İçeriğe geç

The Cantos Kitap Alıntıları – Ezra Pound

Ezra Pound kitaplarından The Cantos kitap alıntıları sizlerle…

The Cantos Kitap Alıntıları

”Önce kendine hükmet! Fırlat at, boş gururun. ”
İnsan olmak için, yok edenlerden değil.
Bırak, bağışlasın Tanrılar
beni
Sevdiklerimi bırak, bırak bağışlasınlar
yaptıklarımı.
Hareket etme
Bırak rüzgârı konuşsun
işte budur cennet.
Cenneti yazmaya çalıştım.
Rüyalar çarpışır
ve paramparça olur –
ve uğraştım bir paradiso kurmaya
terrestre.
Merkezimi kaybettim
dünyayla savaşmaktan.
kimdir sevdiğim ve
neredesin?
Doğruyu kaybetmeden yanlışı itiraf etmek:
İnsanlardan ara sıra gördüğüm merhamet
Dökemiyorum içimde büyütüp.
Ve ben tanrısal güçleri olan biri değilim.
Bunları tutarlı hale getiremem.
Eğer aşk yoksa bu hanede, yoktur hiçbir şey.
Zaman, mekân,
ne hayat ne de ölüm cevaptır.
Yani savrulmuş anız bitmiştir
ama ışık sonsuzun şarkısını söyler.
Dostlar nefret ettiklerinde birbirlerinden
dünyada nasıl barış olabilir?
Tanrının gözü sensin, algıyı teslim etme.
Öyle ki vücut ruhun içindedir-
kaldırarak ve bükerek aydınlığı
karanlık parçalara ayrıldı
parça parça.
Tanrılar dönmediler. ”Bizi hiçbir zaman bırakmamışlardı. ”
Bir daha hiç dönmediler.
Hiç kimse kendi sonunu göremez.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Cehennem daireler çizerek ilerler.
Ama çiçeklerin aksettirdikleri gibi yaşamak
ay ışığı gibi.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Bilgelerin planları vardır,
basitliği bin nesildir, hiç kimse değiştiremez.
Kelimelerin yaradanı göğe yükselirken,
altında kemiklerin beyazlığı.
Ve dogmatik olanlar bile arada sırada yalan söylemeli.
Daha önceden anlaşılmış şeyler dışında hiçbir şey yazmazsak, dilin anlam alanı genişlemez. Sadece birkaç kişinin özel ilgisine hitap eden şeyleri yazabilme hakkı, şimdi de bundan sonra da savunulmalıdır; merak böylece detaya daha derinden yayılır.
Ulu, Ey İlham Perileri,
Smyrna’ydı orası
ama Efes’i gaydacılar, oğlancılar gürültüyle dolu buldu.
Mürşitsiz, cesaretten başka hiçbir şeysiz
Sebep olur mu cüret metanete?
”Ve eğer onu görmezsem,
hiçbir görüntü, düşüncemin güzelliğinin yerini tutamaz. ”
Farkındalık huzur verici sahtelik yorucu.
Bazılarını severek, bazılarını sevmeyerek, ama hiç kimseye haksızlık etmeden.
Gözler, bu sefer benim dünyamdır,
Ama geç ve bak benimkilerden
göz kapaklarımın arasında
deniz, gökyüzü ve su birikintisi
değişir.
insan, dünya: çetelenin iki farklı yönü
ama bu işten hiç kimseyi tanımadan çıkacağım
ne de onlar beni bilecek.
Üstüme üstüme geldi birden işte ölümün yalnızlığı.
Buradaki hata, tamamen hiç gerçekleşmemiş olanda,
kendine güvensizlik içinde bocalayan her şeyde
Cidden sevdiklerin senin hakiki mirasın.
Ancak cidden sevdiklerin artakalır,
gerisi cürûf.
Sadece gölgeler girer çadırıma
insanlar geçerken benimle gün batımı arasından.
”Bir insanın içine hapsolmuş olan oğullarıdır. ”
İnsanların yaptığı kötülük yaşar onlardan sonra bile.
Karanlık yoktur cahillik dışında.
nazik okuyucu söylemin özüne dön
hayvanı hayvandan ayıklamak için
ve ağardı saçları kadının
onu kaybettiği için
daha otuzunda bile değilken.
Sevmedim seni yarısı kadar bile değil o kadar
Sevmedim avrat cinsini.
yok
hiçbir
zaman
âdil
savaşlar.
Güzellik zor zanaat.
Aristoteles’in dediği gibi tıpkı
felsefe gençler için değildir.
Çok fazla gözden kaybolmak istiyor
ve şimdiyse arzuladığından daha fazla yıkım görüyoruz.
Eğer başlanırsa bok savaşları hatırlanmaya
belli hadiseler tekrar birikecektir.
Düşünceyle, sözle hiçbir zaman savaşı özendirme.
”gelecek çağlar için endişe etme
insanların nefes almak için zamana ihtiyacı var. ”
Karışıklık zamanında
tüm insanlardan istifade et, alçaklardan bile.
Barış zamanında, bilge olanlar dışında herkesi reddet.
Savaş zamanında, kabiliyetli insan arıyoruz
ayrıca barış zamanında karakter arıyoruz.
Altın hiçbir insanı ayakta tutmaz ne de elmaslar
tutar toprağı tarıma hazır
bilgece bir sürümle. Ekmek temelidir yaşamanın.
Yeryüzü tüm insanların süt annesidir.
Çalışma olmadan umut, çılgınlıktır.
Gerçek bilge sükûnet aramaz.
Yaşam ve ölüm şimdi birbirinin muadilidir.
Sen, bir sahnede yaşamış.
Kıvrımlarında bin ölü.
Ben insanlara barış hakkında konuşmaları için para öderim.
Parlıyor
gök Tengrinin aklında.
gözümüze
güneşten daha fazla
gelen.
Aquinalı baş aşağı boşlukta,
Aristoteles boşlukta hangi tarafta?
Otorite doğru akıl yürütmeden gelir,
tam tersinden değil.
Aşkın artık yok bir hafızası.
Aşk, erdem değildir ama kusursuzluktan gelir.
Hatıranın yaşadığı yerde,
Gölgeye düşen ışıkla saydamlaşarak
Biçimlenen suretini alıyor aşk.
Benim ailemden hiç kimse,
ne biraz olsun ilgi gösterdi
Ne de içlerinde edebiyattan zevk alan
birileri vardı.
Zaman şerdir. Şer.
Hiçbir şey şimdi temiz maktul değil.
Ama çürüdü gitti.
Ölümden sonraki yaşamdan korkuyorum.
Genç olan anlayış arıyor;
Orta yaşlıysa arzularını tamamlamayı.
Bildiğimi biliyordum,
Bilmek nasıl çıkar bilme olmaktan?
Fikrimiz şeytani bir fikir değil
Ama çok uzun süre önce doğmuş bir fikir.
Ve düşündüğümüz şeyler çok uzun uzadıya düşünülmüştür.
Karmaşa, yenilenmenin kaynağı.
Ne ölümden ne acıdan korkardı bu güzellik uğruna;
Eğer zararsa, zararı bize.
İşte kalabalıkları kandırmanın yolu bu,
Onları sokağa dök ve yürüt gitsin.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir