İçeriğe geç

Şipşak Nietzsche Kitap Alıntıları – Peter Zudeick

Peter Zudeick kitaplarından Şipşak Nietzsche kitap alıntıları sizlerle…

Şipşak Nietzsche Kitap Alıntıları

Ey ruhum, aç açabildiğin kadar kanatlarını, evet ruhum! Ruhum! Düş görmek istiyoruz. Sarhoş olmak istiyoruz!
Yalan söyleyerek gerçeklerden kurtulmayı kim seçer? Gerçekler yüzünden acı çeken. Gelgelelim gerçekler yüzünden acı çekmek, bahtsız bir gerçek olmak demektir.
Neden sonuna kadar gitmeyecekmişim? Ben, açık oynamayı seven biriyim.
İnsan ölümsüzlüğün bedelini ağır ödüyor, yaşadığı sürece defalarca ölüyor.
Okumak beni, benim ciddiyetimden uzaklaştırdığı için dinlendiriyor. Bir de şu vardır: Kendimi çalışmaya kaptırdığım dönemlerde yanımda hiç kitap göremezsiniz. Yakınımda birilerinin konuşmasına, hele düşünmesine asla izin vermem. Çünkü bu da okumaktır.
Saldırgan bir coşku nasıl gücün olmazsa olmazıysa, intikam ve kin duyguları da zayıflığın parçasıdır.
İnsandan yorulduk.
Fakat her haz sonsuzluk ister, derin derin sonsuzluk ister.
Uykuya dalmış, ne mekan var, ne zaman.
Yalnızca gözün – o korkunç gözün
Bakmakta bana, sonsuzluk!
Bundan böyle kendime ve el attığım her şeye güveniyorum.
“Bazı konularda onun hakkında söylediklerimde haklı olmam ne işime yarıyor ki? Haklılığım, yitirdiğim dostluğu belleğimden silmeme yetmiyor.
Fikrinin karşısına dikilen hiçbir düşünceyi içinde tutma ve gizleme! Buna ant iç! Çünkü bu, düşüncede dürüstlüğün bir parçasıdır. Her yeni gün, kendine karşı da sefere çıkmalısın.
Bazen ne kadar iyi top sürersen sür, topu sadece kendinde tutmaktan zarar gelir.
Belki gülmenin de yarınları vardır.
Sokrates erdemleri diye tanımladığımız her şey hayvancadır.
Günün üçte ikisi kendisine ait olmayan herkes köledir, hem de kim olursa olsun: Devlet adamı, iş adamı, memur, bilim adamı.
On yaşındayken İstanbul’a ayak bastım. Ülkenin en büyük şehrindeyim ve danışacak, sığınacak kimsem yoktu. Başkasının kâbusu olur ama benim için ucu nereye gideceği bilinmeyen bir macera
Bizler hapishanedeyiz, özgür olduğumuzu yalnızca düşleyebiliriz.
Yargılamak, adaletsiz davranmaktan farksızdır.
İnsan gerçeği bir kez fark edip bilinçlendikten sonra artık her yerde varoluşun dehşetini ve anlamsızlığını görür ve tiksinir.
Bütünüyle kendimle baş başayım
Onlar o hangarlarda kafaları çeksinler,
Yerlerde sürünsünler
Bense hükümdarlık makamının alıştırmasını yapıyorum.
Nasıl da başarıyorum elimi neye atsam!
Her şeyi ‘bir anda bitirme’ gayreti içinde olan ahlaksızlık, kan ter içinde işgüzarlık ve de telaş çağının ortasında, kendimize zaman tanıyalım, sakinleşelim, yavaşlayalım
Soru olmayan sorular üzerine hiçbir zaman düşünmedim, kendimi harcamadım.
Sanki aklı başındaymış gibi, bir daha içinden çıkamayacağı bir düş dünyasında yaşıyor.
Nietzsche’yi ulu ve resmi bir bayrak gibi elinde sallayan tek politika, Nazi politikası olmuştur.
‘Ünlü’ olmamak mükemmelin ruhuna mı işlemiştir?
Büyük övgüler kimini utandırırken, kimini de küstahlaştırır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir