İçeriğe geç

S*ktir Et Kitap Alıntıları – John C. Parkin

John C. Parkin kitaplarından S*ktir Et kitap alıntıları sizlerle…

S*ktir Et Kitap Alıntıları

Bazen önemli olan tek şey aşık olduğunuz insandır. Dünya hakkındaki bütün algılarınız pencereden uçup gider. Hayatınızdaki mantık buharlaşıp yok olur.
İlişkilerin önemi, en DİP köşelerimizi etkilemesidir.
tamamen kafamın içindeyim
çevrenizdekilerin sizin hakkınızda düşündüklerini umursamamak ve kendi yolunuzdan gitmek harika bir duygudur.
Hep beraber

Siiiikkkkttttiiiirrrr Eeeeeeetttttt!

Her şey zamanında gerek, geç yağan yağmurun faydası dokunmaz kurumuş çiçeklere.. ”
Oku sonra s*ktir edecekleri biliyorsun.
Sizi sinirlendirenlere karşı kaba davranmanın tadını çıkarın.
Diğerlerinin sizin hakkınızda ne düşündüğüne siktir et deyin
Hadi hep beraber bağıralım;

S*ktir eeeeeet !

“Her şey zamanında gerek, geç yağan yağmurun faydası olmaz kurumuş çiçeklere…”
Hayat işte
Kimin mutluktan kiminde üzüntüden ağlatır.
”Her şey zamanında gerek, geç yağan yağmurun faydası dokunmaz kurumuş çiçeklere.. ”
Hadi ! Hep beraber bağıralım :

Siiiiiiiiiiiktiiiiiiiiiiiirrrr eeeeeettt !!!!!

”bilmemiz gerekiyor ki birilerinin bizden kötü olması bizi iyiler konumuna getirmez.. ”
-Hiç bitmeyecek mi senin bu okuman?
+Bitmeyecek.
-Hiç mi?
-Niyetin katip olmak mı yani?
+Hayır?
-Ya?
+İnsan olmak.
”Beklersem gelmediğini bilirim. Ama beklemez gidersem ne geldiğini bilirim ne gelmediğini ”
”Her şey zamanında gerek, geç yağan yağmurun faydası dokunmaz kurumuş çiçeklere.. ”
Öteki insanların sizin hakkınızda ne düşündüğüne siktir et deyin.
Hayat işte Kimin mutluktan kiminde üzüntüden ağlatır ..
Bütün sorunlarınıza ve meselelerinize S*ktir Et demenin bir yolunu bulun. Hayatınızda yapmanız gerekenlere S*ktir Et deyin ve sonunda başkaları ne düşünürse düşünsün, neyi yapmak istiyorsanız onu yapın.
S*ktir Et demek sizi iyi hissettirir. Mücadeleden vazgeçmek, ne hoşunuza gidiyorsa onu yapmak, çevrenizdekilerin sizin hakkınızda düşündüklerini umursamamak ve kendi yolunuzdan gitmek harika bir duygudur.
Her şeyin önemsiz olduğunu bilmenin özgürlüğüydü bu. Nihilist hüznümde, her şeye sadece S*ktir et diyordum.
Bu Siktir Et ilim havuzuna kol kola atlamadan önce, kendi kendinize bir deneyin bakalım. Haydi bir şeye Siktir Et deyin. Küçük bir şeye de olur. Mesela buzdolabına bir bakıp elmalı turtayı silip süpürebilirsiniz ya da büyük bir şey olarak bir arkadaşınızın çiftliğine eşinizle beraber dolaşmaya çıkabilirsiniz.
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
Siktir Et dediğiniz zaman, genellikle üzülmeyi bırakır, daha çok istemekten vazgeçer ve şanslıysanız şu anda kendiniz olduğunuz için mutlu olursunuz.
Neye üzülüyorsan siktir et. Senin gerçekten yaşamaya ve bu küçük şeylerin içinde boğulmamaya ihtiyacın var.
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
Vücudumda nelerin olup bittiğini bilmiyorum,tamamen kafamın içindeyim.
Hadi hep beraber bağıralım
Siiiikkkkttttiiiirrrr Eeeeeeetttttt!
S*ktir Et
Sizin için en doğrusu s*ktir olup gitmeniz efendimiz.
Önemli olan şeyler sizi hayal kırıklığına uğrattığında, gerilir ve strese girersiniz. Aslında, önemli olan şeylerin sizi hayal kırıklığına uğratma ihtimali bile sizi gerer ve strese sokar. Bizim için önemli olan birçok şeyin olduğunu düşünürsek gerginlik için çok geniş bir potansiyelin olduğunu görürüz. Gerginlik ve stres zamanla sizi hasta eder. Bu yüzden anlamlardan vazgeçmeyi denemelisiniz.
İnsanların bir çoğunun sorunu ne yapmak istediklerini bilmemeleridir. Yaratıcı bir şey yapmak, özgür olmak, para kazanmak gibi belirsiz istekleri vardır. Fakat gerçekten ne yapmak istediklerini açıkça belirtemezler. Böylece oradan oraya savrulur, bazı anların tadını çıkarır ve diğerlerinden nefret ederler, fakat hiçbir zaman başarılarını ve isteklerini gerçekleştirmenin tadına varamazlar
Özsaygısı az olan insanların başarı seviyeleri çok yüksektir. Çünkü çocukken çevrelerinden hiç onay alamadıklan için bu insanların abartılı derecede dış dünyadan onay alma isteği vardır. Mesela yeni roller ve daha geniş kitlelere şarkı söylemenin yeni yollan için bitmek tükenmek bilmeyen enerjileri olan çok çok başarılı bir film ya da pop müzik yıldızını düşünün.

Marilyn Monroe gibi birini düşünün. Dünya ayaklarının altındaydı. Hatta dünyanın süper gücünün Başkanı da ayaklarının altındaydı (tamam, belki ayaklarının altında değildi) ama Marilyn Monroe kendine güveni olmamasıyla, kendinden şüphe etmesiyle ve özsaygısının olmamasıyla tanınır.

Bir süreliğine bırakın yaşasınlar bu yeni dünyada. Hemen anlayacaklardır zaten iki boyutlu dünyaya kıyasla üç boyutlunun ne kadar inanılmaz olduğunu.
Eğer yaşadığımız hayat bizim ve dışardaki dünya arasında bir ilişkiye alakalıysa, eşinizle ilişkiniz, ilişkiniz için en büyük tehdittir.
Siz de hapı yutanlardansınız. Evet, çünkü insansınız.
Lütfen çekinmeyin, balık yiyin, dondurma yiyin, emin olun dans pistinde size dans teklif edecek bizden daha çok bulacaksınız.
Eğer şanslıysanız Dünya üzerinde 85 yıl yaşayabilirsiniz. İnsanoğlunun geçmişi 100.000 yıla kadar varıyor. Yani siz bu geçmişin sadece yüzde 0,00085’ini yaşayabiliyorsunuz.
Hoşlanmadığımız insanlara Siktir Et deriz ve onun yerine televizyon izleriz.
Gerçekten istemesen de Amin demek.
Amin.
Haydi, hep beraber BAĞIRALIM
Sikkkktiiiirrr Eeeeeeetttt
İstemekten vazgeçin. O zaman her şey size gelir.
Önem verdiğimiz ve bizim için önemli olan her şeyin canımızı yakma potansiyeli vardır.
Ne kadar çok sevilmeyi istesek de bazen sevilmeyiz, kimse aramaz bizi
Bazen hayatın önem verdiğimizle ilgili başka planları vardır.
Fakat hayatın başka planları vardır;
Ne kadar sağlıklı olmaya gayret etsek de bazen hastalanırız.
Ne kadar işe zamanında gitmek için uğraşsak da bazen gecikiriz.
Ne kadar doğru şeyi yapmaya çalışsak da bazen sarhoş olup yanlışlara sürükleniriz.
bizim için önemli olan şeylerin aslında hiç de önemi olmadığını anlarız.
Siktir Et, hayatta hiçbir şey senden önemli değil.
Bütün felsefeler, dinler ve ruhani öğretiler aynı vaatte bulunuyorlar : ÖZGÜRLÜK!
Öteki insanların sizin Hakkınızda ne düşündüğünü s*ktir et deyin.
Hayatın planladığımız gibi gitmeme huyu vardır.
Bizim çok basit yaratıklar olduğumuzu unutmayın, acıdan kaçınır ve mutluluğumuzu arttırırız.
Önem verdiğimiz ve bizim için önemli olan her şeyin canımızı yakma potansiyeli vardır.
Birileri kendi tutsaklıklarının farkında olup çıkmaya çalışırken, birileri hala tutsak olduğunu bile bilemez.
Siktir edin ve mayolarınızı giyin.
Herhangi bir fikre sabitlenmeye siktir et deyin. Bütün fikirlere açık olun ve şu olası ruhani gerçeği iyi anlayın: Başkalarından hiç de farklı değiliz, hepimiz birbirimize bağlıyız, hatta hepimiz biriz. Bizim kendimizi farklı olarak algılamamız tamamen bir yanılsama, ki bu yanılsama da insana acı veriyor.
Hayat takılmış kaset gibidir; müzik ilk başta kulağa hoş gelir ama takılmasıyla o güzelim müzik gıcırtıdan ibaret olur. Dinleyen herkes de canından bezer.
Yaptığımız her şey bir düşünceyle başladı. Düşüncelerle mucizeler yaratabiliriz.
Bizim de bir hikayemiz var. Kendi geçmişimiz var; yani başımıza gelen her şey; mesela bizi üzenler, harekete geçirenler, dehşete düşürenler, ilham verenler, depresyona sokanlar, ileriye götürenler, geriye itenler, iyileştirenler ve kötüleştirenler vs. Hatırlamak istediklerimiz de var, hafızamızın derinliklerine gömüp unutmak istediklerimiz de.
Fakat hayatın başka planları vardır.

Ne kadar sağlıklı olmaya gayret etsek de bazen hastalanınız.

Ne kadar işe zamanında gitmek için uğraşsak da bazen gecikiriz.

Ne kadar doğru şeyi yapmaya çalışsak da bazen sarhoş olup yanlışlara sürükleniyoruz.

Ne kadar çok sevilmeyi istesek de bazen sevilmeyiz, kimse aramaz bizi ve üzülürüz.

Bazen hayatın önem verdiklerimizle ilgili başka planları vardır.

Bazen hayatın bizimle ilgili başka planları vardır. Önemli olanların zinciri ne kadar uzun olursa hayat planlarımıza o kadar burnunu sokar.

Bir amaç gerçekleştiğinde ve istenilen nesne elde edildiğinde, bir sonraki amaca, nesneye geçeriz. Daha sonra bir sonrakine, sonra bir sonrakine. Bu böyle sürüp gider.
Bizler kudurmuş bir şekilde oradan buradan ilgi aramıyoruz, ama insanların bizim hakkımızda ne düşündüğü konusunda hassasız.
Çocukların aradığı onayı ve ilgiyi onlara verirsek, özsaygı duygusunu geliştirirler.
Hayat hem acıyı hem de mutluluğu içinde barındırır.
Çocuğun yaptığı hiçbir şey yanlış olamaz. Sorun bizim onların ne yaptıklarına karşı tutumumuzun yanlış olmasıdır.
Dünya üzerinde bulabileceğiniz en iyi bilirkişi içgüdülerinizdir.
Dünyaya sundukları karşılığında çok şey alan insanlara kızmayın. Dünyanın ne kadar cömert olduğunu düşünerek mutlu olun.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir