İçeriğe geç

Tanrı’dan Başka İnsanüstü Tanımayan İnanç: Deizm Kitap Alıntıları – Yaşar Nuri Öztürk

Yaşar Nuri Öztürk kitaplarından Tanrı’dan Başka İnsanüstü Tanımayan İnanç: Deizm kitap alıntıları sizlerle…

Tanrı’dan Başka İnsanüstü Tanımayan İnanç: Deizm Kitap Alıntıları

Kuran, iman et ki iyi insan olasın demiyor, iyi insan ol ki iman etmiş olasın diyor.
Özgürlüğü işlemez hale sokmanın bizzat kendisi bir cehennemdir. Bu cehennemin götüreceği herhangi bir cennet olamaz. Cennet odur ki, cehenneme gitme özgürlük ve gücü olan kişi tarafından tercih edilir. Boynuna kement atılarak bir yerlere sürüklenenlerin varacakları yer cennet değil olsa olsa ahır olur.
Asıl mesele insanın dine dönmüş ve Tanrıya inanmış olup olmadığı değil sevgiyi yaşayıp yaşamadığı ve gerçeği düşünüp düşünmediğidir.
Tanrı, iradesini hâkim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlat ise kendi idarelerini hâkim kılmak için Tanrı’yı kullanırlar.
Bir kimsenin Tanrı dediği şey Tanrı değildir; Tanrı’dan söz etmeyen kimse Tanrı’dan söz eden kimseden daha doğrudur.
Deizm,Allah’a imanı samimiyetle korumak ve dini temsil ettiğini söyleyen sahtekâr,riyakâr düzenbazların yaşadıkları riyakârlıklara bulaşmamak için günlük hayatı dinsel verilere göre yaşamaktan uzak kalmaktır.
“Mesele dinin olup olmaması değil,dinin ne tür olduğudur.Din insanın gelişimine katkıda bulunup onun gücünü açığa mı çıkarıyor yoksa bu gücü felce mi uğratıyor ?”
“İnsan zahirde muhtar,hakikatte mecburdur”
Yedek ilahlı bir dine mensup olmaktansa dinsiz kalmak yeğdir.Dinsizlikte,sahip olamadığımızın gerçeğini bulmak ümidi vardır.Sahte dinde ise bu ümit yok edilmiştir ..
“Dindar olan bir kimse eğer ahlak­lı değilse ya sahtekârdır ya da bâtıl bir dine inanmaktadır. Ahlaksız fi­lozof olur ama ahlaksız dindar ola­maz. Dindarlık, mahiyeti itibariyle ahlaklı yaşamayı gerektirir.”
Bradley
Onların dünyasında çiçek olsaydı dünyayı cehenneme çevirmez, kendileri dışındakileri cehennem kütüğü gibi görmezlerdi.
Bir gün geliyor, toplumdaki en zehirli bölücülük türü olan En İyi Dindar Benim! bölücülüğü başlıyor.
“Şimdi, Tanrı üzerinde tartışmaktan vazgeçip bunun yerine putperestliğin çağdaş biçimlerinin maskesini düşürmek üzere bir araya gelmenin zamanıdır.”
Erich Fromm
Hiçbir miras doğruluk kadar zen­gin değildir Shakespeare
Mûtezile bilginlerine göre, insanın âhiret sorumluluğu­nun temelinde de ‘ahlakta akılcılık’ vardır. Eğer iyi ile kötü aklî değerler değilse sorumluluğu akla bağlı olan insanın kötülükler yüzünden cezalandırılması adalete uygun olmaz.
haktan uzaklaşmış, hakkın kurumu olmaktan çıkmış, hak ihlallerinin paravanı haline getirilmiş, hele hele zulme ve zalime destek için kullanıma alınmış bir din, Allah’ın dini değil, ‘Allah ile aldatma’ (tabir, Kur’an’ındır) aracıdır. İnsanoğlunun böyle bir ‘aldatma aracı’ndan kaçıp başının çaresine bakması, doğal bir hak olarak bizzat Allah tarafından kendisine verilmektedir.
Bu böyle olduğu içindir ki Allah, kendisinin birliğinde ve peygamberlerinin doğruluğun­da kuşkuya düşenleri akla gönderir. Başka bir deyişle, onları peygamberlerinin söylediklerinin doğruluk ve tutarlılığı konusunda akla başvurmaya çağırır.
Isfahanlı Râgıb, ez-Zerî’a; sayfa 207
“Diyelim ki, dilediğimi yapmakta özgürüm; peki, diledi­ğimi dilemekte özgür müyüm?!”
Arthur Schopenhauer (ölm. 1860)

İnsan zahirde muhtar, hakikatte mecburdur.
Türbedar Ahmet Amiş Efendi (ölm.1919)

“Kur’an, ‘İman et ki iyi insan olasın’ demiyor, ‘İyi insan ol ki iman etmiş olasın’ diyor.
(Aliya İzzetbegoviç)
Kur’an, insana, cehenneme gitme özgürlüğü de vermek­tedir. Özgürlüğün verilmiş olması başlı başına ve peşin bir cennetin ta kendisidir.
Yedek ilahlı bir dine mensup olmaktansa dinsiz kalmak yeğdir. Dinsizlikte, ‘sahip olamadığımızın gerçeği­ni bulmak ümidi’ vardır. Sahte dinde ise bu ümit yok edilmiştir.
Razi’ye göre, peygamberler olmasaydı insanlık daha mutlu olurdu. İnsanlığın felaketini peygamberler hazırladı. Peygamberler ve dinler insanlığa ıstırap ve kandan başka bir şey getirmemiştir.
Şunun için ki, onlar, kıyamet günü kendi günahlarını tamamen yüklendikten başka, ilimsizlik yüzünden saptırdıkları kişilerin günahlarının bir kısmını da yüklenecekler. Bakın, ne kötü şey yükleniyorlar! . (Nahl, 25)
Tillich, bir insanın gerçek tanrısının, o insanın hayatı­nın olmazsa olmazı ve amacı haline getirdiği değer (veya kişi) olduğunu söylüyor. Tezinin esası budur. Dâhi ila­hiyatçı filozofa göre, insanın gerçek tanrısı, onun haya­tında belirleyici olan neyse odur. Paraysa para, kadınsa kadın, şöhretse şöhret, mevki ise mevki, şiddetse şiddet. Bilinen Tanrı ve din söylemi, böyle bir insanda bir paravan veya maske olarak kullanılabilir; buna itibar etmemek lazımdır.
“Tanrı, iradesini hâkim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise ken­di iradelerini hâkim kılmak için Tanrı’yı kullanırlar.”
Giordano Bruno (ölm. 1600)
Deizm mensuplarının Allah’a imanı lekelememeyi esas alan vicdanları, sadece din sınıfı ve dinci tasallutun üret­tiği pislik ve zulümlerden nefrete itilmemiş, Tevrat din­ciliğinin peygamberlik anlayışı yüzünden peygamber­lerden nefrete de âdeta mecbur bırakılmıştır. Tevratın peygamberlik anlayışını, özellikle Davut ve Süleyman peygamberlere yakıştırdığı akıl almaz kötülükleri oku­yan bir vicdanın o insanlara ve onların yer aldığı nebiler kümesine saygı duyması ciddi zorluklarla karşılaşır.
Batı insanının deizme bir tür kurtarıcı gibi sarılmasını bu gerçeği de dikkate alarak değerlendirmemiz gerekir.
Mutluluk yolunu dikenleyen, kendi çıkarları için o yolun pusulalarını saptıran ve bunu yaparken de din ve tanrı adına iş yaptığını iddia eden birtakım bedbaht ekiplerin din adı altında sahneledikleri yalanların ‘din’ diye hayata sokulmasına izin verilemez.
Tanrı, iradesini hakim kılmak için yeryüzündeki iyi insanları kullanır; yeryüzündeki kötü insanlar ise kendi iradelerini hakim kılmak için Tanrı’yı kullanırlar.
Örneğin, Alman filozofu Kant hem bir deist hem de samimi bir dindar olarak kabul edilir. Aklı onu deizmi kucaklamaya, imanı ise dindar olmaya itmiştir.
Bir insanın Allaha imanının varlığında şaşmaz ve tek gösterge şudur: Para ile Allah yanyana geldiğinde bunların hangisi seçiliyorsa, seçimi yapanın gerçek Tanrısı odur
İnsanlık tarihinin en kahırlı paradoksu şudur ki; Tanrı, insanın Riya denen yıkıcı beladan uzak kalmasını dinin en önemli talebi yaptığı halde, insanlığın riyaya teslim olmasının en önemli müsebbibi din olmuştur
Tanrının evi insanların yüreğidir. Siz bütün kötülükleri yüreğinize dolduruyorsunuz, sonra da Tanrı için koca koca evler yapıyorsunuz. Sizi atımın nalları altında ezmek isterim, ama siz buna bile değmezsiniz
Kur’an toplumda üstünlük sebebi olarak sadece ilme yollama yapmaktadır
Mesela imamlık için maaş ödenemez. Cuma namazı hariç herkes kendi ibadetini tek başına yapabilir. Kur’ana göre bütün meşru fiiler (Salih ameller) ibadettir
Engizisyonun en zalimi olan bir despotizmi insanlığın ensesine bindiren ilk yönetim, İslam dünyasının ‘Peygamber evladı öldüren’ yönetimi olan Arap- Emevi yönetimidir
Riyakarlık dinin özü olan samimiyeti yani erdemi çürütüp yok etmektedir
Akıl komuatandır din asker. Akıl olmasa din geçerli ve kalıcı olamaz
Allaha imanı tehlikeye atıp ateist olmaktansa, ibadetleri terk edip Allaha imanı korumak yani deist olmak elbette yeğdir
Ebu Hanife’ye göre, bir insan hiç ibadet etmese de mesela hiç namaz kılmasa da mümindir şirke düşmeyen tüm insanlar müvahhittir
Gerçekten de din Emevilerin dayattıkları gibi yaşanacaksa, yerini Deizmi koyup sadece Allaha imanla yetinmek Kur’anın ruhuna da uygundur, aklın verilerine de.
Deistler, Yaratıcı ve hayata şükran duygusunu ibadet sayarlar
Kuran ‘Allah ve Din’ söylemlerine, ibadetlere, namazlara rağmen bazı kişilerin Tanrıyı ve dini nihai realite olarak almadıklarını, gerçek realitelerinin para, dünyalık olduğunu görmüş ve ithamı ona göre yapmıştır
Dahi ilahiyatçı filozof (Paul Tillich) e göre; insanın gerçek Tanrısı hayatında belirleyici olan neyse odur. Paraysa para, kadınsa kadın, şöhretse şöhret, mevkiyse mevki, şiddetse şiddet.
Bugünkü dünyada dinci tasalluta karşı tek sığınak Laikliktir
Hem Allaha imanını korumak hem de dinci zulüm ekiplerinin günlük hayata tasallutundan uzak kalmak isteyenlerin bir sığınağa ihtiyaçları vardır. O sığınak Deizm olacaktır.
Batı Laiklik sayesinde dinciliğin ağır yıkımından büyük ölçüde kurtulmuş durumdadır
Eğer dine lakayt olan insanlar bir gün gerçek dindar olacaklarsa bunun yolu Deizm deneyiminden geçecektir. Bu denetimden geçmeden girişilecek bir dindarlık kısa süre sonra ya dincilik oluverir veya ateizme teslimiyetle sonuçlanır
Voltaire ve Rousseau deist idiler. Rousseau din adamlarının Tanrının bize bağışladığı en güzel ve asil duyguları bozduklarından şikayetçidir
İnsanlık, mutluluk ve gerçek din adına verilecek en onurlu ve önemli mücadele dincilikle mücadeledir
Batı insanı hem kilise Engizisyon cellatlarına hem de Tevrat’ın tanıttığı peygamberlere bakarak dinden nefret etmiştir. Müslüman dünyanın akılcı ve temiz vicdanlı insanları ise tarikat şefleriyle dini temsil ettiğini söyleyen saltanat dincisi azgınların pisliklerine bakarak dine karşı çıkmıştır
Deizm’i ilk telaffuz eden düşünürler şu iki müslüman isimdir: İndurravvendi – Ebu Bekr Er Razi
Arkadaşınız bir cin çarpmış değildir. Yemin olsun ki,
Papa, Katolik kilisesinin ateistlere karşı tavrindan dolayı da özür dilemiştir.
Kuran’a göre bütün meşru fiiller (salih ameller) ibadettir. Peygamberin ifadesiyle kişinin dostuna tebessümü bile ibadetrir.
Sarıkla kılınan bir namaz, öteki namazlara onbin sevap farkla üstün gelir. Elbani
Havralar, kiliseler ve camiler yerle bir edilmedikçe Allah’ın dini yeryüzünde egemen olamaz.

Ebu Said
Sufi düşünür

kutsal için Tanrı’ya inanmak yeter. Peygamberlere ve dine ihtiyaç yoktur.
Sarıklar karıştırılınca, Muhammed’in sarığı değil, Ebu Cehil’inki egemen oldu.

Muhammed’in sarığını sahneden kovan Ebu Cehil sarığından kurtulmanın yolunu bu millete Gazi Mustafa Kemal gösterdi.

kendisine vahiy gönderildiği söylenen tek hayvan arıdır.
Kur’an, iman et ki iyi insan olasın demiyor, iyi insan ol ki iman etmiş olasın diyor.
İnsan dışındaki tüm varlıklar , doğruluk ve dürüstlüğü hiç bir leke sürmeden korurlar. Arıya bal yapacaksın denmiştir, arı hiç aksatmadan bal yapar.
Arıya ne yedirirseniz yedirin onu bala çevirir.
Akıl, din meselesinde de komutandır.
Onlar , insanın varoluşunun cevabını bulması gerektiği ve bu cevabın akıl ile sevginin gelişimi olduğu görüşünü bildirmişlerdi;
Mesele dinin olup olmaması değil, dinin ne tür olduğudur. Din insanın gelişimine katkıda bulunup onun gücünü açığa mı çıkarıyor yoksa bu gücü felce mi uğratıyor?

Erich Fromm

İman dediğimiz o esrarlı mânâ; akıl, ikna ve samimiyet işidir.
Biz insana yolu göstermişizdir.o bunu ya şükrederek yürür ya küfrederek.
İnsan sadece kendi varoluş yoluna ihanetle kalmamış,sırati müstakim üzere yürüyen diger varlıkkarın istikametinide bozmuştur.
Paraya,başarıya ve piyasanın iktidarına tapma,modern putperestliğin ortak ve etkili bir biçimidir.
Erich Fromm
Namazımın Üsküdar’daki Seyit Ahmet Camii’nde kılınmasını istiyorum.Cenazemde alkış ve tören istemiyorum;sadece dini vecibelerin icrasını istiyorum.
CEM KARACA NIN VASİYETİ
Dindar olan bir kimse eğer ahlaklı değilse ya sahtekar ya da bâtıl bir dine inanmaktadır.Ahlaksız filozof olur ama ahlaksız dindar olamaz.Dindarlık,mahiyeti itibariyle ahlaklı yaşamayı gerektirir.
Bradley
Dinde baskı–zorlama–tiksindirme yoktur (Bakara,256)
Bir de şunlar var:Tutup bir mescit edinmişler:Zarar vermek için,nankörlük için,inananları fırkalara bölmek için,daha önceden Allah ve Resulü ile savaşmış kişiye gözetleme yeri kurmak için.’İyilik ve güzellikten başka bir şey istemiş değiliz’diye gerile gerile yemin de edeceklerdir.Allah tanıktır ki onlar kesinlikle yalancılardır.Böyle bir mescitte asla namaza durma! (Tevbe,107–109)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir