İçeriğe geç

Turfanda mı Turfa mı Kitap Alıntıları – Mizancı Mehmed Murad

Mizancı Mehmed Murad kitaplarından Turfanda mı Turfa mı kitap alıntıları sizlerle…

Turfanda mı Turfa mı Kitap Alıntıları

Bir takım ehliyetsizler, ehliyetli ve liyakatlilere meydan bırakmıyorlar.
Tam insan olmak arzusunda bulunanlar yaşamak denilen mücadelenin acı ve tatlı tecrübelerinden hisselerini almalıdırlar.
Şu kadar ki o budalalığıma hükmedenler,
hükmü vermekle beraber hareketime vicdanlarının derin
bir köşesinden imrenip Keşke biz de böyle yapabilsek!
demişlerdir
126

Günahkarlar günah işlemekle yetinmeyip günahları
günahsız masumlara yüklemek kastında bulunuyorlar!
Aman Ya Rab! Bu ne kadar alçaklık?
199

Günahkarlar günah işlemekle yetinmeyip günahları
günahsız masumlara yüklemek kastında bulunuyorlar!
Aman Ya Rab! Bu ne kadar alçaklık?
Şu kadar ki o budalalığıma hükmedenler,
hükmü vermekle beraber hareketime vicdanlarının derin
bir köşesinden imrenip Keşke biz de böyle yapabilsek!
demişlerdir
Günahkârlar günah işlemekle yetinmeyip günahları günahsız masumlara yüklemek kastında bulunuyorlar! Aman ya Rab! Bu ne kadar alçaklık!
Kadın evin döşemesi, süsü olan şeylerden biri mi? Yoksa aile ve cemiyetin lüzumlu bir uzvu mu?
Kadınların yanında Mansur pek mahcup oluyor. Vicdan temizliğine işarettir. Buna da şükür olunur
Ah, güzelim! Bir kere görsen! İnsanların neler yapabileceklerini görerek kahrolursun.
Günahkârlar günah işlemekle yetinmeyip günahları günahsız masumlara yüklemek kastında bulunuyorlar!
Düşünmeksizin, sadece bugünü gözeterek hissi davranmaktan tahmin edilemeyecek neticeler çıkabilir. Olgun insan için yarını düşünmek lazımdır.
Sözlerimin işine gelmeyenini bırakıp, işine geleniyle kendini savunmaya kalkmak mantık usulüne uygun olmaz.
Kazanılmış bilgilerin kullanılacağı yer olmadıktan sonra onları edinmenin ne lüzum ve faydası var?
Kitap okumak sayesinde dünyanın iyi ve kötü taraflarını öğrenmiş bir hanımdı.
”Çapkın, fahişe isnadı pek ucuz alınıp verilir. Lakin tahsil ve terbiye eksikliğinin kurbanı bulunan bu cahil çocuklar, acaba bunu hak etmiş olabilirler mi?
Derdini paylaşacak bir can yoldaşına malik olmadığı için yeniden kederlendi.
Tam insan olmak arzusunda bulunanlar yaşamak denilen mücadelenin acı ve tatlı tecrübelerinden hisselerini almalıdırlar.
Doktor, her memleket, her cemiyet için yararlı bir insan olabilir.
Zamanımız maarif zamanıdır. Kültürsüzler için kuru ekmek bile güç bulunacaktır. Sen bir kere tahsilini bitir, adam ol. O vakit dünyanın her bir kapısı senin için açık olur.
Gözleri açıktı. Fakat beyni, içinden gelen duygular ve üzüntülerle dopdoluydu.
Günün iyisi de kötüsü de bulunabilir. Hüner, katlanabilmektir.
Sessiz seyirci sıfatında kaldıkça maddi manevi mesuliyet yükünden vicdanınızı kurtaramazsınız.
Belki gözlerinden ziyade, gönlüyle görüyordu.
Bir kadının yetenekleri yalnız kocasının zevk ve hoşnutluğunu arttırmaya sınırlı kalcaksa, yine kadın demek erkeklerin ihtiyaçlarını ve gereksinimlerini tamamlayacak ev eşyasından biri demek değil mi?
Medeni olduğu iddiasıyla mağrur olan Avrupa, hâlâ cehalet devrine mahsus olan garaz ve taassubu bir türlü elden bırakamıyor! Acaba kasıt mı var yoksa sade gaflet mi?
Toprağın her bir karışı birer tarih sayfasıdır. Gayret ve vatanseverlik kanıyla yoğrulmuş hayat ve kuvvet macunudur.
Günün iyisi de kötüsü de bulunabilir. Hüner katlanabilmektir.
Bir kadının marifetleri, yalnız kocasının zevk ve hoşnutluğunu arttırmaktan başka bir işe yaramayacaksa, yine “kadın” demek, erkeklerin ihtiyaç ve hizmetlerini yerine getirecek ev eşyasından biri demek değil mi ?..
Ayakta yürümeye güç kazandığı günden itibaren ebedi istirahat gününe kadar vakıa insanoğlu için vazifeden uzak bir gün bulunmaz.
Belki gözlerinden ziyade gönlüyle görüyordu.
Mesela geçen günkü fırtınada komşunun bahçesindeki ağaçtan şuraya yirmi kadar armut düşmüştü. Helal maldan saymadığınız için toplatıp sahibine yolladınız. Pekala! Fakat bu kadar ince düşünen zât-ı âliniz, her vakit meclisinizde dönen yolsuzluklardan, satın almalardaki hırsızlıklardan bahsedersiniz. Ehemmiyetsizce gülerek şunu bunu ayıplarsınız. Sonra devlet hazinesinin zararına olarak yapılan o sözleşmeleri imzaladığınızı mı saklamıyorsunuz!

Komşunun birkaç armudu hakkında bu kadar ince düşünürken niçin kul hakkı ile devlet hazinesini düşünmezsiniz? Halbuki bununla dünya ve ahirette makbul olacağınızdan başka, en birinci, en tabii vazifenizi yapmış olacaksınız. Sessiz seyirci sıfatında kaldıkça maddi, manevi mesuliyet yükünden vicdanınızı kurtaramazsınız.

İsmail – Canım kardeşim, sen hiç yorulmaz mısın? Bu ne olacak? Gündüz yaz, gece yaz… Biraz da nefes almalı, dolaşmalı değil misin?

Mansur – Ne yapalım kardeşim? İşlerim çoktur.

İsmail – Adam sen de! Bu işleri sana bir kimse yüklemiyor ya! Sen kendin çıkarıyorsun.

Mansur – Vicdanım, vazifem yüklüyor, kardeşim. Elde değil.

Günahkârlar günah işlemekle yetinmeyip günahları günahsız masumlara yüklemek kastında bulunuyorlar! Aman Ya Rab! Bu ne kadar alçaklık?
mali sıkıntı var, buyuruyorsunuz. ortadaki israfa bakılırsa sıkıntının varlığına inanılamıyor. diyelim ki gerçekten sıkıntı var. gidermek için girişimden eser görülmüyor. bu girişimler iktidarınız, göreviniz dahilinde değil midir?
uygar olduğu savıyla gururlanan avrupa, hala cehalet zamanına özgü kin ve tutuculuğu bir türlü elden bırakmıyor!
Çağımız eğitim çağıdır. Bilgisizler için kuru ekmek bile güç bulunacaktır.
İnsan halidir. Günün iyisi de kötüsü de bulunabilir. Hüner katlanabilmektir.
Salkıma yetişemeyen tilki üzümün henüz ekşi olduğunu iddia etmiş.
Allah kerimdir, amenna. Lakin o kerim olan Ulu Allah Allah kerimdir diyerek kendinizi kuyuya atınız buyurmuyor.
Bir kadının marifetleri, yanlız kocasının zevk ve hoşnutluğunu arttırmaktan başka bir işe yaramayacaksa, yine kadın demek, erkeklerin ihtiyaç ve hizmetlerini yerine getirecek ev eşyasından biri demek değil mi?
Tam insan olmak arzusunda bulunanlar yaşamak denilen mücadelenin acı ve tatlı tecrübelerinden hisselerini almalıdırlar. Açlık ve çıplaklık âlemini öğrensinler ki tokluklarının da kadrini bilsinler.
Başka bir kimsenin canını yakmadım, lakin yüreğimi ezdim.
Az kaldı, “O kalp benimkini de içinde eritip, sensiz, benliğime ihtimal bırakmadı” diyerek bağıracaktı.
Günün iyisi de kötüsü de bulunabilir. Hüner katlanabilmektir.
Yüreğimizde açılan üzüntü yaraları, ancak sevginizin merhemiyle iyileşecektir.
Mansur Bey gibi adamlar iki kere âşık olmazlar. Bir kere hissettikleri aşkı ölünceye kadar unutamazlar.
Her şey Cenab-ı Hakk’ın taktir ettiğine varır.
Başka bir kimsenin canını yakmadım, lakin yüreğimi ezdim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir