Asuman Aray kitaplarından Soluk Soluğa kitap alıntıları sizlerle…
Soluk Soluğa Kitap Alıntıları
&“&”
şuracıkta sancısız sessiz…
Sağır bir sessizlik yer yanım
döşemeler çoktan beridir yorgun
Bir köşeye kıvrılıp
örtünsem ısınsam
Yaşadığım her şeyi
bir solukta unutsam
Hiç iz kalmasa ardımda
göz kapaklarım ağır ağır kapansa
Benden geride bir tek
yastığımdaki mahzun kirpiğim kalsa
Kimse ağlamasa ardımdan
hatta hatırlanmasam
Yok olup gitsem şimdi
şuracıkta sancısız sessiz
Buharlaşan bir su damlası
gibi
usulca…
sevinç mi
umut mu dersin..
Hava soğuk
yürek donuk
yazamıyor ellerim
kış uykusunda yüreyim..
Bir şeyler eksik
bir şarkı
bir şiir mi dersin..
gülüşlerinde
gecikmiş iç çekişlerin var…
Bakışlarında
kavgayı kedere teslimin alaycı bozgunu var…
güneşte kavrulmuş bozkırların gölgesi
dalıp gidişlerinde
yaşadıklarının
paslı rehaveti
yenik duygular oturmuş gözlerine…
bakışlarında
kavgayı kedere teslimini alaycı bozgunu var..
coşkuların sel gibi
güiüşlerinde
gecikmiş iç çekişlerin var..
Ver elini sevgilim
acemi çığlıkları atıp üzerimizden
derin bir soluk alıp içimize
duru
bir
okyanusa
akalım
birlikte…
Gecenin feryatları ağırdı
Uyuyamadım..
Gökkuşağı siyah beyazdı
Çocukların elleri mor
Ağladım..
Yaşlı bir kartal havalandı
Minik bir gelinciğe kondu
Umutlandım..
Ekmeğe bulandı bulutlar
Açların karnı doydu
Rahatladım..
Yağmur gözlüydü kadın
Taptaze bahar oldu
Ferahladım..
Simsiyah bir at dörtnal koşuyordu
Renkler akıyordu yeleli boynundan
Tutamadım..
Gün ağırırken fark ettim elini elimde
İşte o zaman,
… uyuyakaldım
Sevgiye hasret
Güzele lanet
İsyana ferman
Doğana ölüm
Dermana dert yağıyor…
acı kaldı
henüz yası tutulmayan
sevdalar
öksüz kaldı…
Eylül’lü yıllardı..
soluksuzduk
henüz tazeydi yaralar
irin, kan kokuyordu geceler
düşlerimiz yalınayaktı
yine de
umut
-inadına-
hiç yakamızı bırakmadı
Umutlar bile birbirine benzemeye başladı giderek
Aynı hayallerle avunuyoruz
Biz kendimize yabancılaştık
Tek tip soruyor
Tek tip anlıyor
Bir örnek yaşıyoruz..
Gri bir örtü çektiler gökyüzüne
Yeşili paraya sattılar
Sevdalar kelepçede
İhanetler bile birbirine benzemeye başladı giderek
Günübirlik acılar yaşıyoruz
En kanlı cinayetleri ölümleri kanıksadık çoktan…
Üç kişiydiler..
Derin ve sıcak bakardı gözleri
Çocuk yürekliydiler
Türkülerin, sevdaların peşinden
doyasıya koşmaya yetmedi vakitleri..
Tek başlarına
coşkulu ve inançlı
kalabalıklar gibiydiler
Bir türkü gibiydiler
Haklı, genç ve yürekliydiler
Meydan okuyan solukları sarıyorken dört bir yanı
Kanlı sinsi bir tuzakla arkalarından vuruldular
Çünkü çok korkuyordu
Umut ve gülüşlerinden birileri…
Özgürlüğe kanat çırpan kuşlardı onlar
Şahin bakışları, geniş kanatları vardı
Gün kokardı tüyleri..
Hele bir de kanat çırpmaya görsünlerdi
Toz duman bahar
Toz duman sevda
saracaktı her bir yeri…
Boyun eğmediler düşmana
Yüzlerinde hasretin ve bitmemiş kavgalarının hüznünü
Yüreklerinde ölüme gidişin
geri dönüşsüz ağırlığını taşırken bile
Pişmanlık, öfke, kin
ne etseler
yer edemedi gözlerinde
Üç kişiydiler…
Bir masal..
Bir nefes..
Bir sevda gibiydiler..
Derin ve sıcak bakardı gözleri…
yeni uyanmış bir çiğ damlası gibi berrak durduğunda
Aç bir sırtlanın kanlı hoyrat dişi gibi
canını acıtırsa hayat
…sakın ağlama
Hiçbir şey ifade etmedi bana
ne gelişin
ne gidişin…
Böyle bir gecede
aldattım seni
biliyor musun kiminle
… kendimle
en derin
soluk gibi
yaşanmalı
hayat…
yeniden yeşerecek mi yapraklar
Bak
gündelik kaygıları bir yana bırakıp
arınıp
sana geldim
Gelirsen
son kez bakar gibi bakacağım
hep gözlerine
yapma
hadi gel…
Gelinen
çok
uzun
bir yolun
ardında
Evde
bekleyenin
olmadığını
bilmek
gibi
bir şeydi…
Yalnızlık mı kazanılan
Bize benzeyen, bizim gibi kalabalıklar tarafından esir alındık
Acımasız soğuk sinsi bir duvar ördüler çevremize
Biz kendimize yabancılaştık
Tek tip bakıyor
Tek tip gülüyor
Bir örnek yaşıyoruz.
Bizler kuşatıldık…
Gri bir örtü çektiler gökyüzüne
Yeşili parayla sattılar
Sevdalar kelepçede
İhanetler bile birbirine benzmeye başladı giderek
Günübirlik acılar yaşıyoruz
En kanlı cinayetleri ölümleri kanıksadık çoktan
…
Sevgiye hasret
Güzele lanet
İsyana ferman
Doğana ölüm
Dermana dert yağıyor…