İçeriğe geç

Sırlar Kitabı 2 / Kendini Anlamanın Anahtarı Kitap Alıntıları – Osho

Osho kitaplarından Sırlar Kitabı 2 / Kendini Anlamanın Anahtarı kitap alıntıları sizlerle…

Sırlar Kitabı 2 / Kendini Anlamanın Anahtarı Kitap Alıntıları

“”Her arzu acıya yol açar, tatmin edilse de edilmese de. Tatmin edilirse, daha çabuk olur bu, tatmin edilmezse zaman alır.. Ama her arzu acıya yol açar. Tüm süreçte uyanık ol ve onunla hareket et. Aceleye gerek yok çünkü hiçbir şey aceleyle yapılamaz ve aceleyle tinsel büyüme mümkün değildir. Ağır ağır, sabırla hareket et. Her arzuyu izle ve sonra her arzunun nasıl cehenneme açılan bir kapı olduğunu izle. Fark ediş gerçekleştiği anda, arzu kalmayacaktır. Aniden arzular kaybolacaktır ve sen bir arzusuzluk durumu içinde kalacaksın. ‘Arzulamama’ demiyorum, ‘arzusuzluk’ diyorum.”
Acı yalnızca egonun gölgesidir. Hepimiz o çocuk gibiyiz, acıyla endişeyle ıstırapla savaşıyoruz ve onları dağıtmaya çalışıyoruz..
Ve eğer kendini sevmiyorsan, başka kimseyi sevemezsin..
Korku varsa aşk mümkün değildir. Korku zehirdir. İçinde derinliklerde korku varken aşk çiçeklenemez.
Sen çabayı göstermeye devam et, böylece kendiliğinden bir an gelecek, sırf çabayla, gevşemenin başına geleceği bir noktaya ulaşacaksın..
Yemeğe duyulan saplantı bir sevgi ihtiyacıdır. Yeterince sevilmiyorsan daha fazla yersin.. seviyor ve seviliyorsan daha az yersin. Ne zaman biri sana aşık olsa, daha fazla yiyemezsin. Aşk seni öyle doyurur ki boş hissetmezsin..
Zihin bir kargaşadır; hiç berraklık yoktur. Ve zihin daima kalabalıktır, daima bulutludur; asla açık gökyüzü değildir, bulutsuz boş değildir. Zihin böyle olmaz.
Uykuda uyanıklıkta düş görürken kendini ışık olarak bil.
Kimse kendi bedenine sevgiyle dokunamaz hiç kendi bedenine sevgi gösterdin mi ?
Birini sevmeye çalışırsan kudretsiz olduğunu hissedersin o yüzden hiç deneme.
Senfoni birbiri içine karışan
pek çok notadan oluşur. Notaları inceleyerek
bir senfoniyi inceleyemezsin.
Her nota senfoninin parçasıdır, ama bir
senfoni değildir.
Her şey seni terk etmektedir. Çıplak
kalmaktasın.
Ölüyormuş gibi
hissedersin, ama ölmekte olan sen değilsin.
Gölgenin gölgesi
Neden korkudan kurtulmak istiyorsun?
Yoksa korkudan mı korkuyorsun? Korkudan
korkmaya başlamışsan, bu yeni bir korkudur.
Asıl soru,
sen ilahi olanı dünyanın parçası kılmadan
arzulayabilir misin, budur.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Sen yalnızca sözcükleri
anlayabiliyorsun, duyguları anlayamıyorsun.
Hatırla, öfke ya da nefret aslında aşkın
karşıtı değildir. Aşkta asıl karşıt kayıtsızlıktır.
Biri sana kayıtsız kaldığında, aşk
kaybedilmiştir.
Donmuş, ölü; sana asılan, ama canlı
olmayan bir şey
Dostuna bir yabancıymış gibi bak;
yabancıdır zaten! Korkma.
Bir çıkışı tıkadıkça, bir başkasını
yaratırsın
Aşktaki mucizeye bak Neler olduğuna. Sen diğerine gidiyorsun,
diğeri sana geliyor.
Adam aziz olabilir ama zihninin niteliği hep
kasap olarak kalır.
adam aziz olabilir ama zihninin niteliği hep kasap olarak kalır. git, sözde azizlere bak. nitelikleri, tavırları, şiddetleri, sana bakışları kınayıcıdır, şiddet doludur. sen günahkarsın ve onlar azizdir. seni gördüklerinde kınayarak bakarlar, seni cehenneme atarlar.
bir adama aziz dersen, bir günahkâr yaratmış olursun. artık bir yerlerde, bir başkasını kınamak zorundasın, çünkü günahkâr olmadan aziz olamaz.
Biliş ortada engel olmadığı zaman gerçekleşir; bunun için olumlu bir çabada bulunamazsın. Onu nasıl ıskaladığının farkında varman yeterlidir. Sen düşlerinde yaşıyorsun ve sonra düşler engel haline geliyor. Gerçeklik bir düş değildir,o zaman gerçeklik olmayan farklı bir boyutta hareket ediyorsun. O zaman da düş dünyasında yaşayıp duruyorsun o zaman düşler çevrendeki bulutlar gibi olur. Sen engel yaratıyorsun. Düşleyen zihin yüzünden sen dışarıdaki gerçekliği ve içerideki gerçekliği ıskalıyorsun. Nasıl gerçekliğe çıkılacağı konusunda yollar ve yöntemler bulabilirsin, ama sen bunuda düşleyen zihin aracılığıyla yaparsın. Şu anda işitiyorsun, ama orada bir düş var ve o düş söylenenleri sürekli yorumluyor. Sen beni işitmiyorsun, sen kendini işitiyorsun; çünkü işitirken bir yandan yorumluyorsun.
Enerji yok edilemezdir. Ancak farklı biçimlere dönüşebilir; asla hiçlik olamaz. Bu yüzden herhangi bir enerjiyi baskılamaya çalıştığında, kendi kendine tamamen saçma bir şey yapıyor olurdun. Enerji baskılanamaz: Ancak dönüştürülebilir. Baskılanmış enerji kanser olur.
Aydınlanan birinin artık içsel bir ışığı vardır. O içsel ışık farkındalıktır. O farkındalık sayesinde uyku kaybolur. O kadar. Ama uyku kaybolduğu için her şeyin niteliği değişir. Artık o ne yaparsa yapsın tamamen uyanıklıkla yapacaktır ve bilinçsizlik gerektiren her şey artık imkânsız olacaktır.

O öfkelenemez. Öfkelenmemeye karar verdiği için değil; öfkelenemez. Öfke ancak bilinçsizlik varsa mümkün olabilir. Artık bilinçsizlik yoktur, bu yüzden temel yoktur ve öfke imkânsızdır. Nefret edemez: Nefret yalnızca sen bilinçsizken vardır. O sevgi olur. Bu yönde bir karar verdiğinden değil. Işık varken, bilinç varken sevgi akar; bu doğaldır. Düş görmek imkânsız olur; çünkü düşler, her şeyden önce, bilinçsizlik gerektirir ve o bilinçsiz değildir

Evet, öfken, nefretin, şiddetin aracılığı ile tamamen dönüşebilirsin. Üstelik başka yolu yok. Çünkü sen şiddet, öfke, açgözlülük, tutku içinde varsın. Yol senin var olduğun yerden, ancak oradan başlar. Açgözlülüğüne karşı tokgözlülük yaratman gerektiğini söylemeyeceğim; sana tamamen açgözlü olmanı, ama bunu tamamen uyanık bir zihinle yapmanı söyleyeceğim. Şiddet dolu ol, öfkeli ol, ki eksiksiz acı çekebilesin, ki onun tüm zehrini hissedebilesin. Bu ateşten geçmelisin. Senin adına kimse geçemez onu; vekillik mümkün değildir. Senin ateşten geçmen gerekli ve sen hep
başka birinin yapacağını düşünüyorsun.
Gerçekte tutsaklık ve özgürlük ilişkili olduğundan, bu sözcükler ancak evren karşısında dehşete düşenler içindir. Bu evren zihinlerin yansımasıdır. Suda tek bir güneşten yansıyan pek çok güneş gördüğün gibi, aynı şekilde tutsaklık ve özgürleşmeyi de gör.
Saflık bozulmaz, masumluk yok edilmez. Yalnızca derin bir unutkanlık vardır.
Hayat bir mucizedir. Gizemini çözemediyseniz, bu yalnızca hangi teknikle yaklaşacağınızı bilmediğinizi gösterir.”
Bilinçli olarak hiçbir şey yapamazsın. Ancak tek bir şey yapılabilir ve o da şudur: Bilinçli olabilirsin. O zaman ardından her şey gelir.
Kendini düşünmek fırlatılıp atılmalıdır
Duygu ancak sen başkalarının bilincinin bilincine vardığında gelir
Ve insan yalnız başına yaşamayı başarmadığı sürece, yalnızlığı bütün derinliği içinde tanımadığı sürece, kendini bilemez.
Acı gelir, ona tanık olursun. Sonra mutluluk gelir, ona tanık olursun. Sonra hiçbir şey gelmez, ona tanık olursun. Tek bir şey sabit kalır: Tanıklık Ve tanık olan sen.
Hayat bana ne verirse versin almaya hazır olacağım, açık olacağım ve ondan zevk alacağım.
Ben yalnızca içime çektiğim nefesle yaşayacağım ve nefes vermekten kaçınacağım diyemezsin.
Yaşam bölünemez. Bölersen, ancak o zaman seçebilirsin. Ve seçtiğin şey bir akıştır Eninde sonunda gidecektir
Mutluluğa tutunursan, mutluluk anları olur, ama onlar gelip geçer. Yaşam bir akıştır. Burada, senin dışında hiçbir şey kalıcı olamaz.
Yalnızca kendine karşı gerçek olduğun zaman mutlu olabilirsin.
Bu sutra diyor ki: Kendini düşün Kendini hayal et demek istiyor Gözlerini kapat ve kendini ışıkmışsın gibi hayal et.
İlk önce ne olduğunu anla; sonra uygula.
Bazen saniyeler içinde öyle büyürsün ki, ömürler içinde bile o kadar büyümeyebilirsin.
Ve unutma, olabileceğin kişi olmadığın sürece tatmin olmazsın.
Eylemler vardır, ama onlar hakkında düşünmek yoktur.
Öfke ancak bilinçsizlik varsa mümkün olabilir.
Ve farkına vardığın an, bazı şeyler tamamen duracaktır.
Bir şeyi yanlış anlamaktansa anlamamak daha iyidir. Bildiğini sanmaktansa bilinçli olarak cahil kalmak daha iyidir.
Her şeye doğrudan, oldukları gibi bak. Yansıtma, yorumlama, zihnini şeylere dayatma.
Ne kadarına dayanabilirsin? Ne kadarına? Hiç düşündün mü? Yirmi dört saat mutluluk: Dayanabilir misin?
Mutluluğa sebep oluyorsan, o zaman acıya da sebep olursun ve mutluluktan da sıkılırsın.
Mutluluk senin yaratımındır, acı da senin yaratımındır. Acını mutluluğa çevirebilirsin, çünkü o senin yaratımındır.
Ne zaman bir şeyin yolunda gitmediğini hissetsen, sebebi ilk önce kendi içinde bul.
Kaybetmeye hazır olan kazanacaktır ve tutunan her şeyi kaybedecektir .
Çünkü biz kişiye sahip olmak istiyorduk; oysa kişiye sahip olunamaz.
Aşk kendiliğindendir. Kontrol altına alınamaz.
Yalnızca dinle. Hakaret-övgü, saygı-saygısızlık: Yalnızca dinle.
Şunu hatırla: Farklı şekilde aynı ol.
Parçalarını inceleyerek seni inceleyemem. Sen parçaların toplamından ibaret değilsin, bundan daha fazlasısın.
Değer nesnede değildir, senin ona getirdiğin niteliktedir.
Ölüm bir güvenliktir; yaşam her zaman güvensizdir. Canlı birinin başına her şey gelebilir; ölü birinin başına hiçbir şey gelemez. O güvendedir.
Biz senin ne yaptığınla ilgilenmiyoruz. Biz senin ne olduğunla ilgileniyoruz.
Seversin, çünkü severken mutlu hissedersin.
Düşüncesiz ve bilinçsiz olabilirsin; o zaman bir anlamı olmaz. Düşünce ile bilinçli olabilirsin; sen zaten öylesin.
Sen ölü olmalısın, artık sen eski olan olmamalısın.
Farkındalık yoğunlaştıkça, her şey değişir. Farkındalık ne kadar yoğun olursa, düş görme olasılığı o kadar az olur; gerçeklik konusunda gittikçe daha uyanık olursun.
Zihin olmayan bir şeyi arzular, bu yüzden zihin hareket eder.
Eğer bir şey sebepselse, o zaman sebebin gerçekleşmesi gerekir. Sebepten sonra etki gelir ve sebep olmadan etkiyi hemen, şu an üretemezsin; zaman gerekir.
Ego asla basit olan şeyleri cazip bulmaz Asla!
Onu unutabilirsin ya da hatırlayabilirsin: Bu bir seçimdir.
bir kez gerçekle kalmanın güzelliğini görünce, bir daha asla düşlerin kurbanı olmayacaksın.
Osho
Sırlar Kitabı 2 / Kendini Anlamanın Anahtarı, Osho

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir