İçeriğe geç

Titan’In Laneti Hc Kitap Alıntıları – Rick Riordan

Rick Riordan kitaplarından Titan’In Laneti Hc kitap alıntıları sizlerle…

Titan’In Laneti Hc Kitap Alıntıları

göğsümsümde açılmaya başlayan kocaman deliği görmezden gelmeye çalıştım.
“Sen kafanı peynir ekmekle yemişsin,” dedi Thalia.
“Ah, ah…” dedi Kıvırcık, hülyalara dalmış, “İşte biz, peynirle ekmek gibiyiz.”
Dans etsenize çocuklar! diye buyurdu Thalia. Öyle durmayın, aptala benziyorsunuz.
İçim içimi yiyerek önce Annabeth’e baktım, sonra da spor salonunda tur atan kızlara.
Eee? diye sordu Annabeth.
Eh, kimi dansa kaldırsam?
Mideme bir yumruk indirdi. Beni, Yosun Kafa.!
Eğer annem üç yaşındayken küvette ne kadar şirin olduğumla ilgili bir öykü daha anlatacak olsaydı, karlara atlayıp ölene dek donmaya bırakacaktım kendimi..
Kötüyle savaşmak kolay. Bilgelik noksanlığı işte bununla savaşmak gerçekten zor.
Yüzü o kadar güzeldi ki bir an nefes alamadım.
İçimi bir endişedir kapladı. Annabeth, dedim fısıltıyla. Yapma.
Annabeth bana kaşlarını çatarak baktı. Ne?
Bak, sana bir şey söylemem gerek, dedim. Sözlerime devam etmeye çalışıyordum ama zorlanıyordum. “Eğer sen Buna dayanamam, tamam mı? Senin bunu istemiyorum.
Percy? dedi Annabeth. Ne oldu sana, hastalanmış gibisin?
Öyle hissediyordum zaten. Söyleyecek çok şeyim vardı ama dilim bana ihanet etmişti. Midemi kaplayan korku yüzün den dilim oynamıyordu.
İşin keyfinin yarısı bunu bilmemekte, dedi Afrodit Çok acıyor için, değil mi? Kimi seviyorsun, kim seni sevi yor bilmiyorsun? Ah, siz çocuklar yok musunuz? O kadar şirinsiniz ki ağlatacaksınız beni.
Yok, yok, dedim. Ağlama.
Sakın merak etme, dedi. İşleri kolaylaştırıp canımız sıkmayacağım. Bilsen ne sürprizler gizledim sizin için. Keder. Kararsızlıklar. Ah, bekleyin de görün.
Aman ne gerek var, dedim. Hiç zahmet etmeyin.
Ah, ne kadar şirinsin! Keşke tüm kızlarım senin kadar tatlı bir çocuğun kalbini kırsalar.
Hayır, hayır. Ayrıntıları sana bırakıyorum. Ama şöyle güzel, trajik bir aşk hikayesi görmeyeli yüzyıllar geçti.
Durun bakalım. İlk olarak, aşk meşk demedim ben. İkincisi, trajik de nereden çıktı?
Aşk her güçlüğü yener, diye umut verdi Afrodit. Helen ve Paris’i düşün. Aralarına bir şeyin girmesine izin verdiler mi?
Truva Savaşı’nı başlatıp binlerce insanın ölmesine sebep olan kişiler değil miydi onlar? Pöf. Mesele o değil. Yüreğinin götürdüğü yere git.
Düşünüyorum da kadının kime benzediğini anlatmam mümkün değil. Gözlerinin rengi neydi, saçların rengi neydi tarif edemem. Bildiğiniz en güzel kadın oyuncuyu düşünün. Tanrıça, ondan on kat daha güzeldi. En sevdiğiniz saç rengini düşünün, göz rengini düşünün, hangi renk olursa olsun. Tanrıça’nınkiler o renkti işte!
Bana gülümsedi, bir an için Annabeth’e benzettim. Sonra da beşinci sınıfta gönlümü kaptırdığım dizi oyuncusu kadına. Sonra eh, anladınız durumu.
Zoë’nin yalan söyleyip söylemediğini düşündüm. Arabalar ne zaman icat edilmişti bilmiyordum ama sanırım tarih öncesi çağlarda olmalıydı; insanların siyah beyaz televizyon izleyip dinozor avladığı dönemler yani.
Ben eh, en sonunda Kheiron üstünde pijamaları, at kuyruğunda bigudilerle çıkageldi ve
Kuyruğunda bigudi mi vardı?
Minibüs burnunu yere çevirdi ve birileri çığlık attı. O kişi belki de bendim. Şimdi saatte binlerce kilometre hızla Atlantik Okyanusu’na doğru ilerliyorduk,
Ne söyleyeceğini biliyorum, dedi Apollon. Güneş arabasını sürmek gibi büyük bir onuru hak etmiyorsun.
Söyleyeceğim bu değildi.
Haydi, kıvırma! Maine’den Long Island’a giden yol kısa zaten, arabayı sürmeyi öğrettiğim son çocuğa ne olduğunu da boş ver.
Kardan çıkar çim
Artemis ister yardım
Havalıyım.
Green grass breaks through snow,
Artemis pleads for my help,
I am so cool.
“Ama Nereye götürüyor bilmiyorum ki. Yüreğim yani.”
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
“Gözlerine bakınca gözlerim kamaşıyordu, yüzündeki gülümseme ise ayın karanlık yüzünü aydınlatır cinstendi.”
“Ama ölümlüler kimin için çalıştıklarını görmüyorlar mı? Etraflarındaki onca canavarı fark etmiyorlar mı?”
“Paralı askerler, hiç hoş olmayan bir şey gerçi ama çoğu ölümlü paralarını aldıkları sürece her amaç için savaşır.”
“ — İşte bu yüzden ben ölümlü kullanmıyorum, güven olmuyor onlara.
— Zayıf iradeliler, kolay satıyorlar kendilerini ve şiddete meyilliler. Onlara bayılıyorum.”
İşin aslını bilseler de umurlarında olacağından şüpheliyim. Bazen ölümlüler canavarlardan bile fena olabiliyorlar.
Senin ölümcül hatan, kişilere olan sadakatin Percy.
En tehlikeli hatalar, ayarında yapıldıklarında iyi şeyler olanlardır. Kötüyle savaşmak kolay. Bilgelik noksanlığı işte bununla savaşmak gerçekten zor.
Hayat kırılgandır Percy. Kaderler ipini kesmeye karar vermişse, elimden gelecek bir şey yok.
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
Bulabilecek kadar akıllıysan, her zaman bir yol bulunur.
Çoğu ölümlü paralarını aldıkları sürece her amaç için savaşır.
“Zoe…” dedim. “Yıldızlar,” dedi fısıltıyla. “Yeniden yıldızları görüyorum leydim.” Dedi Zoe yine. Gözleri gece göğüne sabitlenmişti. Ve bir daha da hareket etmedi…
“Percy…”demeye başladım.Sonra iskeletler döndü. “Gitmem gerek!”dedim hızla.
“Percy Gitmemgerek de ne biçim bir isim öyle?”
Bulabilecek kadar akıllıysan, her zaman bir yol bulunur.
Anlam yalnızca arayınca ortaya çıkar.
Kötüyle savaşmak kolay.Bilgelik noksanlığı işte bununla savaşmak gerçekten zor.
Sadece iki sözcük: Seni bekliyorum.
“Kötüyle savaşmak kolay. Bilgelik noksanlığı… İşte bununla savaşmak gerçekten zor.”
“Yıldızlar,” dedi fısıltıyla. “Yeniden yıldızları görüyorum, leydim.”
“Hayat kırılgandır Percy. Kaderler ipini kesmeye karar vermişse, elimden gelecek bir şey yok. Ama deneyebilirim.”
“Bulabilecek kadar akıllıysan, her zaman bir yol bulunur.”
Bir sanatçıya işlerinin anlamını sor veya bir şairden şiirini açıklamasını iste. Bu amacını aşar. Anlam yalnızca arayınca ortaya çıkar.
Çoğu ölümlü paralarını aldıkları sürece her amaç için savaşır.
Bazen ölümlüler canavarlardan bile fena olabiliyor.
“Sen kafanı peynir ekmekle yemişsin,” dedi Thalia.

“Ah, ah…” dedi Kıvırcık, hülyalara dalmış, “işte biz, peynirle ekmek gibiyiz.”

“Eh, kimi dansa kaldırsam?”

Mideme bir yumruk indirdi. “Beni, Yosun Kafa!”

Hayat kırılgandır,Percy. Kaderler ipini kesmeye karar vermişse elimden gelen hiçbir şey yok
”Öldüğüme inandığın oldu mu? ”
”Asla. ”
”..Asaletimize yakışır mı böylesi aşağılık bir iş?Benim yerime Luke ezecek seni. ”
”Demek sen de korkağın tekisin. ”
Annabeth’in cansız bedeni Luke’un kollarındaydı.
“Annabeth’in gözlerine baktım yine. Kafasını salladı.
Thalia’ya ve Zoe’ye de baktım; böyle dostlar olduktan sonra, dövüşerek ölmek dünyanın en kötü şeyi sayılmazdı.”
“Zoe hayretle bize bakıyordu. Bunca şeyi nereden biliyorsunuz?
Annabeth, dedim. Mimariyi severdi.
Anıtlara binalara falan deli olurdu, dedi Thalia.
Sürekli onlarla ilgili bir şeyler söylerdi, dedi Kıvırcık burnunu çekerek. Ne sinir bozucuydu.
Keşke burada olsaydı, dedim.”
“Ama Nereye götürüyor bilmiyorum ki. Yüreğim yani.

Anlayışla gülümsedi. Gerçekten güzeldi. Sırf yüzü falan güzel olduğundan da değil hani. Aşka o kadar inanıyordu ki onu dinledikçe insanın içinin kıpır kıpır etmemesi mümkün değildi.

İşin keyfinin yarısı bunu bilmemekte, dedi Afrodit. Çok acıyor için, değil mi? Kimi seviyorsun, kim seni seviyor bilmiyorsun?”

“Anlam yalnızca arayınca ortaya çıkar.”
“Bulabilecek kadar akıllıysan, her zaman bir yol bulunur.”
Bazen ölümlüler canavarlardan bile fena olabiliyorlar.
Söz vermiştin!
Dünya seni şereflendirsin avcım, dedi Artemis. Sonsuza dek yıldızlarda yaşa.
Yıldızlar, dedi fısıltıyla. Yeniden yıldızları görüyorum, leydim.
Evet, dedi Zoe kederle. Atlas benim babam.
Acaba Poseidon’a Babalar Günü’nde o deniz kabuklu kravatı göndermeyi ihmal etmese miydim, diye düşündüm.
”Ben eh, en sonunda Kheiron üstünde pijamaları, at kuyruğunda bigudilerle çıkageldi ve
Kuyruğunda bigudi mi vardı!?
Bir sanatçıya işlerinin anlamını sor veya bir şairden şiirini açıklamasını iste. Bu amacını aşar. Anlam, yalnızca arayınca ortaya çıkar.
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir