Oscar Wilde kitaplarından The Ballad of Reading Gaol kitap alıntıları sizlerle…
The Ballad of Reading Gaol Kitap Alıntıları
Bizi, nedametin derin sancısı
Su serpmez gönüllere, avunç beyhude
Mücrimdik, katildik, kanun dışıydık
Tanrının lütfundan hep mahrum olduk,
Biz artık dünyanın dış mandalıydık
Hangi cehennemi boylayacaktı?
Her insan ummakta böyle hediye,
Lakin talip olmaz kara sehpaya,
Boynuna yağlı ip geçmesin diye
Kim ister ilmiği boynuna takmak,
Oradan son bir kez semaya bakmak
Fidan tohumdayken biçip, geçiyor.
Bu görkemli ışık ona şaraptı
Yünden bir yumak gibi özgür başıboş
Gözüpekse kılıç tutan eliyle
Bunu böyle bilin,
Kimi hazin bir bakışla öldürür,
Kimi latif sözle,
Korkaklar öperek öldürür,
Yürekliler kılıç darbeleriyle!
Bu böylece biline,
Kimi bunu yüklü bakışlarıyla yapar,
Kimi de okşayıcı bir söz ile öldürür,
Korkak, bir öpücükle,
Yüreklisi kılıçla, bir kılıçla öldürür.
Af katına ererler!
Hem insan başka türlü yönünü nasıl bulur
Ve Günahlardan nasıl ruhunu çekip siler?
İnsanın İnsan için yaptığı o Yasalar,
Kardeşini öldüren o ilk İnsandan beri,
Acılar dünyasının başlamasını sağlar, Buğdayları savurur oysa sapları saklar
En kötü elekleri kullanan o yasalar.
Ve bu ölen şeyin adı Umut tu
Sonra da saklıyorlar güneşi insanlardan:
İyice örtmek için o Cehennemlerini,
Çünkü onun içinde öyle şeyler olur ki;
Ne o Tanrı’nın Oğlu, ne de bir İnsanoğlu Göremesin içini!
Acı haykırışında,
O sonsuz pişmanlığı, döktüğü kanlı terler,
Kimseler bilmez bunu benim bildiğim kadar:
Bir yaşamdan fazla bir yaşamla yaşayanlar
Ölürler bir ’ den fazla.
Aynı sertlikte vurur eziklere, güçlüye,
Yönünü çevirmeden:
Ölüm sunar elinden:
Demir ökçeyle ezip geçer güçlü olanı,
En büyük ölüm veren!
Kulak verin bu dediklerime,
Kimi bir bakışı ile yapar bunu,
Kimi dalkavukça sözler ile…
Kimi bir bakışıyla yapar bunu,
Kimi dalkavukça sözlerle.
Korkaklar öpücük ile öldürür
Yürekliler kılıç darbeleriyle.
Kimi gençken öldürür sevdiğini
Kimi yaşlıyken.
Şehvetli ellerle boğar kimi
Kimi altından ellerle
Merhametli kişi bıçak kullanır
Çünkü bıçakla ölen çabuk soğur
Kimi yeterince sevmez kimi fazla sever
Kimi satar; kimi de satın alır
Kimi gözyaşı döker öldürürken
Kimi kılı kıpırdamadan
Çünkü herkes öldürür sevdiğini
Ama herkes öldürdü diye ölmez.
Ruhumuz ayrı, bedenimiz ayrı kokuşur.
Bunu böyle bilin,
Kimi hazin bir bakışla öldürür,
Kimi latif bir sözle,
Korkaklar öperek öldürür,
Yürekliler kılıç darbeleriyle!
Kimi gençken öldürür sevdiğini,
Kimi ihtiyarken;
Kimi şehvetli ellerle boğar,
Kimi sevdiğini altına boğar:
Merhametlisi bıçağını savurur,
Çünkü böyle ölen çabuk soğur.
Kimi az sever, kimi çok,
Kimi alır, kimi satar;
Kimi öldürürken gözyaşı döker de,
Kimi gözünü bile kırpmaz:
Çünkü herkes öldürür sevdiğini,
Ama herkes öldürdü diye ölmez.
Gece vaktinde kalbimizin dönüşmesidir
Gündüz vakti taşıdığımız taşlara.
Ölmüş ruhu uyandırır ve ıstıraba boğar,
Ve çeker alır onu lekeli kefeninden,
Ve kanını tekrar akıtır,
Ve kanını etrafa saçar,
Ve kanını beyhude akıtır!
Ne de cefamızı hafifletmeye:
İçimizden bir parça kopmuştu,
Ve o kopan şeyin adı Umut’tu.
Başkasının suçunu yüreğinde hissetmesi!
Günah’ın kılıcı, niyeti iyi de olsa,
Saplanmıştı bir kere zehirli kabzasına,
Ve dökmediğimiz kan için gözümüzden
Akan yaşlar erimiş kurşun gibiydi.
Ve sabah havasını içine çekti.
Ne ellerini ovuşturdu, ne gözyaşı döktü,
Ne etrafına bakındı, ne hasretle bitap düştü,
Yalnızca havayı içine çekti, sanki
Havada bir şifa, bir derman varmış gibi;
Öylece ağzını açtı, ve içti güneşi
Güneş sanki şarapmış gibi!
Istırabımı hissetmez oldum.
Anladım hangi melun fikirle
Yürüdüğünü bu yolda,
Anladım bu aydınlık günleri
Neden efkârlı gözlerle izlediğini;
Bu adam öldürmüştü sevdiğini,
Ve bu yüzden de ölecekti.
Kimi bir bakışı ile yapar bunu, Kimi dalkavukça sözler ile… Korkaklar öpücük ile öldürür Yürekliler kılıç darbeleriyle. Kimi gençken öldürür sevdiğini Kimi yaşlıyken. Şehvetli ellerle boğar kimi Kimi altından ellerle Merhametli kişi bıçak kullanır Çünkü bıçakla ölen çabuk soğur Kimi yeterince sevmez kimi fazla sever Kimi satar; kimi de satın alır Kimi gözyaşı döker öldürürken
Birden fazla ölüm bekler.
Bunu böyle bilin,
Kimi hazin bir bakışla öldürür,
Kimi latif bir sözle, Korkaklar öperek öldürür,
Yürekliler kılıç darbeleriyle!
Kimi gençken öldürür sevdiğini,
Kimi ihtiyarken;
Kimi şehvetli ellerle boğar,
Kimi sevdiğini altına boğar;
Merhametlisi bıçağını savurur, Çünkü böyle ölen çabuk soğur.
Kimi az sever, kimi çok
Utanç tuğlalarıyla örülmüştür
Birden fazla ölüm bekler.
Huzura ya erdi, ya erecek:
Onu kızdıracak bir şey yok artık,
Dehşet de güpegündüz gezinmeyecek,
Çünkü onun yaşadığı ışıksız topraklara
Ne Güneş doğacak, ne Ay ışığı düşecek.”
Ne etrafına bakındı, ne hasretle bitap düştü,
Yalnızca havayı içine çekti, sanki
Havada bir şifa, bir derman varmış gibi;
Öylece ağzını açtı, ve içti güneşi
Güneş sanki şarapmış gibi!”
Bunu böyle bilin,
Kimi hazin bir bakışla öldürür,
Kimi latif bir sözle,
Korkaklar öperek öldürür,
Yürekliler kılıç darbeleriyle!
Kimi gençken öldürür sevdiğini,
Kimi ihtiyarken;
Kimi şehvetli ellerle boğar,
Kimi sevdiğini altına boğar:
Merhametlisi bıçağını savurur,
Çünkü böyle ölen çabuk soğur.
Kimi az sever, kimi çok,
Kimi alır, kimi satar;
Kimi öldürürken gözyaşı döker de,
Kimi gözünü bile kırpmaz:
Çünkü herkes öldürür sevdiğini,
Ama herkes öldürdü diye ölmez.”
Ve bu yüzden de ölmüştü.
Keder dolu dünya dönmeye başladı,
Ve bilirim ki, o günden beri
İnsanın İnsana koyduğu tüm Kanunlar,
Tıpkı bir meşum rüzgâr gibi,
Taneyi savurup, samanı tutar…
Ve herkes bilsin isterim,
İnsan eliyle yapılan her hapisane
Utanç tuğlalarıyla örülmüştür…
Yolundan sapmaz bir an bile:
Zayıfı da keser, güçlüyü de.
Birden fazla ölüm bekler.
Kulak verin bu dediklerime,
Kimi bir bakışı ile yapar bunu,
Kimi dalkavukça sözler ile…
Korkaklar öpücük ile öldürür
Yürekliler kılıç darbeleriyle.
Kimi gençken öldürür sevdiğini
Kimi yaşlıyken.
Şehvetli ellerle boğar kimi
Kimi altından ellerle
Merhametli kişi bıçak kullanır
Çünkü bıçakla ölen çabuk soğur
Kimi yeterince sevmez kimi fazla sever
Kimi satar; kimi de satın alır
Kimi gözyaşı döker öldürürken
Kimi kılı kıpırdamadan
Çünkü herkes öldürür sevdiğini
Ama herkes öldürdü diye ölmez.
OSCAR WILDE
Keder dolu dünya dönmeye başladı,
Ve bilirim ki, o günden beri
İnsanın İnsana koyduğu tüm Kanunlar,
Tıpkı bir meşum rüzgâr gibi,
Taneyi savurup, samanı tutar.
Birden fazla ölüm bekler.
Yaradan’ın bu eşsiz dünyasında.
Bunu böyle bilin,
Kimi hazin bir bakışla öldürür,
Kimi latif bir sözle,
Korkaklar öperek öldürür,
Yürekliler kılıç darbeleriyle!
Gözüpekse kılıç tutan eliyle…”
Cellada uzatırken boynunu…”
Şimdi bir çukur vardır çok alçakça bir çukur,
Bir mutsuz adam şimdi yatmaktadır orada Alevin dişleriyle delik deşik olmuştur, Yatmaktadır yakıcı bir kefene sarılmış Mezarında ad yoktur.
İsa çağrısına dek, ölülerin orada,
O, sessiz yatacaktır:
Hiçbir gerek yok artık aptalca gözyaşında, Ve onun için artık sızlanmak boşunadır: Sevdiği bir kadını öldürmüştü bu adam,
Bu yüzden asılmıştır.
Ama herkes de gene sevdiğini öldürür,
Bu böylece biline,
Kimi bunu yüklü bakışlarıyla yapar,
Kimi de okşayıcı bir söz ile öldürür,
Korkak, bir öpücükle,
Yüreklisi kılıçla, bir kılıçla öldürür.
Herkes öldürebilir sevdiğini
Kimi bir bakışıyla yapar bunu,
Kimi dalkavukça sözlerle,
Korkaklar öpücük ile öldürür,
Yürekliler kılıç darbeleriyle!
Kimi gençken öldürür sevdiğini
Kimileri yaşlı iken öldürür;
Şehvetli ellerle öldürür kimi
Kimi altından ellerle öldürür;
Merhametli kişi bıçak kullanır
Çünkü bıçakla ölen çabuk soğur.
Kimi aşk kısadır, kimi uzundur,
Kimi satar kimi de satın alır;
Kimi gözyaşı döker öldürürken,
Kimi kılı kıpırdamadan öldürür;
Herkes öldürebilir sevdiğini
Ama herkes öldürdü diye ölmez.
Birden fazla ölüm bekler.
Ve o kopan şeyin adı Umut’tu.
Mahkumların gökyüzü dedikleri
O küçük, mavi örtüleri
Ve ardında bırakarak sökülen yünlerini
Kıvrılıp giden bulut sürülerini
Böyle efkârlı gözlerle izleyen birini.
Bunu böyle bilin,
Kimi hazin bir bakışla öldürür,
Kimi latif bir sözle,
Korkaklar öperek öldürür,
Yürekliler kılıç darbeleriyle!
Yürüdüğünü bu yolda,
Anladım bu aydınlık günleri
Neden efkârlı gözlerle izlediğini;
Bu adam öldürmüştü sevdiğini,
Ve bu yüzden de ölecekti.
Güne böyle efkârla dalan birini.
Yaşayan bir ölüyü boğazladılar.
Kulak verin bana duyun bunları,
Kimi kem gözüyle harcar aşkını,
Kimi hoş sözüyle alır canını.
Bu yüzden yakında asılacaktı
Kulak verin bana duyun bunları,
Kimi kem gözüyle harcar aşkını,
Kimi hoş sözüyle alır canını,
Korkaklar öldürür öpücüğüyle,
Gözüpekse kılıç tutan eliyle
Kimi sevdiğini vurur genç iken
Kimi kocayınca olur bir cellat,
Kimi boğar onu kanıp şehvete,
Kimi altınıyla verir telefat
Kibarsa kesinkes bıçakla vurur,
Çünkü ancak böyle, ten çabuk soğur.
Kimi çok severken, el seçer azı,
Demek ki hem satan hem alan razı,
Kimi ağlayarak aşkını biçer,
Kimiyse gaddardır tas tas kan içer.
Aşkını öldüren çok insan vardır,
Fakat bu sebepten asılmamıştır.
Gece vaktinde kalbimizin dönüşmesidir
Gündüz vakti taşıdığımız taşlara.
Boynunda kendir ilmekle durmaya,
Ve gökyüzüne son bir defa
Celladın elleri arasından bakmaya?
Bahar mevsiminde yeşeren dalları;
Ama ne fenadır görmek darağacını,
Ve köklerindeki yılan ısırıklaeını:
Ve dinç de olsa, cılız da olsa, o adam,
Mutlaka ölecektir, gençliğine doymadan!
Mahkumların gökyüzü dedikleri
O küçük, mavi örtüleri
Ve ardında bırakarak sökülen yünlerini
Kıvrılıp giden bulut sürülerini
Böyle efkarlı gözlerle izleyen birini.
Horlandık bu yüzden başımız önde,
Kimi küfreder kem talihine,
Kimimizde ses yok, tınmıyor bile
Hangi cehennemi boylayacaktı?
Fidan tohumdayken, biçip geçiyor.
Güne böyle ürkek bakan bir erkek