İçeriğe geç

Sohbetler 2 Kitap Alıntıları – Mahmud Ustaosmanoğlu

Mahmud Ustaosmanoğlu kitaplarından Sohbetler 2 kitap alıntıları sizlerle…

Sohbetler 2 Kitap Alıntıları

&“&”

Şeref İslam’dadır.
Eller iyi ben yaman,
Eller buğday ben saman.
Harabat ehline hor bakma şakir,
Defineye malik viraneler var.
Arifin kadrini yine ol arif olan bilir,
Ehl-i ilmin rütbesini bilmez Ehl-i inhitat (düşük adamlar)."
İnsan bir gemi.
Akıl, yelkeni.
Fikir, dümeni.
Kullan gemini,
Göreyim seni.
Nefis deve kuşuna benzer. Ona:Kuşsun uç" denilse, "Deve hiç uçar mı?" der. Deve isen yük yüklen denilse "Kuş hiç yük yüklenebilir mi?" der.
Her söyleyeni dinle, ol söyleteni anla."
العلم بئر والمذاكرة دلوها
Ilim kuyudur, müzakere onun kovasıdır."
Bir hayat ki, sonu azaptır, ne olur ondan. Bir zahmet ki, sonu rahmettir, ne çıkar o zahmetten.
Tefekkürün kapısı Zikrullahtır.
انت غمامت شمسك
Sen kendi güneşinin bulutusun."
Hemen hubba yüksel Hakk’a gidelim. Kemalin ta kendisi olan Mevla’nın Cemali’ne seyredelim."
Ya Rabbi! Şu güzel İslamiyet’ten herkesi menfaatlendir, kimse mahrum kalmasın.
Gavur gavura aşikar yardım ediyor, biz niye duruyoruz, Müslüman kardeşlerimize yardım etmiyoruz?
Can, mal, telef olmadıkça şeriat gelmez.
وَلِلّٰهِ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ
Yerin ve göklerin mülkü Allah’a aittir." (Â’li İmran Suresi 189)

Rabbimiz (ﷻ) Demek istiyor ki; "Ey kullarım! Sizin olmayan mülkün üzerinde sizinmiş gibi dolaşmayın, dövüşmeyin."

Cehaletten geçip Hakk’a gidelim. Kemalin ta kendisi olan Mevla’nın Cemali’ne seyredelim."
Ne zaman ki kul Mevla’yı bilmeye çalışır, anlar ki bilemeyecek, işte o zaman Mevla bilinmiş olur. Bildim" diyen cahildir.
Allâh’ın (ﷻ), irade-i külliyyesi, bizim irade-i cüz-iyyemiz vardır. Allah’ın (ﷻ) iradesi kulun iradesine bağlıdır. Kul murad etmeden Mevlâ Teâlâ murad etmez.
Ölüm aramızda dolaşıyor. Ama insan onu beklemiyor.
İnsanın en azılı düşmanı kendi içinde. Kendi nefsi. O insan ise bundan habersiz başka düşmanla boğuşuyor.
Hangisiyle dövüşmek daha akla yatkın?
Mevlâ Tealâ mahlukatından yalnızca Rasulullah’ı (صلى الله عليه وسلم) sevmiştir.Bir de O Rasulullah’ın ( صلى الله عليه وسلم) nişanı kimde varsa onu sever."
"Ehl-i Sünnet vel Cemaatın itikadı, Rasulullah’ın (صلى الله عليه وسلم) nişanıdır.Namaz kılmak, oruç tutmak, farz olunca hacca gitmek, farz olunca zekât vermek ve diğer İslamî vecibeleri yerine getirmek O’nun ( صلى الله عليه وسلم)nişanıdır. Erkeklerin cübbe şalvar giymeleri, başlarına sarık sarmaları, sakal bırakmaları yine O’nun (صلى الله عليه وسلم) nişanıdır."
Bir hadis-i şerifte Efendimiz (صلى الله عليه وسلم):
"انى لاعرف اقواما بمنزلى عندالله ماهم بانبياء ولا
شهداء يغبطهم الانبياء والشهداء لمكانتهم عندالله
المتحابون بروح الله."
"Muhakkak ki ben bir takım kavimler biliyorum ki, Allah indinde benim makamımdadırlar. Onlar peygamber ve şehit değillerdir, ama onlara peygamberler ve şehitler gıpta ederler. Bunlar Allah yolunda birbirlerini sevenlerdir." buyuruyor.
Faiz görünüşte kar olsa da hakikata zarardır. Sadaka ise görünüşte malda eksikliktir, lakin manada ziyadeliktir, artmıştır.
Hz.Ebu Bekir (رضى الله عنه) vefat edince, tabutunu Efendimiz’in (صلى الله عليه و سلم) ravzasına getirdiklerinde, Ashab-ı Kiram’dan birisi "Ya Rasulallah! Hazreti Ebu Bekir geliyor." der, Rasulullah (صلى الله عليه وسلم): "Buyursun buyursun, dost dosta kavuşsun" diye karşılık verir."
Ey Müslümanlar! Zaman zaman aklıma şu gelir "Mevlâ Tealâ’ nın bütün emirlerini tam olarak hakkıyla ifa edemiyorsak da, Elhamdülillah yine de Müslümanız. Fakat, acaba içimizde imanını son nefesine kadar muhafaza edecek kaç kişidir?"
Yahudi şöyle vuruyor, böyle vuruyor deniliyor. Onlar değil, bizi asıl islâmiyeti yaşamayan Müslümanlar vuruyor.
Ârifin kıymetini yine ol ârif olanlar bilir,
Ehl-i ilmin rütbesini bilmez ehl-i inhitat."
Yerden göğe küp dikseler,
Birbirine rabt etseler,
Altından birini çekseler,
Seyreyle sen gümbürtüyü."
İmanın ve şeriatle amelin, günahlara tövbe etmenin ve özür dilemesini mahalli dünyadır. Ahirette iman ve amel kabul olunmadığı gibi, günahlar için özür dileme dahi kabul olunmayacaktır."
Haramları helalleri çok iyi bilelim.Eğer harama helal, helale de haram denilerek Kelime-i Şehadet getirilse de insan kafir olur.Bir insanı üç şey küfre sokar: İnkar, istihza(alay etme) ve istihfaf (hafife alma)."
İnsanoğlu helal ile haramı ağzıyla ayırt edemez.İnsan için helâlinden pişirmiş olduğu tavuğun tadı ile çalınmış olan bir tavuğun tadı aynıdır. Haram ile helal arasını ancak şeriat ayırır."
دعاء الغائب للغائب مقبول"
"Gaib olanın, gaib olana duası makbuldür."
"Bir Müslüman, bir başka Müslümana gıyabında dua etse, başına bir melek dikilir ve &‘Amin. Ya Rabbi! Onun duasını kabul et, Ona da aynısını nasib et!’ der."
Harabat ehline hor bakma şakir,
Defineye malik viraneler var."
Ey insanlar! Sizi bir erkekle dişiden yarattık. Hem de sizi şubelere ve kabilelere ayırdık ki, birbirinizi tanıyasınız. (Yoksa kendinizi başkalarına üstün göresiniz diye değil.) Biliniz ki Allah katında en iyiniz, takvası en ziyade olanınızdır.Şüphe yok ki Allah (-u Tealâ ) Alîm (her şeyi bilen) dir,
Habîr (her şeyden haberdar ) dir."
( Hucurat Suresi, Ayet:13)
Ahirette hepimiz dosyalarımızla beraber Mevlâ Teala’nın huzuruna çıkarılacağız. Her nefse dünyada kazandığının karşılığı verilecek, ne sevaplarından noksan edilecek, ne de günah artırılarak haksızlığa uğratılmayacaktır."
Faiz görünüşte kâr olsa da hakikatte zarardır. Sadaka ise görünüşte malda eksikliktir, lakin manada ziyadeliktir, artıştır. "
Kâbe Kavseyn’e erişince varır gelir gemiler,
Ev Edna’nın bahrine herkiz gemi salınmaz.
O deryaya dalmak çün can terkin urmak gerek,
Can terkini urmadan o deryaya dalınmaz."
Niyazî Mısrî
Ağalık taslamayalım, teheccüd namazı kılmaya kalkalım. Bu karanlık gecelerde çok sırlar, çok feyizler vardır.Altınlar, kayaların altında karanlıklar içerisinde gizlidir, o kayaları delmek lazım."
Ben sana aşık olunca ey şerif,
Senin olmaz mı dü âlem ey lâtif? "
Sağ kedi, ölmüş aslandan daha iyidir."
Cennet kupkuru bir ovadır. Orada yerden kendi kendine çıkan bir yeşil ot dahi yoktur. Bizlerin dünyada iken işlemiş olduğumuz ibadet ve taatlarımız, o ovayı yeşertir. Burada kıldığımız namazların, tuttuğumuz oruçların, söylediğimiz zikirlerin mukabilinde orada bizler için köşkler, saraylar yapılır, ağaçlar dikilir, ğilmanlar, huriler hazır edilir. "
Rasûlullah ( صلى الله عليه و سلم ) buyurdu ki:
العمامة عز المؤمنين فإن وضعو ها ال هم الله"
"Sarık müminlerin ululuğu, galibiyetidir ( eğer başlarına koymaz) yere koyarlarsa, Allah onları zelil eder.
إذا كان الوادى خاليا يكون الثعلب فيها واليا"
"Vadi boş olduğunda, tilki orada vali olur."
رتبة العلم أعلى الرتب"
"İlim rütbesi rütbelerin en yükseğidir. "
İnsan bilmekle yükselir.
Bu dünyaya niye geldin, bilenden al haberi. "
Kur’an-ı Kerim’in kendisi konuşmaz.O’nun okunması ve anlatılması lazımdır. Bunu yapanlar Kur’an-ı Kerim’in halifesidir. Bu rütbeye mazhar olacak çok insan yetiştirelim.
Böyle yüce, şerefli, büyük bir rütbe nerede bulunur? Bütün dünya bu rütbedeki insanlarla dolsa hiç kimsenin ahiretteki yerinde bir darlık olmaz, herkes rütbesine göre ikramını görür ve yerini alır."
Bir hadis-i şerifte buyuruluyor ki :
"من أمر بالمعروف و نهى عن المنكر فهو خليفة الله في أرضه و خليفة رسوله و خليفة كتابه "
"Kim emr-i bil maruf, nehy-i anil münker yaparsa o Allah’ın yeryüzündeki halifesidir, Rasûlü’nün halifesidir, Kitabı’nın halifesidir. "
İşte bu dünyaya gelen bir insan da sanki bir kuyuya düşmüş gibidir. Bu insana uzanan ip, Kur’an- Kerim’ dir.Kuyuya düşen bir kimsenin nasıl ki o kuyuya sarkıtılan ipe sımsıkı tutunması gerekiyorsa, dünya kuyusundaki insanın da felaha ermesi için Kur’an-ı Kerim’e öylece sarılması gerekmektedir. "
Hiçbir insan, bir hamsiyi, bir böceği, bir sinek yavrusunu dahi yaratamaz. O milyarlarca insanları, hayvanları, dünyadaki küçük büyük denizleri, sayamayacağımız kadar ağaçları, kıtalara yayılmış sebze ve meyve bahçelerini Cenab-ı Hakk’ın yarattığını düşünmediğimiz vakitte ne kadar cahil, gafil, işe yaramaz bir insan olmuş oluruz.
"Ya Erhamerrahimin! Kalplerimize senin heybetini duyur, Kur’an-ı Azimüşşan &‘ın heybetini anlamamıza yardım et! "
Bir insan bu dünyada şeriati tatbik eder ve tarikat çalışırsa, ruhu manen yükselir.
Mevlâ Tealâ’ ya giden yol var ama yürüyene tabii. Ya Rabbi! O yolları aşma isteği, sevgisi ver bizlere. Âmin. "
Ey genç! İlim öğren.Çünkü cehalet ârdır,
Ona razı olan da ancak hımardır"
İmam-ı Azam’ın (Rahimehullah) bin beş yüz dirhemlik çok kıymetli bir elbisesi vardı.Bunu sadece her gece namazını kılarken giyerdi ve "Allah için süslenmek, insanlar için süslenmekten evladır."derdi.
Hiç kimse ayranım ekşidir demez.En fena şey, yanlış yolda olunduğu halde kişinin kendisinin doğru yolda olduğunu zannetmesidir."
Şeriat iki kısma ayrılır:
İtikada bağlı olanlar.
Amele bağlı olanlar.
İtikada bağlı olanlar dinin asıllarını teşkil eder.Amele bağlı olanlar ise, dinin teferruatı arasında sayılır.
İtikadı yitiren necat ehli olmaz, ahiret azabından kurtuluş onun için tasavvur edilemez.Ameli yitiren kimsenin durumu ise, Hakk Sübhanehü’ nün iradesine kalmıştır.Dilerse onu affeder, dilerse günahı kadar azap eder.
Cehennemde ebedi kalmak, İtikadı yitiren içindir, dinin zaruri hükümlerini inkar edene göredir.Ameli terk eden her ne kadar azaba uğrayacak ise de,
cehennemde ebedi kalmak, onun hakkında söz konusu değildir. "
(Mektubat, 3.Cilt, 17. Mektup)
"Akıl ve baliğ olan erkeğin ve kadının birinci vazifesi, ehlisünnet alimlerinin
görüşlerine uygun olarak itikadlarını düzeltmesidir.Zira ahirette kurtuluş bu büyük zatların görüşlerine tabi olmakla mümkündür."
(Mektubat, 1.Cilt, 193.Mektup)
(Habibim) De ki: &‘Bana haber veriniz,eğer suyunuz yerin dibine gidip çekiliverecek olsa artık size kim akarsu getirecektir."
(Mülk Sûresi: 30)
Gökten kâfi bir miktar su indirdik.Sonra onu yerde yerleştirdik. Şüphe yok ki Biz onu gidermek üzerine de elbette kadiriz. "
(Müminûn Sûresi: 18)
Benim ez’af beşer ya Rabbi Yezdan,
İşim leyl-ü nehar nisyanla isyan.
Bizi sehv-ü hatadan sakla Rahman,
Senindir ilm-ü hikmet Rabbi Sübhan.
Bu hikmetde düşüp Hakk’a gidelim,
Cemâl-i bâ kemâle seyredelim".
Mustafa İsmet Garîbullah( ks)
Bir an nefessiz kalan beden öldüğü gibi bir lahza, Mevla’nın Zatına yönelmekten kesilen ruh’da sanki ölmüş gibidir.
“Dağ çakalsız, Kadın çarşafsız, Erkek sakalsız olmaz”
İyiliğe iyilik her kişinin kârıdır,
Kötülüğe iyilik er kişinin kârıdır."
Suyu bol olan deniz taş atmakla bulanmaz."
Adavet kılma kimseye , Kendi nefsin yeter sana
Ki, asla senden ayrılmaz.Umur ahir oluncaya dek."
Arifin kıymetini yine ol arif olanlar bilir,
Ehli ilmin rütbesini bilmez ehli inhitat."
Mevlâ neylerse güzel eyler"
Harabât ehline hor bakma şakir,
Defineye malik vîraneler var."
Ben sana aşık olunca ey şerif, Senin olmaz mı dü âlem ey lâtif!"
Müminin niyeti, amelinden daha hayırlıdır."
Kıymetli şey zahmet ister.
Bir insan kainattaki ilimleri bir elek ile elese, bütün kitapları araştırsa, onları okusa kalbi yine de mutmain olmaz. Ancak zikrullah ile olur. Zikreden ile zikrolunan Mevlâ Teala arasında, zikir sebebiyle bir münasebet hasıl olur. Zikrettikçe münasebet artar, münasebet arttıkça muhabbet artar. Zikreden kimsede muhabbet ağır basınca kalbi itminan sahibi olur.
Şeriatı yaşamak kendini Allah’a feda etmek demektir.
Allah (celle celalühü) ile kul arasında bağlantı ve ilişki kurulmasını sağlayacak yegane vasıta zikirdir.
Ben Allah’ım! Meliklerin meliki (hükümdarların hükümdarı)yım. Bütün hükümdarların kalpleri ve alınsaçları benim elimdedir. Eğer kullar bana itaat ederlerse , başlarındaki hükümdarları kendileri için bir rahmet (merhamet, acıma vesilesi) yaparım.yani başlarındaki ,onlar için analarından, babalarından daha acıyıcı kılarım.
Eğer kullar bana isyan ederlerse, başlarındakini onlara belâ yaparım, yani onlara hiç acımazlar. O hâlde hükümdarlara sövüp ,saymakla meşgul olmayın, lâkin bana tövbe edin (dönün) ki, onları size merhametli yapayım.
(Ruhul Furkan 3/430)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir