Aprilynne Pike kitaplarından Sihirler kitap alıntıları sizlerle…
Sihirler Kitap Alıntıları
Öpüşmek, konuşmaktan daha iyidir.
“Değişmesine ihtiyaç duyduğumuz şeyleri çabucak değiştiririz.
Artık bu dünyayı gerçek evi olarak kabul etmesinin zamanı gelmişti. Burası onun tek eviydi.
İyinin yanında kötüyü de kabullenmek gerek.
Çünkü bence gerçekler hayatı çok daha kolaylaştırır.
“Bu tür şeyler bende işe yaramaz,” dedi tuhaf bir kahkahayla. “Şeytanla iş birliği yapıp bağışıklık kazandığımı da söyleyebiliriz.”
Peri olmak sırtında bir çiçek taşımaktan ibaret değil. Perilerin düşmanları var. Güçlü düşmanları.
David’e bedensel olarak sadık kalması yeterli değildi, o duygusal sadakati de hak ediyordu.
Gözleri âdeta bir ihanet deniziydi.
Bu nasıl bir aşktı böyle? Aşkta bencilliğe asla yer yoktu.
Sanki insanlar da aynı şeyleri yapmıyorlar mı?
Senden aşağı seviyedeki birileri için ayağa kalkmamalısın.
Shakespeare’in en iyi oyunlarının çoğu bir peri hikâyesinden esinlenmiştir.”
Yeni Yıl’ın başlangıcı! Yeni hedefler, yeni çalışmalar, yeni sınıf düzenlemeleri.
“Ben buraya ait değilim
Gelemem,” dedi Tamani. “Benim yerim orası değil
“Sen kimseyi uzun süre öfkelendiremeyecek kadar güzelsin.”
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
“Neye karar verirsen ver, bunu mutlaka gerçekleştirmelisin. Ama bu, gerçekten de istediğin bir şey olmalı.”
“Hayatta not ortalamasından çok daha önemli şeyler var.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Ah, şu aileler !
Tamani, “Çok dikkatli ol,” diye tembihledi sert bir şekilde. “Sana elimizden geldiğince göz kulak olmaya çalışıyoruz ama biz de mucize yaratamayız.”
“İnsanların dünyası, senin inanmak istediğin kadar kasvetli ya da dehşet verici değil. Eğlenceli ve heyecanlı, ayrıca,
Bu olasılık Laurel’ın gözünde âdeta büyüdü. “Belki bir gün gelirim,” dedi gülümseyerek. “İşler böylesine biliyorsun işte.
Ah şu insanlar !
“Hayatımın kontrolünü tamamen kaybetmişim meğer.
“Bu kadarı yeter ! Hadi git artık!” Onu ön kapıya doğru itti. “Dışarı!
Nalları dikmektense tedbirli olmayı tercih ederim .
Bu yalanlar yumağı içinde bir gerçeği keşfedebilmek, doğrusu fazlasıyla tuhaftı.
Ancak sen onun radarında kalıcı bir noktaya yerleşmiş sayılmazsın. Bu gece bu trollerin peşinizde olmasının mutlaka bir sebebi var.” Sustu. “Ben bu kadar büyük tesadüflere inanmam.”
Ama yine de bu işte bir tuhaflık vardı. Keşke durumu baştan sona değerlendirmek için yeterince zamanı olsaydı.
İyi olduğunu söylemek, belki içinde bulunduğu duruma pek uygun değildi ama en azından yaşıyordu.
Yokluğu da en az varlığı kadar dehşet vericiydi.
Kasaba küçük, ev büyük olunca içerisi fazla kalabalık görünmüyordu ama yine de yeterince insan vardı. İnsanların olmadığı köşeleri de müzik sesleri doldurmuştu.
Üstün başarı bende kronikleşti sanırım ,”
Sonradan pişman olmaktansa önceden önlem almak en iyisiydi.
Ama hiçbir şey değişmedi,” diye devam etti sessizce. “Değişiklik varsa bile olumsuz yönde.”
“Zaten annemle babam bana her zaman yaşadığım her günün tadını çıkarmamı söyler. ”
Öpüşmek, konuşmaktan daha iyidir.
Ne zaman güneş gözlüğünün ardında tanımadığım bir yüze rastlasam hep kim olduğunu merak ediyorum.
Yeardley bana sürekli, ‘Hep içgüdülerine güvenmeye çalışıyorsun onun yerine sezgilerine inanmalısın’ derdi.
Bazen başkalarına yardım etmek için kendi arzularımızdan vazgeçmemiz gerekir.
Aradığı şeyin ne olduğunu bilen biri bu pencereden dışarı baktığında diğer sıradan ağaçların arasındaki Dünya Ağacı’nın yamru yumru dallarını ve geniş gölgesini rahatlıkla ayırt edebilirdi.
“Ne kadar özgürsün?”
“Canımın istediği kadar,” diye yanıtladı Tamani biraz sinirlenerek.
“Canımın istediği kadar,” diye yanıtladı Tamani biraz sinirlenerek.
“Biz köle değiliz !
“Bence insanların sosyal statüleri belirleme yöntemi de en az bizimki kadar acımasız. Hatta daha çok acımasız.”
her şey korkunç derecede ters gidiyordu. Fakat Yeardley, Laurel’a başarısızlık kaçınılmaz olsa bile, ona sonuna kadar devam etmesi gerektiği konusunda ısrar etmişti. Bu Laurel’a yapmaması gereken şeyleri daha iyi öğretecekti.
“Çalıştığın doğanın özünü hissetmeyi öğrenmelisin,”
Benden çok, kendi iyiliğin için daha fazla çalışacağını umuyorum.
İlkbahar perilerinin yaptığı sihirin özü toplumdur; onlar empatiden faydalanırlar. Yaz perileri estetik anlayışlarını geliştirmek zorundadır; sanat olmaksızın yaptıkları sihir fazlasıyla zayıf kalır. Bizim sihrimizin özüyse akıldır; dikkatli bir çalışma neticesinde elde ettiğimiz bilgi, sezgilerimizin ihtiyaç duyduğu gücü biriktiren bir depo gibidir.”
“Çalışmaktan başka bir şey yapmıyor musunuz?
“Hastalıkları iyileştirmek için iksire ihtiyaç duyarsan Karıştırıcın ben olabilirim.”
“Beni anlaman gerektiğini bile söylemiyorum ama sırf aşağıdakilerle yukarıdakileri ayırıyoruz diye bazı duygulardan yoksun olduğumuzu düşünme. Kendimize göre sebeplerimiz var.”
“insanlar perilerden çok farklıdır, perilerin bambaşka ihtiyaçları var.”
Laurel “rastlantısal bağ” kelimesine takılı kalmıştı. Bir aile bundan çok daha fazlası demekti. Ya da en azından öyle olmalıydı.
Filizler sistemli ve çok özel bir bakıma ihtiyaç duyar. Hepimizin yapması gereken günlük işler var ve her anne bir yıldan uzun bir süre filiziyle ilgilenecek olursa pek çok işimiz aksar.Ayrıca çiftler bir yıl boyunca işlerden kaytarmak maksadıyla tohum yapmaya kalkışabilir, oysaki yeni bir hayat böylesine saçma bir sebepten dolayı üstlenilemeyecek kadar değerlidir.”
Laurel, insan soyunun ne saçma sebeplerle bebek yapmaya karar verdiğini anlatsa Rhoslyn’in nasıl bir tepki verebileceğini merak etti ama hiçbir şey söylemedi.
“Bir peri, nasıl insan olabilir ki? İnsanlar tuhaftır. Ve korkutucu,”
Koca bir toplumun seni kendi ailesinin bir parçası olarak görmesi eğlenceliydi. Ama tabii, çok daha küçük olan ailesindeki güçlü bağları da özleyeceği kesindi.
Tamani’nin kendisinin dâhil olmadığı ayrı bir dünyaya sahip olması karşısında kısa bir hayal kırıklığı yaşasa da çabucak toparlandı. Kendi hayatının büyük bir kısmında da Tamani’ye yer yoktu ve bu yüzden ondan, kendi verebileceğinden ya da vermek istediğinden daha fazlasını beklemek bencillik olurdu.
“Her peri kendi gücünün hâkim olduğu mevsimde filiz açar.”
“İnan bana, sana özlem duymak hiç de kolay bir şey değil. Kimsenin başına gelmesini istemem.”
Bir tohum yaparsın ve o sadece bir tohumdur işte. Çok ama çok değerlidir çünkü içinde bir hayat taşır ama ilişkinin başlangıcı bu tohum değildir. İlişkiler, tohum filizlendikten ve fide ailesinin yanına gittikten sonra başlar
“Bu dünyada ilişkiler farklıdır.
“Eee? Farklı biçimlerde mi doğduk yani?”
“Tezgâh sahipleri biraz güneşlenmek ve daha fazla müşteri çekmek için hep ışıltılı şeyler sergiler.”
“Bunu ödeyecek param yok ve senin ödemeni de kesinlikle istemiyorum.”
Tamani sessizce güldü.
“Burada aldığın şeyler için para ödemezsin, Laurel. Para ödemek tamamen insanlara özgü bir durum. Tacı alabilirsin. Yaptığı işi takdir etmen dükkân sahibini onurlandıracaktır.
İki aydan az bir süreye ne kadarını sığdırabileceğimi hiç bilmiyorum.
Tamani ona Akademi’nin dışındaki hayatını hatırlatıyor, kendi dünyasına sımsıkı tutunmasını sağlıyordu.
Hâlâ evim dediği dünyaya.
Hâlâ evim dediği dünyaya.
“O sadece bir İlkbahar perisi de ne demek? Ne olursa olsun o da bir birey ve onun da duyguları var.
Kendini ve sevdiklerini korumayı öğrenmek üzere Avalon’a gelmek ama bir yandan da sevdiklerini savunmasız bırakmak ne büyük bir çelişkiydi.
Yüzüne gülümseyen birisini görmek içini rahatlatmıştı.
Kitap okumaktan her zaman hoşlanmıştı ama bu kitaplar okuması kolay romanlara pek benzemiyordu.
Önümüzdeki bir saat boyunca istediğini yapmakta özgürsün.
Geçmişi hatırlayıp hatırlamamasının ne önemi vardı ki? Şimdi artık buradaydı ve önemli olan da buydu.
Kimseyi hatırlamaması onların da kendisini hatırlamayacağı anlamına gelmiyordu.