Osho kitaplarından Tehlikeli Yaşamak kitap alıntıları sizlerle…
Tehlikeli Yaşamak Kitap Alıntıları
İnanç ödünç alınmıştır.
Güven sana aittir..
Güven sana aittir..
Herkes sıra dışı olmak ister, bu çok sıradandır. Fakat sıradan olmak ve sıradan olmanın içinde rahatlamak, bu muhteşem bir şekilde sıra dışıdır..
Bana göre, din psikolojik özgürlükle başlar..
Yaşlıların, sadece yaşlı değil, aynı zamanda bilge olmalarını, sadece yaşta değil aynı zamanda anlayışta, sadece yatayda değil, aynı zamanda dikeyde yaş almalarını çok isterdim. Sadece yaşlanmalarını değil, aynı zamanda büyümelerini çok isterdim.
Yaşlıların, hâlâ aptal gençler gibi davrandığı bir toplum, kültürlü ve medeni olarak anılmayı hak etmez. Yaşlılar aydınlanmış insanlar gibi davranmalıdır. sadece davranış meselesi değil, onlar aydınlanmalıdırlar. hâlâ genç olanlara ve biyolojik sevdalara, doğal esaret altında olanlara, onlar birer ışık olmalıdır. Onlar ötesine geçmiştir; onlar rehber yıldızlar haline gelebilirler.
Yaşlıların, hâlâ aptal gençler gibi davrandığı bir toplum, kültürlü ve medeni olarak anılmayı hak etmez. Yaşlılar aydınlanmış insanlar gibi davranmalıdır. sadece davranış meselesi değil, onlar aydınlanmalıdırlar. hâlâ genç olanlara ve biyolojik sevdalara, doğal esaret altında olanlara, onlar birer ışık olmalıdır. Onlar ötesine geçmiştir; onlar rehber yıldızlar haline gelebilirler.
Görüntüler çok aldatıcıdır. Görüntüler sana saygınlık verebilir fakat sana gönül rahatlığı vermez
Hayatla barışık insanlara ihtiyaç var.
Yaşam geçer gider, sen sadece katılmadan orada durursun.
Gözlerin var ve yine de görmüyorsun,kulakların var yine de duymuyorsun, kalbin var yine de sevmiyorsun- derin uykudasın.
Gözlerin var ve yine de görmüyorsun,kulakların var yine de duymuyorsun, kalbin var yine de sevmiyorsun- derin uykudasın.
bedeninle uyum içinde olduğunda doğayla, varoluşla uyum içinde olacaksın. Akışa karşı olacağına, akışta ol.
Zekâ onunla ne yaptığına bağlıdır.
Bütün ol diyorum, mükemmel ol demiyorum.
Gerçek olan her şey kalpte meydana gelir ve gerçek dışı olan her şey zihinde meydana gelir. Zihin, gerçek dışı olanın, kurmacanın, oyunların yetisidir.
Ve şimdiye dek,hiç kimse güvence altında olmadı, olamaz-çünkü yaşam, güvensizliğin içinde var olur.
Korku her zaman oradadır.Tehlike her zaman oradadır. Tehlike senin zihnin yüzünden gelir.
Asla geçmişi düşünme çünkü şimdiki anı, elindeki anı gerçek olan tek şeyi harcıyorsun.Ve asla geleceği düşünme çünkü hiç kimse yarının nasıl olacağını ne olacağını , nasıl sonuçlanacağını, nereye varacağını bilmiyor_ bunu hayal edemezsin.
En iyi devlet, olmayan devlettir. Birisinin, başka birisini yönetiyor olması fikrinin kendisi insanlık dışıdır.
Tüm bu kurtarma, koruma, yardım etme, hizmet etme düşüncelerine tek bir şey yüzünden kapılırsın: Kendinden kaçmak. Kendinle yüzleşmek istemezsin. Nerede olduğunu, ne olduğunu görmek istemezsin. En iyi yol, insanlığı kurtarmaya başlamaktır, böylece büyük sorunlarla o kadar meşgul olursun, o kadar onların içine dalarsın ki, kendi sorunların sana önemsiz, göz ardı edilebilir gibi gözükür. Bu psikolojik bir hiledir fakat çok zehirlidir. Bir şekilde, mümkün olduğu kadar, kendinden uzak olmak istersin, böylece acı veren yaralarını görmezsin. Hizmet etmek en iyi yoldur.
Ben kimim ki seni kurtaracağım? Eğer kendimi kurtarabilirsem, bu yeter de artar bile.
Halinden tamamen hoşnut olduğunu söyleyebilir misin? Yaşamak için bir ana dahi ihtiyacın olmadığını çünkü geride hiçbir şey bırakmadığını söyleyebilir misin? Tüm kaygılardan, acıdan, kederden, ıstıraptan, öfkeden, kıskançlıktan kurtuldun mu? Eğer etrafta bulunan tüm bu çöplükten kurtulmadıysan, hangi cüretle insanlığı kurtarmaktan bahsediyorsun?
Sevgi asla müdahale etmez, sevgi tam özgürlük verir. Eğer özgürlük vermiyorsa, o zaman o sevgi değildir.
Yalnız başına olabilme kapasitesi, sevebilme kapasitesidir. Sana paradoksal gözükecek fakat değil. Bu varoluşsal bir hakikattir. Sadece tek başına olabilme yetisine sahip kişiler, sevebilme, paylaşabilme, diğer kişinin en derin özüne inebilme kapasitesine sahiptir- diğerine sahip olmadan, diğerine tutunmadan, diğerini bir eşyaya indirgemeden ve diğerine bağımlı olmadan. Diğerinin mutlak özgürlüğüne izin verirler çünkü bilirler ki, diğeri terk ederse, onlar şimdiki kadar mutlu olacaklardır. Onların mutluluğu, diğeri tarafından geri alınamaz çünkü diğeri tarafından verilmemiştir.
İnsanlara araç olarak muamele etme, onlar kendilerinin gayesidir. Onlarla sevgi içinde, saygı içinde ilişki kur. Asla onlara sahip olma ve asla onlar tarafından sahip olunma. Onlara bağımlı olma ve etrafında sana bağımlı insanlar yaratma. Hiçbir şekilde bağımlılık yaratma; bağımsız kal ve onların da bağımsız kalmasını sağla.
Mutsuzluk var çünkü sürekli kendinle çelişki içindesin. Dünyayla savaştığın için değil, her an kendinle savaşıyorsun. Nasıl barış olabilir? Nasıl sessizlik olabilir? Nasıl bir an huzur bulabilirsin? Bir an bile huzurlu değilsin. Uyurken bile, şuraya buraya savruluyorsun- sürekli bir çekişme. Bir savaş meydanısın.
Hepimiz enginiz, sonsuz kıtayız, köklerde birleşiyoruz. Belki dallarımız ayrı fakat köklerimiz aynı.
Her an geçmişe ölmeye devam et. O bitti. Onu iyi veya kötü olarak etiketlemene bile gerek yok. Bilinmesi gereken tek şey şudur: O bitti, artık yok. Artık olmayacak Sonsuza dek bitti; şimdi onunla zaman kaybetmek neden?
Evrensel kuralları değiştiremezsin. Sadece kendin olabilirsin, başka hiçbir şey değil. Ve kendin olmak güzeldir. Orijinal olan her şeyin güzelliği, tazeliği, hoş bir kokusu, canlılığı vardır. Taklit edilmiş şey ölüdür, donuktur, sahtedir, plastiktir. Rol yapabilirsin, fakat kimi kandırıyorsun? Kendin dışında hiç kimseyi kandırmıyorsun.
Tüm eğitim sistemi kökünden değişmeli. Çünkü eğitimle insanları yaşamdan ziyade, geçinmek için hazırlıyoruz.
Bilim batıda gelişti, fakat din kayboldu. Din doğuda gelişti, fakat bilim kayboldu.
Senin, bütün dünyayı değiştirmene gerek yok; sadece kendini değiştir ve tüm dünyayı değiştirmeye başlamışsındır çünkü sen dünyanın bir parçasısın.
İnsanlığı kurtarmakla ilgilenen insanlar, en başta egoisttir.
İçin dışınla aynı hale gelmedikçe asla huzur bulamazsın
Gözlerin gerçeği saklaması çok zordur. Dil çok kolay saklayabilir çünkü dil, lisan toplumun yan ürünüdür. Fakat gözler senin varlığına aittir.
Özgürlük, sadece sen özgür olmanın sorumluluğunu alabilecek kadar tamamlanmış olduğunda mümkündür. Dünya Özgür değil çünkü insanlar olgun değil.
Hayattaki en zor şey geçmişi bırakmaktır. O, giysilerini çıkartmak gibi değildir- kişinin derisinin soyulması gibidir.
Tehlikeli yaşamak bu demektir: Ne zaman bir seçim gerekse, farkında ol. Elverişli olanı, rahat olanı, saygın olanı, toplumsal olarak kabul ve itibar göreni seçme. Kalbinde bir ışık yakan şeyi seç. Tüm sonuçlarına rağmen, yapmak isteyeceğin bir şeyi seç.
Tehlikeli yaşamak dikey yaşamak demektir.
Yaşamın altın kuralı, altın kurallar olmadığıdır.
Yaşamına saygı duy. O saygı ile birlikte, başkalarındaki yaşama da saygı duymaya başlayacaksın.
Tehlikeli yaşamak şu demektir: Kendinle yaşam arasına aptal kurallar koyma
Kilisede neden sessiz olmak isteriz?
Sessiz olmalıyız çünkü insanlar uyuyorlar.
Sessiz olmalıyız çünkü insanlar uyuyorlar.
“Gözlerin gerçeği saklaması çok zordur. Dil çok kolay saklayabilir çünkü dil, toplumun yan ürünüdür. Fakat gözler senin varlığına aittir.”
“Geçen şey, zaman değildir, gelen ve geçen bizleriz.”
Açması yıllar süren çiçekler vardır ve gitmesi uzun yıllar süren çiçekler vardır. Ne kadar uzun sürerse, o kadar derine iner.
Kişinin potansiyelini fark etmesi, var olan tek ahlaktır.
Hakikat sadece asilerin başına gelir ve asi olmak kesinlikle tehlikeli yaşamaktır.
Tüm yaratıcı insanlar tehlikelidir çünkü eğer yaratıcılığa izin verilmezse onlar yıkıcı hale gelir.
Hayatla barışık insanlara ihtiyaç var. Ve eğer yaşamla birlikte akıyorsan, bu bulaşıcıdır, diğer insanlara da geçmeye başlar.
Aslında, kimsenin kurtarılmaya ihtiyacı yok. Herkes olduğu hali ile mükemmel.
Tehlikeli yaşamak şu demektir: Kendinle yaşam arasına aptal kurallar koyma #8212;rahatlık, elverişlilik, saygınlık.
Bilim Batı’da gelişti fakat din kayboldu. Din Doğu’da gelişti fakat bilim kayboldu. Her ikisinde de insan yoksul ve yarım kalır.
Kesin olmayan bir gelecek için şimdiki zamanı kurban edemezsin.
sadece çiçekler olsa ve dikenler olmasa çiçekler anlamsız olurdu. Karanlıktan dolayı sabah güzeldir, ölümden dolayı yaşam böylesi bir neşedir, hastalıktan dolayı sağlık değerlidir.
Kalabalık, onun parçası olmayan kişiden nefret eder.
Ve nehir akmaya devam ettikçe ölü yapraklar çekilecek, çamur durulup inmeye başlayacaktır çünkü sonsuza kadar orada kalamaz.
Kalp, aşkın, doğumun, ölümün gerçekleştiği yerdir. Ölüm gerçekleştiğinde, kalp durur. Aşk gerçekleştiğinde, kalp dans eder. Yaşam gerçekleştiğinde, kalp çarpmaya başlar. Gerçek olan her şey kalpte meydana gelir ve gerçek dışı olan her şey zihinde meydana gelir. Zihin, gerçek dışı olanın, kurmacanın, oyunların yetisidir.
Politikacıların tüm keyfi, düşmanlarıdır.
Eğer canlıysan, çiçek açıyorsan, şarkı söylüyorsan, dans ediyorsan kutlanacak çok şey vardır. Kutladığında, kutlanacak daha çok şey olur ve bu böyle devam eder. Onun sonu yoktur. Kutlamazsan, yavaş yavaş git gide daha ölü, daha donuk hale gelirsin. Bir gün anlarsın ki yaşam tamamen anlamsızdır.
Sadece kör bir adamı düşün. Hayatında hiç, açmış bir gül görmemiş Hiç gökkuşağı görmemiş. Güneşin doğuşunu veya batışını görmemiş. Ağaçların yeşil yapraklarını görmemiş. Hiç renk görmemiş Ve senin gözlerin var ve diyorsun ki kutlanacak ne var?
Dünya üzgün, dünya keder içinde. İnsanların kalplerinde büyük bir ıstırap var. Fakat bunun için senin üzgün olman gerekmiyor. Şöyle basit bir sebepten dolayı gerekmiyor: Üzülerek, sen de onlara katılırsın, daha çok üzüntü yaratırsın. O bir yardım değildir.
Burada herkes varlığından keyif alıyor ve hiç kimse diğerinin yaşamına karışmıyor, müdahale yok.
Birisine “seni seviyorum” dersin ve onu daha fazla söyledikçe, daha fazla tekrar etmen gerekir. Sanki ardında bir şüphe var gibidir.
Mutsuzluk var çünkü sürekli kendinle çelişki içindesin. Dünyayla savaştığın için değil, her an kendine savaşıyorsun. Nasıl barış olabilir? Nasıl sessizlik olabilir? Nasıl bir an huzur bulabilirsin? Bir an bile huzurlu değilsin. Uyurken bile, şuraya buraya savruluyorsun, sürekli bir çekişme.
Bir savaş meydanısın.
Bir savaş meydanısın.
Özgürlük, sadece sen özgür olmanın sorumluluğunu alabilecek kadar tamamlanmış olduğunda mümkündür.
Asla geçmişi düşünme. Çünkü şimdiki anı, elindeki gerçek olan tek şeyi harcıyorsun.
Taklit etme. Kim olduğunu bilmek istiyorsan, lütfen taklitten kaçın.
Artık insan çocuksu değil, insan reşit oldu ve büyüme ile birlikte doğal olarak gelen sorunlar mevcut. İnsan artık masum değil.
Hiçbir yere gitmiyoruz, sadece burada bulunuyoruz. Ve bu an çok güzel; o öyle bir kutsama ki, onun içine geleceği karıştırma, aksi halde onu yok edeceksin. Gelecek zehirlidir. Rahatla ve keyif al.
Sevginin bir inanç sistemine ihtiyacı yoktur
İnsanoğlu uçsuz bucaksız yüksekliklere doğru büyüyebilirdi, bilincin Himalaya zirvelerine tırmanabilirdi fakat bilinçsizlik yüzünden, aptal çoğunluk yüzünden, evrim sürekli ertelendi.
Hiç kimse, birisinin ölümü için gözyaşı döküp ağlamaz – kaçan sevme fırsatı için ağlayıp gözyaşı dökersin.
Hiç silahım yok,hiç nükleer füzem yok,fakat çok daha böyük ve çok daha etkili bir şeyim var.Öldürmek için değil,neredeyse ölü gibi yaşayanlara hayat vermek için
Artık aşk yoktur.Aslında bir insana sahip olduğunda,nifret edersin,yok edersin,öldürürsün,bir katilsindir.Aşk özgürlük vermelidir,aşk özgürlükdür.Aşk,sevgiliyi gittikçe daha çok özgürleştirecektir,aşk kanatlar verecektir ve aşk uçsuz bucaksız gökyüzünü açacaktır.O bir hapishane,parmaklık haline gelemez.Fakat sen o aşkı bilmiyorsun,çünki o ancak sen farkındayken gerçekleşebilir;aşkın o niteliği sadece farkındalık olduğunda gelir.Sen günah olan aşkı biliyorsun çünki o uykuyla gelir.