Mark Twain kitaplarından Tom Sawyer`ın Maceraları kitap alıntıları sizlerle…
Tom Sawyer`ın Maceraları Kitap Alıntıları
Herkesin yüreğinde bir türkü dolanıyordu.
../insan ki, kadından doğmadır, sayılıdır günleri ve bitmez çilesi
Dünyevi zevklerin ruhun özlemlerini doyuramayacağına inanmıştır!
Benim yaşlı kalbimi yormaktan başka bir şey yapmıyorsun.
Hala Her şey yolunda deyip duruyordu, ama içinde öyle bir ağırlık vardı ki kelimeler anlamını yitirmişti.
Hayat denen şeyin en alası bile dertsiz geçmiyor.
Onun hatırasını rüzgara bırakıp unutmaya çalıştı ama başaramadı.
Ayrıca kadınlar daima güzeldir.
Bir çocuğun kalbinin sürekli üzüntüyle dolu olamayacağına karar verdi.
İyi dostlar, iyi kitaplar ve bir de huzurlu bir vicdan; işte ideal hayat.
Anlamayanlar için dilimi, değersizler için kalbimi yormadığım günden beri mutluyum
Bilgi her şeyden değerlidir.
Bu arada Tom yeni bir şey keşfetti: İnsan bir şeyi elde edemezse onu ister. Eğer bir kişinin bir şeyi yapması gerekiyorsa bu iştir. Eğer yapmaya gerek duymuyorsa bu iş değildir. Bir arabayı sırf kendiniz için sürmek zevk, başkası için sürmekse iştir.
Bir adamın ya da çocuğun bir şeyi çok istemesini sağlamak için o şeyi erişilmesi güç bir hale getirmek yeter.
Hayatın sıradan yollarında taptaze dimağ uzun zamandır beklenen bir bayramı nasıl da büyük bir haz duyarak iple çeker! Hayal gücü pespembe mutluluk tabloları çizmekle uğraşmaktadır.
Anlamayanlar için dilimi değersizler için kalbimi yormadığım günden beri mutluyum.
Hayal gücü pespembe mutluluk tabloları çizmekle uğraşmaktır.
Ben tam buradayım. Keşke yeniden yaşamak elimde olsaydı. Asla söylemezdim öyle şeyler dünyayı verseler söylemezdim hiçbirini. Ama artık o yok. Bir daha asla, asla, asla göremeyeceğim onu.
Bir adamın ya da çocuğun bir şeyi çok istemesini sağlamak için o şeyi erişilmesi güç bir hale getirmek yeter.
Dertlerini düşünmek o kadar nefis, o kadar kıvanç vericiydi ki hiçbir dünyevi neşe ya da çiğ bir mutluluğun bunu bozmasına tahammül edemezdi.
Bir adamın ya da çocuğun bir şeyi çok istemesini sağlamak için o şeyi erişilmesi güç hale getirmek yeter.
Tom , her şeye rağmen bunun o kadar da boş bir dünya olmadığını söyledi kendi kendine . Farkında olmadan , insan eylemleri üzerinde büyük bir yasayı , yani , bir insanın bir şeyi şiddetle arzu etmesini sağlamak için yalnızca o şeyin elde edilmesini zorlaştırmak gerektiğini keşfetmiştir .
Bir adamın ya da çocuğun bir şeyi çok istemesini sağlamak için o şeyi erişilmesi güç bir hale getirmek yeter. Tom da bu kitabın yazarı gibi büyük ve bilge bir filozof olsaydı, iş denen şeyin mecburen yapılan bir şey, oyunun ise mecburen yapılmayan şey olduğunu anlayabilirdi.
Herkesin yüreğinde bir türkü dolanıyordu; hele yürekler körpeyse türkü dudaklara dek ulaşıyordu. Her yüzde neşe, her adımda canlılık vardı
İnsan ki, kadından doğmadır, sayılıdır günleri ve bitmez çilesi
Anlamayanlar için dilimi değersizler için kalbimi yormadığım günden beri mutluyum.
Bana göre çok eğlenceli ve güzel bir kitap
Beni dışardan yargılayanlara söyleyecek sözüm yok; Zaten dışarıda kalmaları onlara yetiyor.
Başka insanların uğraştığı dertlerden uzaklaşmak öyle şanlı bir başarıydı ki
Anlamayanlar için dilimi, değersizler için kalbimi yormadığım günden beri mutluyum
Hayat boştu ve yaşamak da sadece bir yüktü.
bir gelenek ne kadar mantıksızsa ondan kurtulmak o kadar zor oluyor.
Ne yana dönerse dönsün medeniyetin parmakları ve zincirleri onu kısıtlıyor , elini ayağını bağlıyordu.
Bir adamın yada çocuğun bir şeyi çok istemesini sağlamak için o şeyi erişilmesi güç bir hale getirmek yeter..
Bir şeyi yapmayacağına yemin ettirmek , insanın tam da o şeyi yapmak istemesini sağlamasının en kesin yoludur.
“Bana kalırsa Tom ileride çok başarılı bir yargıç olabilir hatta dürüst bir asker de olabilir, hangisini isterse o yönde onu destekleyeceğim. Bu çocuk bunu hak ediyor.”
Günlük yazmayı denedi ama üç gün boyunca hiçbir şey olmayınca bıraktı
Anlamayanlar için dilimi ,değersizler için kalbimi yormadığım günden beri mutluyum..
Anlamayanlar için dilimi, değersizler için kalbimi yormadığım günden beri mutluyum
Ah keşke bir süreliğine ölebilseydi
Ailenin önemini çok iyi biliyorum ben. Hayatım boyunca onlar olmadan yaşadım.
– Ah sevgili oğlum… Aileler çocuklarından nefret etmez.
Durun! Yarın cenazemiz var. Haydi gidip onlara sürpriz yapalım.
Bizi çok seviyorlar, kendimi suçlu hissettim.
Şimdi ne yapacağız çocuklar?
Kendi başımıza kalacak kadar büyümüştük. Ne kadar aptalmışız.
Uzun zamandır istedikleri şey budur. Bir yere gitmelerini ya da bir şeyler yapmalarını engelleyecek kimse yoktur.
Herkes anlamlı bir şey yapmak istiyor.
Ne kadar güzel bir gün. Bu güzel havada kim okula gitmeyi ister ki?
İyi dostlar, iyi kitaplar ve bir de huzurlu bir vicdan; işte ideal hayat.
Birçok ülkede soyguncular en üst soylular arasındadır dük filandırlar.
Nedense bir gelenek ne kadar mantıksızsa, ondan kurtulmak o kadar zor oluyor.
Bu dünyadaki en önemli şey bilgidir; büyük insanları ve iyi
insanları yaratan bilgidir.
insanları yaratan bilgidir.
Hayat boş, kendisinin varlığı da bir yükten ibaretti.
Korsanlar gemideki herkesi öldürürler. Onları kalasın üstünde yürütüp denize atarlar.
Ama kadınları adalarına götürürler, dedi Joe, kadınları öldürmezler.
Hayır, diye onayladı Tom, kadınları tabii ki öldürmezler. Böyle şeyler yapmayacak kadar soyludurlar. Ayrıca kadınlar daima güzeldir.
Kederli ve umutsuzdu. Terk edilmiş, arkadaşsız kalmış bir çocuğum, dedi kendi kendine.
Yaxşı dostlar, yaxşı kitablar və bir də hüzurlu bir vicdan, bax budur ideal həyat.
Ah, keşke hiç değilse bir süreliğine ölebilseydi!
çünkü bu dünyadaki en önemli şey bilgidir; büyük insanları ve iyi insanları yaratan bilgidir
Tom, kendi kendine her şeye rağmen pek de boş bir dünya değil bu, diye düşündü. Bilemeden insan davranışlarının çok önemli bir kuralını; güçlükle elde dilen şeylerin, insanda arzu uynadırdığını keşfetmişti. Şayet Tom bilge bir filozof olsaydı, insanların yapmak zorunda oldukları işlerin görev; zorunlu olmadıkları şeylerinse eğlence olduğunu anlayacaktı.
Tüm köyde bir tek kendisinin yolunu kaybetmiş olduğunu ve hiç ama hiç bulamayacağını düşünerek, kırık kalbiyle sürüne sürüne eve gidip yatağına yattı.
Nedense bir gelenek ne kadar mantıksızsa ondan kurtulmak o kadar zor oluyor.
İnsanı harekete geçiren kanunların en büyüklerinden birini keşfetmişti farkında olmadan: Bir adamın ya da çocuğun bir şeyi çok istemesini sağlamak için o şeyi erişilmesi güç bir hale getirmek yeter.
Hayat boş, kendisinin varlığı da bir yükten ibaretti adeta.
Neyse artık, insan ki, kadından doğmadır, sayılıdır günleri ve bitmez çilesi, yazar Kutsal Kitap; bana kalırsa da öyle, çok doğru sözler.
“Tatsız gerçekler yutulması en zor olanlarıdır.”