İçeriğe geç

Sonsuzluğun Sonu Kitap Alıntıları – Isaac Asimov

Isaac Asimov kitaplarından Sonsuzluğun Sonu kitap alıntıları sizlerle…

Sonsuzluğun Sonu Kitap Alıntıları

&“&”

♾Ne zaman birisi belirli bir alanda tam bilgi sahibi olmadığını belirterek konuya girse, hemen ardından o alandaki kesin kanaatini belirtecek demektir.
♾Zamanda paradoks yoktur, çünkü zaman paradokslardan kasıtlı olarak kaçınır.
İnsanlığın daha yüksek aşamalara gelebilmesi için büyük sınavlarla karşılaşması gerekir. Tehlike ve tedirgin güvensizlikten insanlığı daha yeni, daha yüksek zaferler kazanmaya iten bir güç doğar.
“Üstesinden gelemedikleri bir amaçsızlık, beyhudelik, ümitsizlik insanoğlunu etkisi altına almıştı..”
“Ne acayip, duygular insanla kafa buluyor..”
Yeterince uzun bir süre birlikte olmalarına izin verilirse kız onu gerçek anlamda sevebilirdi. Kızın kendisini sevmesini sağlayabilirdi, sonuçta, önemli olan aşkın nedeni değil kendisiydi.
“Aşırılıklar hiçbir zaman sağlıklı değildir..”
Şekilsizleştirme, insanları atalarından ve torunlarından ayrıştırır.
Sonsuz geleceğe seyahat eden bir insan, yanlarında maymundan hallice kalacağı kadar ileri seviyede kişilerle karşılaşabilir…
İnsan evriminin sona erişiyle Sonsuzluğun kuruluşu aynı zamana rastlıyor…
Ne kadar çok bildiğimi hayal bile edemezler…
Seni kaybetmeye dayanamam…
Seni olduğun gibi istiyorum, tıpkı şimdi olduğun gibi. Değiştirilmeni istemiyorum hiçbir şekilde…
Zamanda paradoks yoktur, çünkü zaman Paradokslardan kasıtlı olarak kaçınır…
İnsanın zeka ve duygularının bir anıtı olan büyük bir edebi eser yeni gerçeklikte hiç yazılmamıştı…
Benim sana Sonsuzluğun mevcudiyeti için ihtiyacım var…
Gözlemciler olmasa, bilgisayarların hesaplayacağı bir şey, yaşam şemacılarının şemasını hazırlayacağı bir hayat, sosyologların inceleyeceği yeni bir toplum olmazdı…
Ve bunu korkuyla kafasından atmaya çalışsa da, biliyordu ki bir kez aklına geldiği için yeniden geri gelecekti.
Düşündü: Bunlar hakkında herhangi biriyle konuşmanın ne anlamı var ki?
Ne zaman birisi belirli bir alanda tam bilgi sahibi olmadığını belirterek konuya girse, hemen ardından o alandaki kesin kanaatini belirtecek demektir.
Belki de mutluluk şudur; başka bir yerde olmanız, başka bir şey yapmanız, başka biri olmanız gerekmesi duygusuna kapılmamak.
-Ben Sosyolog değilim, efendim"

+“İşte bu kulağa kötü geliyor. Ne zaman birisi belirli bir alanda tam bilgi sahibi olmadığını belirterek konuya girse, arkasından o konuda çok açık bir biçimde fikrini belirtecek demektir.”

Hiç geçici ilişki için müracaat ettin mi, Teknisyen?"
"Hayır, Bilgisayar."
"Düşünür müsün?"
"Hayır, Bilgisayar."
"Belki de düşünsen iyi edersin. Sana daha geniş bir bakış açısı sağlar. Bir kadının elbiseleriyle uğraşmaktan vazgeçer, onun başka Sonsuzlarla olabilecek muhtemel ilişkilerinden rahatsızlık duymamayı öğrenirsin."
Sonsuzlukta bile şimdiki zaman akıp gidiyor
Harlan, 95. yüzyıl ağaçlarından özenle yontulmuşa benzeyen boş bir ifadenin arkasına sığındı.

~{Yazar burada neyi ifade etmeye çalışmış?}~

“İnsanlara kendi geleceğini seçme olanağı sağlayan sonsuzluk gibi sistemler, güvenlik ve sükuneti tercih eder ve böyle bir gerçeklikte yıldızlara ulaşmak olanaksızdır.”
Zaman’da çelişkiler yoktur, çünkü Zaman özenle çelişkilerden kaçınır"
Sonsuzlukta bile, şimdiki zaman, geçip gidiyor.
İnsanlığın yücelebilmesi için büyük sınavlar verilmelidir.
Aklı fikri uzaya yönelik olunca insanlık, dünya nimetlerini değerlendirmeyi ihmal eder.
Onu nasıl öldürebilirdi?
Onu nasıl öldüremezdi?
Çünkü bir silahım var Noýs ve niyetim seni öldürmek"
Bütün olup bitenlerden sonra, ölüm, ancak, eşi benzeri bulunmayan, basit ve sonuç getirici bir kurtuluş yolu olabilirdi.,
Sen ısırgan otunu gerektiğince sıkı kavra; o, düşmanı rahatça ezebileceğin kalın bir sopa haline gelir."
İnsanoğlunun kendi aşırı verimli teknik zekâsından da korunması gerekiyordu.
Fakat hiçbir şeyi varsayımlara bırakmamalıydı.
İnsanın kendi ruh hali ile ilgili bir sorunla uğraşması, içinde bulunduğu bataklığı sopayla dövmesine benziyordu.
Eğer bir toplum hata yaparsa sadece kendini etkilemez, sonraki toplumların da bundan etkileneceğini unutma.
Gerçekliğin sabit, sonsuz ve değişmez olmadığı, kimsenin kayıtsızca karşılayabileceği bir şey değildi.
Sonsuzlukta bile, şimdiki zaman, geçip gidiyor.
Kabak her zaman birinin başına patlayacaktır, bundan kaçamayız.
Maddeler gibi zihinler de değişiyor.
Aylak bir sınıfın varlığı ve en iyi haliyle kültür ve zerafeti teşvik eden cazibeli bir yaşam biçiminin gelişimi anlamına gelmekteydi.
Sen ve yaşadığın dünya belki de bir yıl önce bir olasılıktan ibarettiniz ama ne fark eder? Anıların var değil mi?
Siz gençler, en zor koşullar altında Zamana gidecek ve gerçeklerle geri döneceksiniz.
Bir zamanlar her şey çok basitti. Uğurunda yaşanacak idealler ya da en azından sloganlar vardı.
Gerçekte onu sarsan da buydu. Utanmıyordu.
Biraz ürkek, biraz gergin, biraz şaşkındı.
Sonsuzluk’ta anlaşılması güç olan çok şey vardır."
Ben sosyolog değilim, efendim."
Voy gülümsedi. "İşte bu kulağa kötü geliyor. Ne zaman birisi belirli bir alanda tam bilgi sahibi olmadığını belirterek konuya girse, hemen ardından o alandaki kesin kanaatini belirtecek demektir."
Sonsuzluk tarafından Zaman’a uzatılmış, tepkileri algılayan bir duyargadan ibarettir.
Yeni Noýs belki birçok yönden daha mükemmel bir insan olacaktı, ama Harlan bir şeyi kesin olarak biliyordu. O, buradaki, şu anda gözleriyle gördüğü, bu Gerçeklikte yaşayan Noýs’u istiyordu. Kusurları varsa onları da istiyordu.
Sonsuzluğun yararına mı?" diye bağırdı cüce Bilgisayar ani bir heyecanla. Sigarasının izmaritini öyle kuvvetle uzaktaki duvara fırlattı ki sigara bir kıvılcım yağmuru arasında yere düştü. "Benim sana Sonsuzluğun mevcudiyeti için ihtiyacım var."
Aynı ülkede ve aynı zamanda bir kişi tedavi edilirken, bir düzinesi kaderine terk ediliyor. Herkes, &‘Neden o?’ diye soruyor. Belki de bizim üzerine eğilmediğimiz daha iyi insanlar. Belki de bizim tedavi ettiğimiz adam, çocuklarını dövmekten yorulunca, yaşlı anasını tekmeleyen biriyken, kaderine terk ettiklerimiz, herkesin hayranlığını kazanmış, sevilen, pembe yanaklı, hayırsever kişilerdir.
Dakikalar, saatler, günler. Hiç fark etmez. Süre dolunca, artık Sonsuzluk diye bir şey olmayacak. Beni duyuyor musun? Bu Sonsuzluğun sonu olacak.
İyi bir Teknisyen çok ender yanılırdı. Birinci sınıf bir Teknisyen hiçbir zaman yanılmazdı.

Harlan hiçbir zaman yanılmazdı.

Sonsuzlukta bile, şimdiki zaman, geçip gidiyor.
Bu, Dünya işte. Ne sonsuz, ne de insanlığın tek yuvası, yalnızca sınırsız bir maceranın başlangıç noktası."
Zeka sahibi varlıklarda dışa açılmak, yıldızlara ulaşmak, yerçekimi hapishanesini arkalarında bırakmak gibi içgüdüsel bir arzu mu vardı acaba? İnsanları defalarca gezegenler arası seyahatler düzenlemeye, Dünyanın yaşanabilir tek yer olduğu bir güneş sisteminin ölü gezegenlerine tekrar tekrar gitmeye zorlayan neden bu olabilir miydi ? Sonsuzluğun durmadan uğraştığı yanlış uygulamalara neden olan bu kaçınılmaz başarısızlık ,insanın her şeye rağmen bu hapishaneye dönmek zorunda olduğunun bilincinde olması mıydı?"
Bir reklam. Bir şeyi tam istendiği şekilde yayınlamaya mecbur oldukları parası ödenmiş bir ilan."
Bir zamanlar her şey çok basitti. Uğrunda yaşanacak sözler, ülküler vardı.
Elli milyar insan umurunda bile değildi. Yalnızca biri vardı. Bir kişi.
Bu, Dünya işte. Ne sonsuz, ne de insanlığın tek yuvası, yalnızca sınırsız bir maceranın başlangıç noktası."
İnsanlığın yücelebilmesi için büyük sınavlar verilmelidir.
Fakat artık dünyanın ne olduğunu biliyordu: Özgürlüğün sınırsızlığıyla kuşatılmış bir hapishane…
Doğal olarak, hayatın senin sandığın kadar sabit, değişmez olmadığını öğrenmek ve kabullenmek zordur. Sen ve yaşadığın dünya belki de bir yıl önce bir olasılıktan ibarettiniz ama ne fark eder?
Gariptir, ilk kez düşüncelerinin arasına sevmek" kelimesi karışıyordu ve hiç yadırgamıyordu.
Bir dâhinin beyni gerçekten, inzivaya çekilmişe benzeyen bu adamın saçsız ve düzgün alnının arkasında olabilir mi? Binlerce kırışıklığın içine oyulmuş gibi duran şu küçük gözlerden fışkıran, korkunç zekâ mı yoksa yalnızca tatlı huylu bakışlar mıydı?
Kafasında bütün düşünceler birbirine giriyor, dönerek kayboluyor, bir karmaşa içinde, tuhaf, hemen hemen komik denebilecek, fakat tamamıyla rahatsız edici olmayan sonuçlar doğuruyordu.
Sonuç olarak kendi fikirleri ne olursa olsun, Harlan bir gözlemciydi ve ideal bir gözlemci, duygular algılayan sinir yolları, raporlar veren mekanizmasına bağlı bir yapı demekti. Raporla, algılanan gerçekler arasına hisler girmemeliydi.
Fırsat buldukça yaşamın yalnızca hayat ve ölümden ibaret olduğu, insanoğlunun kararlarına müdahalenin mümkün olmadığı, kötülüğün önlenemediği, iyiliğin yüceltilemediği, galibin de mağlubun da kaybettiği Waterloo Savaşı’nın bulunduğu bir dünyaya dalar ve adeta kendinden geçerdi.
Voy gülümsedi:İşte bu fena. Ne zaman birisi belirli bir alanda tam bilgi sahibi olmadığını belirterek konuya girse, arkasından o konuda çok açık bir biçimde fikrini belirtecek demektir."
İnsanlığın daha yüksek aşamalara gelebilmesi için büyük sınavlarla karşılaşması gerekir.
Durağan çevre şartları içinde, bir canlı türü milyonlarca yüzyıl değişmeden kalabilir. İlkel insan süratle evrimleşti, zira acımasız ve sürekli değişen çevre şartları içinde yaşıyordu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir