İçeriğe geç

The Shadow of the Torturer Kitap Alıntıları – Gene Wolfe

Gene Wolfe kitaplarından The Shadow of the Torturer kitap alıntıları sizlerle…

The Shadow of the Torturer Kitap Alıntıları

Ne kadar az anlarsan o kadar mutlu olursun.
Senden nefret etmem gerekir Ama etmiyorum. Hatırın için değil Tek dostumdan da nefret edersem elimde ne kalır?
Kendi canım bana musallat olmuştu.
Hiçbir şeyi değiştirmeyen tesadüfler vardır.
Şimdi söyleyin bana. Ne malum bu hayatın bir rüya olmadığı?
yani herkes işkencecidir, tıpkı bizim gibi. Avcının avsız yapamadığı gibi biz de müşterisiz yapamayız; tüketiciler esnafa muhtaçtır; Harçâlem’in düşmanları askere; yönetilenler yöneticilere; erkekler kadınlara. Hepsi sevdiklerini yok eder.
Her gün emir kulu olduğumuz halde kendi kendimizin efendisi olduğumuzu varsayarak Yapacağım. veya Yapmayacağım. deriz, gerçekte efendilerimiz uykudadır.
Derken biri içimizde uyanır, hayvan gibi güder bizi. Halbuki dizginleri tutan biraz da benliğimizin o vakte kadar varlığından bihaber olduğumuz bir parçasıdır
Yalanların zamanla gerçeğe dönüştüğünü söylemiş miydim?
Sen onu sevmişsen başkası da sever. Onu sevmişsen, başkasını da seversin ”
Yeni Güneş ‘in ışınları hayat yolunu aydınlatır.
Kendi aklımın da bana yalan söylemediğinden emin değildim artık.
Tek dostumdan da nefret edersem elimde ne kalır.
Her bir gölgenin karası bana onun saçını anımsatıyordu; gördüğüm her beyaz da tenini.
En derin hislerimizi yüzümüzün tüm çıplaklığıyla nasıl da ele verdiğini unutmuş olsa gerekti.
Kendi aklımın da bana yalan söylemediğinden emin değildim artık.
Sen onu sevmişsen başkası da sever. Onu sevmişsen başkasını da seversin.
Simgeleri kendimizin icat ettiğine inanırız. Gerçekte onlar bizi icat eder; sert hatlarıyla bizi tanımlayan onlardır, onların mahlukatiyiz biz.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Yalnız kuşlarla iyi dosttur şu Ölüm.
Umut dış gerçeklerden etkilenmeyen psikolojik bir düzenektir.
Kimse hiçlik üzerine yeni bir teoloji kuramaz , hâlbuki bir tezat olarak hiçlik çok sağlam bir temeldir.
Bazen dünya korkunç hâle geldiğinde asil düşünceler doğar, erdem ve izzet sahibi düşünceler.
Senden nefret etmem gerekir, dedi. Söylediklerini anlayabilmek için kulağımı ona yaklaştırmak zorunda kaldım.
Sorun değil, dedim.
Ama etmiyorum. Hatırın için değil Tek dostumdan da nefret edersem elimde ne kalır?
Sesindeki umut bana karanlıkta açan bir çiçeği anımsattı.
Ne kadar az anlarsan o kadar mutlu olursun.
Biz kadınlara kalsa erkeklerde ne savaşacak hâl kalır ne yürüyecek derman. Ama dünyayı biz kadınlar yaratmadık. Öyle ya da böyle, siz erkeklerin hepsi işkencecidir.
Yalanların zamanla gerçeğe dönüştüğünü söylemiş miydim?
Kalabalık, onu meydana getiren bireylerin toplamı değildir. Daha ziyade, lisandan veya hakiki bilinçten yoksun bir hayvan türüdür, toplanınca canlanır, dağılınca ölür.
Yalnızca yüce idealler taşımaktansa iyisiyle kötüsüyle her tür fikre açık olmak en iyisi, bunu öğrendim.
Kelimelerin gücü muazzam, öbür türlü bizi çıldırtıp yok edebilecek ıstırapları katlanılır olgulara indirgiyor.
Neden burayı terk edemeyecekmişim gibi hissediyorum?
Benim gibi binlerce, belki de milyonlarca kişi vardır. İnsanlar ömürlerinin sonuna geldiklerini hissettiler mi ölümü kabullenirler.
Yalanların zamanla gerçeğe dönüştüğünü söylemiş miydim?
Şunu aklından çıkarma Severian, hak edilen hediye aslında hediye değil, bir yatırımdır.
Gerçeği gizlemek istiyorsan üstünden epey zaman geçmesini beklemelisin derler, zamanla eski yalanların da gerçek addedilirmiş.
Herkesle konuşulmaz çünkü çok fazla herkes var, hangi biriyle konuşacaksın.
Bir insan canının miktarı ne kadardır?
İnsan bir kitap koleksiyonunun altını üstüne getirmek için canını verir.
Sen onu sevmişsen başkası da sever. Onu sevmişsen, başkasını da seversin.
Hiçbir şeyi değiştirmeyen tesadüfler vardır.
Şimdi söyleyin bana. Ne malum bu hayatın bir rüya olmadığı?
Kendi canım bana musallat olmuştu.
Yoksulların ümitsiz cesaretine özgü ümitli hâli tüm insan meziyetleri içinde belki de en cazip olanıdır.
Ne kadar az anlarsan o kadar mutlu olursun.
Acı aşırı zevkliydi, zevkse aşırı acı verici; dolayısıyla ileride aklımı yitirmekten korktum.
O kadar uzun süre beklemiştim ki tek bildiğim beklemekti, lüzumsuz bilgilerin ağırlığı altı da ezilen bir zihne sahipti.
Kitapların asıl değerini işte o zaman anlamaya başladım, kitapları kitap olarak görünce.
Söz uçar yazı kalır, dedi Üstat Ultan. Öyle demiş bilge biri. Çok eskiden yaşamış, acaba bizi şimdi görse ne derdi? Başka biri de demiş ki, ‘İnsan bir kitap koleksiyonunun altını üstüne getirmek için canını verir. Herhangi bir konuda buranın altını üstüne getirecek insanla tanışmak isterdim.
Hiçbir şeyi unutmamak huyumdur, hem kısmetim hem lanetimdir.
Aciz insanlar kendilerine dayatılana inanırlar. Güçlü insanlarsa dilediklerine inanır, onu gerçek kılar. Özerk’in kendisinin Özerk olduğuna inanmasını, başkalarını da gücüne inandırmasını sağlayan nedir?
Sen onu sevmişsen başkası da sever. Onu sevmişsen, başkasını da seversin.
Her nefes alışımızda şu köprüden bir fakir atlasa sonsuza dek yaşarız çünkü şehir soluk almamızdan daha hızlı insan üretip tüketiyor.
Ama şunu aklından çıkarma Severian, hak edilen hediye aslında hediye değil, bir yatırımdır. Hakiki hediye birazdan sana vereceğimdır.
umut dış gerçeklerden etkilenmeyen psikolojik bir düzenektir
“Senden nefret etmem gerekir” dedi.
( )
“Ama etmiyorum. Hattın için değil Tek dostumdan da nefret edersem elimde ne kalır?”
başkalarından unuttum lafını işittiğimde hiçbir anlam veremiyorum çünkü benim için yaşadıklarım varlığımın bir parçasıdır
Hiçbir şeyi değiştirmeyen tesadüfler vardır.
Kendi ölümümü veya sevdiğin birinin ölümünü, hatta güneşin ölümünü düşündüğüm zaman gözümün önünde beliren imge nilüferdir, parlak ve solgun çanak yaprakları, gök mavisi çiçeğiyle.
Handisye Adil Ymar, kadınların ne denli zalim olduklarını ve cezaları ne denli abarttıklarını gözlemleyince işkenceciler arasında artık kadınlara yer verilmemesini buyurmuş.
Sen onu sevmişsen başkası da sever. Onu sevmişsen başkasını da seversin.
umut dış gerçeklerden etkilenmeyen psikolojik bir düzenektir.
Kederi dile getirmek şimdilik kederimi dindirmişti. Kelimelerin gücü muazzam, öbür türlü bizi çıldırtıp yok edebilecek ıstırapları katlanılır olgulara indirgiyor.
yani herkes işkencecidir, tıpkı bizim gibi. Avcının avsız yapamadığı gibi biz de müşterisiz yapamayız; tüketiciler esnafa muhtaçtır; Harçalem’in düşmanları askere; yönetilenler yöneticilere; erkekler kadınlara. Hepsi sevdiklerini YOK eder.
Kısacık bir süre zarfında yetişkin olmuştum (sahiden adam olduğum tartışılır) ve çocukluğumdan çok farklı birine dönüşmüş olduğum fikrine katlanamıyordum.
Her nefes alışımızda şu köprüden bir fakir atlasa sonsuza dek yaşarız, çünkü şehir soluk almamızdan daha hızlı insan üretip tüketiyor.
Aciz insanlar kendilerine dayatılana inanırlar. Güçlü insanlarsa dilediklerine inanır, onu gerçek kılarlar.
“Sen onu sevmişsen başkası da sever. Onu sevmişsen, başkasını da seversin.”
Kendi canım bana musallat olmuştu
Herkesle konuşulmaz çünkü çok fazla herkes var, hangi biriyle konuşacaksın
Erkeklerin kadınları arzuladıkları söylenir Severian. Peki, niçin elde ettikleri kadınlardan tiksiniyorlar.
Senden nefret etmem gerekir. dedi Ama etmiyorum. Hatırın için değil Tek dostumdan da nefret edersem elimde ne kalır?
“Bazen dünya korkunç hâle geldiğinde asil düşünceler doğar, erdem ve izzet sahibi düşünceler.”
Kalabalık onu meydana getiren bireylerin toplamı değildir. Daha ziyade, lisandan veya hakiki bilinçten yoksun bir hayvan türüdür, toplanınca canlanır, dağılınca ölür.
Bazen dünya korkunç hâle geldiğinde asil düşünceler doğar, erdem ve izzet sahibi düşünceler.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir