İçeriğe geç

Son Kitap Alıntıları – Ayşe Kulin

Ayşe Kulin kitaplarından Son kitap alıntıları sizlerle…

Son Kitap Alıntıları

‪Olduğum yere demir atıp limanımda kalmak istiyorum.
Romanlar aynasıymış meğer hayatlarımızın!
“Yalnız kalacaklarsa, niye evlensin ki iki insan?”
Madem masallarda hırçın ve huysuz perilerin lanetlediği bahtsız çocuklar var, hayatta da yaratılırken tanrıların ters bir gününe rast gelmiş insanlar olmalı.
Nedir bu kendi kendimle bitmeyen kavgam!
hayatın bize hazırladığı hoşluklardan veya tuzaklardan nasiplenerek büyürken olgunlaşırız
Kızına düşkünlüğünü yirmi küsur yıl erteleyen babam benim!
Nedir bu kendi kendimle bitmeyen kavgam!
Tüm hatalar benim! Ben bir hata makinesiyim!
Göze alıyor fakat korkuyordum!
Bugüne kadar hep ben birilerine göre yaşamıştım. Hep başkaları planlamıştı benim hayatımı.
Annemle babamın yüzünden neler yaşamadım ki ben!
Ne duygu girdaplarında boğuştum, ayakta kalabilmek için!
Su akar yolunu bulur .
Olduğum yere demir atıp limanında kalmak istiyorum .
Yoğun koşuşturmam bitince sığındığım evimdeki sükûnet, yalnızlığın muhteşem özgürlüğü, kimseye hesap vermeden yaşayabilmenin lüksü sinsi bir duman gibi sarıp sarmalamaya başladı beni.
Ben insanların her anlamda özgürce yaşayabildiği, kimsenin kendi doğrusunu bir diğerine dayatmadığı, savaşın asla onaylanmayacağı, sevgi ve saygının hükmettiği bir toplumda yaşamak istiyorum.
Sevgi insanlara yanlışlıklar yaptırabilirmiş.
Hayatlarımız keşkelerle dolu!
Ne demiş şair, “ Ya sevmeyi az buldunuz, yada vaktiniz olmadı…”
Ben seni hiç unutmayacağım.
Sen beni hiç hatırlamayacaksın.
Ben seni hiç unutmayacağım, sen beni hiç hatırlamayacaksın.
İki kişi bir çift, üç kişi kalabalık yapar…
Gidecek bir yer yok. Sürekli olarak kovulduğun, seni yutmak için sarsılıp yarılan bu dünyada yaşamaktan başka çaren yok. Mars çok uzak!
Ben insanların her anlamda özgürce yaşayabildiği, kimsenin kendi doğrusunu bir diğerine dayatmadığı, savaşın asla onaylanmayacağı, sevgi ve saygının hükmettiği bir toplumda yaşamak istiyorum.

Önce o yeri bulacağım, sonra da dünyaya benim gözlüklerimle bakabilen kişiyi!

Dünya büyük! Ve dünya çok kalabalık! Yedi buçuk milyar kişinin yarısı erkekse eğer, üç milyar erkeğin arasında, birinin beni bekliyor olduğuna inanıyorum.
Sevgi insanlara yanlışlıklar yaptırabilirmiş. Bunu öğrendiğimden beri, kızmıyorum artık sana!
Günlerce hesaplaştım kendimle ve sonunda seni anladım.
hiçbir Avrupa ülkesinin bir diğerinden pek farkı olmadı zaten. Şehirleri mamur ve bakımlı, insanları bencil ve ikiyüzlü!
bize iyi gelmeyecek aşkları kalbimizden silmek için, acı gerçeklerle yüzleşmek zorundayız.
Ben nasıl bir yalanın içinde yaşamışım!
madem istiyorsunuz, dökülün bakalım! Dinliyorum.
benim de, herkesten bağımsız bir hayatım olmalı. Kendi irademle seçtiğim bir yolum, mesleğimi yapabileceğim bir alanım
Aramızda uzun uzun konuşma gerektiren bir durum yokmuş!

Kırıldım. Üzüldüm.

“Bana yaramıyor galiba aşk?”
İyi de ben kör müydüm bunca zaman? Neden anlayamadım? Hiç mi hissettirmedi bana duygularını?
Gerçekten ilk defa çok umutsuzum, hayatıma bir türlü yön veremedim, boşlukta gibiyim adeta.
Gırtlağıma bıçak dayasalar aramam artık!
Adamın küstahlığına bak ya! O ne derse, öyle olacak! Ben sanki kölesiyim onun!
“Ağır olduysa oldu! Sizin bana söylediğiniz de hafif sayılmazdı yani!”
İyi baba olmanın inceliklerini zaman içinde öğrenecek, inan bana!
Ben seni hiç unutmayacağım, sen beni hiç hatırlamayacaksın.
Baştan söylemediklerimi, dua et de sana asla söylemek zorunda kalmayayım
“Kader bize hiç beklemediğimiz oyunlar oynuyor, diyelim ”
kader diye bir olgu var. Olacağa mani olamıyoruz hiçbirimiz.”
Beni daha ne kadar karanlıkta bırakacaksınız? Aşk olsun size!
Bir insanın kendini suçlaması ne zormuş, bilsen!
Hayatlarımız keşkelerle dolu!
kumpas, iftira hep var bizim toplumda, ayrıca yalan söylemek de hiç ayıp sayılmıyor, nedense!
“Alınansınız yani ”

“Türk’üz! Anneannem Alman asıllıdır ama onun Türkiye sevgisi, vatan millet diye öyle cart curt ötenlerden bin kat fazla ve sahicidir

O zamanın eğitimcileri işte Örnek olacaklar ya topluma giysileri hep özenli olmalı.
Sürgün cezasına katlanmak, vicdan azabı çekmekten bin kat iyiydi!
Yanıt bile vermedi. Belli ki bana küs!
Ben yıllarımı vermiş, doktor olmuşum, başıma gelene bakın, Çinlilere Kanadı Kırık Kuşları okutacakmışım! O kırık kuş benim, ben! 
Başına gelen her beladan beni sorumlu tutacaksan, ne halin varsa gör! Benden bu kadar!
Teşekkür beklemiyordum ama azar işitmeyi hiç beklemiyordum!
Herkese ne aşklar veriyor Allah, bana ise sadece aşk olsun!
Bir Karadeniz türküsü nerelere götürdü beni! Yoksa aklımın ucundan geçmez o günler! Sevmem ayağımın geçmişime takılmasını.
Üstüme gelindi miydi bir fırıldak döner içimde gözüm hiçbir şeyi görmez olur
İlgiyi hangimiz istemiyoruz ki
romanlar aynasıymış meğer hayatlarımızın!
benim için kendi ellerinle tasarladığın planın kaçınılmaz kaderi içindeyim, sen bana niye kızıyorsun? Kızacaksan, kendine kız!
Benim hayatımda hayırlı bir rastlantı hiç mi olmayacaktı?
Hey Allah’ım dedim içimden, bu bizim memleketin ne insanına güvenesim var ne denizine. Her an her şey değişiyor!
Para herkese yakışmaz derdi babam, buna da terfi yakışmadı demek ki!
Yediden yetmişe yazmayan yok bu ülkede, benim başım kel mi?
Can alan cezasını çekmeli, kardeşim!
Giden gitti! Ben kendi vicdanımda asla temize çıkmayacağım. Kendimi asla affetmeyeceğim. Asla, asla, asla!
Etiketler:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir