılırsa büyük şehirlere yapılırdı çünkü oraları yalnız oy bakımından değil, vergi veren yurttaşlar bakımından da zengin yerlerdi.
Evim, karım, iki çocuğum olsa diyorum. Asıl hayat o. Akşam eve gelirsin dış dünyaya kapını kaparsın. Çocuklardan biri kız, biri oğlan olur belki. Otelde yatıp kalkmak yaşamak değil!
At bir adamı tekmeledi mi, adamın kabahatidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir