İçeriğe geç

Son 10 Saniye Kitap Alıntıları – Simon Kernick

Simon Kernick kitaplarından Son 10 Saniye kitap alıntıları sizlerle…

Son 10 Saniye Kitap Alıntıları

Minibüs sessizliğe büründü. Karar zamanıydı. Yaşam ya da ölüm.
İyi adamlar hiçbir şey yapmadıklarında kötülük zafere ulaşır
Ardından ayağa kalkıp ona haklarını söyledi; bunun, yani bir bakanı cinayet şüphesiyle tutuklamanın ne kadar özgürleştirici bir his olduğunu ve kim olursa olsun – Paul Wise da dâhil olmak üzere- hiç kimsenin yasanın üstünde olmadığı gerçeğini kanıtladığını düşünüyordu.
Tina ve Grier kollarına girip onu çalışma odasından koridora çıkarırlarken Gore direnmedi.
..tamamen mahvolmasına ne kadar zaman kaldığını merak ediyordu.
Bir şeyler yapmak istedim. Tüfeğimi Wolfe ve Haddock’a çevirip onlara silahlarını bırakmalarını çünkü polis olduğumu
söylemek, hatta belki ateş açıp kardeşimin katillerinden sonsuza kadar kurtulmak istedim. Ama sonra Haddock Remington’un tetiğini soğukkanlılıkla çekti.
Genç polis patlamanın kuvvetiyle yerden havalandı ve abartısız söylüyorum, havada arkasına doğru süzüldü, sert bir şekilde yere sırt üstü inmeden önce kolları oyuncak bir asker gibi iki yana açıldı.
Sigaramdan uzun bir nefes çektim içime, önümüzdeki trafiğin sakin akışını seyrediyordum. “Bazen yaşadığımız bu
hayatı kimsenin takdir etmediğini düşünüyorum, sence de öyle değil mi? Tüm bu pislik herifleri kovalıyoruz, ne için?
Mantar gibi çoğalsınlar diye mi?
Ona beni de bu işe aldırdığı için bir kez daha teşekkür ettim, sonra çelişen hislerimle onun uzaklaşmasını seyrettim.
Bu adam, kardeşimin katillerini acımasızca işledikleri suç sonrası olay mahallinden götüren ve daha sonra da birçok kez suç işlemiş bir insandı. Yıllarca, onun John’a neler olduğunu bir kez olsun bile düşünüp uykularını kaçırmamış bir canavar olduğunu kurup durdum kafamda.
“Cenaze töreni babamın annemden boşandığından beri, son yirmi yıldır yaşadığı Inverness’teydi. Oraya Easyjet’le
gidip geldim. Üç gün boyunca oradaydım ve bulunduğum yerden 965 kilometre uzakta, Londra’da birilerini öldürdüğümün iddia edildiği zaman diliminde beni kilisede gören en az elli tanık var. Bununla şuraya varıyorum Dedektif Boyd,
dedi, “Roisín O’Neill cinayetinin işlendiği sırada başka bir yerde olduğuma dair kanıtlarım var. Yüzünde rahatlama ve
mutluluk ifadesi vardı şimdi. Kanıtlarım var.
İnsan böyle çaresiz kalınca tehlikeli çözümlere başvurabiliyordu.
Bir yüzleşmede sözünden caymak zayıflık işaretidir.
İyi adamlar hiçbir şey yapmadıklarında kötülük zafere ulaşır.
Başkalarının zafer kazanmasını seyretmek için polis olmadım ben.
Yaşarsın ve öğrenirsin.
En gaddar katiller bile diğer herkes gibi görünmeye meyilliydiler.
“ En sıradan insanlar bile en korkunç Suçlara bulaşmış olabilirlerdi..”
Şu son yirmi dört saatte bir sürü hata yapmıştım.
Hadi, seni piç, vur bana. Sert vur.
Bir tatile ihtiyacım vardı. Uzun bir tatile. Altı ay, bir yıl, bu şehrin şiddetinden çok uzakta bir yerde.
İnsanlara olabildiğince az zarar vermeye çalıştığımı söylemek isterdim, ama bu tam olarak doğru değil.
Eski bir özdeyişe çok inanıyordum: İyi adamlar hiçbir şey yapmadıklarında kötülük zafere ulaşır. Kötülük bu günlerde epey iyi iş yapıyordu ve hiçbir şey yapmayanlardan da bol bol vardı etrafta.
Yıllardır ölüm hakkında düşünürüm ama hep belirsiz, soyut bir şekildeydi bu. Pek çok kere kıyısına kadar gelmişsem de asla hak ettiği saygıyı göstererek düşünmedim bunu.
“Belki de haklısın. Belki de yanlış taşın altına bakıyorum. Ama bu, hiçbir taşın altına bakmamaktan iyidir.”
Belki haklısın. Belki yanlış taşın altına bakıyorum. Ama bu, hiçbir taşın altına bakmamaktan iyidir.
Bir yalanı yaşamak için o kadar çok vakit harcarsınız ki gerçekte kim olduğunuzu ve sizi neyin mutlu ettiğini unutmaya başlarsınız.
“Eski bir özdeyişe çok inanıyordum: İyi adamlar hiçbir şey yapmadıklarında kötülük zafere ulaşır.”
İyi adamlar hiçbir şey yapmadıklarında kötülük zafere ulaşır.
“Yaşarsın ve öğrenirsin.”
“ En gaddar katiller bile diğer herkes gibi görünmeye meyillidirler.”
“Evin önünden bir sütçü arabası geçti, sütçü Tina’ya tuhaf bir bakış atınca genç kadın birden, böyle bir işi olmasını istedi, o zaman toplumun döküntüleriyle asla uğraşmak zorunda kalmaz, böylece de onun açık, genişleyen yaralarını ya da içinden çıkıp her yere yayılan kötülüğü görmezdi.”
Belki de haklısın. Belki de yanlış taşın altına bakıyorum. Ama bu,hiçbir taşın altına bakmamaktan iyidir.
“ Tina kameraya gerekli takdimleri yaptı, sonra Kent’e dik dik baktı; insan hayatına karşı bu kadar rezil bir şekilde saygısızlık etmenin nasıl bir şey olduğunu merak ediyordu. “
“ , Tina ise kapı eşliğinde durmuş katilleri diğer insanlardan ayırt edebilmenin ne kadar zor olduğunu düşünüyordu. Hangi açıdan bakılırsa bakılsın, onlar da herkes gibi yaşıyordu işte. “
Davina ortadan kayboldu, hayatımdaki diğer herkes gibi.
Bir insan ne yapmış olursa olsun eğer savunmasızsa ve karşılık veremiyorsa ona vurmazsınız, şu an Wolfe tam tersini yapıyordu.
Tina’nın deneyimlerine göre, en sıradan insanlar bile en korkunç suçlara bulaşmış olabilirlerdi.
İyi adamlar hiçbir şey yapmadıklarında kötülük zafere ulaşır.
İyi adamlar hiçbir şey yapmadıklarında kötülük zafere ulaşır.
Hırsızlar leş yiyen hayvanlar gibidir. Ortalığa onlar için bir şey bırakın, anında silip süpürürler.
Belki de haklısın. Belki de yanlış taşın altına bakıyorum. Ama bu,hiçbir taşın altına bakmamaktan iyidir.
Karar zamanıydı. Yaşam ya da ölüm.
Suçlular sırtlan gibiydi :korkunun kokusunu anında alırlar ve koku kimden geliyorsa doğrudan onun üstüne giderlerdi.
Yine de istersem dizine bir tane sıkabilirim, kolaylıkla. Ve bunu zevkle de yaparım. Çünkü senin gibi pis tecavüzcülere acımam ben.
Hayat ne kadar da değişmiş,üstelik hiçbir şey daha iyiye gitmemişti.
Belki de haklısın. Belki de yanlış taşın altına bakıyorum. Ama bu, hiçbir taşın altına bakmamaktan iyidir.
herifin beş kadına tecavüz edip öldürmekle suçlandığını söylemiştim,değil mi? İşte,bu müşteri kızlardan birinin akrabası ve adalet istiyor. Yasaların bunu sağlayacağını düşünmüyor.
Suçla mücadele asla durmaz
oturup işleri yönetir. Bense dışarı çıkıp işleri yaparım. Benim kazandığımın iki katını kazanır ve tüm riskleri ben alırım;işte bunlar iş dünyasının nasıl döndüğünü mükemmel bir şekilde özetliyor.
İyi adamlar hiçbir şey yapmadıklarında kötülük zafere ulaşır.
Başkalarının zafer kazanmasını seyretmek için polis olmadım ben.
İşte bu kadardı. Bir saniye canlı ve hareket eder halde, sonraki saniye sonsuza kadar cansız.
İyi adamlar hiçbir şey yapmadıklarında kötülük zafere ulaşır.
Bir yalanı yaşamak için o kadar çok vakit harcarsınız ki gerçekte kim olduğunuzu ve sizi neyin mutlu ettiğini unutmaya başlarsınız.
İşte bu kadardı. Bir saniye canlı ve hareket eder halde, sonraki saniye sonsuza kadar cansız.
Bir tatile ihtiyacım vardı. Uzun bir tatile. Altı ay, bir yıl, bu şehrin şiddetinden çok uzakta bir yerde.
Belki de haklısın. Belki de yanlış taşın altına bakıyorum. Ama bu, hiçbir taşın altına bakmamaktan iyidir.
Minibüs sessizliğe büründü. Karar zamanıydı. Yaşam ya da ölüm.
Bir yalanı yaşamak için o kadar çok vakit harcarsınız ki gerçekte kim olduğunuzu ve sizi neyin mutlu ettiğini unutmaya başlarsınız.
Çözüm gözünün önünde bir yerlerdeydi,sadece bulması gerekiyordu onu ve bunun başarmanın bir yolu da Sherlock Holmes’un yaptığı gibi elinde tek bir mantıklı açıklama kalana dek imkânsız olan bütün senaryoları tek tek yok etmekti. Ve o mantıklı açıklama aradıkları gerçek olacaktı.
İyi adamlar hiçbir şey yapmadıklarında kötülük zafere ulaşır.
Hayat ne kadar da değişmiş, üstelik hiçbir şey daha iyiye gitmemişti. O kadar çok şey yaşamıştı ki bazen hem kendine hem de yakın çevresindeki insanlara olanları düşününce, kendini tüm dünyadan soyutlayıp bir odaya kilitleyesi, sonra da HİÇ UYANMAMAK ÜZERE GÖZLERİNİ KAPATASI GELİYORDU
Bir yalanı yaşamak için o kadar çok vakit harcarsınız ki; gerçekte kim olduğunuzu ve sizi neyin mutlu ettiğini unutmaya başlarsınız

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir