Paulo Coelho kitaplarından The Alchemist kitap alıntıları sizlerle…
The Alchemist Kitap Alıntıları
Yaşayacaksın ve insanın bu kadar budala olmaya hakkı olmadığını da öğreneceksin.
Yüreğimizi neden dinlemeliyiz? diye sordu, mola verdikleri akşam. Çünkü yüreğin neredeyse hazinen de oradadır.
Sevdiğimiz zaman, olduğumuzdan daha iyi olmak isteriz her zaman.
•
Değeri bilinmeyen her lütuf felakete dönüşüyor.
•
Değeri bilinmeyen her lütuf felakete dönüşüyor.
•
Gözler ruhun gücünü gösterir.
Yüreğim acı çekmekten korkuyor, dedi bir gece Simyacı’ya, aysız gökyüzüne bakarlarken.
Yüreğine, acı korkusunun, acının kendisinden de kötü bir şey olduğunu söyle. Düşlerinin peşinde olduğu sürece hiçbir yürek kesinlikle acı çekmez.
İnsan sevdiği için sever. Aşkın hiçbir gerekçesi yoktur.
Ama büyük bir hayal kırıklığına uğramaktan korkuyorum; bu yüzden hayal kurmakla yetinmeye çalışıyorum.
Düşümü gerçekleştirmekten korkuyorum, çünkü o zaman yaşamak için bir sebebim olmayacak
Düşümü gerçekleştirmekten korkuyorum, çünkü o zaman yaşamak için bir sebebim kalmayacak.
İnsanlar gitmekten çok geri dönüşü hayal ediyorlar.
“+Yüreğim acı çekmekten korkuyor.
-Yüreğine, acı korkusunun, acının kendisinden de kötü bir şey olduğunu söyle.”
-Yüreğine, acı korkusunun, acının kendisinden de kötü bir şey olduğunu söyle.”
Onları yoluma Tanrı dizdi, diye düşündü, kendi kendine şaşarak. Şimdiye kadar, işaretleri bu dünyaya ait bir şeyler olarak görmüştü. Yemek yemek ya da uyumak gibi, aşk ya da iş aramaya çıkmak gibi. Ama bunun, kendisine yapması gerekeni göstermek için Tanrı’nın kullandığı bir dil olabileceğini hiç düşünmemişti.
En karanlık an şafak sökmeden önceki andır. Her zaman şimdide yaşamayı bilirsen mutlu bir insan olursun. Çünkü hayat yaşamakta olduğumuz andan ibarettir ve sadece budur.
İster bir maden, ister bir bitki, ister bir hayvan ya da düşünce olsun, yeryüzünde bulunan her şeyin bir ruhu vardı.
İster hayatımız, ister ekin tarlalarımız olsun, sahip olduğumuz şeyleri yitirmekten korkarız. Ama hayat hikâyemiz ile dünya tarihinin aynı El tarafından yazılmış olduğunu anladığımız zaman, bunu anlar anlamaz, bu korku uçup gider.
talihin bize yardımcı olması için biz de ona yardımcı olacak şekilde davranmalıyız
Yüreğimizi neden dinlemeliyiz?
Çünkü yüreğin neredeyse hazinen de oradadır.
Çünkü yüreğin neredeyse hazinen de oradadır.
vahanın palmiyeleri ufukta görünmüşken susuzluktan ölmek.
Evrenin Ruhu’nu bizler besliyoruz ve üzerinde yaşadığımız dünya, bizim daha iyi ya da daha kötü olmamıza göre, daha iyi ya da daha kötü olacaktır. Aşk’ın gücü işte burada işe karışır, çünkü sevdiğimiz zaman, olduğumuzdan daha iyi olmak isteriz her zaman.
Bir Şeyi Gerçekten İstersen,
Onu Gerçekleştirmek İçin Bütün Evren Senin İçin İşbirliği Yapar.
Onu Gerçekleştirmek İçin Bütün Evren Senin İçin İşbirliği Yapar.
Her zaman, ne istediğini bilmek zorunda olduğunu anımsa ..
Çünkü, efendim, herkes bizim nasıl yaşamamız gerektiğini elifi elifine bildiğine inanır.
Sözcüklere gereksinim duymayan bu dili çözümlemeyi öğrenmeyi başarırsam, dünyayı kavramayı başaracağım.
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
– Öylese neden yüreğimi dinlemek zorundayım?
– Çünkü onu susturmayı hiçbir zaman başaramazsın. Hatta onu dinlemiyormuş gibi yapsan da o gene oradadır, göğsündedir; hayat ve dünya hakkında ne düşündüğün sana tekrarlamayı sürdürecektir.
– Çünkü onu susturmayı hiçbir zaman başaramazsın. Hatta onu dinlemiyormuş gibi yapsan da o gene oradadır, göğsündedir; hayat ve dünya hakkında ne düşündüğün sana tekrarlamayı sürdürecektir.
Bütün bunlar aynı güneşin doğup batışı arasında oldu, diye düşündü. Daha duruma alışmadan göz açıp kapayıncaya kadar kısa zamanda, hayatta kimi zaman koşulların değiştiğini düşünerek kendisine acıdı.
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
Kimse bilinmezden korkmamalı, çünkü herkes istediği ve ihtiyaç duyduğu şeyi ele geçirebilir.
Şimdi kederli ve mutsuzum.Ne yapacağım ? daha katı olacağım ve bir insan bana ihanet ettiği için de artık kimseye güvenmeyeceğim .
Hazineleri, seller toprağın altından çıkartır, gene seller toprağa gömer.
bütün yüreğinle gerçekten bir şey istediğin zaman, Evren’in Ruhu’nda bu istek oluşur. Bu senin yeryüzündeki özel görevindir.
İnsanların kendi yazgılarını seçmek şansından yoksun bulunduklarından söz ediyor. Ve sonunda da, dünyanın en büyük yalanına inandığını söylüyor.
Söylenenlere bakılırsa, bir Çingene’nin işi gücü durmadan insanları aldatmaktı.
Bana öylesine alıştılar ki, saat düzenimi biliyorlar, tersi de olabilir. Belkide hayvanların saat düzenine alışan kendisiydi.
Her zaman, ne istediğini bilmek zorunda olduğunu anımsa .
Ben de herkes gibiyim. Dünya gerçeklerine oldukları gibi değil de olmalarını istediğim gibi bakıyorum.
Yuxular Allahla bizim danışdığımız dildir
Allah səhranı ona görə yaradıb ki, insanlar ağaclara baxıb gülümsəsin
Kötülük. Dedi simyacı. İnsanın ağzından giren şeyde değildir. Kötülük oradan çıkandadır.
”Bizi görmek istedikleri gibi değilsek canları sıkılır. ”
Gözler ruhun gücünü gösterir
İnsanlar gitmekten çok geri dönüşü hayal ediyorlar.
Qoyunlar çobanlara kitablardanda çox şey öyrədir.
Bir şey istediğimiz zaman, düşümüzü gerçekleştirmemiz için bütün Evren işbirliği yapar.
İnsan sevince, diye düşündü, nesneler daha çok anlam kazanıyor.
Ben de herkes gibiyim. Dünya gerçeklerine oldukları gibi değil de olmalarını istediğim gibi bakıyorum.
Ve bütün dünyayı kucaklayamayacak kadar küçük biri olduğum için, sahip olduğum az bir şeyi her zaman korumaya çalışacağım.
Bütün bunlar aynı güneşin doğup batışı arasında oldu.
Bütün günler birbirine benzediği zaman da insanlar, güneş gökyüzünde hareket ettikçe, hayatlarında karşılarına çıkan iyi şeylerin farkına varamaz olurlar.
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera