Meik Wiking kitaplarından The Little Book of Hygge: Danish Secrets to Happy Living kitap alıntıları sizlerle…
The Little Book of Hygge: Danish Secrets to Happy Living Kitap Alıntıları
Dokunmadan sarılmak gibi
Evinizde ellerinizi hiç çekinmeden kirleterek fırında bir şeyler pişirmek tek başınıza, arkadaşlarınızla veya ailenizle yapabileceğiniz hyggelig bir faaliyettir. Fırından yeni çıkmış taze yiyeceklerin kokusu kadar hygge olan pek az şey vardır.
Benjamin Franklin’in söylediği gibi:Mutluluk, bizi bulması olası ama güç olan büyük çaplı bir talihten çok, her gün yaşanan küçük güzelliklerden ya da zevklerden ibarettir .
Fotoğrafçılık, ışıkla resim çizmek demektir ve bunu yaptıkça ışık anlayışınız, ışığı görme ve anlama kabiliyetiniz değişir.
Bizler vergi ödemiyoruz, toplumumuza yatırım yapıyoruz.
Mutluluk, bizi bulması olası ama güç olan büyük çaplı bir talihten çok, her gün yaşanan küçük güzelliklerden ya da zevklerden ibarettir.
Herhangi bir şeyden zevk almak için öncelikle şükran duymalı, birbirimize sık sık, bu hayatta hiçbir şeyi olağan saymamak gerektiğini hatırlatmalıyız. Şükran, bir hediyeyi alırken karşılığında teşekkür ederim demekten de ötedir. Böyle zamanlarda var olduğumuz için şanslı olduğumu aklınızdan çıkarmamalı; şu ana odaklanmaya ve yaşadığımız hayatı takdir etmeye çalışmalı, sahip olmadıklarınıza değil sahip olduğunuz her şeye odaklanmalıyız. Peki tüm bunlar klişe mi? Evet, bütünüyle.
Danimarka’da, insanların aile ve arkadaşlarına vakit ayırmalarına olanak tanıyan iyi bir iş ve yaşam dengesi vardır. OECD’nin Daha İyi Yaşam Endeksi’ne göre Danimarkalılar diğer OECD üyelerine kıyasla daha fazla boş zamana sahipler.
Hygge ve mutluluk arasında güçlü bir bağlantı kurulabilir, zira hygge gündelik anlamda mutluluğun peşine düşmeyi ifade eder.
Danimarka’da güven düzeyi(anne babalar içeride kahvelerini içerken kafenin dışında duran bebek arabalarına dikkat edin), özgürlük düzeyi (Danimarkalılar kendi yaşamları ve gelecekleri üzerinde söz sahibi olduklarını bilirler), zenginlik ve iyi yönetim düzeyi yüksektir. Aynı zamanda harika işleyen bir sivil toplum mevcuttur.
Hygge, hayattaki basit zevklerin kıymetini bilmek ve kısıtlı bütçeyle keyifli şeyler yapmak anlamına gelir.
Hygge gösterişsizdir, yavaştır. Yeni modaya karşı geleneksel olanı, havalı şeylere karşı basitliği ve heyecan aramak yerine huzuru tercih etmektir. Birçok yönden, hygge yavaş ve sade yaşamın tam karşılığı olarak adlandırılabilir.
Hayatta en güzel şeyler bedavadır.
Doğaya yakın olduğumuz zaman eğlenceli elektronik aletlerin içinde kaybolmuyoruz ya da binbir türlü seçenek arasında takla atmıyoruz. Doğada lükse veya savurganlık yoktur, sadece samimi bir arkadaş ortamı ve güzel sohbetler vardır. Basitlik, hafiflik ve sadelik, hygge’leşmenin hızlı yoludur.
İsveç’te bir nehir kenarında, Fransa’da bir bağda yahut sadece kendi bahçenizde veya yakınlardaki parkta oturuyor olsanız da doğal bir ortamda olunca gardınızı düşürür ve yalın, her şeyin gözünüze kolay göründüğü bir ruh haline bürünürsünüz.
Hygge anların çoğu gelişigüzel bir temele dayanıyor gibi görünüyor. Sizin ve misafirlerinizin hygge deneyimler yaşamak için rahat hissetmesi gerekir. Her şeyi resmi bir şekilde yapmak zorunda değilsiniz. Olduğun gibi gel ve olduğun gibi ol.
Kendi başınıza hygge’leşebilirsiniz.Yağmurlu bir pazar gününde battaniyeye sarılıp en sevdiğiniz diziyi izlemek hyggelig’dir. Bir kadeh kırmızı şarap eşliğinde şimşekleri, fırtınayı veya sadece pencerenin kenarında oturarak dışarıdaki dünyayı gözlemlemek de öyle.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Hygge içinizdeki sorumlu ve stresli yetişkini kısa bir süreliğine de olsa susturmakla ilgilidir. Rahatlayın. Sadece kısa bir süreliğine de olsa. Olay basit zevklerde mutluluğu yaşamak ve her şeyin yoluna gireceğine inanmaktan ibarettir.
Kalın kitaplarla dolu bir rafı kim sevmez ki? İyi bir kitapla mola vermek, hygge konseptinin temelidir. Kitap türü önemli değil:romantik, bilimkurgu, yemek kitabı ve hatta korku hikâyeleri raflarda memnuniyetle karşılanır. Tüm kitaplar hyggelig’dir ancak Jane Austen, Charlotte Bronte, Leo Tolstoy ve Charles Dickens gibi yazarlar tarafından yazılan klasikler kitap rafında özel bir yere sahip olur. Çocuklarınızla hyggekrog’da kıvrılıp onlara okuma sevgisi aşılayabilirsiniz. Yine de onlara Tolstoy okumakla işe başlamazsanız iyi olur.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Belki de eski zamanların özlemini çekiyoruz fakat ahşap eşyaların yaydığı özel bir enerji var. Şömineden gelen, yanan odunun, hatta kibritin kokusu, ahşap yazı masasına dokunmanın verdiği o kadifemsi his, ahşap bir sandalyenin hafif gıcırtısı, pencerenin yanındaki ahşap sandalyeye oturmak için odadan geçerken ahşap döşemenin tatlı gıcırtısı.. Yıllar boyunca kullanılan plastik oyuncaklardan sonra ahşap çocuk oyuncakları tekrar popüler hale geldi. Ahşap bizi doğaya daha yakın hissettiriyor. O da tıpkı hygge kavramı gibi sade ve doğal.
Küçük mekânlara beslediğimiz sevgi, geçmişe bakarsak mağaralarda yaşadığımız, kendinizi ve grubunuzu tehlikeli hayvanlara ve diğer tehditlere karşı korumak için çevrenize dikkat etmenizin önemli olduğu zamanlara uzanır. Küçük mekânlarda yaşamak tercih edilirdi çünkü orada yaşayanların vücutlarının ürettiği ısı, daha geniş bir mekânda olacağı kadar çabuk kaybolmazdı. Buna ek olarak küçük mekânlar büyük hayvanlardan saklanmak için harika yerlerdi.
Danimarka’da ev, sosyal hayatın merkezidir. Diğer ülkeler ağırlıklı olarak barlar, restoranlar ve kafelerde geçen bir yaşam kültürüne sahipken Danimarkalılar başka sebeplerin yanı sıra restoranlara para dökmekten kaçınmak için hjemmehygge’yi (evde hygge) tercih ediyor. Danimarkalı on kişiden yedisi, hygge’yi en çok evde yaşadığını söylüyor.
Danimarkalı saç stili, tembellik sınırında görünecek kadar rahattır. Yataktan kalk ve çık diyebileceğiniz bir tarz. Kızlar saçlarını topuz yapabilirler, topuz ne kadar yukarıdaysa o kadar iyi.
Mutluluğu satın alamazsınız ama kek satın alabilirsiniz ki bu da neredeyse aynı şeydir.
Evinizde ellerinizi hiç çekinmeden kirleterek fırında bir şeyler pişirmek tek başınıza, arkadaşlarınızla veya ailenizle yapabileceğiniz hyggelig bir faaliyettir. Fırından yeni çıkmış taze yiyeceklerin kokusu kadar hygge olan pek az şey vardır.
Klişe gibi gelebilir ancak içedönükler genellikle sosyalleşmek için ayrılan vakti, çok iyi tanıdıkları ve sevdikleri insanlarla birlikte olarak, anlamlı konuşmalar yaparak ya da sıcak bir içecekle oturup kitap okuyarak değerlendirmeyi tercih ederler.
Fotoğrafçılık, ışıkla resim çizmek demektir ve bunu yaptıkça ışık anlayışınız, ışığı görme ve anlama kabiliyetiniz değişir.
Hayatımızın en anlamlı günü bugündür.
Mutluluk, bizi bulması olası, ama güç olan büyük çaplı bir talihten çok, her gün yaşanan küçük güzelliklerden ya da zevklerden ibarettir.
En fakir ülkeler hariç olmak üzere, mutluluk zenginliğimizden çok, ilişkilerimizin kalitesine bağlıdır
Bisiklet, insanların daha mutlu olmasını sağlıyor
ısı kaynağının derecesi ne kadar düşükse hygge (esenlik) si o kadar fazladır
Hayatımızın en anlamlı günü bugündür.
CAFUNÉ (Brezilya Portekizcesi) Sevgilinin saçlarında parmakları şefkatle gezdirmek.
Sözcüklerimiz ve dilimiz geleceğe yönelik umutlarımızı ve hayallerimizi biçimlendirir,geleceğe yönelik hayallerimiz de bugün nasıl hareket ettiğimizi belirler .
Bizler sosyal varlıklarız. İnsanların tatmin edici ilişkiler kurmasının hayatlarını da bütün olarak ne kadar tatmin edici kıldığına bakılırsa bunun önemi açıkça görülür. En önemli sosyal ilişkiler de ortak şeyler yaptığınız, derdinizi anlatabildiğiniz, düşüncelerinizi ve duygularınızı paylaştığınız ve her ikinizin de destek alıp verdiği yakın ilişkilerdir. Yani tek kelimeyle: hygge.
Mutlu ınsanların dost ve aile ilişkileri de niteliklidir.
Mutluluğumuz üzerinde en büyük etkiye sahip olan ise sostal destektir. Danimarka’da insanlarin aile ve arkadaşlarına vakit ayırmalarına olanak tanıyan iyi bir iş ve yaşam dengesi vardır. Gelişmiş ülkelere kıyasla (Ingiltere, Fransa, Almanya gibi) fazlaca boş zamana sahiplerdir. Ülkenin yarıya yakını kendini sakin ve huzurlu hiseder.
Sosyal ilişkilerinizden ne kadar memnunsunuz?
Temel yaşam koşulları sağlandıktan sonra mutluluk gelirden ziyade insan ilişkilerinin kalitesiyle ilişkilidir.
Hygge tadına bakılabilir, duyulabilir, koklanılabilir, dokunulabilir ve görülebilir. Ama en önemlisi de şudur: hygge hissedilir.
En hyggelige anları diğer insanlarla birlikte yaşarız gibi görünüyor.
Onu telaffuz etmezsiniz, hissedersiniz.
Mutluluk; bizi bulması olası ama güç olan büyük çaplı bir talihten çok, her gün yaşanan küçük güzelliklerden ya da zevklerden ibarettir.
Sevgiyi telaffuz etmezsiniz,onu hissedersiniz.
It is giving the hot chocolate with whipped cream the attention it deserves. In short, indulgence. Hygge is about the now, how to enjoy the moment and make the best of it.
It is reading in the shadow of a tree, enjoying the long summer nights, and standing around the barbecue with your friends.
Hayatta en güzel şeyler bedavadır.
You can’t buy happiness, but you can buy cake, and that is almost the same thing
“Sevgiyi telaffuz etmezsiniz. Onu hissedersiniz.”
Hygge kendinize karşı cömert davranmaktadır.
Mutlu olup olmadığımızın en iyi ön göstergesinin insan ilişkileri olduğudur
Birisi dışlanmış hissediyor ya da kendini başkasından üstün görüyorsa hygge’ye ulaşmak mümkün olmaz.
Etrafınızdaki insanlara zaman ayırmak ve ilgi göstermekten başka hiçbir şey samimiyeti satın alamaz.
Bu yüzden Hygee sanatı da konfor alanınızı başkalarını da içine alacak şekilde genişletmektir aslında.
Benjamin Franklin’in söylediği gibi: Mutluluk, bizi bulması olası ama güç olan büyük çaplı bir talihten çok, her gün yaşanan küçük güzelliklerden ya da zevklerden ibarettir.
Mutluluğu satın alamazsınız ama kek satın alabilirsiniz ki bu da neredeyse aynı şeydir.
Avrupa Mum Derneğine göre Danimarka , Avrupa’da kişi başına en çok mum yakan ülkedir
Yaklaşık beş yüz sene boyunca Danimarka ile Norveç tek bir krallıktı , ta ki Danimarka 1814’te Norveç’i kaybedinceye kadar.
Şükran duymak, insanın bir adım geriye çekilerek sahip olduklarının değerini görmesini, dolayısıyla da daha çok takdir etmesini sağlar.
Çatıdaki yağmur damlacıklarının, pencerenin ardında esen rüzgarın, rüzgarda sallanan ağaçların ya da üstüne bastığınızda gıcırdayan ahşap döşemelerini sesini duymak hygeedir.
Hayatta en güzel şeyler bedavadır. Hygee gösterişsizdir, yavaştır, gelenekseldir, basitliği ve huzuru tercih etmektir.
Hygge içinizdeki sorunlu ve stresli yetişkini kısa bir süreliğine de olsa susturmakla ilgilidir. Rahatlayın. Sadece kısa bir süre için de olsa. Olay, basit zevklerde mutluluğu yaşamak ve her şeyin yoluna gireceğini inanmaktan ibarettir.
Şömine bulunduğu odayı son derece huzurlu ve sıcak hissederek dinlenmek için kendi başımıza oturduğumuz ya da birliktelik duygusunu daha yoğun yaşamak için yakınlarımızla vakit geçirdiğimiz bir yere dönüştürür.
Dopamin sinir liflerinden beynin farklı bölgelerindeki reseptörlere aktarıldığında keyif yaşarız. Keyif verici bir olaya dair anılar Serebral kortekste saklanır. Bu yüzden bunları unutmayız. Tuhaf gelebilir ancak bir bakıma beynin hayatta kalmamız için bağımlılıklar yarattığı söylenebilir.
Temel yaşam standartları mutluluk için gerekli olmak ie birlikte temel koşullar sağlandıktan sonra mutluluk, gelirden ziyade insan ilişkilerinin kalitesi ile ilişkilidir.
Mutluluk araştırması alanında yapılan tüm çalışmalarda emin olunan tek nokta mutlu olup olmadığımızın en iyi ön göstergesinin insan ilişkileri olduğudur.
Hygge samimiyet ve birlikte olma hissidir. ev ortamı sıcaklık ve beraberlik hissini ifade eder.
Mumlar, arkadaşlarla huzurlu bir ortam veya fırtınalı bir gecede bir fincan çay ile battaniyenin altına sokulmak
Evet,hyyge tadına bakılabilir,duyulabilir,koklanabilir,dokunulabilir ve görülebilirler.Ama en önemlisi de şudur:hyyge hissedilir.
Sevgiyi telaffuz etmezsiniz Onu hissedersiniz.
Sevgiyi telaffuz etmezsiniz Onu hissedersiniz.
Olay basit zevklerde mutluluğu yaşamak ve her şeyin yoluna gireceğine inanmaktan ibarettir.
En çok emin olduğum nokta, mutlu olup olmadığımızın en iyi göstergesinin insan ilişkileri olduğudur.