İçeriğe geç

Sinyalci Kitap Alıntıları – Charles Dickens

Charles Dickens kitaplarından Sinyalci kitap alıntıları sizlerle…

Sinyalci Kitap Alıntıları

İtalyanca “saray”.
İtalyanca “güzel”.
Hayalet de neymiş! İşin içinde hayalet olmadan da çok tuhaf şeyler yaşanıyor!
Eline geçen fırsatları tepmiş, dibe vurmuş ve düştüğü çukurdan bir daha da ayağa kalkamamış…
“Kendi düşen ağlamazdı.”
Yine de aklı başında insanlar yaşadıkları sıradan olayları değerlendirirken “tesadüfleri” yeterince hesaba katmıyorlar.
Hey! Aşağıdaki!
Bu kelimelerin size doğaüstü bir yolla iletildiğine dair bir hisse kapılmadınız mı hiç?
Zihnindeki sancıya tanıklık etmek en acısıydı.
Yapabilseydi ağzından çıkan sözcükleri gerisingeri toplayacaktı. Gelgelelim laf ağızdan çıkmıştı bir kere ve ben elimi çabuk tutup onları havada yakalamıştım.
❝Hemen hemen tüm insanlar, karşılarındaki dinleyicinin iç dünyasında hiçbir karşılık yaratamayacaklarından ve anlattıklarının şüpheyle karşılanıp kendileriyle alay edileceğinden korkarlar.❞
Neden bahsettiğimi bilseydim muhtemelen bundan çok daha fazlasına vâkıf olurdum.
dipsiz bir karanlıkta dağiliveriyordu.
Aldığım nefesler kalbime batıyor
Aklı başında insanlar yaşadıkları sıradan olayları değerlendirirken tesadüfleri yeterince hesaba katmıyorlar.
Biz seyre dalmışken kar tepedeki kırmızı şarabı emdi; dağ beyaza, gökyüzü ise koyu maviye büründü ve havaya delice bir soğuk hakim oldu.
Gençliğinde (her ne kadar şu kulübede, karşımda oturan kişinin bir zamanlar genç olduğuna inanmak benim için güç olsa da) derslere katılan bir doğa felsefesi öğrencisiymiş; gelin görün ki çocukluk edip eline geçen fırsatları tepmiş, dibe vurmuş ve düştüğü çukurdan bir daha ayağa kalkamamış. Bundan pek de şikayet etmiyordu hani. Kendi düşen ağlamazdı. Artık her şey için çok geçti.
Zihindeki sancıya tanıklık etmek en acıklısıydı.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Ne var ki tuhaf tesadüf denen şey ikide bir gerçekleşmeliydi. Aklı başında insanlar yaşadıkları sıradan olayları değerlendirirken tesadüfleri yeterince hesaba katmıyorlar.
Sanki dağ onları sonsuz karlarının içinde yutuvermişti.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Hayal gücünüzün sizi nasıl yanılttığını görüyorum.
Bu duruşu mezarlardaki taş heykellerde görürdüm.
Tanrım yardım et! Bu ıssız istasyonda basit, zavallı bir işaret memuruyum ben! Neden sözüne itibar edilen ve elinden bir şeyler gelebilecek olan birine gitmiyor ki?
Zihnindeki sancıya tanıklık etmek en acıklısıydı.
Aklı başında insanlar yaşadıkları sıradan olayları değerlendirirken tesadüfleri yeterince hesaba katmıyorlar.
Yolunuzu bulana kadar size ışık tutacağım
Ama şimdi sıkıntılıyım efendim, sıkıntılıyım.
İlk seferinde bakışlarını hafızama kazımamı istemişti, böylece ikinci görüşümde onu hemen tanıyabilecektim.
Hasta değildim ancak iyi de sayılmazdım.
Zihnindeki sancıya tanıklık etmek en acıklısıydı.
Kendi düşen ağlamazdı. Artık her şey için çok geçti.
“Hemen hemen tüm insanlar, karşılarındaki dinleyicinin iç dünyasında hiçbir karşılık yaratamayacaklarından ve anlattıklarının şüpheyle karşılanıp kendileriyle alay edileceğinden korkarlar.”
“Üstün zekâlı ve kültürlü insanların bile, başlarından geçen tuhaf olaylara ilişkin psikolojik deneyimlerini aktarma konusunda cesarete ihtiyaç duyduklarını gözlemlemişimdir her zaman.”
“Hanımefendi güzeldi. Beyefendi ise mutluydu.”
Nesnel yaratıma dair deneyimlerimizi tarafsızca aktarmaktan çekinmeyen bizler, bu tarz öznel meseleler söz konusu olduğunda birilerine açılmaya pek alışkın değilizdir.
Zihnindeki sancıya tanıklık etmek en acıklısıydı.
Yapabilseydi ağzından çıkan sözcükleri gerisingeri toplayacaktı. Gelgelelim laf ağızdan çıkmıştı bir kere ve ben elimi çabuk tutup onları havada yakalamıştım.
Bana bakınca, ömrü boyunca dar sınırlara hapsolmuş ve nihayet zincirlerinden kurtulup boyundan büyük işlere heves etmiş birini görüyordu.
Ben hiç kimseyim ve bir dert olmadığı sürece kimse sesimi duymaz. (Belki de duyulmak istemediğim içindir.)
Hemen hemen tüm insanlar, karşılarındaki dinleyicinin iç dünyasında hiçbir karşılık yaratamayacaklarından ve anlattıklarının şüpheyle karşılanıp kendileriyle alay edileceğinden korkarlar.
İlk seferinde bakışlarını hafızama kazımamı istemişti, böylece ikinci görüşümde onu hemen tanıyabilecektim.
Neden bahsettiğimi bilseydim muhtemelen bundan çok daha fazlasına vâkıf olurdum,
Aklı başında insanlar yaşadıkları sıradan olayları değerlendirirken tesadüfleri hesaba katmıyorlar.
Hasta değildim ancak iyi de sayılmazdım.
Görünüşe her zaman aldanmayın derler ama size anlatacaklarımın hepsi gerçek.
Zihnindeki sancıya tanıklık etmek en acıklısıydı.
Kendi düşen ağlamazdı.
Zihnindeki sancıya tanıklık etmek en acıklısıydı.
Kitaplardaki zevki ve bilgiyi hasat etmek benim için zorsa onlar için hiç değilse daha kolay olsun.
Hasta değildim ama iyi de sayılmazdım
Yükselen alçalır, alçalan yükselir!
Üstün zekalı ve kültürlü insanların bile başlarından geçen tuhaf olaylara
ilişkin psikolojik deneyimlerini aktarma konusunda cesarete ihtiyaç duyduklarını gözlemlemişimdir her zaman.
Zihnindeki acıya tanıklık etmek en acıklısıydı. Hayata dair ne idüğü belirsiz bir sorumluluğun altına girerek bu yükün altında ezilen, tahammül sınırları zorlanmış, işine bağlı bir adamın çektiği ruhsal bir işkenceydi bu.
aklı başında insanlar yaşadıkları sıradan olayları değerlendirirken tesadüfleri yeterince hesaba katmıyorlar.
“Nesnel yaratıma dair deneyimlerimizi tarafsızca aktarmaktan çekinmeyen bizler, bu tarz öznel meseleler söz konusu olduğunda birilerine açılmaya pek alışkın değilizdir.”
“Hemen hemen tüm insanlar, karşılarındaki dinleyicinin iç dünyasında hiçbir karşılık yaratamayacaklarından ve anlattıklarının şüpheyle karşılanıp kendileriyle alay edileceğinden korkarlar.”
“Bu hikayede hayalet falan yok ama en az onun kadar tuhaf şeyler var.”
“ onun bu görev için istihdam edilebilecek en sağlam kişi olduğunu belirtmek zorundayım.”
“Kendi düşen ağlamazdı.”
Zihnindeki sancıya tanıklık etmek en acıklısıydı.
Yapabilseydi ağzından çıkan sözcükleri gerisingeri toplayacaktı.
Bana bakınca, ömrü boyunca dar sınırlara hapsolmuş ve nihayet zincirlerinden kurtulup boyundan büyük işlere heves etmiş birini görüyordu.
İlk seferinde bakışlarını hafızama kazımamı istemişti, böylece ikinci görüşümde onu hemen tanıyabilecektim.
Hemen hemen tüm insanlar, karşılarındaki dinleyicinin iç dünyasında hiçbir karşılık yaratamayacaklarından ve anlattıklarının şüpheyle karşılanıp kendileriyle alay edileceğinden korkarlar.
aklı başında insanlar yaşadıkları sıradan olayları değerlendirirken tesadüfleri yeterince hesaba katmıyorlar.
Zihnindeki sancıya tanıklık etmek en acıklısıydı.
Aklı başında insanlar yaşadıkları sıradan olayları değerlendirirken tesadüfleri yeterince hesaba katmıyorlar.
Hasta değildim ancak iyi de sayılmazdım.
“Hasta değildim ancak iyi de sayılmazdım.”
“Zihnindeki sancıya tanıklık etmek en acıklısıydı.”
“Üstün zekalı ve kültürlü insanların bile, başlarından geçen tuhaf olaylara ilişkin psikolojik deneyimlerini aktarma konusunda cesarete ihtiyaç duyduklarını gözlemlemişimdir her zaman. Hemen hemen tüm insanlar, karşılarındaki dinleyicinin iç dünyasında hiçbir karşılık yaratamayacaklarından ve anlattıklarını şüpheyle karşılanıp kendileriyle alay edileceğinden korkarlar.”
aklı başında insanlar yaşadıkları sıradan olayları değerlendirirken tesadüfleri yeterince hesaba katmıyorlar.
Hemen hemen tüm insanlar, karşılarındaki dinleyicinin iç dünyasında hiçbir karşılık yaratamayacaklarından ve anlattıklarının şüpheyle karşılanıp kendileriyle alay edileceğinden korkarlar.
Zaman akıp gitti.
Yapabilseydi ağzından çıkan sözcükleri gerisingeri toplayacaktı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir