İçeriğe geç

Siliniş Kitap Alıntıları – Tess Gerritsen

Tess Gerritsen kitaplarından Siliniş kitap alıntıları sizlerle…

Siliniş Kitap Alıntıları

İnsanlar görmeyi beklediklerini görürdü.
Ölülerin acil durumları olmaz.
Masumiyetimi kaybettiğim yer orasıydı, hayallerim orda öldü..
Sevgi işin kendiliğinden, doğal olan kısmı ; asıl zaman alan diğer her şey..
Bazen silinenler bize geri döner..
Bu dünya da kendi işiyle ilgilenmeyen çok fazla insan var diye söylendi ihtiyar.
İstediğim tek şey kimsenin beni incitemeyeceği bir yere çekilmek..
Köpek balıklarıyla yüzersen bir gün seni mutlaka yerler..
Kaslı olsun ya da olmasın bütün vücutlar bir bıçağa ve bahçe makasına yenik düşer
Benim hayallerim yok diye fısıldadım.
Böylesi daha iyi..
O zaman hayal kırıklığına uğramazsın
Nefret.
İşte sevginin sana yaptığı şey bu. Cesur olamıyorsun; korkuyorsun. Dünya her an hayatını paramparça edecek gibi görünen dişlerini gösteriyor.
Bu dünyada kendi işleriyle ilgilenmeyen çok fazla insan var, – diye söylendi ihtiyar..
”Benim hayallerim yok, ” diye fısıldadım.
”Böylesi daha iyi. ” ”O zaman hayal kırıklığına uğramazsın. ”
Sevgi işin kendiliğinden, doğal olan kısmı; asıl zaman alan diğer her şey
Bazen silinenler bize geri döner.
İstediğim tek şey, kimsenin beni incitemeyeceği bir yere çekilmek.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
İşte sevginin sana yaptığı şey bu. Cesur olamıyorsun; korkuyorsun. Dünya her an hayatını paramparça edecek gibi görünen dişlerini gösteriyor.
Dünya kötü bir yer, Milla, ve onu değiştirmenin hiçbir yolu yok. Yapabileceğin en iyi şey hayatta kalmak. Ve kötü olmamak..
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Köpek balıklarıyla yüzersen, bir gün seni mutlaka yerler.
Terörle savaş küresel bir olay.
İnsanlar görmeyi beklediklerini görür. Korkunç şeylerin güzel görünebileceği asla akıllarına gelmez.
Bir adam yıllarını makaralar ve barlarla kas geliştirerek geçirmiş olabilirdi. Ama kaslı olsun ya da olmasın bütün vücutlar bir bıçağa ve bahçe makasına yenik düşerdi.
Benim hayallerim yok. diye fısıldadım.
Böylesi daha iyi. Olena acı bir şekilde güldü. Hayal kırıklığına uğramazsın.
Sevgi, doğal olarak gelen kısım. Asıl zaman alan, diğer herşey. Bunu öğrenmemiz gerek.
Boş kağıt, kalemin hareketini bekliyordu; söylemekten korktuğum kelimeleri kaydetmek için.
İşte sevginin sana yaptığı şey bu, diye düşündü Jane. Cesur olamıyorsun, korkuyorsun. Dünya her an hayatını paramparça edecek gibi görünen dişlerini gösteriyor.
Derinin altına inildiğinde en güzel kadın bile aynı görünüyor. Kas ve kemiklerden oluşan bir boşluğun içine tıkıştırılmış organlar yığını.
Bazen seçeneğin yoktur. Sadece öyle olmak zorundasındır.
İnsanlar görmeyi beklediklerini görürdü. Korkunç şeylerin güzel görünebileceği asla akıllarına gelmezdi.
Birçok kişi polisten korkar. Kanun kaçağı olmanız gerekmez.
Bir zamanlar o da bu stajyerler gibi beyaz önlüğünün içinde genç ve kibirli idi; yenilgi derslerini öğrenmeden önce.
“Dünya çok kötü bir yer,Mila, ve onu değiştirmenin hiçbir yolu yok. Yapabileceğin en iyi şey hayatta kalmak ve kötü olmamak.”
-“benim hayallerim yok, “diye fısıldadım.
-“böylesi daha iyi.” dedi olena acı bir şekilde güldü. “O zaman hayal kırıklığına uğramazsın.”
Gözyaşımın masaya damladığını gördüm ve kalbimin kanadığını, her gözyaşının benden kopup giden bir parçam olduğunu hissettim.
Artık gözlerine bakamıyordum. Yüzümden utanç akıyordu.
Bana anlatmaktan korktuğun şeyleri bilmek istiyorum.
Hıçkırıklar arasında, özgürlük olduğunu sandığı şeye koşuyordu.
Ağrılarının ve yorgunluğunun önemi yoktu. Zihnini yapacağı şeye odaklamıştı.
Hazırlıklı olduğundan emin olmadan hiçbir şeye dalmaz.
Şimdi zayıf noktamı gördüm ve onu nasıl koruyabileceğimi düşünmekten kendimi alamıyorum.
Kendini izleyen ve mahremiyetine tecavüz eden gözlerin varlığını hissediyordu.
Ben bir anneden fazlasıyım. Aynı zamanda kendimim. Ama kendimi kaybediyorum.
İstediğim tek şey, kimsenin beni incitmeyeceği bir yere çekilmektir.
Bana ne düşündüğünüzü söylemek ister misiniz?
Sorgulanan kişi sadece kendisine sorulan sorularla bir sürü bilgi elde edebilir.
Bir rüya değil, bulanık bir anı ama gerçekten olan bir şey.
Sadece hayatımızın eski haline dönmesini istiyorum.
Uyuyamayacak kadar yorgun olmak ifadesinin anlamını ilk kez kavrıyordu.
Zihninde çok fazla görüntü birbirine geçiyordu.
Bütün bunların neden olduğunu bilmeliyim. Ne anlama geldiğini öğrenmeliyim.
Cesur olamıyorsun; korkuyorsun. Dünya her an hayatını paramparça edecek gibi görünen dişlerini gösteriyor.
Rüyamda korkunç bir şey olduğunu biliyorum ama kıpırdayamıyorum, konuşamıyorum.
Gece sonsuz bir zorluk gibi önünde uzanıyordu.
Ben kimseye güvenme lüksüne sahip değilim.
Senden daha fazla güveneceğim başka hiç kimse olamaz.
İnsanların zarar görmesini engellemek benim işim ama en sevdiğim kişiyi koruyamıyorum.
Başımı kaldırdım ve yüzümdeki buzlu gözyaşlarını hissettim.
Ne yapacaklarını tahmin edemem. Ne istediklerini bile bilmiyorum.
Ne tür bir şeyin içine gireceğimi önceden bilmek isterim.
Ne kadar zayıf olursa olsun her türlü ipucunu izlemeye kararlıyım.
Hiç de endişeli değildi. O anda kesinlikle onun gibi olmak istedim. Korkusuz olmak istiyordum.
Sadece temiz hava almak istiyordum. Akşamki zehri ciğerlerimden ve ruhumdan temizlemek istiyordum.
İnsanlar görmeyi beklediklerini görürdü. Korkunç şeylerin güzel görünebileceği asla akıllarına gelmezdi.
Bizimle konuşmaktan başka şansları yok, dolayısıyla biz de onlarla konuşmaya devam edeceğiz.
Neyle karşı karşıya olduğunu çok iyi biliyorum.
Kimsenin gerçek düşüncesini açıklamadığı bir ailede büyüdüm.
Ok yaydan çıktı.!
Kimse bizi dinlemiyor, kimse bize inanmıyor. Kaçmaktan yorulduk ve hayatlarımızı geri istiyoruz.
Uysal kişiliği, güvene dayalı güçlü kökler salmış ve arada bir fırtınalı geçen ortaklığında ortamı yumuşatmasını sağlamıştı.
Gözlerinde gördüğüm şey beni korkuttu. Orada bir ateş yanıyordu ve hiç de aklı başında biri gibi bakmıyordu.
Bu güç değil, nefret. Seni hayatta tutan şey odur.
Elbiseyi giymek istemiyordum ama giymemeye korkuyordum. Odaya yaklaşan ayak seslerini duyduğumda elbiseyi giymiştim ve kendimi yaklaşan şeye hazırlamıştım.
Direnmenin cezalandırılmak anlamına geldiğini biliyordum ve itiraz ettiğim son seferinden kalan çürükler hala geçmemişti.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir