Orhan Kemal kitaplarından The Idle Years kitap alıntıları sizlerle…
The Idle Years Kitap Alıntıları
Çok kimse kendindeki kusurun farkındadır fakat açığa vurmaktan çekinir. Kendindeki kusurları görebilmek bir özelliktir, bu kusurları söyleyebilmek ikinci özellik, hele kendi kendisiyle alay edebilmek zeka işidir.
Güçlü bir hafıza, ağır bir cezadır. Ve işin kötüsü, iyi anıları nadiren, kötü anıları sıklıkla hatırlatır..
Aldırma kocacıııim .dedi, herkes sakız çiğner ama, çingene kızı tadını çıkarır Değil mi?
Güçlü bir hafıza, ağır bir cezadır.
Ekmeğinizi alnınızın teriyle kazanın, kitaplar satın alın, bol bol okuyun
her şeye rağmen, ondan üstün olduğunuza inanıyorsunuz. Sizin kızdığınız insanlar, sizden üstün olmalarını bir türlü kabul etmek istemediğiniz, kendi sınıfınızın insanları
İnsanlığa, işleyen kafalar lâzım, et kafalar değil.
Kendinize fazla ehemmiyet veriyorsunuz İnsanların, işlerini güçlerini bırakıp sizinle, yalnız sizinle meşgul olduklarını sanıyorsunuz. Bu bir hastalıktır.
Muhakkak ki, bütün bunları, o , kaderimizin hakimi, kâinatın sahibi olan, kara karanlıkta, kara taşın üstündeki kara karıncanın attığı adımları gören Allah ezelde alınlarımıza yazmış da onun için.
Her ne olursa olsun, müthiş bir surette aşağılara doğru kaydığımızın farkındaydım. Nereye tutunacaktık? Nemelâzımcı, bacağından asılı koyunların dudak büken, omuz silken kalabalığı içinde yapayalnızdık.
Birtakım insanların becerebildikleri bir işi sizin beceremeyişiniz, güçsüzlüğünüzden gelir. Güçsüzlükten kurtulun.
Kendinize fazla önem veriyorsunuz. Insanların, işlerini güçlerini bırakıp sizinle, yalnız sizinle ilgili olduklarını sanıyorsunuz. Bu bir hastalıktır. Attan inip eşeğe binenlerin, daha doğrusu eşeği de bulamayıp yayan yürüyenlerin hastalığı Bu hastalığı mutlaka yenmelisiniz, yok olabilirsiniz
Maçlara gideriz, öyle maçlar oluyor ki. Hangi kulübe gireceksiniz? Fenerbahçe’ye girin bence. Çünkü Fenerbahçe
Çok kimse kendindeki kusurun farkındadır, fakat açığa vurmaktan çekinir. Kendindeki kusurları görebilmek bir özelliktir, bu kusurları söyleyebilmek ikinci özellik, hele kendi kendisiyle alay edebilmek zekâdır.
Güçlü bir hafıza, ağır bir cezadır. Ve işin kötüsü, iyi anıları nadiren, kötü anıları sıklıkla hatırlatır..
İnsanlara kızmamaya alışın! demişti, İnsanlar kızmaya değil, acınmaya ve sevilmeye muhtaçtırlar. Hastasına kızmayan bir doktor olmaya çalışın Ekmeğinizi alnınızın teriyle kazanın, kitaplar satın alın, bol bol okuyun. Ben kim olduğumu öğrenip de ne yapacaksın? Bir insan işte
Çok kimse kendindeki kusurun farkındadır, fakat açığa vurmaktan çekinir. Kendindeki kusurları görebilmek bir özelliktir, bu kusurları söyleyebilmek ikinci özellik, hele kendisiyle alay edebilmek bir zekadır
Güçlü bir hafıza, ağır bir cezadır.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Çok kimse kendindeki kusurun farkındadır, fakat açığa vurmaktan çekinir. Kendindeki kusurları görebilmek bir özelliktir, bu kusurları söyleyebilmek ikinci özellik, hele kendisiyle alay edebilmek bir zekadır.
Çok kimse kendindeki kusurun farkındadır, fakat açığa vurmaktan çekinir. Kendindeki kusurları görebilmek bir özelliktir, bu kusurları söyleyebilmek ikinci özellik, hele kendi kendisiyle alay edebilmek zekâdır.
Kendinize fazla önem veriyorsunuz. İnsanların, işlerini güçlerini bırakıp sizinle, yalnız sizinle ilgili olduklarını sanıyorsunuz.
Bu bir hastalıktır.
Bu bir hastalıktır.
Çok kimse kendindeki kusurun farkındadır, fakat açığa vurmaktan çekinir. Kendindeki kusurları görebilmek bir özelliktir, bu kusurları söyleyebilmek ikinci özellik, hele kendi kendisiyle alay edebilmek zekâdır.
Herkes sakız çiğner ama,Çingene kızı tadını çıkarır.Değil mi?
Dünyanın tadını çıkarmaya devam ettik.
Dünyanın tadını çıkarmaya devam ettik.
Osmanlı saltanatının çöküşü sizi alâkadar etmez. Siz kendi çöküşünüzü önlemeye çalışın!
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
İnsanlığa, işleyen kafalar lazım, et kafalar değil. Onun için uğraşıyorum.
Çok kimse kendindeki kusurun farkındadır, fakat açığa vurmaktan çekinir. Kendindeki kusurları görebilmek bir özelliktir, bu kusurları söyleyebilmek ikinci özellik, hele kendisiyle alay edebilmek bir zekadır.
Güçlü bir hafıza, ağır bir cezadır.
En kolayıma giden, kavun, karpuz, üzüm satıcılığıydı. Bu kolaydı. Mevsimine göre limon, portakal, şekerkamışı, şu bu satılabilirdi, iyi kötü bir şeyler kazanılabilirdi. Kazanılabilirdi ama, kendi doğduğum şehirde, arkadaşlarım, sonra bilhassa bilhassa, el için kendine zarar vermeyecek kadar zeki insanların önünde? Çünkü onlar, babamın el için kendine zarar verişini bir nevi ahmaklık sayıyorlardı. Halbuki kendileri Dünyaya bir defa gelmişlerdi. İyi giyinecek, iyi ve bol bol yiyecek, gezecek, tozacaklardı. Niçin gezip tozulamadığıyla ilgileri yoktu. Onlara lazım olan, değirmenlerinin sürekli dönmesiydi. Suyu nerden gelirse gelsin
Ekmeğinizi alnınızın teriyle kazanın, kitaplar satın alın,bol bol okuyun. Benim kim olduğumu öğrenip de ne yapacaksınız? Bir insan işte
“Ekmeğinizi alnınızın teriyle kazanın,kitaplar satın alın bol bol okuyun.Benim kim olduğumu öğrenipte ne yapacaksınız? Bir insan işte ”
Çok kimse kendindeki kusurun farkındadır,fakat açığa vurmaktan çekinir. Kendindeki kusurları görebilmek bir özelliktir,bu kusurları söyleyebilmek ikinci özellik,hele kendi kendisiyle alay edebilmek zeka işidir.
Kendinize fazla önem veriyorsunuz. İnsanların, işlerini güçlerini bırakıp sizinle, yalnız sizinle ilgili olduklarını sanıyorsunuz. Bu bir hastalıktır
Güzellik karın doyurmuyordu.
Kendinize fazla önem veriyorsunuz. İnsanların, işlerini güçlerini bırakıp sizinle, yalnız sizinle ilgili olduklarını sanıyorsunuz. Bu bir hastalıktır.
Ekmeğinizi alnınızın teriyle kazanın, kitaplar satın alın, bol bol okuyun. Benim kim olduğumu öğrenip de ne yapacaksınız? Bir insan işte
Herkes sakız çiğner, ama Çingene kızı tadını çıkarır ..
Şerefsizim ki Metro Goldvin Mayer’den teklif aldım, artist olacağım. Bir jön prömiye’ye ihtiyaçları varmış
Kafayı çektim mi, müthiş oluyorum. Başlıyorum noktasız, virgülsüz, makineli tüfek gibi konuşmaya. Meclis felce uğruyor.
İster istemez beni dinliyorlar. Sana benden nasihat, söz sırasını Allah’a bile kaptırmayacaksın! Noktasız, virgülsüz, satır başsız,
makineli tüfek gibi
İster istemez beni dinliyorlar. Sana benden nasihat, söz sırasını Allah’a bile kaptırmayacaksın! Noktasız, virgülsüz, satır başsız,
makineli tüfek gibi
Çalışmıyacağmış Karnın tok senin ellaham Çalışmıyacağmış
Egoist ne demek?
Bencil demek
Bencil !
Kendini kainatın merkezi sanıp her şeyin kendi keyfine göre düzenlenmesini isteyen hodbin demek!
Bencil demek
Bencil !
Kendini kainatın merkezi sanıp her şeyin kendi keyfine göre düzenlenmesini isteyen hodbin demek!
..elimi tutar, yüreğinin üstüne kor, Bak, derdi,
nasıl çarpıyor! Kırk güne kadar ölürsem sebep sensin!
nasıl çarpıyor! Kırk güne kadar ölürsem sebep sensin!
İnsanlar kırılmaya değil, acınmaya ve sevilmeye muhtaçtırlar. Hastasına kızmayan bir doktor olmaya çalışın.Ekmeğinizi alnınızın teriyle kazanın, kitaplar satın alın, bol bol okuyun.
İnsanlığa, işleyen kafalar lazım,et kafalar değil.
Kendinize fazla önem veriyorsunuz. İnsanların,işlerini güçlerini bırakıp sizinle,yalnız sizinle ilgili olduklarını sanıyorsunuz.Bu bir hastalıktır.Attan inip eşeğe binenlerin,daha doğrusu eşeği de bulamayıp yayan yürüyenlerin hastalığı Bu hastalığı mutlaka yenmelisiniz,yok olabilirsiniz
İnsanların yüzde sekseni,ne söylediğine değil, nasıl söylediğine bakarlar!
her şeye rağmen, ondan üstün olduğunuza inanıyorsunuz. Sizin kızdığınız insanlar,sizden üstün olmalarını bir türlü kabul etmediğiniz ,kendi sınıfınızın insanları.
“ Çok kimse kendindeki kusurun farkındadır, fakat açığa vurmaktan çekinir. Kendindeki kusurları görebilmek bir özelliktir, bu kusurları söyleyebilmek ikinci özellik, hele kendi kendisiyle alay edebilmek zekadır. Aferin size, aferin!”
ekmeğinizi alın teri ile kazanın kitaplar satın alın bol bol okuyun benim kim olduğumu öğrenip de ne yapacaksınız bir insan işte ..
Bizim oralı çocukların babaları,asıl analarıdır.
Çok kimse kendindeki kusurun farkındadır, fakat açığa vurmaktan çekinir. Kendindeki kusurları görebilmek bir özelliktir, bu kusurları söyleyebilmek ikinci özellik, hele kendisiyle alay edebilmek bir zekadır.
insanların yüzde sekseni, ne söylediğine değil, nasıl söylediğine bakar.
Kendindeki kusurları görebilmek bir özelliktir, bu kusurları söyleyebilmek ikinci özellik, hele kendi kendisiyle alay edebilmek zekâ işidir.
Kendinize fazla önem veriyorsunuz. İnsanların, işlerini güçlerini bırakıp sizinle, yalnız sizinle ilgili olduklarını sanıyorsunuz. Bu bir hastalıktır.
Çocukken ne iyiydi! Büyümek bu muydu? Şimdi karanlıklar içindeydim sanki.
Onlara lazım olan, değirmenlerinin düzenli dönmesiydi. Suyu nerden gelirse gelsin
İstanbul’un çarpan güzelliğine doyduk nihayet. Karınlarımız sık sık acıkıyordu çünkü ve güzellik karın doyurmuyordu.
Ekmeğinizi alnınızın teriyle kazanın, kitaplar satın alın, bol bol okuyun. Benim kim olduğumu öğrenip de ne yapacaksınız? Bir insan işte
Ekmeğinizi alnınızın teriyle kazanın, kitaplar satın alın, bol bol okuyun. Benim kim olduğumu öğrenip de ne yapacaksınız? Bir insan işte
.. Çünkü insanların yüzde sekseni ne söylediğine değil, nasıl söylediğine bakarlar.
İçimde çalkantılı bir deniz!
İnsanlar kızılmaya değil acınmaya ve sevilmeye muhtaçtırlar.
Kendindeki kusurları görebilmek bir özelliktir, bu kusurları söyleyebilmek ikinci özellik, hele kendi kendisiyle alay edebilmek zeka işidir.
”Kendinize fazla önem veriyorsunuz. İnsanların, işlerini güçlerini bırakıp sizinle, yalnız sizinle ilgili olduklarını sanıyorsunuz. Bu bir hastalıktır. Attan inip eşeğe binenlerin, daha doğrusu eşeği de bulamayıp yayan yürüyenlerin hastalığı ”
İnsanlığa işleyen kafalar lazım, et kafalar değil.
Hasan Hüseyin , ”Bitti mi? ” diyor.
”Bitti ” diyemiyorum.
”Sana söylüyorum bitti mi? ”
”Bitti ” diyemiyorum.
”Sana söylüyorum bitti mi? ”
” İstanbul şehrinin yoktur bir benzeri! ”
”Bizim oralı çocukların babaları, asıl analarıdır. ”
İnsanlara kızmamaya alışın! İnsanlar kızılmaya değil, acınmaya ve sevilmeye muhtaçtırlar. Hastasına kızmayan bir doktor olmaya çalışın. Ekmeğinizi alnınızın teriyle kazanın, kitaplar satın alın, bol bol okuyun.
Kendinize fazla önem veriyorsunuz. İnsanların, işlerini güçlerini bırakıp sizinle, yalnız sizinle ilgili olduklarını sanıyorsunuz. Bu bir hastalıktır. Attan inip eşeğe binenlerin, daha doğrusu eşeği de bulamayıp yayan yürüyenlerin hastalığı Bu hastalığı mutlaka yenmelisiniz, yok olabilirsiniz
-İnsanlara kızmamaya alışın! demişti. İnsanlar, kızılmaya değil, acınmaya ve sevilmeye muhtaçtırlar. Hastasına kızmayan bir doktor olmaya çalışın. Ekmeğinizi alnınızın teriyle kazanın, kitaplar satın alın, bol bol okuyun. Benim kim olduğumu öğrenip de ne yapacaksınız? Bir insan işte
Becerilmeyecek iş yoktur. Birtakım insanların becerebildikleri bir işi sizin beceremeyişiniz, güçsüzlüğünüzden gelir.
Kendinize fazla önem veriyorsunuz. İnsanların işlerini güçlerini bırakıp sizinle, yalnız sizinle olduklarını sanıyorsunuz. Bu bir hastalıktır. Attan inip eşeğe binenlerin, daha doğrusu eşeği de bulamayıp yayan yürüyenlerin hastalığı Bu hastalığı mutlaka yenmelisiniz, yok olabilirsiniz Bu hiç faydası olmayan vıdıvıdıcılığı yenin kardeşim, mutlaka yenin.