İçeriğe geç

Struma Kitap Alıntıları – Halit Kakınç

Halit Kakınç kitaplarından Struma kitap alıntıları sizlerle…

Struma Kitap Alıntıları

İnan, biz yanlış bir zamanda en doğru yerdeyiz.
İnsanoğlu planlar, Tanrı güler.
Ülkelerini işgal eden Batılı güçleri kovan ve Cumhuriyet’i kuran Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünden bu yana çok şey değişti Türkiye’de
Türkler’de her duruma uygun atasözleri çoktur.. Sözgelimi derler ki, ne şiş yansın ne de kebap ..Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık sözü de yine onlara aittir.
İsyan dediğin şey, öyle kolay kolay çıkmaz. İnsanoğlunun içinde realitelere karşı daima bir reaksiyon vardır. Vardır da bireysel reaksiyonların toplu bir tepkiye dönüşmesi için normalden öte birikimler gerekir.
Açlık gerekir . Susuzluk gerekir Umutsuzluk gerekir.
Struma’da bunların hepsi vardı.
Refik Saydam’ un ölümü üzerine başbakanlık görevine gelen Şükrü Saraçoğlu ( 1842 ), hükümet programını okurken, milliyetçi çizgiyi daha da netleştiriyordu: Biz Türk’üz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar bir vicdan ve kültür meselesidir. Biz azalan veya azaltan Türkçü değil, çoğalan ve çoğaltan Türkçüyüz ve her vakit bu istikamette çalışacağız.
Anayasa ve Devletler Hukuku Profesörü Mahmut Esat Bozkurt, olayın adını tam koymuştu:
Sadece Türk milleti bu ülkede etnik ya da ırki bir takım haklar isteyebilir. Başka hiçbir kişinin buna hakkı yoktur. Saf Türk olmayan hiç kimsenin bu ülkede hiçbir hakkı yoktur; onlar sadece ve sadece hizmetçi ve köle olma hakkına sahiptirler. Bu gerçeği dost düşman herkes, dağlar bile bilmek zorundadır.
Başbakan İsmet İnönü’nün tavrı da o günlerde bu konuda son derece açıktı:
Biz açıkça milliyetçiyiz. Milliyetçilik, bizi birleştiren tek nedendir. Türk çoğunluğunun yanında diğer unsurların hiçbir etkisi yoktur. Her ne pahasına olursa olsun, ülkemizde yaşayanları Türkleştirecek, Türkler’e ve Türkçülüğe karşı çıkanları yok edeceğiz.
Hayalet gemi ..
Sen reklam diye bir şeyin ne kadar etkili olduğunu hiç duymadın mı, görmedin mi?
Zaman her şeyin ilacıdır.
İnsanlar planlar, Tanrı güler.
-Siz siz olun, bütün dikkatinizi Türkiye’ye, Türk kamuoyuna verin. Arapları, din kardeşliğini, komünistleri,komünizmin de bir Yahudi icadı olduğu gibi kışkırtma söylemlerini kullanarak Yahudi düşmanlığını iyiden iyiye körükleyin.
İnsanoğlu planlar , Tanrı güler.
Durursam düşünüyorum. Düşünürsem daha kötü oluyorum.
Kaç yıl yaşadığının değil, kaç günü mutlu geçirdiğinin yazılmasını istemiş olanlar.
İnsanoğlu planlar, Tanrı güler.
İnsanoğlu planlar, Tanrı güler.
İsyan dediğin şey, öyle kolay kolay çıkmaz. İnsanoğlunun içinde realitelere karşı daima bir reaksiyon vardır. Vardır da bireysel reaksiyonların toplu bir tepkiye dönüşmesi için normalden öte birikimler gerekir.
Açlık gerekir Susuzluk gerekir Umutsuzluk gerekir
Struma’da bunların hepsi vardı. Ve günden güne düzeleceğine daha da artıyor, yolcuların içlerindeki yara daha bir derinleşerek kangren halini alıyordu.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
“Türkler’de her duruma uygun atasözleri çoktur..” diye cevap verdi Simon Brod. Sözgelimi derler ki, ne şiş yansın ne kebap Aşağıya tükürsen sakal, yukarıya tükürsen bıyık sözü de yine onlara aittir. Açıkçası şu beyler Türkler bu savaşta taraf olmak istemiyorlar. Savaşın nasıl bir seyir izleyeceğini hiç kimse bilmiyor. Emin olamamanın sıkıntısını çekiyorlar. Almanlar’ı kızdırmak istemiyorlar. Çünkü gamalı haç sınırlarına kadar dayandı Almanlar’a karşı koyabilmek için elinde yeterli askeri güçleri de yok.
Dış politikalarında İngiltere’den etkileniyorlar. İngilizler’i gönülden sevmemelerine rağmen, ne yazık ki baskıları karşısında pek fazla direnemiyorlar. Ülkelerini işgal eden Batılı güçleri kovan ve Cumhuriyet’i kuran Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünden bu yana çok şey değişti Türkiye’de. ( ) Atatürk, son derece şahsiyetli bir liderdi. Dengeleri gayet iyi takip ederdi, ama kimselerde pabuç bırakmazdı.
Ölmüşüz veya ölmemişiz, inan hiç kimseyi zerre kadar ilgilendirmiyoruz.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Yani, ya yukarı tırmanıp bu korkunç gidişattan yakalarımızı sıyırmaya çalışacağız ya da kafa üstü en dibe çakılana kadar göz göre göre aşağıya düşmeye devam edeceğiz. Tercih sizin.
Yeri geldiğinde özür dilemeyi bilen ve özür dileyerek arınan, yücelen ve saygınlık kazanan bir devlet istiyorum.
Tanrı’nın daima asla bilemeyeceğimiz kendine göre nedenleri vardır.
İçleri kıpır kıpırdı. Umut doluydu..
İnsanoğlunun içinde realitelere karşı daima bir reaksiyon vardır.
“Ölmüşüz veya ölmemişiz, inan hiç kimseyi zerre kadar ilgilendirmiyoruz.
Faşizmin sonsuza kadar ortadan kalkması için bütün gücünüzle savaşın.
Yeri geldiğinde özür dilemeyi bilen ve özür dileyerek arınan, yücelen ve saygınlık kazanan bir devlet istiyorum.
günahlarımızla yüzleşsek, huzura ermeyi denesek daha iyi olmaz mı?
İnsanoğlu planlar, Tanrı güler.
Ortaçağda da atalarımız Yahudiler, sayısız kıyımlar yaşadılar. Bir görüşe göre, Birinci Tapınak zamanında putperestlikten vazgeçmeyenierin ruhlarıydı bu soykırıma
uğrayanlar. Kefaretlerini ödediler.
Gerçekten böyle midir, tam olarak emin olamayız. Ama Tanrı’nın daima asla bilemeyeceğimiz kendine göre nedenleri vardır. Yaşanan bu tür sıkıntılara Tikkun der bilgelerimiz. Bu tür durumlar aslında cezalandırma değil, ruhlar için bir üst seviyeye geçişin ara sınavlarıdır. Pogromlarda hayatlarını kaybedenlere de Kedoşim adını verir bilge kişilerimiz. Kedoşimler, diğer bir deyişle özel olarak takdis edilen mukaddes kişiler
İsyan dediğin şey, öyle kolay kolay çıkmaz. İnsanoğlunun içinde realitelere karşı daima bir reaksiyon vardır. Vardır da bireysel reaksiyonların toplu bir tepkiye dönüşmesi için normalden öte birikimler gerekir.
Açlık gerekir Susuzluk gerekir Umutsuzluk gerekir.
Struma’da bunların hepsi vardı. Ve günden güne, düzeleceğine daha da artıyor, yolcuların içlerindeki yara daha da derinleşerek kangren halini alıyordu.
Atatürk, bir millet bütün vasıtalarından mahrum edilse dahi kendisini kurtaracak olan vasıtaları yaratacağını öğreten liderdir.
Yahudi’den yumurta alan, içinde sarısını bulamaz.
(İsyanın meşalesi uğruna)
(Tutuştur taşıdığın ateşle meşaleni: Zararı yok!)
(Çünkü suskunluk çamurdur)
Mentsch tracht, Gott lacht.
İnsanoğlu planlar, Tanrı güler.
“Dur bakalım, sözümü kesme “dedi Alex .
“ Pandora’nın kutusunu sen açtın İçinden çıkan kötü şeyleri sonuna kadar dinleme sabrını göstereceksin .”
“ İş hazırdı. Yolcular , böyle bir fırsatı bekleyen Romanyalı Yahudiler’di.Gemi de ellerindeydi. STRUMA ‘ydı adı.
Su vardı, un vardı, geriye kalan doğru dürüst bir pazarlamayla helvayı kavurmaktan ibaretti.Artık çocuk oyuncağıydı her şey .”
İnan, biz yanlış bir zamanda en doğru yerdeyiz..
İsyan dediğin şey öyle kolay kolay çıkmaz.
İnsanoğlunun içinde realitelere karşı daima bir reaksiyon vardır. Vardır da bireysel reaksiyonların toplu bir tepkiye dönüşmesi için normalden öte birikimler gerekir.
Açlık gerekir Susuzluk gerekir Umutsuzluk gerekir.
“Pandora’nın kutusunu sen açtın İçinden çıkan kötü şeyleri sonuna kadar dinleme sabrını göstereceksin”
Tanrı’nın daima asla bilemeyeceğimiz, kendine göre nedenleri vardır.
“Gerçekten böyle midir, tam olarak emin olamayız. Ama Tanrı’nın daima asla bilemeyeceğimiz, kendine göre nedenleri vardır.”
“Biz Türk’üz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar bir vicdan ve kültür meselesidir. Biz azalan veya azaltan Türkçü değil, çoğalan ve çoğaltan Türkçüyüz. Ve her vakit bu istikamette çalışacağız.”
– Başbakan Şükrü Saraçoğlu
“Askerlerden gelecek kurşunlar, bu sahtekârların sözlerinden çok daha namusludur Çok daha az can acıtır.”
İngiltere, bir yandan Türkiye’ye baskı yaparak yolcuların karaya çıkmalarına engel oluyor, diğer yandan da her zamanki sinsi politikasıyla sorumluluğu olduğu gibi Türkiye’nin üzerine yıkıyor.
“Türk milletinin içerki düşmanları üç tanedir: Komünist, Yahudi ve Dalkavuk Komünist, vicdanını Yahudi Marx’a satmış olan vatansız serseri demektir. İkinci düşman, Yahudi’dir. Onun Allah’ı paradır Yahudi, mayi gibidir. Derhal, bulunduğu kabın şeklini alır ”
“Büyük atalarımızın değerli savlarını unutmayalım. Onlar, Yahudi’den yumurta alan, içinde sarısını bulamaz demişlerdir. Bu Yahudi’nin hilekârlığını açığa vuran büyük bir hikmettir.”
“Cihan Savaşı’nda düşmanlarımıza casusluk eden ve bezirgânlıklarıyla kanımızı emen Yahudi, tarihin hep ikiyüzlü Yahudi’sidir. Kurtuluş Savaşı’nda Bursa’ya Yunanlılar girerken kocaman bir Yunan bayrağıyla onları karşılayan, fakat Türkler Bursa’yı geri alırken aynı bayrağı ordumuzun ayakları altına seren yine bu vatansız Yahudi’dir.”
“Pandora’nın kutusunu sen açtın İçinden çıkan kötü şeyleri sonuna kadar dinleme sabrını göstereceksin.”
“16 Mart 1923 tarihinde, Mustafa Kemal, Adana’da esnafa hitaben yaptığı konuşmada: “Memleket en sonunda yine gerçek sahiplerinin elinde karar kıldı. Ermeniler ve diğerlerinin burada hiçbir hakkı yoktur. Bu bereketli yerler koyu ve öz Türk memleketidir ”
“Ne de olsa önce can, sonra canandı ”
“Olayların holokost (soykırım) boyutlarına varacağını tahmin edemediler. Yunanca bir sözcüktü bu. Tamamen yanıp yıkılmış, kül olmuş anlamına gelirdi.”
“İnan, biz yanlış bir zamanda en doğru yerdeyiz ”
yeter ki beynimiz orospu olmasın
Her devlet katildir kimi az öldürür kimi çok
İsyan dediğin şey, öyle kolay kolay çıkmaz. İnsanoğlunun içinde realitelere karşı daima bir reaksiyon vardır. Vardır da bireysel
reaksiyonların toplu bir tepkiye dönüşmesi için normalden öte birikimler gerekir.

Açlık gerekir. . . Susuzluk gerekir. . . Umutsuzluk gerekir.

Lütfen bana Amerika’dan söz etmeyin. Her konuda sözüm ona destek veriyorlar da, aynen arkasından yağmur gelmeyen fuzuli gök gürültüsü gibiler. Bir işe yaramıyorlar.
İsyan dediğin şey, öyle kolay kolay çıkmaz. İnsanoğlunun içinde realitelere karşı daima bir reaksiyon vardır. Vardır da bireysel reaksiyonların toplu bir tepkiye dönüşmesi için normalden öte birikimler gerekir.
Açlık gerekir.. Susuzluk gerekir.. Umutsuzluk gerekir. Struma’da bunların hepsi vardı..
İngiltere, bir yandan Türkiye’ye baskı yaparak yolcuların karaya çıkmalarına engel oluyor, diğer yandan da her zamanki gibi sinsi politikasıyla sorumluluğu olduğu gibi Türkiye’nin üzerine yıkıyor.
– Ölmüşüz veya ölmemişiz, inan hiç kimseyi zerre kadar ilgilendirmiyoruz.
– Her şeyden ve herkesten önce, sen benim umurumdasın. Varlığın, sağlığın, ve mutluluğun bu dünyada en çok beni ilgilendiriyor.
İnsanlık, tarih boyunca görmediği ölçüde mezalimlere şahit oluyor. Ve elden hiç mi hiçbir şey gelmiyor.
Özetle şu an için durum Türkler’ in deyimi ile bok üstüne bok, yaz efendi yaz!  
Ismet İnönü ise tersine son derece pasif ve epey korkak bir politika izliyor . Anladığım kadarıyla durumu idare ediyor ve rüzgâr nereden eserse , Türkiye o tarafa meylediyor .
Ülkelerini işgal eden Batılı güçleri kovan ve Cumhuriyet’i kuran Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünden bu yana çok şey değişti Türkiye’de .
Türkler’de her duruma uygun atasözleri çoktur diye cevap verdi Simon Brod Sözgelimi derler ki , ne şiş yansın ne de kebap Aşağıya tükürsem sakal , yukarıya tükürsen bıyık sözü de yine onlara aittir
Türkiye’nin politikası da ne yazık ki İngilizler’in keyfine göre şekillenecek .
1948 yılında gayriresmi , 2004 yılında da resmen İsrail’in ulusal marşı olarak kabul edilmiştir .
Türkiye’deki gayrimüslim erkeklerin bu şekilde silah altına alınmaları , normal hayatta bir araya gelmeyen çok değişik sosyal sınıfa mensup insanların ortak bir kaderi paylaşmalarına yol açmıştı . Milyonerlerden fukaralara , patronlardan memurlara , eğitimli kişilerden cahil iscilere , tüccarlardan kâtiplere , sağlığı yerinde olanlardan hastalara , hocalardan cahil halka kada4 değişik sosyal sınıflara ait Yahudiler de aynı kaderi paylaşıyorlardı.
Kayıtlara göre 728 bin115 kisi oldukları rahmin edilen ve Romanya’daki toplam nüfusun yaklaşık yüzde 4’ünü meydana getiren Yahudiler’in alti ay gibi kısa bir zaman dilimi içerisinde yarıdan çoğu ortadan kaldırılmıştı.
1940 ağustosunda kral , Yahudi kimliğini tanımlayan bir yasayı onayladı . Öylesine bir yasaydı ki bu , içerik ve kapsam itibariyle Nazi Almanyası’nı bile geride bırakıyordu . Irk tanımı , din tanımının önüne geçirilmişti . Ateizmi bile kabul etse , kanını değiştiremeyeceğine göre bu yasaya göre Yahudi , Yahudi’ydi .
Yani , Struma motorsuzdu . Motorsuz bir gemi , kaderine terk edilen 769 insanı taşıyan bir büyük yüzen tabuttu . Ve devletin Anadolu Ajansı , utanc verici bir şekilde , geminin tamirinin bittiğini iddia ediyor , yalan söylüyordu . Katillerin cinayetlerini örtmeye çalışıyordu.
İnsanoğlu planlar, Tanrı güler
Mentsch tracht, Gott lacht
“Yani, ya yukarı tırmanıp bu korkunç gidişattan yakalarımızı sıyırmaya çalışacağız ya da kafa üstü en dibe çakılana kadar göz göre göre aşağı düşmeye devam edeceğiz.”
“Karadan gemiye doğru gelecek bir motor bekliyorlardı. İçleri kıpır kıpırdı. Umut doluydu ”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir