İçeriğe geç

The Human Comedy Kitap Alıntıları – William Saroyan

William Saroyan kitaplarından The Human Comedy kitap alıntıları sizlerle…

The Human Comedy Kitap Alıntıları

Yüreğimin emrinden başka bir emre boyun eğmeyeceğim.
Yeryüzünden ıstırap hiç eksilmeyecek.

Bunu bilmek yeise kapılmayı gerektirmez.
İyi bir insan acıları hafifletmeye çalışır.

Merhamet duygusu olmayan insan has insan olamaz.
Bir insan yeryüzünün ıstırabına göz yaşı dökmemişse, yarım insandır.
Severdim okumayı ama geçti artık.
Gazetelere bile bakmak istemiyorum şimdi.
Biliyorum ne yazdıklarını. Her gün, her yerde yolsuzluk ve cinayet; hiç kimse hiçbir şey yapamıyor bunu önleyecek.
Hayatımın yarısı tavşan gibi koşmakla geçti.
Hiçbir düşmanı insan olarak kabul etmiyorum, zira insan olan hiç kimse benim düşmanım olamaz.
Merhamet duygusu olmayan insan has insan olamaz. Bir insan dünyanın ıstırabına göz yaşı dökmemişse, yarım insandır.
Merhamet duygusu olmayan insan has insan olamaz. Bir insan dünyanın ıstırabına göz yaşı dökmemişse yarım insandır.
Yeryüzünden ıstırap hiç eksilmeyecek. Bunu bil­mek yeise kapılmayı gerektirmez. İyi bir insan acılan hafif­letmeye çalışır. Akılsız insan kendi acılarından başkasını fark etmez bile. Zavallı, talihsiz, kötü insan ise acıyı her gittiği yere yayarak daha da derinleştirir.
Yüreğinden geçenleri ifade etmekte dilinin aciz kalacağı zamanlar olacağını biliyorum.
Merhamet duygusu olmayan insan has insan olamaz.Bir insan dünyanın ıstırabına göz yaşı dökmemişse, yarım insandır.
Sanırım her çocuk kiminle karşılaşırsa karşılaşsın, onda bir çocuk arar. Yetişkin bir insandaki çocuğu keşfederse, tahminim o ki onu ötekilerden daha çok sever.
İnsanlara dair her şeye özenle yaklaş. Kesinlikle yanlış olduğunu gördü­ğün bir şey karşısında bile, kuşku duy. Eğer söz konusu olan insanlarsa, çok dikkatli ol.
Arkadaşına bir raf dolusu kitabı işaret ettikten sonra fısıltıyla, Tüm bunlar, bunlar da Ve şunlar. Burada kırmızı bir tane var. Hepsi. İşte bir yeşil. Tümü
Merhamet duygusu olmayan insan has insan olamaz. Bir insan dünyanın ıstırabına göz yaşı dökmemişse, yarım insandır.
çünkü her insan başlı başına bir dünyadır.
Dünyada herkes ya korkak ya da zalim.
Hiç­
bir şeyin anlamı yok benim için. İnsanları sevmiyorum. Yakınlarında olmaktan hoşlanmıyorum. Onlara güvenmiyorum. Hayat tarzlarından da, konuşma biçimlerinden de, inançlarından da, birbirlerini itip kakmalarından da hazzetmiyorum.
Kimi zaman, insanın yapmayı sevdiği şey, yapması gerekenden daha önemlidir.
ama ben herkesin gördüğü kimse değilim.
Eğer insanlıktan nasibini almışsa, eğer bir yüreği varsa, dürüst ve onurluysa, kendinden kü­çüklere de, büyüklere de saygıda kusur etmiyorsa, çocuklarım zengin ya da yoksulmuş, parlak ya da donukmuş, dahi ya da budalaymış, benim için hiç önemi yok.
Ben çocuklarımın insan olmalarını isterim.
Demokrat bir ülkede bir noktaya kadar herkes eşittir; ondan sonra her insan özgür iradesiyle kendini geliştirmekte serbesttir.
Ana babaların, dünyanın haline bakıp çocukları için kaygılanmaları doğaldır; ama aslında korkulacak bir
şey yoktur. Dünya korku içinde küçük çocuklarla dolu,
kendileri korktuğu için birbirlerini de korkutuyorlar.
Yalnızlık duyuyorum ama nedenini çıkaramıyorum bir türlü.
Merhamet duygusu olmayan insan has insan olamaz. Bir insan dünyanın ıstırabına gözyaşı dökmemişse, yarım insandır.
Sırtımız pek. Her sabah yataktan kalkınca ayağımıza sağlam ayakkabılar geçiriyoruz. Sokaklarda kimse silahla üzerimize gelmeden, evlerimizi yakıp yıkmadan, çocukları­mızın ya da babalarımızın kardeşlerinin canına kıymadan ferih fahur dolaşıyoruz. Otomobillere atlayıp kırlarda gez­meye çıkıyoruz. Yiyeceklerin en iyisini biz yiyoruz. Her ge­ce huzur içinde uyuyoruz. O zaman neyiz biz? Doyumsuz insanlarız vesselam. Hala doyamadık
Ben çocuklarımın insan olmalarını isterim. Her biri ayrı, her biri özel, her biri tüm ötekilerden hoş ve he­yecan verici bir farklılığa sahip
De­mokrat bir ülkede bir noktaya kadar herkes eşittir; ondan sonra her insan özgür iradesiyle kendini geliştirmekte serbesttir.
Kimsenin hatırını kırmamaya özen göstermelisiniz. Bilhassa haklı olduğunuz durumlarda
Ana babaların, dünyanın haline bakıp çocukları için kaygılanmaları doğaldır; ama aslında korkulacak bir şey yoktur. Dünya korku içinde küçük çocuklarla dolu, kendileri korktuğu için birbirlerini de korkutuyorlar. An­lamaya çalış. Karşılaştığın herkesi sevmeye çalış
İnsanlara dair her şeye özenle yaklaş. Kesinlikle yanlış olduğunu gördüğün bir şey karşısında bile, kuşku duy. Eğer söz konusu olan insanlarsa, çok dikkatli ol.
Tüm dünya çıldırmış. Kendi istediğim tarzda yaşamam mümkün değil, başka türlüsünü de
yaşamak istemiyorum.
Gerçekten insan olmaya ancak, birbirinize beslediğiniz doğal nefrete rağmen, birbirinize saygı gösterdiğiniz zaman başlayacağınızı bilmesini isterdim. Uygar olmak budur işte.
Yıllardan beri beni emekliye ayırmak istiyorlar. İcat ettikleri makineleri yerleştirmek istiyorlar yerime, iki yönlü iletişim sağlayan mültipleksleri, kendiliğinden yazan cihazları. İnsanların yerine makineleri!
Bu dünyayı bizimle paylaşıyorlar, tıpkı bizim
gibi onların da bir hayatı var. Bizim kadar, yaşayan her şeyin parçası aynı zamanda onlar.
Keşke asker olmasaydım. Keşke savaş olmasaydı.
Hicbir düşmanı insan olarak kabul etmiyorum, zira insan olan hic kimse benim düşmanım olamaz. O her kim olursa olsun, benim dostumdur. Benim kavgam onunla değil, önce kendi içimde yok etmeğe çalıştığım, o bahtsız yanıyladır.
Sana bir şey söyleyeyim mi? İnsanlara dair her şeye özenle yaklaş. Kesinlikle yanlış olduğunu gördüğün bir şey karşısında bile, kusku duy. Eğer söz konusu olan insanlarsa, çok dikkatli ol.
İyi bir insan acıları hafifletmeye çalışır. Akılsız insan kendi acılarından başkasını fark etmez bile. Zavallı, talihsiz, kötü insan ise acıyı her gittiği yere yayarak daha da derinleştirir.
Hicbir sey ilgimi çekmiyor. Tüm dünya çıldırmış. Kendi istediğim tarzda yaşamam mümkün değil, başka türlüsünü de yaşamak istemiyorum.
Kimi zaman, insanın yapmayı sevdiği şey, yapması gerekenden daha önemlidir.
Ben öğrenmek istiyorum, her zaman da isteyeceğim; sanırım daima çabalayacağım bunun için.
Savaş dairesi oğlunuz Marcus’un

Homer telgrafı cebinden çıkartıp yırttı ama yırttığı kağıt parçalarını,sonsuza dek saklamak üzere, tekrar cebine koydu.

Kendin öğreneceksin. Bunu kimse sana anlatamaz. Herkes bir şekilde kendi keşfeder, çünkü her insan başlı başına bir dünyadır.
Birdenbire kendimi değişmiş hissediyorum, dedi. Hiç daha önce böyle bir hisse kapılmamıştım.
Yüreğinden geçenleri ifade etmekte dilinin aciz kalacağı zamanlar olacağını biliyorum.
Okullar sadece çocukların sokağı çıkmasını önlemek içindir.
Bir insan başkasından nefret edemez; daima kendisidir nefret ettiği. Ve eğer bir insan kendinden nefret ederse, yapabileceği bir tek şey vardır: terk etmek. Kendi bedenini terk etmek, dünyayı terk etmek, insanları terk etmek.
Kimden nefret edeceğimi bilmiyorum. Ne yapacağımı bilmiyorum. Nasıl yaşamaya devam eder insan? Kimi sever?
İnsanlara dair her şeye özenle yaklaş. Kesinlikle yanlış olduğunu gördüğün bir şey karşısında bile, kuşku duy. Eğer söz konusu olan insanlarsa, çok dikkatli ol.
Neyi yanlış yaptığımı bile bilmiyorum. Ne yapmamı istiyorlar? Öğrenmek istediğim sadece bu. Ama kimse söylemiyor.
Ama, bana kalırsa her insan suçsuzdur aslında, çünkü kimse dünyaya kendi isteğiyle gelmiş, yokluktan ya da hiçlikten varolmuş değildir.
Merhamet duygusu olmayan insan has insan olamaz. Bir insan dünyanın ıstırabına göz yaşı dökmemişse, yarım insandır.
İnsanın keşfettiği hemen her şey kötü ya da acı,
İnsan büyüyünce bir daha hiç ağlamaz diye düşündüm.
İnanmak istiyordum, çünkü yıllardır kendi kendime, ‘Dünyanın yozlaştırmadığı bir insan bulayım ki, ben de yozlaşmaktan kurtulayım; buna inanarak yaşayabileyim,’ diyordum.
”Kendimi anlamıyor değilim. Sanırım anlıyorum. Hiçbir mazeretim yok. Her şeyden ben sorumluyum. Ama artık yorgun düştüm, usandım, hastayım da üstelik. Hiçbir şey ilgimi çekmiyor. Tüm dünya çıldırmış. Kendi istediğim tarzda yaşamam mümkün değil, başka türlüsünü de yaşamak istemiyorum.
”Ben kendimi bildim bileli tatmin olmayan, huzursuz bir insanım. Bunun niye böyle olduğunu bilmiyorum. Hiçbir şeyin anlamı yok benim için. İnsanları sevmiyorum. Yakınlarında olmaktan hoşlanmıyorum. Onlara güvenmiyorum. Hayat tarzlarından da, konuşma biçimlerinden de, inançlarından da, birbirlerini itip kakmalarından da hazzetmiyorum.
”Bilmiyorum. Nereye gideceğimi bilmiyorum. Gittiğim yerde ne yapacağımı ya da neye inanacağımı da! Hiçbir şey bilmiyorum.
Neler hissettiğini anlıyorum, çünkü ben de hissettim aynı şeyleri. Hepimiz hissettik.
Kimi zaman, insanın yapmayı sevdiği şey, yapması gerekenden daha önemlidir.
Konuş evladım, anlat.
”Ben de konuşmak istiyorum zaten, ama nereden başlayacağımı bilmiyorum.
Benim yegane arzum, çocuklarımın yüz akıyla kendilerini geliştirmek için gayret göstermeleri. Dış görünüşlerinin hiç önemi yok. İnsanlıktan nasibini almışsa, eğer bir yüreği varsa, dürüst ve onurluysa, kendinden küçüklere de, büyüklere de saygıda kusur etmiyorsa, çocuklarım zengin ya da yoksulmuş, parlak ya da donukmuş, dahi ya da budalaymış, benim için hiç önemi yok.
Dünya korku içinde küçük çocuklarla dolu, kendileri korktuğu için birbirlerini de korkutuyorlar. Anlamaya çalış. Karşılaştığın herkesi sevmeye çalış.
Ama dünyada yalnızlık her zaman fazlasıyla var.
”Birdenbire kendimi değişmiş hissediyorum. Hiç daha önce böyle bir hisse kapılmamıştım. Yalnızlık duyuyorum ama nedenini çıkaramıyorum bir türlü.
gerçeğe yakın bir şeye ümit bağlamak ve teselli bulabilmek için tek bir sözcük vardı, o da onu söyledi: Neden?
Lionel’ in fısıltıyla konuşması, okurları düşündüğünden değil , kitaplara saygı duyması gerektiği izlenimi edindiğinde di.
Bir insan dünyanın ıstırabına göz yaşı dökmemişse yarım insandır
..her insan başlı başına bir dünyadır.
Kimi zaman, insanın yapmayı sevdiği şey, yapması gerekenden daha önemlidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir