İçeriğe geç

The Decay of Lying Kitap Alıntıları – Oscar Wilde

Oscar Wilde kitaplarından The Decay of Lying kitap alıntıları sizlerle…

The Decay of Lying Kitap Alıntıları

Olabilecek en zevksiz, en yavan çağda yaşıyoruz. Uyku bile bize ihanet etti.
Olabilecek en zevksiz, en yavan çağda yaşıyoruz. Uyku bile bize ihanet etti.
Olabilecek en zevksiz, en yavan çağda yaşıyoruz. Uyku bile bize ihanet etti
.
Son vahiy, yalan söylemenin, güzel ve gerçek olmayan şeyleri söylemenin sanatın asıl amacı olduğudur.

Olabilecek en zevksiz, en yavan çağda yaşıyoruz. Uyku bile bize ihanet etti.
Toplum, suçluları çoğu kez bağışlar. Hayal kuranları ise asla.
Olabilecek en zevksiz, en yavan çağda yaşıyoruz. Uyku bile bize ihanet etti.
Şair nasıl dizelerindeki ezgiden tanınıyorsa, yalancı da ritmik telaffuzuyla kendini belli edecektir.
Gördüğümüz ve nasıl gördüğümüz, bizi etkileyen sanata bağlıdır. Bir şeye bakmak, bir şeyi görmekten çok farklıdır. Kişi güzelliğini görene kadar hiçbir şey görmez. Sonra ve sonra sadece, var oluyor mu?
Olabilecek en zevksiz, en yavan çağda yaşıyoruz. Uyku bile bize ihanet etti.
Toplum, suçluları çoğu kez bağışlar,
Hayal kuranları ise asla!
Olabilecek en zevksiz, en yavan çağda yaşıyoruz. Uyku bile bize ihanet etti
Dünyanın en sağlıksız şeyi düşünmek. Üstelik insanlar hastalıklardan öldükleri gibi, düşündükleri için de ölürler.
Olabilecek en zevksiz, en yavan çağda yaşıyoruz. Uyku bile bize ihanet etti
Olabilecek en zevksiz, en yavan çağda yasiyoruz. Uyku bile bize ihanet etti
Eleştiri yaratıcılıktan daha çok bilgi birikimi gerektirir.
Dünyanın en sağlıksız şeyi düşünmek. Üstelik insanlar hastalıklardan öldükleri gibi, düşündükleri için de ölürler.
Maskeler bize yüzlerden daha çok şey anlatır.
Adaletsizlikten kötü bir şey daha varsa, o da kılıcını elinde tutmayan adalettir.
Eğitim takdire şayan bir şeydir, evet; fakat unutulmamalıdır ki bilmeye değer hiçbir şey öğretilemez.
Bir kukla bir zamanlar melankoliye kapıldı diye bütün dünya üzülmüştür. Hevesini yitirmiş halde ölüme giden ve inanmadığı şey uğruna ölen o imansız tuhaf şehit, yani Nihilist tamamen edebi bir yaratımdır. Onu Turgenyev icat etmiş, Dostoyevski işe tamamlamıştır.
Meselenin özü şudur: Sanatın öğrenileceği en münasip okul hayat değil, sanatın bizzat kendisidir.
Bir kitabı tekrar okumaktan keyif alamıyorsan okumanın hiçbir faydası yoktur.
Apollo ile kırlarda bayırlarda gezinmemiz gerekirken şehirlerimizin sefil sokaklarında ve rezil varoşlarında geçirdik günlerimizi. Alçak bir ırkız biz, doğuştan gelen hakkımızı bir tomar gerçek uğruna sattık.
Yalnızca hiç bar olmamış insanlar gerçektir.
Sanat doğaya yerini bildirmek için yürekli bir teşebbüstür.
.
Hayat, sanatı, sanatın hayatı taklit ettiğinden çok daha fazla taklit eder.

.

İnsan ancak kendini ilgilendirmeyen şeylerle ilgili tarafsız düşünebilir.
Sanat, yaşamı ham malzemesi olarak kullanır. Onu baştan yaratır, yepyeni biçimler verir ona ve bu süreç boyunca gerçekler tamamen kayıtsız kalır.
Sen hayallerin peşinden koşarken, hayatın sessizce senden aldıklarıdır kader.
Toplum, suçluları çoğu kez bağışlar,
Hayal kuranları ise asla!
Thinking is the most unhealthy thing in the world, and people die of it, just as they die of any other disease.
“Düşünmek dünyanın en sağlıksız şeyidir
ve başka hastalıklar gibi insan sırf düşünmekten ötürü de ölebilir.”
Din açısından gerçek, ayakta kalan düşünceden ibarettir. Bilim açısından gerçek en yüksek sezgidir. Sanat açısından ise gerçek insanın son ruh halidir.
Ahlak düzleminde en büyük can sıkıntısı nasıl hayırsever kişi ise, entelektüel düzlemdeki can sıkıntısı da sürekli başkalarını eğitmeye kalkan kişidir; öyle ki başkalarını eğitmeye çalışmaktan kendini eğitmeye fırsat bulamaz bu zavallı.
Kurgudan kaçıp gerçeklere sığınabilirsin;
ama ruhundan kaçıp sığınabileceğin bir yer yoktur.
Usta ancak sınırlar içinde çalıştığında kendini belli eder.
Şayet gerçeklere olan bu sefil tapınmamızı denetleyecek, hiç olmadı düzenleyecek bir şey yapılmazsa, sanat yaratıcılıktan yoksun kalacak, güzellik ise bu diyarlardan göçecek.
Cyril: Yalanın yozlaşması diyeceksin demek! Politikacılarımız o alışkanlıklarından hiç vazgeçmediler sanırdım.

Vivian: Seni temin ederim, vazgeçtiler.
Yanlış beyanda bulunmaktan ötesini yapamıyorlar; sonra da gidip söylediklerini ispatlamaya çalışacak kadar alçalıyorlar.

”İnsan bir şeyi, güzelliğini görmediği müddetçe görmüş olmaz. ”
”Eleştirinin olmadığı bir çağ ya sanatın kıpırtısız durduğu, papaz sınıfına ait, katı kurallarla sınırlandırılmış belli biçimdeki eserlerin kopyalandığı bir çağdır ya da içinde hiç sanat barındırmayan bir çağdır. ”
Toplum, suçluları çoğu kez bağışlar,
Hayal kuranları ise asla!
Evet, hayalperestim ben; çünkü hayalperest, yolunu ayışığına bakarak bulabilen kişidir. Cezası da, şafağın söktüğümü dünyanın geri kalanından önce görmesidir.
Adaletsizlikten kötü bir şey daha varsa, o da kılıcını elinde tutmayan adalettir.
Ölüm hakkında bir şey bilmiyorlarsa bunun nedeni hayat hakkında da bir şey bilmemeleridir
Zira günah yalnız işlenmelidir. Günahı işleyen kendine suç ortağı aramamalıdır.
Dünyanın en sağlıksız şeyi düşünmek. Üstelik insanlar hastalıklardan öldükleri gibi, düşündükleri için de ölürler.
Doğa rahat olsaydı insanoğlu asla mimarlık diye bir şey icat etmezdi.
Sanat bizim latifeci başkaldırımızdır. Sanat doğaya yerini bildirmek için yürekli bir teşebbüstür.
Kişisel tecrübelerime göre, sanat üstüne daha çok çalıştıkça, doğa da o kadar ilgisini yitiriyor gözümüzde
Bir şeyin güzelliğini fark etmek erişebileceğimiz en yüksek noktadır.
İnsanlar günahkarlara kızıyorlar; ama toplum olarak asıl ayıbımız günahkarlar değil aptallardır. Aptallıktan başka günah yoktur.
Düşüncenin özü de hayatın özü de gelişmedir.
sanatın en üstün dalının edebiyat, en güzel ve en gelişkin aracısının da kelimeler olduğunu anlamıştı.
Asıl zor olan insanın kendisini değiştirmesi.
Kendi şahsında konuşan kişi hiç de kendi içyüzünü yansıtmıyordur. Ona bir maske verirsen doğruyu söyleyecektir.
İnsanların acı duygusuna sempati beslemeleri çok kolay, düşüncelere sempati beslemeleri ise bir o kadar zordur.
insanın gerçek ideali kendi kendini yetiştirmektir.
entelektüel düzlemdeki can sıkıntısı sürekli başkalarını eğitmeye kalkan kişidir; öyle ki başkalarını eğitmeye çalışmaktan kendini eğitmeye fırsat bulamaz bu zavallı.
Düşüncelerini aktarma alışkanlığının kaçınılmaz sonucu olan cehalet nasıl da dehşet vericidir!
insanın bir duruşu olması önemlidir
Herkesin cok calistigi ve az egitim gordugu bir cagda yasiyoruz; insanlar oyle caliskan ki bu cagda, sonunda aptala donuyorlar.
Insani deneyimlerin aktarilmasiyla olusan kultur yalnizca elestirel ruh ile mukemmellestirilebilir, ki aslinda kultur ile elestirel ruh ayni seydir.
biz de somut olani arzuluyoruz; somut olandan elle tutulandan baskasi tatmin etmiyor bizi.
Hiçbir şey yapmamak dünyanın en zor işidir, en zor ve entelektüeli.
derin düşüncelere, tefekküre dalmak insana en uygun meşgaledir.
Hayat bize sundukları için fahiş bir fiyat ödetiyor ve biz onun en kirli sırları uğruna muazzam bir bedel ödüyoruz.
Ölü dudaklarda bize iletilmek için bekleyen bir mesaj var, toza dönmüş yürekler neşelerini anlatabiliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir