İçeriğe geç

Toplumun McDonaldlaştırılması Kitap Alıntıları – George Ritzer

George Ritzer kitaplarından Toplumun McDonaldlaştırılması kitap alıntıları sizlerle…

Toplumun McDonaldlaştırılması Kitap Alıntıları

Hazır yiyecek restoranları: Domuz yalağında yemek yemek gibi.
Max Weber tarihi derinlemesine büyülü bir geçmişten büyüden arınmış bir geleceğe hareket halinde bir şeymiş gibi gördü; bu yolculuk zamanla, dünyayı hem sihirli niteliklerinden hem de anlama kapasitesinde yoksun bırakacak. Hem denetim, hem de onu üreten hem de onu üreten gayri insani teknolojiler büyülenmeye düşmandır.
Ancak tavukları kalabalık alanlara kapatmak, şiddet, hata yamyamlık gibi öngörülmeyen sonuçlarda doğurmaktadır. Çiftlikler bu tür irrasyonel Muzırlıklarla çeşitli biçimlerde mücadele etmektedirler. Bunların arasında tavuklar olgunlaştıkça ışıkları karartmak ve birbirlerine zarar vermesinler diye tavukların Gagalarını koparmakta vardır.
Bu uçaklar (pilotların daha az kontrolle sahip olduğu uçaklar), teknolojik anlamda daha az ileri olan uçaklardan daha güvenli ve sağlamdır. Ancak bu teknolojilere bağımlı olan pilotlar, acil durumlarla başa çıkmakta yaratıcılıklarını kayıp etmektedirler. Bir havayolu dediği gibi sorun yaratıcı olmamı sağlan bilgisayarların olmayışıdır.
United Airlines’ın bir çalışanı söyle demiştir: Bedenim rezervasyonları klavyeye girdiğim bilgisayarın bir uzantısına dönüşmüştü. Benliğimi kayıp ediyormuşum gibi hissediyorum.
Tüketicilerin gebelik süreci içinde artan denetimi bazılarını heyecanlandırırken, birçoklarını dehşete düşürmektedir: çocuğunuzun cinsiyetini baştan belirleyebilmek, aynı otomatik şanzımana veya deri döşemelere sahip arabalar gibi, detaylı özeliklere sahip bebek siparişlerini verildiği korkunç olasılıklara kapı aralamaktadır. Bir tıp etiketçisi söyle demiştir: Bir çocuğu aynı araba seçer gibi seçmek tüketim zihniyetini unsurudur, çocuklar bir insan değil ürün haline gelmektedir.
Rasyonel bir toplumda, tüketiciler bir çok ortamda ve anda neyle karşılaşacağını bilmeyi tercih ederler. Sürprizleri ne severler ne de beklerler. Bugün Big Mac siparişi verdiklerinde, dün yemiş oldukları ve yarın yiyecekleri hamburgerlerin aynı olmasını isterler.
McDolnald’s rasyonel ilkelere dayanıyor olsa da, müşterilerin sadakati bir noktaya kadar duygusaldır. Dolayısıyla McDolatlaşmanın iki sebepten ötürü gelişme ihtimali yüksektir. Rasyonelliğin avantajlarını sunmamakta ve insanlar ona duygusal olarak bağlamaktadır. Bu bağımlılık insanları şirketin dezavantajlarını göz ardı etmeye götürür ve kabullenmiş dünyayı McDonaltlaşmanın daha da artmasına açık hale getirir.
Ayrıca McDonalt’S sınırlı bir menü getirerek, hamburgerlerin yağ içeriği için katı standartlar oluşturarak, donmuş köfteler köftelere ve patateslere geçerek, tek tipiği ve uyumu denetleyen müfettişler tutarak ve 1961’de ilk kez sektöre yönelik tam zamanlı eğitim merkezini açarak (“ hamburgeroloji ” “ diploması ” veren Hamburger Üniversitesi ) bu alanı yönetti.
Bir kez insanlar üzerinde denetim kuruldu mu, onların davranışlarını bir dizi makinevari harekete indirgemeye başlamak mümkün olur. Bir kez insanlar makine gibi davranmaya başladılar mı, yerlerine robot gibi gerçek makineler koyulabilir.
McDonaldlaşmaya hem ‘olanaklar tanıyan’ hem de ‘kısıtlamalar getiren’ bir süreç olarak bakmalıyız. McDonaldlaşmış sistemler; geçmişte yapamadığımız birçok şeyi yapmamızı sağlamaktadır; ancak bu sistemler aynı zamanda bizi normalde yapabileceğimiz şeylerden de alıkoymaktadır. McDonaldlaşma, ‘iki tarafı keskin’ bir fenomendir.
tam zamanında sistemi ele alalım. Bu sistem çoğu kez gerekli parçaların gün içinde birkaç kez teslim edilmesini gerekli kıldığından, fabrika etrafındaki yollar ve sokaklar genellikle kamyonlarla dolmaktadır. Yoğun trafik sebebiyle insanlar işlerine ve toplantılarına geç kalmakta, verimlilik kaybı yaşanmaktadır. Fakat irrasyonellikler, trafik sıkışıklıkları ve kaçırılan toplantıların ötesine geçmektedir. Bu kamyonların hepsi büyük miktarda yakıt tüketmektedir. Yakıt Japonya’da çok pahalı olmakla birlikte, hava kirliliğine de büyük katkı yapmaktadır.
Geçmişten bu yana kurumlar gittikçe etkinleşen teknolojiler sayesinde, yavaş yavaş çalışanları (ve müşteriler de dahil olmak üzere diğerleri) üzerinde denetim kurmuşlardır. Nihayetinde işçilerinin davranışlarını bir dizi mekanik eyleme indirgemeye başlamışlardır. Çalışanlar artık makineler gibi davranmaya başladığında ise, yerlerine gerçek makineler koyulabilmiştir.
McDonald’s işçileri daha büyük bir denetim altındadır; çünkü hemen hemen tüm karar alım süreçleri işin içinden çıkarılmış haldedir.
Çeşitli sporların niteliği hesaplanabilirlik tarafından değişime uğratıldı ve belki de buna feda edildi. Örneğin, spor etkinliklerinin doğası televizyonun ihtiyaçlarına göre değiştirildi

Bunun en iyi örneği sözde TV molalarıdır. Eskiden reklamlar, bir oyun sırasında yaşanan doğal aralarda verilirdi Bugün düzenlş TV molaları, futbol ve basketbol gibi sporlarda planlı hale gelmiştir.

Hazır yiyecek restoranlarındaki ilkeleri kullanan hastane zincirleri ile Darülaceze zincirlerinin artışı, ölümün bürokratikleşmesine, rasyonelleşmedine ve hatta McDonaldlaştırılmasına işaret etmektedir.

Dernek Humphry’nin Final Exit’i [Nihai Çıkış] gibi kitaplar ve intihar toplulukları, insanlara kendilerini nasıl öldüreceklerine ilişkin talimatlar vermektedirler. Ötenaziye dair bir ilgi ve kabul vardır; özellikle de amacı insanlara ölümleri üzerindeki kontrolü yeniden vermek olan Ölüm Doktoru Jack Kevorkian’ın çalışmalarına yoğun bir ilgi vardır.

McDonaldlaşmanın dördüncü boyutu, gayri insani teknolojilerin kullanılmasıyla insanlar üzerindeki denetimin arttırılmasıdır. Teknoloji sadece makineleri ve alet edevatı değil, malzemeleri, becerileri, bilgiyi, kuralları, düzenlemeleri, prosedürleri ve teknikleri de kapsar
İnsani bir teknoloji (örneğin tornavida) insanlar tarafından kontrol edilir; gayri insani bir teknoloji ise (örneğin, arabaya servislerdeki sipariş penceresi) insanları kontrol eder.
Ancak bir bütün olarak toplum, güvenli ortamların sağlanmasına dönük sorumluluğu tamamen ticari çıkarlara ter etmiş haldedir. Sokaklarımız güvenli olmadığından, tüketiciler mağazalarda alışveriş yapmaktadır. Oyun alanlarımız bazen güvensiz (ve son derece sınırlı) olduğundan, çocuklar ticari eğlence merkezlerinde oyun oynamaktadır. Asıl sorun bu sebeplerden ötürü insanların boş zamanlarının büyük kısmını, onları tüketim hayatına sokmaya istekli ticari ortamlarda geçirmeleridir.
Hızlı tıbbi bakım klinikleri gibi hemen girilip çıkılan cerrahi veya acil merkezlerinin gelişmesidir. McDoktorlar veya kutuda doktorlar , oldukça verimli ve etkin tıbbi bakım isteyen hastalara hizmet vermektedirler. Her merkez sadece sınırlı sayıda sağlık sorunuyla ilgilenmekte ama bunu çok hızlı bir biçimde yapmaktadır Daha yakın bir gelişme, eczanelerde hatta süpermarketlerde, indirimli mağazalar ve büyük mağazalarda bulunan hızlı kliniklerdir (Örneğin, CVS).
McDonaldlaşmanın Boyutları;
Verimlilik
Hesaplanabilirlik
Öngörülebilirlik
Denetim
Bir Romalı politikacı, McDonald’s restoranının, antik Roma sokaklarındaki değersizleşmenin baş nedeni olduğunu iddia etti.
Warhol’un başka bir resmini, Marilyn Monroe’nun neredeyse fotoğraf etkisi veren bir resmini klasik mo­dernist bir resimle -Edvard Munch’un Çığlık resmiyle- karşılaş­tırır. Bu sürrealist resim, derin bir umutsuzluk, sosyolojik terimler­le açıklarsak yabancılaşma ya da derin bir bunalım içindeki bir in­sanı gösterir. Warhol’un Marilyn Monroe resminde ise hiçbir ger­çek duygu ifade edilmez.
Çamaşır deterjanlarındaki limon kokusu genellikle limondan kaynaklanmaz.
Alışveriş mer­kezine gitmeyi tam bir alışkanlık haline getirmiş bazı insanlar, Kowinski’nin zombiler” dediği, tüm hafta sonlarını saatler boyu alış­veriş merkezlerinde geçiren insanlar haline gelmiştir.
McDonaldlaştırılmış sistemlerde çalışanlar da öngörülebilir şekilde davranır. Şirket kurallarına ve müdürlerinin söylediklerine uyarlar. Birçok durumda yalnızca yaptıkları değil, söyledikleri de öngörülebilir.
Bazı McDonaldlaştırılmış kurumlar hem zaman, hem de paraya vurgu yapar. Domino’s pizzayı yarım saat içinde müşterinin evine teslim edemezse ücret almamayı taahhüt etmektedir. Pizza Hut’ta da tek kişilik pizzanızı beş dakikada alamazsanız para ödemezsiniz.
Fast-food modeli insanlara, birçok ihtiyacı karşılamanın verimli bir yöntemini sunar ya da hiç değilse sunuyormuş gibi görünür.
Ford otomobil montaj hattı fikrini, o dönemde Chicago mezbahalarının sığırları kesmekte kullandığı destek makaralarından almıştı.
IKEA kataloğu, İncil’den sonra dünyada her yıl en çok basılan ikinci kitaptır.
Küreselleşme akışkanlığın gittikçe arttığı, insanların, nesnelerin, mekanların ve bilginin her yöne aktığı; bunların karşısına çıkan ve yarattı yapıların bu akış önünde engelleyici veya hızlandırıcı bir rol oynadığı geçişken bir süreç veya süreçler dizisidir.
Sistemi insanileştirmek ve alt üst etmek için elinizden gelen her şeyi yapın.
Aslında cinsellik, toplumun hemen tüm diğer alanları gibi, McDonaldlaştırma sürecinden geçmiştir. Telefonla porno hattı insanlara hiç tanışmadıkları ve büyük olasılıkla hiç tanışmayacakları kişilerle yakın, cinsel olarak açık, hatta müstehcen ko­nuşmalar yapmalarını sağlamaktadır.
McDonaldlaşmaya hem ‘olanaklar tanıyan’ hem de ‘kısıtlamalar getiren’ bir süreç olarak bakmalıyız. McDonaldlaşmış sistemler; geçmişte yapamadığımız birçok şeyi yapmamızı sağlamaktadır; ancak bu sistemler aynı zamanda bizi normalde yapabileceğimiz şeylerden de alıkoymaktadır. McDonaldlaşma, ‘iki tarafı keskin’ bir fenomendir.
‘Bir kültür olarak bizler -büyük iyidir- ifadesinin doğruluğuna derinden inanıyoruz.’
İnsanlar gördükleri şeyi sayabilmekte ve cüzi bir miktar gibi görünen ücret karşılığında çok yemek aldıklarını düşünmektedirler. Bir Denny’s reklamında adamın biri şöyle der: ‘Çok fazla yiyeceğim ama asla çok fazla ödemeyeceğim.’
Bu hesaplama ne var ki önemli bir noktayı değerlendirme dışı bırakmaktadır: Hazır yiyecek zincirlerinin yüksek kâr marjı, müşterilerin değil mülk sahiplerinin en iyi payı aldıklarını göstermektedir.
“Bazen kendimi robotmuş gibi hissediyorum. Tuşa bas ve şu yoldan git. Mekanik bir deliye dönüşüyorsun.”
“MacDonaldlaşmayı irrasyonel ve son derece mantıksız bir şey olarak düşünmenin temel sebebi, çoğunlukla gayri insani bir süreç olmasıdır.”
ÖĞʀᴇɴᴄİʟᴇʀ ᴋᴇɴᴅİʟᴇʀİɴİ, ʙİʟɢİ ᴛᴇᴅᴀʀİᴋ ᴇᴅᴇɴ ᴠᴇ ᴅİᴘʟᴏᴍᴀ ᴅᴀĞɪᴛᴀɴ ʙİʀ ᴍᴏɴᴛᴀᴊ ʜᴀᴛᴛɪɴᴅᴀɴ İʟᴇʀʟᴇʀᴋᴇɴ Üᴢᴇʀİɴᴇ ʙİʟɢİɴİɴ ᴅÖᴋÜʟᴅÜĞÜ ɴᴇꜱɴᴇʟᴇʀᴅᴇɴ İʙᴀʀᴇᴛᴍİŞ ɢİʙİ ʜİꜱꜱᴇᴛᴍᴇᴋᴛᴇᴅİʀ.
Birkaç yıl önce fast-food zinciri McDonald’s sizin yerinize her şeyi biz yaparız sloganıyla ortaya çıktı. Aslında McDonald’s restoranlarında her şeyi biz onlrın yerine yapıyoruz. Kuyruğa giriyoruz, yiyecekleri masaya getiriyoruz, çöpleri atıyoruz, tepsilerimizi yerine koyuyoruz. İşgücü maliyeti arttıkça ve teknoloji geliştikçe müşteriler çoğunlukla işin daha fazla kısmını yapıyor.
insanlar meyve ve sebzelerin mevsimlik olduğunu anlamak zorundadır: Çilek aslında ateşböcekleri kadar gelip geçicidir, mısır ise hiç uzun beklenmez; yaprağından ayrıldıktan sonra birkaç saat içinde yendiğinde iyidir. Doğanın döngüsünden haz almak için Ocak ayında sadece patates, kabak ve elmaların satıldığı çiftçi pazarından daha iyi bir yer yoktur.
Ekmekler, elmalar, yoğurtlar ve sütler doğrudan çöpe gitmekte; ancak hamburgerler, patates kızartmaları ve milkshake’ler yenilip yutulmaktadır.
Amerika da dışarıda yemek yemek, evde yemek yemekten daha uygundur. Dolayısıyla restaurantlar çok yaygın, Büyük buhran yılları dünya tarihinin en kötü maddi krizinin yaşandığı yıllardır. O yıllarda krizden dolayı bütün restaurantlar teker teker kapanır, Ama içlerinden biri inivatif bir fikri uygular. Maliyet analizi yaparlar. En büyük maliyetin garson maaşlarına gittiğini görürler , ve tarihte ilk defa garsonsuz restaurantları açma cesaretini gösterirler ve bugünkü adıyla self servis olayı başlar. İkinci maliyet girdisi olarak bulaşıkçıyı görürler ve çatal bıçak ve tabakları elimize ederler ve insanlara elleriyle yeme tavsiyesinde bulunmayı cesaret ederler. Aynı şekilde her konuda optimize çalışmalarına başlarlar, ve amerikan buhranında ayakta kalabilen tek şirket olarak tarihe geçerler. Şirketin adı mcdonalds tır.
IKEA kataloğu, İncil’den sonra dünyada her yıl en çok basılan ikinci kitaptır.
Kısacası, McDonaldlaşmanın daha az olduğu bir dünya olsaydı, insanlar kendi potansiyellerini daha iyi gerçekleştirirlerdi.
McDonald’s’ın başarısındaki dördüncü unsur olan denetim, McDonald’s’a giren insanları da kapsamaktadır. Sıralar sınırlı menüler, çok az seçeneğin olması ve rahatsız sandalyeler yemeğe gelenleri yönetenlerin onlardan yapmalarını istedikleri şeye yönlendirmektedir: Hızlıca yemeklerini yiyip ayrılmalarını.
Küreselleşme alışkanlığı gittikçe artı, insanların, nesnelerin, mekanların ve bilginin her yöne aktığı; bunların karşısına çıkan ve yarattığı yapıların bu akışı önünde engelleyici veya hızlandırıcı bir rol oynadığı geçişken bir süreç veya süreçler dizisidir.
Parası olanlar için, birbirinin aynısı evlerde veya apartmanlarda yaşamaktan kaçının. Farklı bir ortamda yaşamaya çalışın; tercihen kendiniz inşa edin veya inşa ederim. Eğer bir apartmanda veya tek tip evde yaşıyorsanız onu kişiselleştirip insanileştirin.
Kendi başımıza olabildiğince çok şey yapın. Eğer hizmet almanız zorunluysa, rasyonel olmayan bir bal değişmemiş kurumları tercih edin. Örneğin, arabanızı kendiniz yağlayın. Yapmak istemiyor veya yapamıyorsanız, kendi yerel ve bağımsız benzin istasyonunuzda yaptırdım. Byleşmiş arabayı açılarından her ne pahasına olursa olsun uzak durun.
Gelecek sefer bilgisayar otomatikman sizi arayacak olduğunda, telefonu nazikçe kapatın. Bir kurumu ararken her zaman gerçek bir kişiyle konuşmanızı sağlayacak tuşlara basın.
Mutfak takımları porselen veya metalden oluşan restoranlar bulun; çevreyi olumsuz etkileyen Strafor gibi malzemeleri kullananlardan kaçının.
Nasıl bayiler ürünler ve hizmetler arasındaki farklılıkları ortadan kaldırıyorsa, çevrimiçi tüketim siteleri ile internet veya posta yoluyla gönderilen kataloglarda zamansal ve mevsimsel farklılıkları ortadan kaldırmaktadır.
Hazır yiyecek sektörü bir kısmı doğada çözülemeyen devasa miktarda çöp üretmektedir. Hazır gıdaların ÇERÇÖP insanların gözüne batmaktadır. Her yıldönümleri orman sadece McDonald’s’ın ihtiyaç duyduğu kağıtların üretilmesi için feda edilmektedir. Hazır gıda sektörü ormanları tümüyle yutmaktadır. Bir süreliğine kağıt kapların yerini sporlar ve diğer ürünler almıştı. Ancak bugün tekrar kağıttan ürünlere yönelilmektedir; neredeyse yok edilmez olan Staffer çok sahalarında yılmakla birlikte, sonsuza dek sürmese de doğaya karışması yıllar olacak çöp dağları oluşturmaktadır.
Küreselleşme genelde birbirleriyle çelişen birden çok sonuç üreten karmaşık bir süreçtir; çünkü prosedüreldir, bir dolu akışkanlık içerir, farklı ve çok boyutlu akışları kuşatır.
Aslında Bauman, ‘’Soykırımın bir sapma olmadığını,aksine medeniyetimiz, onun yönlendirici ruhu,öncelikleri ve dünya görüşü hakkında bildiğimiz her şeye uygun düştüğünü’’ ileri sürmektedir. Yani Soykırım, modern dünyanın rasyonelliğine gerek duymuştur; premodern ve daha az rasyonelleşmiş bir toplumda gerçekleşemezdi.
Öğrencilere sadece otoriteye itaat etmeleri değil, rasyonelleşmis ezberci öğretim süreçleri ile objektif testleri benimsemeleri de öğretilmektedir.
ne de olsa dünyanın hemen hemen her yerine seyahat eden turistlerin McDonald’s, Holiday Inn, Hard Rock Cafe, Starbucks, USA Today ve CNN bulma ihtimalleri yüksek olduğundan, öngörülemez şeylerden korunmaya daha az ihtiyaç duymaları muhtemeldir.
Sihrin ve gizemin olmadığı bir dünya, artan rasyonelleşmesin bir başka irrasyonel sonucudur.
Her şeyin belli, yavan, mantıklı ve rutin olduğu bir dünyada yaşıyoruz.
Astların yapması gereken rasyonel sistemin kurallarına, düzenlemelerine ve diğer yapılarına sorgusuzca boyun eğmekken, yönetimdekiler “yaratıcı” olmak için serbest ve özgür kalırlar.
Verimlilikten kazançlı çıkanlar, rasyonelleşmeyi dayatan ve bundan nemalanan kişilerdir.
Rasyonel sistemler içlerinde çalışan veya hizmet verdikleri insanların insaniyetlerini ve akıllarını inkâr eden mantıksız sistemlerdir.
McDonaldlaşmaya hem ‘’olanaklar tanıyan’’ hem de ‘’kısıtlamalar getiren’’ bir süreç olarak bakmalıyız. McDonaldlaşmış sistemler, geçmişte yapamadığımız birçok şeyi yapmamızı sağlamaktadır; ancak bu sistemler aynı zamanda bizi normalde yapabileceğimiz şeylerden de alıkoymaktadır. McDonaldlaşma ‘’iki tarafı keskin’’ bir fenomendir.
McDonaldlaşmış sistemlerdeki işçiler de işin niteliksel yanlarından ziyade niceliksel yanlarına vurgu yapmaktadır. İşin kalitesinin değişkenlik göstermesine pek izin verilmediğinden, işçiler görevlerin en çabuk nasıl tamamlanabileceğine odaklanmaktadırlar. Müşterilerinkine benzer bir durumla, işçilerin az zamanda az ücret karşılığı çok fazla iş yapmaları beklenmektedir.
Bireyler, verili bir hedefin yerine getirilmesine dönük uygun araçları ararken, kendi başlarına bırakılmazlar.
Yaratıcı ve bağımsız yapıdaki öğrenciler genelde, eğitim sisteminin bakış açısınca “zahmetli, pahalı ve zaman alıcı” öğrencilerdir.
karl marx, üretici kapitalizmin hâkim olduğu dönemde işçilerin sömürüsü üzerine yazmışken, bugün odak noktası müşterilerin sömürüsüne (tabii hâlâ işciler de sömürülmektedir) kaymıştır
“Bir kültür olarak bizler ‘büyük iyidir’ ifadesinin doğruluğuna derinden inanıyoruz.”
Umarım insanlar McDonaldlaşmaya direnip ,daha mantıklı ve insani bir dünya yaratabilirler .
Bir montaj hattı işçisi hissettiği insanlık dışılığı şöyle özetlemektedir: Bazen kendimi robotmuş gibi hissediyorum.Tuşa bas ve şu yoldan git .Mekanik bir deliye dönüşüyorsun.
Pazarlama kuruluşları ,veri tabanlarından alınan isimlerle küçük esprili lafları ,maildeki yazının gerekli yerlerine atarak ,bir yakınlık illüzyonu yaratmaya çalışmaktadır.Gerçekte bu teknolojiler yakınlığı yozlaştırmakta ve dejenere etmektedir.Samimi bir dilin yerini alarak insanları aldatmaktadırlar.Bu yaltaklanıcı sözler, kendi sentetik samimiyetleriyle noktalanmaktadır.
Kimse o hamburger köftelerinde ne olduğunu tam olarak bilmemektedir.( ) Hadi bununla yüzleşelim.Kimse McDonald’s ekmekleri arasında neyin olduğunu düşünmüyor. Satın alır ,yersiniz ,çöpünüzü atar ve Yalnız Kovboy gibi oradan uzaklaşıp gidersiniz .
Sistemi eleştirenlerin fikirlerini yayabilecekleri çok az ortam vardır.Örneğin ,kimse cumartesi sabahları yayımlanan çizgi filmlerin arasına ,hazır yiyecek restoranlarıyla ilgili tehlikeler konusunda çocukları uyaran spotlara sponsor olmamaktadır .Yine de McDonaldlaşmaya yöneltilen bu eleştiri hakkında meşru bir soru sorabilir :Bu eleştiriyi doğuran şey geçmişin romantikleştirilmesi ,artık var olmayan bir dünyaya dönüş özlemi midir ?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir