İçeriğe geç

Türkiyem Kitap Alıntıları – Dilaver Cebeci

Dilaver Cebeci kitaplarından Türkiyem kitap alıntıları sizlerle…

Türkiyem Kitap Alıntıları

Tanrı Dağları dimdik,
Selenge hâlâ akmada,
Hazer gönlümce fırtınalı
Ötüken nice ıssız,
Bu tutsaklık niye ?
Kara bulutlar kükrerken bir Kaşkar sabahında
Oturup Aprunçur Tigin ile seni konuştuk..

Aşk henüz toprakla duman arasındaydı:

Dokuz renkli kehkeşanlar dolaşıyordu çevremizde,
Ben süt-beyaz teninden ay ışığını süzüyordum.
Kalem yoktu, kâğıt yoktu, harf yoktu,
Kirpik uçlarımla alnına bir şeyler yazıyordum.

Aşk henüz gurubla tan arasındaydı:

Bir ıssız gezegende fısıldaşıyorduk ikimiz,
Sözün lezzetini tadıyorduk bir mercan kadehten,
Deli yağmurlar dolduruyordu derin çukurları,
Henüz denizler yoktu ben seni severken…


Aşk henüz toprakla duman arasındaydı:

Dokuz renkli kehkeşanlar dolaşıyordu çevremizde,
Ben süt-beyaz teninden ay ışığını süzüyordum.
Kalem yoktu, kâğıt yoktu, harf yoktu,
Kirpik uçlarımla alnına bir şeyler yazıyordum.

Aşk henüz gurubla tan arasındaydı:

Bir ıssız gezegende fısıldaşıyorduk ikimiz,
Sözün lezzetini tadıyorduk bir mercan kadehten,
Deli yağmurlar dolduruyordu derin çukurları,
Henüz denizler yoktu ben seni severken…


Şiir yazmıyorum gayrı dersem…
Sakın inanma yalandır.
Sevgilerin en güçlüsü ile yaşıyorum bu çağda.
Saat ondokuz, gözlerim sana açıktı
Alnımın ilk çizgisinde adın var
Senden gayrisi bana günahtır; haramdır.
Bir gün rastlasam şu sokaklarda.
Dörtnala küheylânlar geçse göğsümden…
Yeniden sızlasa sıcak avuçlarında,
Yusuf güzelliğimin çizgileri…
Nerden çıktın karşıma böyle Sitâre
Efsaneler dökülüyor gülüşlerinde
Kirpiklerin yüreğime batıyor
Telaşlı bir kalabalığın ortasında
Ayaküstü konuşuyoruz
Nedim’in nigehbân nergisleri gibi
Üstümüzde bütün nazarlar
Çok utanıyorum Sitâre
Bir bahar rüzgârı değdi saçıma
Yumuşak ellerin aklıma düştü
Erguvan arzular doldu içime
Katmerli güllerin aklıma düştü
Bir gün bir sokakta sana rastlasam
Gözlerim üstüne çakılıp kalsa
Yolun ortasında tutulsa dilim
Aklım saçlarına takılıp kalsa
Bu gece ölmeyeceğim.
Çığlık çığlık martılar geçecek yüreğimden,
Deli-dolu bir duman saracak Beydağlarını,
Kıbrıs’ta davullar çalınacak. Türk ilinde davullar…
Bu gece ölmeyeceğim…
Ben dönüyorum işte silahlara
Öldürürken güzel öldüren silahlara.
.
Ne karaydı, ne karanlık benim sevdam
Zühre yeşili bir aşktı yüreğimdeki
Herkes duyardı, herkes bilirdi
Gizlim saklım yoktu Allah şahidim
Rodos heykeli gibi dikilirdim kıyılarda
Daha siz yoktunuz…
.

Aşk henüz toprakla duman arasındaydı:

Dokuz renkli kehkeşanlar dolaşıyordu çevremizde,
Ben süt-beyaz teninden ay ışığını süzüyordum.
Kalem yoktu, kâğıt yoktu, harf yoktu,
Kirpik uçlarımla alnına bir şeyler yazıyordum.

Aşk henüz gurubla tan arasındaydı:

Bir ıssız gezegende fısıldaşıyorduk ikimiz,
Sözün lezzetini tadıyorduk bir mercan kadehten,
Deli yağmurlar dolduruyordu derin çukurları,
Henüz denizler yoktu ben seni severken…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir