İçeriğe geç

The Seven Husbands of Evelyn Hugo Kitap Alıntıları – Taylor Jenkins Reid

Taylor Jenkins Reid kitaplarından The Seven Husbands of Evelyn Hugo kitap alıntıları sizlerle…

The Seven Husbands of Evelyn Hugo Kitap Alıntıları

“Annem güldü. Bildim bileli harika bir kahkahası vardı. Kaygısız, genç bir gülüş. Benimkiyse tutarsızdı. Bazen çok yüksek sesle çıkardı, bazen de bir vızıltıyı andırırdı.”
Seni öyle çok sevdim ki hayatımın anlamı olduğunu düşündüm. İnsanların dünyaya başka insanları bulmak için gönderildiğine inanırım. Ben de seni bulmak için doğmuştum. Seni bulmak, tenine dokunmak, nefesini içime çekmek, bütün düşüncelerini dinlemek için. Ama artık bunun doğru olduğuna inanmıyorum. Çünkü senin gibi biri için yaratılmış olmak istemiyorum.
“Bir şey için üzülebilirsin ama bu ondan pişmanlık duymanı gerektirmez.”
Kimse hiçbir şey hak etmez. Mesele kimin gidip almaya hazır olduğudur.
“Bir şey için üzülebilirsin ama bu ondan pişmanlık duymanı gerektirmez.”
“Eğer karşına hayatını değiştirecek bir fırsat çıktıysa,o fırsatı kaçırmamak için ne yapman gerekiyorsa yapmaya hazır olmalısın.Dünya sana isteklerini vermez,sen onları alırsın,”
Kim olduğumuzu saklamaya çalışmak için çok az enerjim kalmıştı. Kimi zaman acının görüntümüzü koruma ihtiyacından çok daha güçlü olduğunı gayet iyi öğrenmiştim.’
Bazı şeylerin hem doğru hem yanlış oluşu, insanların aynı anda hem iyi hem kötü oluşu, birilerinin seni bencillikten uzak bir şekilde severken bir yandan da acımasızca kendilerine hizmet edişleri bana hep çok ilgi çekici gelmiştir.
Ona bir sürü şey vermek istiyordum. Bende olan her şey onda da olsun istiyordum. Birini sevdiğinde insan böyle mi hisseder diye düşündüm. Birine âşık olmanın ne anlama geldiğini biliyordum zaten. Hem hissetmiş hem oynamıştım. Ama birini sevmek. Birileriyle ilgilenmek. Kaderini onunkiyle birleştirip, Ne olursa olsun, sen ve ben varız, diye düşünmek.
Ama daha da önemlisi her zaman biraz devekuşu gibiyimdir. Yüzleşmek istemediğim şeylerden kaçınmak için kafamı kuma gömmeye dünden razıyımdır.
Ama şimdi gerçeği nasıl anlatacağımdan emin değilim. Bu konuda pek pratiğim yok. Yaşam biçimime aykırıymış gibi geliyor. Ama başaracağım.
“Evelyn’e, girdiği bütün kahrolası odaları aydınlatan ve bize her gün bir rüyada yaşıyormuşuz gibi hissettiren kadına.”
“Eğer insanlara o adamın bana yaptıklarını anlatmış olsaydım, aynısını ona yapma fırsatı bulamazdı.”
“Sadece diyorum ki kendi yapmadığın bir şey için sevilmek o kadar da müthiş bir şey değil.”
“ ‘Müessesenin ikramı’ dedi. Dünyanın en ahmakça şeyiydi bana kalırsa. Çünkü bedava yiyip içmesi gereken biri varsa bu kesinlikle zengin insanlar değildi.”
“Yaşın ilerlediğinde. Kalbini küçülttüğünü hissettiğin işler yerine kalbini kocaman hissettiğin bir iş bulmalısın.”
“Ben ve sen. Bu şehri biz yöneteceğiz, diye fısıldadı. Beni dövmeye başladığında iki aylık evliydik.”
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
“Kaçınılmaz. Öyle seçkin, öyle mükemmele yakın ki ona bakınca hatlarının er ya da geç tam da o oranda, o kombinasyonla gerçekleşmek zorunda olduğu hissine kapılıyorsunuz.”
Ahlaklı ve adil bir dünyaya, iyi adamların kazanıp kötü adamların kaybettiği, yüzündeki acının yalnızca seni daha güçlü kıldığı, böylece sonunda daha fazlasını kazanabileceğin bir dünyaya kaçmak
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
“Eğer karşına hayatını değiştirecek bir fırsat çıktıysa, o fırsatı kaçırmamak için ne yapman gerekiyorsa yapmaya hazır olmalısın. Dünya sana isteklerini vermez, sen onları alırsın. Benden öğreneceğin bir şey varsa, bu olmalı.”
Birileri yanına gelip de “Tamam, artık kendini bırakabilirsin. Ben seni tutarım” diyene kadar ne kadar hızlı koştuğunu, ne kadar çok çalıştığını, ne kadar bitkin düştüğünü fark etmiyor insan.
Bir bütünken, parçalarımızın toplamından daha büyüğüz.
Güven olmadan yakınlık mümkün değildir.
Dünya sana isteklerini vermez, sen onları alırsın.
Ama daha da önemlisi her zaman biraz devekuşu gibiyimdir. Yüzleşmek istemediğim şeylerden kaçınmak için kafamı kuma gömmeye razıyımdır.
Elbette söylenmesi en kolay yalan da,karşındaki insanın doğruluğuna inanmayı deliler gibi istediği yalandır.
Savaş baltalarını gömmek hiçbir zaman kötü değildir.
“Seni sevmek yanlış olmamalı. Nasıl yanlış olabilir ki?”
“Yanlış değil, hayatım. Yanlış değil,” dedim. “Yanlış olan onlar.”
“Dünya çirkin bir yer ve kimse, kimse hakkında, hiçbir konuda olumlu düşünmüyor.”
“Birilerine kendi gerçeğini anlatabileceğini, kendini onlara gösterebileceğini fark ettiğinde, onların karşısında çırılçıplak durduğunda, “Benimle güvendesin” karşılığını vermeleri. Mahremiyet budur.”
“Sayısız tavsiyesi olacağını hissetseydim her bir sözcüğüne böyle sıkı sıkıya sarılır mıydım?”
“Ama gerçek şu ki övgü bağımlılıktır. Ne kadar çok övgü alırsan, ayakta kalmak için daha fazlasına ihtiyaç duyarsın.”
“Sen benim dünyadaki en iyi arkadaşımsın, Harry,”
Mantığını kullanıyorsun. dedi Evelyn bana gülümseyerek. O her zaman işe yaramaz.
Kimsenin seni sıradan hissettirmesine izin verme.
Zenginlerle ilgili bilmen gereken bir gerçek var: Daima daha zengin olmak isterler. Eline daha çok para geçmesi asla ama asla bıktırıcı değildir.
Birileri yanına gelip de, Tamam, artık kendini bırakabilirsin. Ben seni tutarım. diyene kadar ne kadar hızlı koştuğunu, ne kadar çok çalıştığını, ne kadar bitkin düştüğünü fark etmiyor insan.
Elbette söylenmesi en kolay yalan da, karşındaki insanın doğruluğuna inanmayı deliler gibi istediği yalandır.
Dünya çirkin bir yer ve kimse, kimse hakkında, hiçbir konuda olumlu düşünmüyor.
Hesabı istedim. Müessesenin ikramı. dedi. Dünyanın en ahmakça şeyiydi bana kalırsa. Çünkü bedava yiyip içmesi gereken biri varsa bu kesinlikle zengin insanlar değildi.
Bir şey için üzülebilirsin ama bu onda pişmanlık duymanı gerektirmez.
Düşünmeden konuşmak kültürün bir parçası artık. Yeni moda bu.
İnsanlar mahremiyetin seksle ilgili olduğunu düşünür. Ama mahremiyet aslında gerçekle alakalıdır. Birilerine kendi gerçeğini anlatabileceğini, kendini onlara gösterebileceğini fark ettiğinde, onların karşısında çırılçıplak durduğunda, Benimle güvendesin karşılığını vermeleri. Mahremiyet budur.
Celia may have left me in a huff, but it was a death by a thousand cuts
I know you’re probably picturing some world where we go up against Goliath and win. But that’s not gonna happen.
People don’t find it very sympathetic or endearing, a woman who puts herself first.
“Bence kendin olmak, gerçekten, bütünüyle kendin olmak, her zaman akıntıya karşı yüzüyormuşsun gibi hissettirir.”
“Hiç kimse değilse bile sen gayet iyi biliyorsun ki iki insan aynı şeyi istediği sürece o insanların gerçek karakterine dair hiçbir şey söyleyemezsin. Kediyle köpeğin bir fareyi öldürmek için beraber hareket etmesi gibi bir şeydir bu.”
Hesabı istedim.
“Müessenin ikramı,” dedi. Dünyanın en ahmakça şeyiydi bana kalırsa. Çünkü bedava yiyip içmesi gereken biri varsa bu kesinlikle zengin insanlar değildi.
“Hayatımın son dönemlerinde insanlar sürekli gelip, ‘Eminim ne kadar harika olduğunuzu söyleyerek kafanızı ütülememi istemezsiniz’ derlerdi. Bende espri yaparmış gibi, ‘Ah, bir kere daha duymaktan zarar gelmez.’ derdim. Ama gerçek şu ki övgü bağımlılıktır. Ne kadar çok övgü alırsan, ayakta kalmak için daha fazlasına ihtiyaç duyarsın.
Eğer karşına hayatını değiştirecek bir fırsat çıktıysa, o fırsatı kaçırmamak için ne yapman gerekiyorsa yapmaya hazır olmalısın. Dünya sana istediklerini vermez, sen onları alırsın.
Kimsenin seni sıradan hissettirmesine izin verme.
Birbirine zıt iki şey olacak şekilde tasarlanıyordum.
Parçalara ayrılması zor ama tutunması kolay, karmaşık bir imajım olacaktı. Hem naif hem de erotik olmam gerekiyordu. Sanki benim hakkımdaki ahlaksız düşünceleri anlamayacak kadar ahlaklıymışım gibi davranmalıydım.
Birileri yanına gelip de, Tamam, artık kendini bırakabilirsin. Ben seni tutarım, diyene kadar ne kadar hızlı koştuğunu, ne kadar çok çalıştığını, ne kadar bitkin düştüğünü fark etmiyor insan.
Birileri yanına gelip de, ‘Tamam, artık kendini bırakabilirsin. Ben seni tutarım.’ diyene kadar ne kadar hızlı koştuğunu, ne kadar çok çalıştığını, ne kadar bitkin düştüğünü fark etmiyor insan.
Kendimi bıraktım.
Ve Harry beni yakaladı.
Gerçekler bazen gelip seni yere serer. Bazense sabırla artık onları inkâr edecek enerjinin kalmayacağı zamanı beklerler.
Eğer karşına hayatını değiştirecek bir fırsat çıktıysa, o fırsatı kaçırmamak için ne yapman gerekiyorsa yapmaya hazır olmalısın. Dünya sana istediklerini vermez, sen onları alırsın.
Dünya, onu yönetmesi gerektiğini düşünen insanlara saygı duyuyordu.
Evelyn güldü. Şuraya bak, dedi. Böyle devam et. Günün birinde dünyanın sana ait olan kısmını yönetebilirsin.
Kanıtlayacak bir şeyleri olan adamlara karşı tetikte olmak gerek.
David gittiğinden beri ilk kez, bu eve girer girmez David’i düşünmemiştim.
Bütün hafta sonu, cuma gecesi, dışarıda geçirdiğim cumartesi gecesi ve parktaki pazar sabahı boyunca zihnimde dönüp duran şey, Evliliğim neden başarısız oldu? değil de,Evelyn Hugo kime âşıktı? oldu.
Gerçeğin etrafına ağlar örmeyi öğrenmek için çok zaman harcadım, dedi. O ördüğüm ağı sökmek biraz zor. O işte epey iyiydim. Ama şimdi gerçeği nasıl anlatacagimdan emin değilim. Bu konuda pek pratiğim yok. Yaşam biçimime aykırıymış gibi geliyor. Ama başaracağım.
Yedi kere evlendim ama hiçbiri bunun kadar doğru gelmemişti. Sanırım seni sevmek,benimle ilgili en gerçek şey.
Dünya,onu yönetmesi gerektiğini düşünen insanlara saygı duyuyordu.
“İyi bir anne için iyiymişsiniz gibi yapmanıza gerek yoktur. İyi bir anne sizin için iyiymiş gibi yapar.”
“Daha ben bir şey demeden,söyleyeceğim şeyin gereksiz olduğuna karar vermişti bile.”
İnsanlara pislik gibi davranıp sonra da basit bir özür dilerim demenin her şeyi silmesini bekleyemeyiz
Dünya sana isteklerini vermez, sen onları alırsın. Benden öğreneceğin bir şey varsa, bu olmalı.
Sana bu mutluluğu veren ben olmadığım için özir dilerim.
‘Gerçeğin etrafına ağlar örmeyi öğrenmek için çok zaman harcadım.’
‘Eğer karşına hayatını değiştirecek bir fırsat çıktıysa, o fırsatı kaçırmamak için ne yapman gerekiyorsa yapmaya hazır olmalısın. Dünya sana istediklerini vermez, sen onları alırsın.’
‘Bir şey için üzülebilirsin ama bu ondan pişmanlık duymanı gerektirmez,’ dedi Evelyn.
Doyamıyordum. Ona ihtiyacım vardı. Beni herhangi bir ilaçtan daha çok iyileştiriyordu.
“Bir kez yalnız yaşadım, yine yaşayabilirim.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir