İçeriğe geç

Sünneti Anlamada Yöntem Kitap Alıntıları – Yusuf el-Karadavi

Yusuf el-Karadavi kitaplarından Sünneti Anlamada Yöntem kitap alıntıları sizlerle…

Sünneti Anlamada Yöntem Kitap Alıntıları

Katar ve Körfez halkı,
fotoğrafa “akis” (yansıma), bu işi yapana da “akkas” (yansıtan) derler. Nitekim onlardan biri fotoğrafçıya gidip “beni yansıtmanı istiyorum senden akisleri (fotoğrafları) ne zaman alabilirim diye “sorar.
Cennette dünyadan ancak isimler vardır!

Abdullah bin Abbas

Âlimlerimiz, dinin; aklın hayrete düşeceği bazı şeyler getirebileceğini fakat aklın imkansız göreceği şeyleri getirmesinin mümkün olmadığını belirtmişlerdir.
Hadisleri anlamada mecaz kapısının kapanması ve nassın aslî ve harfî manası üzerinde durulması, çağdaş kültürle yetişen kimselerin çoğuna, sünnete anlamaktan, hatta İslam’ı anlamaktan yüz çevirtmektedir.
size bir takım insanlar Kur’anın müteşabih âyetleriyle mücadele etmeye gelecekler. siz de onlara sünnetlerle karşı koyun. çünkü sünnetlere sahip olanlar, Allah’ın kitabını en iyi bilenlerdir..
‘Allah’ım, dinimi (hayatımı) düzgün eyle ki, benim durumum ona bağlıdır. dünyamı düzgün eyle ki, geçimim oradadır. âhiretimi de düzgün eyle ki, dönüşüm orayadır. benim için hayatı, her çeşit hayırda bereketli kıl.
ölümü de bana, her türlü şerden rahatlama kıl..’
‘keşke şöyle yapsaydım, şöyle olurdu’ deme! lakin ‘Allah takdir etti ve dilediğini yaptı’ de!
çünkü ‘keşke’ şeytanın işini kolaylaştırır..
Ben diş temizliğinde misvakın belirlenmesinin de böyle olduğuna inanıyorum çünkü burada amaç hadiste ifade edildiği gibi Rabbimizi hoşnud edinceye kadar ağzın temizlenmesidir
Misvak ağzı temizleyici ve Rabni de hoşnut edicidir Fakat burada kast olunan misvakın bizzat kendisi midir yoksa bu Arap Yarımadası’nda kolayca bulunan uygun bir araç olması hasebiyle mi seçilmiştir? Dolayısıyla Nebi sav onlara zor olmayan fakat amaca ulaştıran bu aracı mı belirtmiştir?
Misvak ağacının bulunamadığı diğer toplumlarda bu aletin diş fırçası gibi bolca yapılması mümkün olan ve yüz milyonlarca insana yetecek başka bir aletle değişmesinde bir sakınca yoktur
Kanaatime göre bu ve benzeri tarifeler Nebevi tıbbın ruhu değildir Bilakis nebevî tıbbın ruhu insanın sağlığını ve hayatını vücudunu sağlamlığını gücünü yorulduğunda rahatlama acıktığında doyma hastalandığında tedavi olma hakkı korumaktır Buna göre tedavi ne kadere imanla ne de Allah’a tevekkül etmekle çelişir Her derdin devası vardır hastalığın bulaşmasında Allah’ın kanunu (sünneti) ve karantinanın meşru oluşu kabul edilmelidir insan ev ve yol temizliğine önem vermeli ve yeryüzünün kirletilmesi önlenmelidir tedaviden önce korumaya önem verilmelidir alınması sana zarar veren her türlü sarhoş edici ve uyuşturucu madde zararlı gıda veya bozuk içecekler haram kılınmalıdır Yüce Allah’a kulluk amacıyla da olsa insan bedenine güç yetiremeyeceği şeyi yüklemek haram görülmelidir bedeni korumak için ruhsatlar meşru görülmeli beden sağlığı yanında ruh sağlığı korunmalıdır İşte bu hususlar her yerde ve her zaman da geçerli olan gerçek nebevî tıbbı temsil eden yaklaşımlardır
Size şu hind ağacını kullanmanızı tavsiye ederim. Çünkü onun içinde yedi türlü şifa vardır
Çörekotunda ölüm hariç her derde deva vardır
Tedavi olduğunuz şeylerin en hayırlısı kan aldırmak ve buhur köküdür
Nebi sav ben müşriklerin arasında oturan her muslumandan uzağım buyurdu. Sahabiler niçin ey Allah’ın Rasulü dediler. Nebi sav çünkü onlar birbirlerinin ateslerini göremezler buyurdu yani onlar birbirlerinin ateşlerini görebilecek derecede ne komsuluk yapabilirler ne de birbirlerine yaklaşabilirler bu aradaki uzaklığı ifade eden kinayeli bir anlatımdır
Enfal 72
Görüldüğü üzere Yüce Allah burada hicret etmek vacip olduktan sonra hicret etmeyenlerle dostluğu ve yönetim sorumluluklarını ortadan kaldırmıştır. Nebi sav in sözünün anlamı öldürüldüğü zaman kanından beriyim yani sorumlu değilim demektir. Çünkü böyle birisi islam devletine karşı savaşanlar arasında ikamet etmek suretiyle kendisini ölüme arz etmiş olur.
Bunun manasi şudur Nassın söylendiği şartlar değiştiğinde belli bir yararı temin yada belli bir zararı giderme şeklindeki arka planında dikkate alınan illet yok olduğunda bu nass ile sabit olan hükmün de ortadan kalktığı anlaşılır. Çünkü hüküm gerekçenin varlığıyla var olur ve yokluğuyla yok olur
Hafiz Iraki nin de dediği gibi bu hususlarda adetin bir hükmü olduğu gibi toplumdaki yaygın anlayışın da bir etkisi vardir. Bazen adetin dışına çıkmak sahibini şöhret zanlısı yapar. Şöhret elbisesi ise şeriatta da yerilmistir. Hayırlı olan ise dengeli olmaktır
Rasullullah tan iki kap dolusu ilim öğrendim bu ikisinden birini yaydım diğerine gelince eğer onu da yaysaydım şu boğazım kesilirdi

Ebu Hureyre ra

Tasavvuf vaaz ve rekaik kitaplarında
bu tür uydurma hadisler çoktur.
Okuyucu bunlardan sakınmalıdır.
Bu durum tefsir kitaplarında da söz konusudur. Özellikle surelerin faziletleri peygamber ile salih kimselerin kıssaları ve nüzul sebebiyle ilgili rivayetlerden ancak çok az kısmı sahihtir
Rasullullah sav in izlerine uyanlar hariç bütün yollar kapalıdır

Cüneyd-i Bağdadi ö.297

Hanefi hadiscisi Imam Cafer et Tahavi ö.321 dört cilt halinde Müşkil ül Asar yazmış problemli hadisler için kabul edilebilir yorumlar ve akla uygun yönler bulmaya çalışmıştır
Takva sahiplerinin vasıflarını bakara 2-5 iyiler ve dogru kimselerin vasıflarını bakara 177 müminlerin vasıflarını müminun 1-10 Rahmanın kullarının vasıflarını Furkan 63-77 Takva ve ihsan sahiplerinin vasıflarını Zariyat 15-23 Allah’ın cennetlerinde ikram olunanların vasıflarını Mearic 22-35 okuyabilirsin
 O peygamberleri apaçık delillerle ve kutsal metinlerle gönderdik. İnsanlara kendilerine indirileni açıklaman için ve üzerinde düşünüp anlasınlar diye sana da uyarıcı kitabı indirdik. Nahl 44.ayet
Eğer bunlar sahih ve kuvvetli iseler onlar hakkında konuşulacak bir şey yok. Eğer bunların senedi zayıf ise Nevevi ö.676 nin Ezkar Ali bin Burhaneddin el Halebi nin insanul Uyun ve ibn Fahreddin er Rumi nin Esrarul Muhammediye adlı kitabında ve diğer kitaplarda ifade edildiği üzere hadisciler tergib ve terhib hususunda zayıf hadisle amel etmenin caiz oluşunda ittifak etmişlerdir
Zemahşeri ö.538 Salebi ö.427
Beyzavi ö.691 ismail hakkı bursevi ö.1137 ve diğer müfessir kitaplarında uydurma hadislere yer verme hususunda ısrar etmişlerdir
Heva kişiyi kör ve sağır eder
Yanlış tevil sebebi;
cehalet gaflet zan heva

başka bir ifadeyle akli tembellik veya ilmi yetersizlik

Bu ilmi her nesilde adaletli olan kimseler yüklenir ve onu aşırıların tahrifine bozguncuların sokuşturmalarına ve cahillerin teviline karşı korurlar
Rasullullah sav kaşıntı hastalığından şikayet etmeleri üzerine sahabeden iki kişinin ipek giymelerine izin vermiştir
Çalışırken Peygamberimiz, oturursak biz
Işte o zaman sapıklığa dönüşür amelimiz
Risalet asrında insanlar sünneti bütün boyutları ile yaşıyorlardı. Yüce Kur’an’da doğrudan doğruya açık ve derin bir anlayışla yeni bir yaşam çerçevesinde anlıyorlardı. İşte bu surette vasat( ifrat ve tefritten uzak) ve insanlar için örnek olan tam anlamıyla hayırlılık ile nitelendirilen(ali imran110) tüm meydan okumalara karşı güçlü bütün yokuşları aşabilecek bir ümmetin oluşumunda Kur’an’ın eşsiz etkisi açıkça ortaya çıkmıştı.
Insanlar ile risalet arasındaki zaman uzayınca dini metinlerin anlaşılmasında o metinlerin söyleniş sebepleri tefsir ve diğer anlama unsurları yerine sadece sözlüklere dayalı bir anlamanın agir bastığı lugat dönemi başladı.Böylece sözcüklere dayalı akılcı lafızcı düşünce doğup gelişti. bunun sonucu olarak içinde bulunduğu zaman mekan tarih ve hayatın tabii çerçevesi dışında amel eden bir takım büyük akımlar yetişti. Onlar ümmetin uyanışını engelleyebilmek için ihtiyaç duyulan çeşitli tartışma çelişki vb temel hususları daha da artırdı. Bütünüyle islamı tarihte yaşanmış türlü şekillere ve kültürlerde var olmuş biçimlere indirgemeye başladılar .
Onlar Islamı bir takım bireysel davranış bicimlerine ve detaylara dayalı sekilcilige; bir toplum bir ümmet ve bir medeniyet meydana getirmesi mümkün olmayan lügavi ve lafzi kalıplara indirgediler
Dikkat edin, bana Kitap ve onun bir misli verildi. Dikkat edin, karnı tok bir adamın koltuğuna yaslanarak size; «Bu Kur’ân’a uymanız gerekir. Onda helâl bulduklarınız helâl, haram bulduklarınız haramdır (başka kaynağa ihtiyacınız yoktur!)» demesi yakındır. Dikkat edin! Allâh’ın Elçisi’nin haram kıldıkları, Allâh’ın haram kıldıkları gibidir.” 
Peygamber sav eğitilmiş köpekler dışında köpek satış bedelini yasakladı
“(Hayırlı amellerde, Allah’a taatte ve zorluklara sabır göstermekte) kuvvetli mü’min, zayıf mü’minden, Allah’a daha hayırlı ve daha sevimlidir. (Her ikisinin de mü’min olması sebebiyle) hepsinde hayır vardır.Yararına olan şeyde (Allah’a taattte) hırslı ol. Allah’tan yardım dile, (taat ve yardım istemekte) âciz olma (tenbellik gösterme)! Sana bir şey isâbet ederse, ‘keşke şöyle şöyle yapsaydım da bu başıma gelmeseydi’ deme. Fakat ‘Allah’ın takdiridir. O ne dilerse, onu yapar’ de. Çünkü ‘keşke’ şeytanın ameline yol açar (şeytan, kadere karşı gelmesi için onun kalbine vesvese verir). 
Allah’ım Dinimi düzgün eyle ki O benim durumum ona bağlıdır Dünyami düzgün eyle ki geçimim oradadır ahiretimi de düzgün eyle ki dönüşüm orayadir benim için hayatı her çeşit hayırda bereketli kıl ölümü de bana her türlü şerden rahatlama kıl
“Allah, gökleri ve yeri yarattığı gün, yüz rahmet halketmiştir. Her bir rahmet göklerle yer arasını dolduracak enginliğe sahiptir. Bunlardan sadece bir rahmeti yeryüzüne indirmiştir. İşte anne yavrusuna bu sâyede şefkat gösterir. Yabani hayvanlar ve kuşlar bunun sonucu olarak birbirlerine merhamet ederler. Allah Teâlâ kıyamette bu biri doksan dokuza katarak rahmetini yüze tamamlayacaktır.”
Ikrime şöyle der Ibn Abbas ayaklarima ipi bağlar ve bana Kuran ve sünneti öğretirdi
Herhangi bir bidat ortaya koyan bir topluluk, mutlaka sünnetten onun bir benzerini yitirmiş olur
Benden sonra yaşayanlar, pek çok ihtilâf ve herc-ü merc görecekler. Size sünnetimi ve doğruya götüren râşid halifelerin yolunu, sünnetini tavsiye ederim. Siz ona sımsıkı sarılın. Dişlerinizle sımsıkı tutunun sünnetime ve râşid halifelerin sünnetine. Sakının; sonradan çıkma işlerden sakının! Çünkü, her sonradan çıkma bid’at, her bid’at da dalâlettir. (Tirmizi, İlm, 16, İbn Mace, Mukaddime, 6; Ebu Davud, Sünne, 5)
Size bir takım insanlar Kuranın müteşabih ayetleriyle mücadele etmeye gelecekler. Siz de onlara sünnetlerle karşı koyun. Çünkü sünnetlere sahip olanlar, Allah’ın kitabını en iyi bilendir

Hz Ömer ra

Bugün, şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden nüfuz ve saltanat gücünü ebedi surette kaybetmiştir; fakat bu kaldırdığım şeyler haricinde küçük gördüğünüz işlerde de ona uyarsanız bu da onu memnun edecektir. Dininizi korumak için bunlardan sakınınız.”
Nebevi yöntemi anlama çabasına girmeksizin, onlar sünneti neredeyse bir takım dışa yansıyan şekilsel kalıplarla sınırlandırmaktadırlar.
Bu onların çoğunlukla sünneti yanlış anlamalarından ve kısır bir bakış açısıyla bakmalarından kaynaklanmaktadır..
Cehaletin ilacı, ancak sormaktır.

Hz Muhammed (sav)

Hevasından konuşmayan ve masum olan Peygamber’den gelen bir hadisin sahih olduğu kanaatine varan her Müslüman, hadisin konusu ister akide olsun, ister ameli olsun,onun içeriğine inanır,inanması da gerekir.
“Ey inananlar Allah’a itaat edin ve Resûl’e de itaat edin” Nisa 4/59

“Resûl’e itaat eden Allah’a itaat etmiş olur” Nisa 4/80

“ O’na uyun ki doğru yolu bulasınız” Araf 7/158

Tasavvuf imamlarindan Ebu Hafs şöyle der:Yapıp ettiklerini her an Kitap ve Sünnetle ölçmeyen ,havatirdan(kalbime düşen ilham gibi şeylerden)kuşkulanmayan kimseler erler divanından sayılmaz.
Amellerden devam etmeye gücünüz yettiğine sarılın. Doğrusu sizler amel etmekten bıkıp usanmadıkça Allah sevap vermekten bıkıp usanmaz.
Hadis
Ister vehbi olsun ister kespi olsun, insanların hallerindeki farklılığı ve onların arasındaki grup yapılanmalarını ortaya koymaktadır.Iste bu sebeple Resulullah (sav)birçok kişiden gelen aynı soruya onların durumlarının farkli olusunu dikkate alarak çeşitli cevaplar vermiştir.Cunku yaşlı bir kimse,genç birinin yaptığını yapamaz.Kisi,zaruret hâlinde yaptığı davranışı rahatlık ve serbestlik halinde sergileyemez.
Canım elimde olan Allaha yemin ederim ki,siz hiç gunah işlemeyip Allahtan bağışlama dilememiş olsaydınız Allah sizi yok eder yerine günah işleyip Allah’tan bağışlanma dileyerek ve Allah’ın da onları bağışlayacağı bir toplum getirirdi.
Hâdis
Allahım bütün işlerimin başı olan dinim konusunda hataya düşmekten beni koru!Yaşadığım şu dünyadaki işlerimin yolunda gitmesini sağla!Dönüp varacağım ahiretini kazanmama yardım et.Hayatim boyunca daha çok hayır yapmama imkan ver.!Her türlü kötülükten kurtulmayı sağlayacak bana bir ölüm nasip eyle.!
Peygamberimizin dualarından
Gerçekten tek bir hadisi elde etmek için geceli gündüzlü günlerce yolculuk yapıyordum.
Said ibnul Museyyed
Kuran Nebiye uymayı Allaha itaat saymistir.Resule itaat eden neticede Allah’a itâat etmiş olur.
Sünnet Kuranın teorik olarak açıklaması ve pratik olarak uygulamasıdır.
Kim inanarak ve sevabını sadece Allahtan umarak Ramazan orucunu tutarsa önceden işlediği günahların bir kısmı bağışlanır.Kim de inanarak ve sevabını sadece Allahtan umarak Ramazan geçenlerini ibadetiyle değerlendirirse önceden işlemiş olduğu günahlardan bir kısmı bağışlanır.
Allaha itaat ediniz.Resulullaha itaat ediniz ve sizden olan emir (ulul emre) itaat ediniz.
Bu ayette ulul emirden kastedilen Halbuki bu Resule veya aralarında yetki sahibi kimselere götürürlerdi,onların aralarından işin iş yüzünü arayanlar onun ne olduğunu bilirlerdi. Ayetinin işaretiyle hüküm çıkarmaya gücü yeter alimler ile ümmet tarafından kendilerine Allahin hükümlerini uygulama yetkisi verilen ve buna sıkıca sarılıp ondan asla ayrilmayan yöneticilerdir.
Cehaletin ilacı, ancak sormaktır.
Ali (ra) şöyle demiştir: Kalplerin aldatması, yüz hatlarında ve dil yalpalamalarında ortaya çıkar.
Sünnetten teşriî olan ile teşriî olmayanı, genel, mutlak ve devamlı olan ile olmayanı, yönetici ve reis sıfatıyla sadır olanlarla, bu sıfat dışında sadır olanları birbirinden ayırt edebilmek için iyice tetkit edilmesi, güzelce araştırılması zarureti vardır.
Bir kötülüğü gidermek,ondan daha büyük bir kötülüğü getirecekse böylesi durumlar değişinceye kadar ona karşı susmak vaciptir
Asrımızda haddini aşan bazıları, sadece fiilî sünnetleri kabul edebileceklerini iddia ederek, kavlî hadisleri reddetmektedirler. Gerçekte bu iddia sahipleri böyle yapmakla sünnetin hepsini reddetmiş olurlar.
Çünkü fiilî sünnet, sünnetleri derleyen kitapların içerdiği hadislerin ancak cüz’î bir kısmını oluşturmaktadır.
Sahabe, ‘Vehin nedir ey Allah’ın Resûlü?’ dediler. O da, ‘Dünya sevgisi ve ölümden hoşlanmama’ buyurdular.
Ben sizi, gecesi gündüzü gibi aydınlık olan apaçık bir din üzerinde bıraktım. Benden sonra ise sünnetime ve benim yolumda yürüyen Halifelerimin sünnetine sımsıkı sarılınız.
Şüphesiz ki bu asırda Müslümanların en önde gelen problemi, düşünce problemidir ve kanaatimce bu, ahlâk probleminden de önce gelmektedir. Düşünce problemi, en açık şekilde sünneti anlama ve onunla yaşama da ortaya çıkmaktadır.
Allah’a hamd olsun ki, bütün güzel işler O’nun nimetleriyle tamamlanmakta, her türlü hayır ve bereket O’nun lütfuyla inmekte, bütün maksatlar ve hedefler O’nun yardımıyla gerçekleşmektedir.
Asrımızda biz, minberin üç basamaklı olmasını sünnet, fazla basamaklı olmasını ise sünnete aykırı bulan ve bunu zedelemeyi gerektirecek bir durum gibi algılayan kimseleri görmekteyiz.
Biz, şer’i ilimlere burnunu sokan bazı çağdaşların, Kur’an ve hadislerdeki kelimeleri yorumlamalarıyla akıl ve vicdan sahibi herkesi üzecek şekilde oynadıklarını gördük. Bu yorumlar, ne din, ne lügat ve ne de ilim mantığına dayanmaktadır. Onlar sadece heveslerine uymaktadırlar. Heva ve ve heves ise, İbni Abbas’ın dediği gibi, yeryüzündeki en kötü ilâhtır.
Gösterecektir içindekileri riya elbisen,
Sanki çıplaksın sen, şayet onu giyersen!

Yapmacık her ne huy bulunsa kimsede,
Bilinir, hali onu insanlardan gizlese de.

Tarihte İslâm ümmeti gibi ilim elde etmek için (bu denli) yolculuk yapmış hiç bir ümmet bilinmemektedir.
Güçlü insanlar güreşte yenen değil, öfkelendiğinde kendine hâkim olan kimsedir.
“Sana şüphe vereni bırak, şüphe vermeyene(bak).”
Hadis-i Şerif

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir