İçeriğe geç

Siyeru Alamin Nübela, Zehebi, 17 Cilt, Arapça Kitap Alıntıları – İmam Zehebi

İmam Zehebi kitaplarından Siyeru Alamin Nübela, Zehebi, 17 Cilt, Arapça kitap alıntıları sizlerle…

Siyeru Alamin Nübela, Zehebi, 17 Cilt, Arapça Kitap Alıntıları

Ahmed b.Harb rahimehullah der ki:
Elli yıl boyunca Allah’a kulluk ettim; şu üç şeyi terk edinceye dek ibadetin lezzetini bulamadım:
1— İnsanların rızasını (ne diyecek endişesini) terk ettim, ta ki bu sayede hakkı söylemeye güç yetirebildim.
2— Fâsık/günahkar kimselerle arkadaşlık etmeyi terk ettim, ta ki bu sayede sâlih kimselerle arkadaşlık etme imkanı buldum.
3— Dünyanın tatlılığını terk ettim, ta ki bu sayede âhiretin tatlılığını buldum.
Fitneler baş gösterdiğinde: sünnete yapış, susmaya özen göster, kendine ait olmayan şeyler ve sana ağır olan meselelerle meşgul olma, onları Allah’a ve Rasulüne bırak, dayan ve Allah daha iyi bilir. de.
Süfyan B.Uyeyne dedi ki:

Kim, kendini başkalarından daha hayırlı görürse kibirlenmiştir.

Süfyan B.Uyeyne dedi ki:

Kim, kendini başkalarından daha hayırlı görürse kibirlenmiştir.

Bişr b. Hâris şöyle demiştir:
“Kötülüklerini gizlediğin gibi iyiliklerini de gizle.”
İmam Malik رحمه الله dedi ki;

Biliniz ki, bir kimse işittiği her şeyi konuşursa, bu büyük bir fitnedir.

“Risaleti göndermek Allah’a aittir. Onu tebliğ etmek Nebi’nin görevidir. Bize düşen TESLİMİYETTİR.”
Vehb bin Münebbih şöyle demiştir: Mümin; öğrenmek için insanların arasına karışır, selamette olmak için susar, anlamak için konuşur, dinlenip güç toplamak için yalnız kalır.

(4/550)

İmam Zehebi rahimehullah der ki;

Fitneler baş gösterdiğinde: sünnete yapış, susmaya özen göster, kendine ait olmayan şeyler ve sana ağır olan meselelerle meşgul olma, o ları Allah’a ve Rasulüne bırak, dayan ve Allah daha iyi bilir. de.
(Siyer-u A’lemi’n Nubela, 20/141)

“İnsanlarla beraberken Allah dostu,
Tek başına iken Allah düşmanı olma!”
Tabiinden Bilal b. Sa’d (ra)
Emevi halifelerinden Süleyman bin Abdulmelik hacca gitmişti. Tavaf esnasında elinde yırtılmış ayakkabısı, üstünde üç dirhem etmeyecek kadar elbise ile Abdullah bin Ömer’in oğlu yani Hz Ömer’in torunu Salim’i gördü. Halife, Salim’e yaklaşarak “benden herhangi bir isteğin var mı?” dedi.
Salim şaşırmış sinirli gözlerle halifeye baktı ve şöyle dedi: “Biz Allah’ın evindeyiz ve sen ihtiyaçlarımı ondan başkasına arz etmemi mi istiyorsun?” Bu söz üzerine halifenin yüzüne şiddetli bir utanç çöktü ve Salim’in yanından ayrıldı.Gözü Salim’in üzerinde olan Halife bu sefer onu Mescid-i Haram dışında gördü. Hemen ona yetişerek dedi ki: “Ey Salim, Allah’ın evinde ihtiyacını söylemekten imtina ettin. Şimdi söyle, Mescid-i Haram’ın dışındayız. Halifenin bu sözünden sonra aralarında şu diyalog geçti;
Salim: Dünyalık ihtiyaçlarımı mı yoksa uhrevi ihtiyaçlarımı mı sana söyleyeyim?
Halife: Ey salim, dünyevi ihtiyaçlarını söyle, uhrevi ihtiyaçlarını Allah’tan başkası yerine getiremez.
Salim: Ey Süleyman, Allah’a yemin ederim ki dünyevi ihtiyaçlarımı, dünyaya malik olandan bile istememişken nasıl olur da dünyaya malik olmayan birinden isterim.
Bu cevap sonrası halifenin gözlerinden yaşlar aktı ve şu meşhur sözünü söyledi: Ah, keşke bütün sahip olduğum mülk yerine Salim gibi olsaydım.
Hammad bin Seleme ölüm döşeğinde olan Süfyân es-Sevrî’yi ziyaret eder. Süfyân Hammad’a: Ey Hammad! Acaba Allah benim gibi birini affeder mi? diye sorar. Hammad şöyle cevap verir: Vallahi ben, Allah’ın beni hesaba çekmesiyle anne-babamın hesaba çekmesi arasında muhayyer bırakılsaydım, Allah’ın hesaba çekmesini tercih ederdim. Çünkü Allah bana anne-babamdan daha merhametlidir.
Allah’ın sana verdiği paya razı ol, insanların en zengini olursun. Haramlardan kaçın, insanların en veralısı olursun. Üzerine farz olanı yerine getir, insanların en abidi olursun.
 لا تنظر إلى صغر الخطيئة ، ولكن انظر إلى عظمة من عصيت
Hatanın küçüklüğüne bakma, isyan ettiğin zatın büyüklüğüne bak!
ومن لم يصن نفسه لم ينفعه علمه
Nefsini korumayana ilmi fayda sağlamaz.
Ali bin Huseyn, Ubeydullah’ın yanına ders almak için gelir ve oturup onu beklerdi. O ise namazımı uzatır ve ona önem vermezdi. Kendisine : Gelen Ali’dir; onun kimin soyundan olduğunu bilirsin. denilince o : İlim talep eden, ilme önem vermelidir. derdi
Emevi halifelerinden Süleyman bin Abdulmelik hacca gitmişti. Tavaf esnasında elinde yırtılmış ayakkabısı, üstünde üç dirhem etmeyecek kadar elbise ile Abdullah bin Ömer’in oğlu yani Hz Ömer’in torunu Salim’i gördü. Halife, Salim’e yaklaşarak “benden herhangi bir isteğin var mı?” dedi.
Salim şaşırmış sinirli gözlerle halifeye baktı ve şöyle dedi: “Biz Allah’ın evindeyiz ve sen ihtiyaçlarımı ondan başkasına arz etmemi mi istiyorsun?” Bu söz üzerine halifenin yüzüne şiddetli bir utanç çöktü ve Salim’in yanından ayrıldı.Gözü Salim’in üzerinde olan Halife bu sefer onu Mescid-i Haram dışında gördü. Hemen ona yetişerek dedi ki: “Ey Salim, Allah’ın evinde ihtiyacını söylemekten imtina ettin. Şimdi söyle, Mescid-i Haram’ın dışındayız. Halifenin bu sözünden sonra aralarında şu diyalog geçti;
Salim: Dünyalık ihtiyaçlarımı mı yoksa uhrevi ihtiyaçlarımı mı sana söyleyeyim?
Halife: Ey salim, dünyevi ihtiyaçlarını söyle, uhrevi ihtiyaçlarını Allah’tan başkası yerine getiremez.
Salim: Ey Süleyman, Allah’a yemin ederim ki dünyevi ihtiyaçlarımı, dünyaya malik olandan bile istememişken nasıl olur da dünyaya malik olmayan birinden isterim.
Bu cevap sonrası halifenin gözlerinden yaşlar aktı ve şu meşhur sözünü söyledi: Ah, keşke bütün sahip olduğum mülk yerine Salim gibi olsaydım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir