İçeriğe geç

Türk Ülküsü Kitap Alıntıları – Hüseyin Nihal Atsız

Hüseyin Nihal Atsız kitaplarından Türk Ülküsü kitap alıntıları sizlerle…

Türk Ülküsü Kitap Alıntıları

Dünya durdukça yarışlar yapılacak ve onu şerefle bitirenler, az da olsa, daima bulunacaktır.
Çünkü en iyi müdafaa taarruzdur.
Hayat bir savaştır.
Bize bir gençlik lâzımdır. Temelinde cehalet, duvarlarında riya, tavanlarında dalkavukluk bulunmasın.
Her şeyi hükümetten beklemek doğru değildir.
Kanun kötü de olsa kanunsuzluktan iyidir.
Bütün insanların kardeş olması, ihtirasın, kavganın kalkması tabiata muhaliftir.
Milletleri yükselten şey millî mefkûrelerdir.
Fert fani, cemiyet bakidir.
Rezaletin ve âhlaksızlığın müdafaasını yapmak erdem ve ahlâkı savunmaktan çok daha kolaydır.
Bir milleti yalnız para kazanmak ve okumak için didinen bir sürü olmaktan kurtarmak için ona millî gayeler gösterilmesi lâzımdır.
Çünkü komünizm, yoksulluk, gerilik ve bilgisizlik bataklıklarında açan bir çiçektir.
Demokrasinin başarılı olması, toplumdaki millî şuurun kuvvetiyle orantılıdır.
Zafer hiçbir zaman, mahvolduklarını sananlar tarafından kazanılamaz.
Türk dünyasının dayandığı iki esaslı temelden birisini teşkil eden İslâm dininin, millî varlığımızın ayrılmaz bir parçası olduğuna inanıyoruz.
En büyük kahramanlığı yapsanız bile en küçük karşılığını beklemeyiniz.
Hayat ve ölüm Bunların ikisi de güzeldir. Fakat esas ve ebedî olan, ölümdür.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Siyonizm, Yahudi soyunun rahatını ve mutluluğunu, dünya milletlerinin huzursuzluğunda arayan teşkilâtlı ve insanlık düşmanı bir fikirdir.
Selâm şanlı mazimize! Selâm yarına!
Selâm zafer ordusunun silâhlarına!
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Sınır dışındaki ırkdaşlarımızı kurtarmak yollarını arıyoruz.
Ancak inanmış insanların büyük işler yapacağını biliyoruz.
Geçmişe sövülmez.
Kanunlar, yalnız millî menfaati korumak ve milleti yükseltmek için yapılır.
Bilim, bilim için değil, milletin büyüklüğü ve şânı içindir.
Dilini kaybeden bir millet ölmüş sayılır.
Müsamaha, şuurlu bir gaflettir ve şuurlu olduğu için de gafletten çok ihanete yakındır.
Doğru olan şey er geç ortaya çıkıyor.
Propaganda bazen büyük adamları değersiz kimseler olarak gösterdiği gibi, bazen de alelade kişileri büyük adam diye tanıtabilir.
Bir Türk dünyaya bedeldir.
Milli ülkümüzün ilk maddesini: Bütün Türkler birleşecektir diye ifade edebiliriz.
Sözün kısası: Kendimize dönelim.
Milli ahlâkın mezbahası olan bar, meyhane, balo gibi yerler ve güzellik kraliçesi seçimi gibi rezaletler Türkiye’de yasak edilmelidir. Medeniyet bunlar değildir. Bunlar medeniyetin kanalizasyonlarıdır.
Ahlâk millet yapısının temelidir. O olmadan hiçbir şey olmaz.
Yaşayıp yükselmek, ahlâkı ve iradesi sağlam milletlerin hakkıdır.
Türkçülük yükselmek için değil, yükseltmek içindir. Topluluklar, fedakâr fertlerinin çokluğu nisbetinde yükselir.
Türkçü, milletine bir hizmet yaparken, bunu, beğenilmek için değil, görev bildiği için yapar ve yapacağı en büyük hizmetin bile, adı sanı bilinmeden ölüp mezarsız yatan şehitlerin hizmeti yanında pek küçük kalacağını bilir.
Şaşıran, ürken, sapıtan milletleri tarih bağışlamıyor.
İnsan toplumları insanî meziyetlerle yaşar.
Bir topluluktan ortak ülküyü kaldırın, insanların hayvanlaştığını görürsünüz.
Bir Türk dünyaya bedeldir.
Bir milletin yürütücü kuvvetine ülkü denir.
Tehlikeler nereden gelirse gelsin, ne kadar büyük olursa olsun, tek çare ve tek ilacı Türk ülküsü’dür.
Bize bir gençlik lâzımdır. Temelinde cehalet, duvarlarında riya, tavanlarda dalkavukluk bulunmasın.
Ruhi istikrar, ahlâkî ciddiyet olmayan demokrasiler monarşilerden daha vahim neticeler tevlid edebilir.
Yeni binanın adı “Cumhuriyettir”. Temelinde kan ve iman vardır. Biz bu binanın Yıkılmayacağına inanmışız.
Kızılelma, Türk milletinin manevî besinidir.
Mevkii için milleti feda eden değil, aksine, gerektiği zaman millet uğrunda mevkiini, hattâ hayatını verebilen adam büyük adamdır.
Devlet ile ticaret kurumu başka başka şeylerdir. Ve devlet olmayı ticaret kurumu olmakla karıştıran topluluklar, daima başkalarının gölgesinde yaşamaya ve ilk darbede yıkılmaya mahkûmdurlar.
Propaganda kötüye kullanıldığı zaman o kadar fena şeydir ki, bazen büyük adamları değersiz kimseler olarak gösterdiği gibi, bazan da alelade kişileri büyük adam diye tanıtabilir.
Müsamaha, şuurlu bir gaflettir ve şuurlu olduğu için de gafletten çok ihanete yakındır..
Milli bir ülkü olmadıktan sonra, insanın hayvandan ne farkı kalır? Hayvan, ölümden ve ızdıraptan kaçar, kuvvetliden korkar. Ölümden korkmayan, ızdıraptan kaçmayan, kuvvetli ile savaşı göze alan yaratık, ancak ülkücü insandır.
ahlâkın meydana gelmesinde coğrafyanın etkisi yoktur, en önemli sebep soydur..
Ülkü yolunda yürüyen milletler başka milletleri hem korkutur, hem de hayran bırakır..
İstikbal, İstiklal diyoruz. Şu halde Türk Cumhuriyetini biz ölmeden öldürmeyeceğiz.
Bize Turkuvaz salonlarında hocalarına kasidekar nutuklar söyleyen genç lazım değildir. Köye inen, fışkı ve toprak kokularına alışkın nasırlı köylü eli sıkacak, onu bıkmadan dinleyecek genç lazımdır.
Bize yalnız dans etmesini, iyi giyinmesini, kur yapmasını ve aşık olmasını bilen gencin lüzumu yoktur. Bize bugün mesleğinde usanmadan çalışacak, yarın hudutta göz kırpmadan ölebilecek genç lazımdır.
Bize bir gençlik lazımdır. Temelinde cehalet, duvarlarında riya, tavanlarında dalkavukluk bulunmasın.
İtiraf etmeliyiz Vazifemizi yapamıyoruz. El çırpmakla, yaşa demekle inkılaba karşı borcumuzu ödemiş sayılamayız.
Hangi adsız Türk genci şehirden köye bir damla nur ulaştırmıştır?
Efendimiz olduğunu kanunlarımızla ilan ettiğimiz köylüye her başımız sıkıştıkça koşarız. O, ananevi bir tevekkülle bize her şeyini verir. Biz ona ne veriyoruz?
Sınırdışı ırkdaşlarını düşünmek, onların bizimle birleşmesini veya hiç olmazsa bağımsız olmasını istemek ise hiçbir zaman maceracılık değildir..
Yeni binanın adı Cumhuriyet tir. Temelinde kan ve iman vardır. Biz bu binanın yıkılmayacağına inanmışız.
millet ve memleket yolunda hak yok, vazife vardır.
En büyük Türklerden biri olan Yıldırım Bayazıd’ın anası Türk değildir. Hangi Türkçü onu Türklük kadrosundan çıkarmıştır veya çıkarabilir? İstiklal Marşı şairi Mehmed Akif’in babası Arnavut, ülküsü de Türkçülüğe aykırı olan ümmetçilik olduğu halde, hangi Türkçü Mehmed Akif için Türk değil demiştir?
Mesele Yıldırım Bayazıd veya Mehmed Akif kadar Türk olabilmektedir.
Zafer hiçbir zaman, mahvolduklarını sananlar tarafından kazanılamaz.
Milli şuur ve gurura malik liderlerin en büyük faydası, toplumu aşağılık duygusuna düşmekten korumaktır. Bir millet büyük iş yapabilmek için, kendisinin büyük millet olduğu inancını duymalıdır. Atatürk devrinde, Türk milleti nüfus, servet, teknik ve kültür bakımından, bugüne göre çok geride olmasına rağmen manevi güç bakımından kudretliydi ve onun içindir ki, kendisinde her tehlikeyi yenebilmek inanç ve kuvveti bulunuyordu.
Bize fenalığı dokunmayan milletlerin, fikirlerin ve insanların dostuyuz.
( )
Türkçülük, bir bakıma göre de, Türklük düşmanlığı düşmanlığı dır.
Dünyadaki bütün milletler, yabancı hakimiyeti altında kalmış olan milletdaşlarını kurtarma gayesini güderken, Türkler neden aynı dileğin ardından koşmasın?
Biz siyaset yapmıyoruz. Siyaseti bilmiyoruz. Çünkü bizim davamız bugünün sandalye davası değildir. Onun için herkese sevimli gözükmeğe mecburiyet duymuyoruz.
Bizim gibi düşünmeyenlerin fikirlerine, kanaatlarına saygı gösteririz. Fakat samimi olmaları şartıyla Büyük ülküleri, milli davaları gündelik ve aşağılık siyaset oyunlarına karıştıranların kanaati hürmete layık değildir.
Türkçü kendisini mühimsemez, alçakgönüllüdür, suç yapmışsa veya yanılmışsa itiraf eder.
( )
Kalbi yalnız milletine hizmet etmek duygusu ile vurur. Bencillik davasında değildir. Her dinde ve her ahlak prensibinde kötü olan yalan, iftira gibi küçüklüklerin yanından bile geçmez.
Türkçülük yükselmek için değil, yükseltmek içindir. Topluluklar, fedakar fertlerin çokluğu nisbetinde yükselir.
Milletler ölebildikleri kadar yaşama hakkına sahiptirler.
Büyümek istemeyen millet küçülmeye mahkumdur. Saldırmayan millete saldırılır.
Maddileşmiş bir insan vatan için ölür mü? Bencil bir insan muhtaçlara yardım eder mi? Milletine inanmayan bir adam yabancı ile işbirliği yapmaz mı? Erdemi gülünç bulan birisi çalıp çırpmaz mı?
kimseden bir şey istememek, herkesle hoş geçinmek, ittifaklar yapmak bir millete itibar sağlamıyor.
Fert fani, cemiyet bakidir
’ Tarihte savaşsız büyümüş bir millet gösterilemez.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir