İçeriğe geç

Tarihte Neler Oldu? Kitap Alıntıları – Gordon Childe

Gordon Childe kitaplarından Tarihte Neler Oldu? kitap alıntıları sizlerle…

Tarihte Neler Oldu? Kitap Alıntıları

Uygulamada insan ailelerinin genellikle birlikte yaşayan hayvanların sürü ya da takımlarına benzeyen genişlikteki topluluklar içinde yaşadıkları görülür. Gerçekten, insan bir dereceye kadar bir sürü hayvanıdır.
Salt tarımla uğraşan toplumlarda, kadının kolektif ekonomiye katkıları sayesinde, akrabalık doğal olarak kadının soy çizgisine dayanır ve “ana hakkı” sistemi egemendir. Sürü besleyici topluluklarda ise bunun tersine, ekonomik ve toplumsal nüfuz erkeklere geçer ve akrabalık babanın soy çizgisini izler.
Eğer ideoloji ekonominin işleyişini guclectirirse, o toplum- ve o toplumla birlikte ideolojisi- sonunda mutlaka yıkılacak demektir.
Avrupa’nın kır ekonomisi Roma yönetimi öncesinin Kelt ekonomisine gerilemedi. Kır ekonomisi, kuşkusuz, hatta imparatorluğun son zamanlarında olduğundan daha büyük oranda, özgür olmayan serfler tarafından yürütülen ancak geçime yetecek kadar yiyecek maddeleri tarımına dayanıyordu.
İmparatorluktan doğuya yüksek kalitede dokumalar, cam ve metal eşya, parşömen, papirüs, mercan gibi maddeler ihraç edildi. Fakat Roma’nın Hindistan ile arasındaki ticaret dengesi açık vermekteydi ve aradaki fark, para -hem de iyi altın para- ihraç edilerek kapatıldı.
İmparatorluk, Roma şehrinde yalnız oldukça küçük bir sınıfı zenginleştirdi. Borçluluk ve zorunlu askerlik, köylü sınıfının geniş bir bölümünü topraklarından etmişti; onların küçük mülklerinin yerini, kölelerin çalıştırıldığı kapitalist çiftlikler aldı.
İnsan aklı kendi geliştirdiği araçlarla yeryüzü boşluğunun sınırlarını dağıtıp, hayali kurgunun kanatları üzerinde değil, tam anlamıyla pratik geometrinin yol göstericiliğiyle sınırsız boşluğa doğru bir geziye çıkmıştı.
Yunancanın tek bir lehçesi her yerde biliniyordu; böylelikle fikirler özgürce dolaşabilecekleri bir ortam buldular ve nitekim bu ortamı kullandılar da. Değişim aracı, para, konusunda sağlanan birlik, yeni yollar, limanlar, deniz fenerleri ve büyük gemiler, karşılıklı ilişkileri ve ticareti kolaylaştırdı.
Tüm Yunanlılar gerçekten ortak bir Helenizm bilincine sahiptiler. Aynı dilin, aralarında birbirlerinin söylediklerini anlamalarını tümüyle olanaksız kılacak dereceye varmayan farklılıklar olan lehçelerini konuşuyorlardı. Din alanında yerel mezhep ayrılıklarına rağmen, hepsi de Olympos tanrıları Pantheon’unu kabul etmişlerdi.
Doğanın düzenini anlatmak için Yunanca’da kullanılan ”kozmos ” sözcüğü, Homeros’un erken dönem Yunancasındaki klanları savaş düzenine sokmak ve kabileleri toprağa yerleştirmek için kullanılan bir kökten türetilmiştir.
Siyasal alanda olduğu kadar ekonomik alanda da, savaş beylerinin uzun kılıçlarının, savaş arabalarının ve büyük mülklerin egemen olduğu Mykene toplumu, 14. yüzyılın sonlarıyla 13. yüzyıl içinde gittikçe fakirleşti.
Mısır’da tunç ilk kez Orta Krallık zamanında tanındı ve Yeni Krallık zamanında hemen hemen bollaştı. Hatta köylüler bile metal aletlerle donanmışlardı.
İmparatorluktan doğuya yüksek kalitede dokumalar, cam ve metal eşya, parşömen, papirüs, mercan gibi maddeler ihraç edildi. Fakat Roma’nın Hindistan ile arasındaki ticaret dengesi açık vermekteydi ve aradaki fark, para -hem de iyi altın para- ihraç edilerek kapatıldı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir