İçeriğe geç

Tevhid Akidesinin Esasları Kitap Alıntıları – İmam Gazali

İmam Gazali kitaplarından Tevhid Akidesinin Esasları kitap alıntıları sizlerle…

Tevhid Akidesinin Esasları Kitap Alıntıları

İhlâs o kadar incedir ki, meselâ, gece namazı kılarken, onun nurunun yüzünde belirmesini veya secde izinin alnında görülmesini istemek gibi mülâhazalar da onu bozarlar. İhlâsın var olduğunun alâmetlerinden birisi, yaptığı amelden dolayı kimseden herhangi bir karşılık beklememek ve övülmekten hoşlanmamaktır. Onun için şöyle demişlerdir: Kulun gönlünde, övülmekle yerilmek aynı şey
haline gelmedikçe, kendisi ihlâs kazanamaz.
1- Yanlışlardan ve bid’atlardan hâli ve âri olan sahih bir itikad. İtikad sahih olup yanlış ve bid’atlardan hâli olmadıkça, hak yoluna girmek ve umulan yere varmak mümkün değildir.
2- Günahlara bir daha dönmemek kararlılığı ile tevbe etmek.
3- Üzerinde kul hakkı bırakmamak.
4- Emir ve yasakları, diğer bir ifade ile, helâl ve haramları bilecek miktarda fıkıh ilmi öğrenmek.
5- Şeriatin önerdiği ahlâkı öğrenmek. Ahlâk ilmine kalp ilmi veya tasavvuf da denir. Bu ilmin de önemi büyüktür. Çünkü çoğu müridler, ahlâklarındaki zaaf ve kusurlar yüzünden helâk olurlar.
Senin yüzüne bakmaktan gayrisi için
Gözlerin uykusuz kalması beyhudedir.
Seni bulamamaktan başka bir sebep için
Gözlerin dolup yaş dökmesi boş yeredir.
Suyun içinde yüzsen de bin kez;
İçmedikçe susuzluğun gitmez
Hasta olan bir kimse, hastalığının ilacını bilse, fakat ilacı kullanmasa, sadece onu bilmekle hastalıktan kurtulup şifa bulur mu? Bunun gibi, amel etmedikçe, çok ilim bilmek, çok kitap okumak, çok konuşmak, çok yazmak da manevî hastalıkları gideremezler.
ilimleriyle en çok gurur duyan filozoflar, bunları amel etmek için değil, halk içinde meşhur olmak ve bu şöhretin dünyadaki faydalarından yararlanmak için okuyup öğrenirler. Bunlar bilmezler ki, ilim amel içindir ve ameli olmayan ilim, kıyâmet gününde sahibinin aleyhinde delildir. Bu insanlar, Allah Resûlunun şu sözünden gafildirler:
Kıyâmet gününde azabı en şiddetli olan kimse, ilmiyle amel etmeyen âlimdir.
Cehâlet, hastalık gibidir.
Allah teâlâ, dünyada yalnızca akılla bilinir.
Cennette ise bir lütuf ve nimet olarak gözlerle de görülür.
Şeriata söz veya fiil halinde saygısızlık etmek küfürdür.
Hiç kimse, kendisi için takdir edilen rızkı tüketmeden ölmez ve hiç kimse bir başkasının rızkını yiyemez.
Onlar, kendilerine verdiğimiz mal ve evlatla haketmedikleri halde kendilerini üstün kıldığımızı mı zannediyorlar? Hayır! Olayı yanlış değerlendiriyorlar.
Allah Resûlü Aleyhissalatu vesselâm şöyle buyurmuştur:

Bazen bir kimse, hiç önem vermediği için söylediği yanlış bir kelimeden dolayı yetmiş sene cehennemde baş aşağı düşer.

Bu da bir aldanıştır. Çünkü ibadetler, ısrarlı olmayan günahları götürdükleri gibi, ısrarlı olan gü­nahlar da ibadetlerin sevabını götürürler.
Kaldı ki, haram kazanç peşinde olan kimseler, genellikle riya, gösteriş ve şöhret temini gibi nefse âit mülahazalar bulunmadıkça hayır yapmazlar.
Hak yolunda söz ve hatta amel de yetmez. Bazen ruhunu vermek de gerekebilir.

Onun için, Zünnun bir müride şöyle demiştir:

Ruhunu verebilirsen beri gel. Bunu yapamazsan, boş sözlerle kendini aldatma.

insan ihtiyaçları çok, gücü az ve eli kısa bir varlıktır.
Daha başka sorular da sormuşsun. Ancak bazı soruların ve onlara verilecek cevapların uygun olan zamanları vardır.
İhlasın ne olduğunu sormuşsun?

Bil ki, ihlâs amelin Allah teâlâ’nın rızasını kazanmak için yapılması ve ne onun yapılması sırasında,
ne de daha sonra kalpte bundan başka bir mülâhazanın bulunmamasıdır. İhlâs o kadar incedir ki, meselâ, gece namazı kılarken, onun nurunun yüzünde belirmesini veya secde izinin alnında görülmesini istemek gibi mülâhazalar da onu bozarlar. İhlâsın var olduğunun alâmetlerinden birisi, yaptığı amelden dolayı kimseden her hangi bir karşılık beklememek ve övülmekten hoşlanmamaktır. Onun için şöyle demişlerdir:
Kulun gönlünde, övülmekle yerilmek aynı şey haline gelmedikçe, kendisi ihlâs kazanamaz.

Şeriata söz veya fiil halinde saygısızlık etmek küfürdür.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir