İçeriğe geç

Sorulunca Söylenen Kitap Alıntıları – İsmet Özel

İsmet Özel kitaplarından Sorulunca Söylenen kitap alıntıları sizlerle…

Sorulunca Söylenen Kitap Alıntıları

:Hayat düşünenler için bir komedidir,hissedenler için trajedi.
Eve dön! Şarkıya dön! Kalbine dön!
Özetle gerçekçi olmak dayatılan gerçeği kabullenerek yeni şartlardan yararlanma yoluna girmekle değil, gerçeği eleştirerek yeni bir gerçeklik yolunu açma çabasını göze almakla mümkün.
Eğer kitaplar bizi geliştirmiyorsa, gerek zihnimizi işlek kılmak, işlek tutmak bakımından bize faydalı olmuyorsa, gerekse bilgi alanında ulaşılmaya değer noktalar bulunduğunu bize göstermiyorsa, onlara gerçek anlamıyla kitap demek bile doğru olmaz. Bizi gelişmeye itmeyen ama zaten bulunduğumuz zihnî seviyeyi okşayan kitaplar, bizi köleleştirmek için yazılmıştır.
Ben, cebimde şiirini taşıyacağım insanı arıyorum.
Türkiye’de gençlerin genç olma şansı yok çünkü kendilerinden insan olmaları bekleniyor. Zaten bu ayrım fiziki bir ayrımdır ve fiziki bir ayrımsa saçma bir şeydir.
Ağlamadan
Dillerim dolaşmadan
Yumruğum çözülmeden gecenin karşısında
Şafaktan utanmayıp, utandırmadan aşkı
Üzerime yüreğimden başka muska takmadan
Konuşmak istiyorum.
İslâm’ı bir araç olarak görmek, İslâm’dan daha üstün hedeflerin bulunduğunu kabul etmek anlamına gelir. Eğer İslâm’dan, yani Allah’a teslimiyetten daha üstün değerler varsa Müslüman olmaya ne gerek var?
Rahmanî veya şeytanî olsun her köklü düşünce kendini yaşatacak bir ortama muhtaçtır.
İslâm benim için bir şifadır. Yaralı olmayan veya yarasını tanımayan bu şifadan nasibini alamaz.
Oysa gerçeklik parçalanamaz.
Akıl devreye girmeden şiir ortaya çıkamaz.
Müslüman olarak her an mücadele içinde olmak zorundayız.
Benim şiirimde siyasi terminoloji aptallar içindir. Yani aptallar, siyasi terminolojide takılır kalırlar. Zeki olanlar siyasi terminolojiyi aşarlar.
Ben, cebimde şiirini taşıyacağım insanı arıyorum.
Eğer kitaplar bizi geliştirmiyorsa, gerek zihnimizi işlek kılmak, işlek tutmak bakımından bize faydalı olmuyorsa, gerekse bilgi alanında ulaşılmaya değer noktalar bulunduğunu bize göstermiyorsa onlara gerçek kitap demek bile doğru olmaz
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Büyük cihadın, kendi nefsimle olan mücadelemin mücahidiyim
Ben, cebimde şiirini taşıyacağım insanı arıyorum
Bizi gelişmeye itmeyen, ama zaten bulunduğumuz zihnî seviyeyi okşayan kitaplar bizi köleleştirmek için yazılmıştır
İnsanın kalbini kendisine zenginlik vermeyecek nesnelerle rehnetmesi çürümeyi getiriyor
Asil bir tavrın müstehcenlikle bir alâkası olmaması gerekir.
Ya ilkelere bağlanırsınız veya kendinizi akışa bırakırsınız. Üçüncü bir yol olduğunu sanmıyorum.
 Şehrin insanı kabulleniyor. Kabullendiği zaman, zorbanın kendisi değilse bile eli ayağı oluyor. Bizim derdimiz ise, zorbayı zorbalıktan alıkoyacak bir direnişi göstermek
Bir milletin hayatı söz konusu olduğu zaman
burada doğrudan doğruya hainlerin belirleyiciliği söz konusu olamaz.
Yani bir hainin yerine başka bir hain geçer mi sorusu hainliğe razı olunduğu sürece sorulabilecek bir sorudur.
Asıl mesele ihaneti reddeden insanların olup olmadığı meselesidir. Dolayısıyla yani reddedilen şey hainler değil de ihanet olursa, o noktaya varabilirsek, hainleri değil ihaneti reddediyoruz, zalimleri değil zulmü reddediyoruz diyebilirsek o zaman, Türkiye bunları söyleyebilecek olgunluğa erişirse dışarıdan hiç kimse bir şey yapamaz
Ben, cebimde şiirini taşıyacağım insanı arıyorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir