Arthur Conan Doyle kitaplarından Sherlock Holmes – Bir Kimlik Vakası kitap alıntıları sizlerle…
Sherlock Holmes – Bir Kimlik Vakası Kitap Alıntıları
Hayat, insan aklının keşfedebileceği düşüncelerden çok daha gariptir. Gerçekte sıradan denilen şeyleri çoğu zaman hayal bile edemeyiz.
Bir kadının hayallerini elinden alırsanız yavrusunu yitirmiş kaplana döner.
Eski bir Fars atasözü der ki: Bir kadının hayalini yıkmak, bir kaplanın yavrusunu elinden almaya benzer.
Bir Pers atasözü vardır:”Bir kadının hayallerine müdahalede bulunmak,bir kaplanın yavrusunu elinden almak kadar tehlikelidir.”
‘Peşin hükümler vermek insanı gerçeklerden saptırabilir.’
Bir mantıkçı için, her şey tam olarak ne ise öyle görünmelidir. Kendini küçük görmek de, yeteneklerini abartmak da gerçeklerden kaçmaktır.
Bir kadının hayalini yıkmak, bir kaplanın yavrusunu elinden almaya benzer..
Bir kadının hayalini yıkmak, bir kaplanın yavrusunu elinden almaya benzer.
Duruma göre bazen sıradan olandan daha olağanüstü bir şey yoktur.
“Bir kadının hayalini yıkmak,bir kaplanın yavrusunu elinden almaya benzer “
Bir kadının hayalini elinden akmak, bir kaplanın yavrusunu elinden almaya benzer.
Ne yazık ki tek sorun, suçluyu cezalandıracak bir kanun olmaması
Ah hayır bayım! Beni öylece ortada bırakamayacak kadar iyi bir insandı
Hayır, hayır, gerçek isminizi sordum. Dedi holmes tatlı bir Eda’yla takma isimler ile çalışmak beceriksizlerin işidir
Birkaç kilometrelik alana sıkışmış dört milyon insanın itişip kalkışmasın dan kaynaklanan şu önemsiz küçük hadiselerden biri sadece
Peki beni affedecek misin? Ayrılmadan önce elimi sıkacak mısın?
Ne var ki, özünde soylu bir kadın olduğunu bilmesem, ona şerefle taşıdığım soy ismimi vermezdim. Kendini kahramanca feda edebilecek onuruna düşkün bir kadın o
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Gitmeyi aklından bile geçirme Watson, En azından hafızamı sınamak için bir tanığa ihtiyacım var
Bazen sıradan olandan daha olağanüstü bir şey yoktur.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
O ise bir kadına bir şeyi mahrum etmenin hiç işe yaramayacağını çünki sonunda yine kendi bildiğini okuyacağını söyledi.
Hayat insan Aklının düşünebileceğinden çok daha gariptir. insan gerçekte sıradan denilen şeyleri çoğu zaman hayal bile edemez
Hayat, insan aklının alabileceğinden çok daha
gariptir. Bizler aslında sıradan denen şeyleri
çoğu zaman hayal bile edemeyiz.
gariptir. Bizler aslında sıradan denen şeyleri
çoğu zaman hayal bile edemeyiz.
“Eski bir Fars atasözü der ki: ‘Bir kadının hayalini yıkmak, bir kaplanın yavrusunu elinden almaya benzer’.”
Ben de küçük şeylerin her zaman en önemli şeyler olduğunu söylerim.
İnsanlar gördüğü yerde olmak yerine, baktığı yerde olsalardı daha mutlu olabilirlerdi.
Gözlemci meselenin özünü oluşturan ayrıntılara bakar.Duruma göre bazen sıradan olandan daha olağanüstü birşey yoktur.
Daha büyük suçlar büyük ihtimalle daha basit olurlar, çünkü suç ne kadar büyükse, ardındaki amaç da genellikle o kadar belirgin olur.
Gerçekçi bir etki yaratabilmek için belli şeyleri seçip ayıklayabilmek gerekir.
Bence en nankör yaratık insandır!
Eski bir Fars atasözü der ki: ‘Bir kadının hayalini yıkmak,bir kaplanın yavrusunu elinden almaya benzer.’
Modernizm ile Ortaçağ bağnazlığının, pratik zekâyla olağanüstü hayal gücünün karışımının en uç örneği bu olsa gerek, dedi. Sen ne dersin Watson
Gerçekçi bir etki yaratabilmek için bazı şeyleri ayıklayabilmek gerekir
İnsan, gerçekte sıradan denen şeyleri çoğu zaman hayal bile edemez.
Daha büyük suçlar daha basit olma eğiliminde , çünkü suç ne kadar büyükse , ardındaki amaç da kural olarak o kadar belirgin olur
Hayat, insan aklının düşünebilieceğinden çok daha gariptir.
İnsanlar gördüğü yerde olmak yerine baktığı yerde olsalardı daha mutlu olabilirlerdi
Bir kadının hayalini yıkmak, bir kaplanın yavrusunu elinden almaya benzer .
Duruma göre bazen sıradan olandan daha olağanüstü bişey yoktur
İnsanlar gördüğü yerde olmak yerine baktığı yerde olsalardı daha mutlu olabilirlerdi.
Eski bir Fars atasözü vardır, ‘Bir kadının hayalini elinden almak, bir kaplanın yavrusunu elinden almaya benzer.’
Sherlock Holmes’le birlikte Baker sokağındaki evde şöminenin karşısında oturuyorduk. Aziz dostum, diye söze girdi, hayat, insan aklının alabileceğinden çok daha gariptir. Bizler aslında sıradan denen şeyleri çoğu zaman hayal bile edemeyiz. Şayet ikimiz şu pencereden el ele uçup, bu büyük şehrin üzerinde dolaşarak çatıları hafifçe kaldırıp aşağıda olup biten garipliklere, sıra dışı tesadüflere, planlara, niyetlere ve nesilden nesle süren harika olaylar zincirine bakabilseydik, aslında alışıldık ve önceden tahmin edilebilir sonuçlarıyla insan ürünü eserlerin hepsi, yararsız ve sönük bir hal alırdı.
Modernizm ile Ortaçağ bağnazlığının, pratik zekâyla olağanüstü hayal gücünün karışımının en uç örneği bu olsa gerek, dedi. Sen ne dersin Watson?
‘Bir kadının hayalini yıkmak, bir kaplanın yavrusunu elinden almaya benzer’.
hayat, insan aklının alabileceğinden çok daha gariptir. Bizler aslında sıradan denen şeyleri çoğu zaman hayal bile edemeyiz. Şayet ikimiz şu pencereden el ele uçup, bu büyük şehrin üzerinde dolaşarak çatıları hafifçe kaldırıp aşağıda olup biten garipliklere, sıra dışı tesadüflere, planlara, niyetlere ve nesilden nesle süren harika olaylar zincirine bakabilseydik, aslında alışıldık ve önceden tahmin edilebilir sonuçlarıyla insan ürünü eserlerin hepsi, yararsız ve sönük bir hal alırdı.
Hayat insanoğlunun aklının icat edebileceği her şeyden çok daha garip.
Gerçekçi bir etki yaratabilmek için belli şeyleri ayıklayabilmek gerekir.
İnsan, gerçekte sıradan denen şeyleri çoğu zaman hayal bile edemez.
Duruma göre bazen sıradan olandan daha olağanüstü bir şey yoktur.
”Daha büyük suçlar daha basit olma eyiliminde. Çünkü suç ne kadar büyükse ardındaki amaç da kural olarak o kadar belirgin olur. ”
‘Eski bir Pars atasözü vardır: Bir kadının hayalini elinden almak, bir kaplanın yavrusunu elinden almaya benzer. ”
Benim göremediğim bir çok şeyi görmüş olmalısın.
..görünmeyen deyil farkedilmeyen Watson.
..görünmeyen deyil farkedilmeyen Watson.
..bir kadına bir şeyi mahrum etmenin hiç işe yaramayacağını çünki sonunda yine kendi bildiğini okuyacağını söyledi.
..bazen sıradan olandan daha olağanüstü bir şey yoktur.
Bazen yıldızlarla, burçlarla uğraşırız. Sonunda ne geçer elimize peki? Bir gölge ya da gölgeden de kötüsü: sefalet.
acınası ve zararsız biri. Zaten hayat da böyle değil midir? Acımasız ve beyhude!
hayat, insan aklının alabileceğinden çok daha gariptir. Bizler aslında sıradan denen şeyleri çoğu zaman hayal bile edemeyiz.
It is dangerous to take a tiger cub from its mother, and it is dangerous to take a delusion from a woman.
Bir kadının hayalini yıkmak, bir kaplanın yavrusunu elinden almaya benzer
Bir qadının xəyalını əlindən almaq, aslanın qəfəsindən balasını almaq kimidir.
Bir kadının hayalini elinden almak, bir kaplanın yavrusunu elinden almaya benzer..
Bir kadının hayalini elinden almak, bir kaplanın yavrusunu elinden almaya benzer
Fakat şu anki ipuçlarına dayanarak bir sonuç çıkarmak hata olur! Peşin hükümler vermek insanı gerçeklerden saptırabilir .
“Gerçekci bir etki yaratabilmek için belli şeyleri seçip ayıklamak gerekir dedi Holmes.
İnsanlar gördüğü yerde olmak yerine baktığı yerde olsalardı daha mutlu olabilirlerdi.
Duruma göre bazen sıradan olandan daha olağanüstü bir şey yoktur.
Sevgili dostum, dedi Sherlock Holmes, Baker Sokağı’ndaki evde ateşin karşısında otururken, hayat, insan aklının düşünebileceğinden çok daha gariptir. İnsan, gerçekte sıradan denen şeyleri çoğu zaman hayal bile edemez. Eğer şu pencereden el ele uçup, bu büyük şehrin üzerinde dolaşarak çatıları hafifçe kaldırıp aşağıda olan garipliklere, sıra dışı tesadüflere, planlara, niyetlere ve nesilden nesile süren olaylar zincirine bakabilseydik, aslında doğası gereği sıradan ve önceden tahmin edilebilir olan insan ürünü eserlerinin hepsi, yararsız ve donuk bir hal alırdı.
‘Bir kadının hayalini yıkmak, bir kaplanın yavrusunu elinden almaya benzer’.
Adam ağzına bir damla bile içki sürmezdi, hayatında da başka bir kadın yoktu ve kadının şikâyetçi olduğu davranış, kocasının her yemekte takma dişlerini çıkararak kadına fırlatıyor olmasıydı.