Ali Haydar Haksal kitaplarından Sezai Karakoç kitap alıntıları sizlerle…
Sezai Karakoç Kitap Alıntıları
Kaç hasta varsa hepsi ben,
Kaç liman önlerinde dönen,
İşsiz hamal hepsi ben.
Kaç aşktan ters yüz edilmiş,
Aşık varsa hepsi ben,
Bütün çiçeklerle donanıp,
Bütün insanlarla ölen.
Sen kalbin atışında kanın akışında
Sen Şehrazat bir lamba bir hükümdar bakışında
Bir ölüm kuşunun feryadını duyarsın
Sen bir rüya geceleyin gündüzün
Sen bir yağmur ince hazin
Sen şarkılarca büyük hüzün
Sen yolunu kaybeden yolcuların üstüne
Bir ömür boyu yağan bir ömür boyu karşın
Sen merhamet sen rüzgar sen tiril tiril kadın
Sen bir mahşer içinde en aziz yalnızlığı yaşadın
Sen başını çeviren cellatbaşının güne
Sen öyle ki sen diye diye seni anlıyamayız
Şehrazat ah Şehrazat Şehrazat
Sen sevgili sen can sen yarsın
Sezai Karakoç
Sabaha kadar konuşsak
O ürkek ürkek bakanı sana bir anlatsam
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadi kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller..
Ellerinden belli olur bir kadın
Aşkı Naz uğruna
Ve papatyaları seviyor sevmiyor uğruna
Derken ömür tükettik
Bir hiç uğruna
Umutların en sevdiği gün.
Uzatma dünya sürgünümü benim
Ülkendeki kuşlardan ne haber vardır
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardır
Aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır
Yoktan da vardan da ötede bir Var vardır
Hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
O şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
Yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
Sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
Göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
Sendan ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Gün günü ay ayı kovalarken,
beklemek bir vaktin doluşunu..
kar tutan toprağı anlayacaksın
toprakta bir karış karı görünce
kar içinde yanan karı anlayacaksın
allah kar gibi gökten yağınca
karlar sıcak sıcak saçlarına değince
başını önüne eğince
benim bu şiirimi anlayacaksın
bu adam o adam gelip gider
senin ellerinde rüyam gelip gider
her affın içinde bir intikam gelir gider
bu şiirimi anlayınca beni anlayacaksın
ben bu şiiri yazdım âşık çeşidi
öyle kar yağdı ki elim üşüdü
ruhum seni düşününce ışıdı
her şeyi beni anlayınca anlayacaksın
Ve vardir her vahsi çiçekte gurur
Bir mumun ardinda bekleyen rüzgar
Isiksiz ruhumu sallar da durur.
bulutlar geldi üstünde durdu
merhametin ta kendisiydi gözlerin
merhamet saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu
bulutlar geldi altında durduk.
Emek ister, gayret ister, samimiyet ister.
Yanlış anlamak kolaydır oysa.
Biraz kötü niyet, biraz da cahillik kâfidir
Sezai Karakoç
bulutlar geldi üstünde durdu
merhametin ta kendisiydi gözlerin
merhamet saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu
bulutlar geldi altında durduk
Ali Haydar Haksal
Sezai Karakoç, Ali Haydar Haksal
Ölen ölene, içimizde ve dışımızda.”
Oysa yanlış anlamak kolaydır; biraz kötü niyet, biraz cehalet kâfidir.
Sezai Karakoç
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadi kirik kus merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller
Ulur aya karsi kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavsanlar daga
Mona Roza, bugün bende bir hal var
Yagmur igri igri düser topraga
Ulur aya karsi kirli çakallar
Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakisin ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Acma pencereni perdeleri çek..
Zeytin agaçlari sögüt gölgesi
Bende çikar günes aydinliga
Bir nisan yüzügü, bir kapi sesi
Seni hatirlatiyor her zaman bana
Zeytin agaclari, sögüt gölgesi
Zambaklar en issiz yerlerde açar
Ve vardir her vahsi çiçekte gurur
Bir mumun ardinda bekleyen rüzgar
Isiksiz ruhumu sallar da durur
Zambaklar en issiz yerlerde acar
Ellerin ellerin ve parmaklarin
Bir nar çiçegini eziyor gibi
Ellerinden belli oluyor bir kadin
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin ellerin ve parmaklarin
Zaman ne de cabuk geciyor Mona
Saat onikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göge bu kadar
Zaman ne de çabuk geciyor Mona
Aksamlari gelir incir kuslari
Konar bahcenin incirlerine
Kiminin rengi ak, kimisi sari
Ahhh! beni vursalar bir kus yerine
Aksamlari gelir incir kuslari
Ki ben Mona Roza bulurum seni
Incir kuslarinin bakislarinda
Hayatla doldurur bu bos yelkeni
O masum bakislar su kenarinda
Ki ben Mona Roza bulurum seni
Kirgin kirgin bakma yüzüme Roza
Henuz dinlemedin benden türküler
Benim askim sigmaz öyle her saza
En güzel sarkiyi bir kursun söyler
Kirgin kirgin bakma yüzüme Roza
Artik inan bana muhacir kizi
Dinle ve kabul et itirafimi
Bir soguk, bir garip, bir mavi sizi
Alev alev sardi her tarafimi
Artik inan bana muhacir kizi
Yagmurlardan sonra büyürmüs basak
Meyvalar sabirla olgunlasirmis
Birgün gözlerimin ta içine bak
Anlarsin ölüler niçin yasarmis
Yagmulardan sonra büyürmüs basak
Altin bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kanli kus tüyüne
Bir tüy ki can verir bir gülümsesen
Bir tüy ki kapali gece güne
Altin bilezikler o kokulu ten
Mona Roza siyah güller, ak güller
Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadi kirik kus merhamet ister
Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!
Mona Roza siyah güller, ak güller
Meyveler sabırla olgunlaşırmış
Bir gün gözlerimin taa içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış!!
Herkes gibi olmak, olmamak gibi bir şey.
Sevinç acıya, sevgi nefrete, haz ıstıraba ve nimet külfete.,,
Hâbil misin yoksa Kâbil mi?
Onu netleştirmek lazım..!
Bulutlar geldi üstünde durdu
Merhametin ta kendisiydi gözlerin
Merhamet saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu
Bulutlar geldi altında durduk
çağı gördük ve ürperdik.
Umutların en sevdiği gün.
aşk celladından ne çıkar madem ki yar vardır
yoktan da vardan da ötede bir var vardır
hep suç bende değil beni yakıp yıkan bir nazar vardır
o şarkıya özenip söylenecek mısralar vardır
sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır
ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır
gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardır
yanmışsam külümden yapılan bir hisar vardır
yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardır
sırların sırrına ermek için sende anahtar vardır
göğsünde sürgününü geri çağıran bir damar vardır
senden ümit kesmem kalbinde merhamet adlı bir çınar vardır.
Oysa yanlış anlamak kolaydır; biraz kötü niyet, biraz cehalet kâfidir.
Sezai Karakoç
Sezai Karakoç
Umutların en sevdiği gün
Ve bazı tahtalar vardır suyun içinde gürül gürül yanan
Siz bilmezsiniz; size anlatmak da istemem.