İçeriğe geç

Şeytankaya Tılsımı Kitap Alıntıları – Ahmet Mithat

Ahmet Mithat kitaplarından Şeytankaya Tılsımı kitap alıntıları sizlerle…

Şeytankaya Tılsımı Kitap Alıntıları

Eğitimin ışığıyla zihni ve gözü aydınlanmış olmazsa insanı korkutmak da kolaydır, hırslandırmak da!
İnsan kısmı korktuğundan kurtulmaya ve umduğuna erişmeye gayet istekli bulunur. Eğitimin ışığıyla zihni ve gözü aydınlanmış olmazsa insanı korkutmak da kolaydır, hırslandırmak da!
İnsan kısmı korktuğundan kurtulmaya ve umduğuna erişmeye gayet istekli bulunur. Eğitimin ışığıyla zihni ve gözü aydınlanmış olmazsa insanı korkutmak da kolaydır, hırslandırmak da!
Bir öfkeyle bir cana kıymanın sıradan olduğu yerlerde insan hayatının o kadar büyük kıymet ve önemi olamaz.
Beğenmek demek sevdanın öyle kuvvetli bir başlangıcıdır ki bazı dış etkenlerin de eklenmesiyle beğenmenin ardından sevda baş gösterir.
Bir öfkeyle bir cana kıymanın sıradan olduğu yerlerde insan hayatının o kadar büyük kıymet ve önemi olmaz.
Eğitimin ışığıyla zihni ve gözü aydınlanmış olmazsa insanı korkutmak da kolaydır, hırslandırmak da!
Bana hazine lazım değil. Bence sen dünyanın bütün hazinelerinden üstünsün.
Bir öfkeyle bir cana kıymanın sıradan olduğu yerlerde insan ha­yatının o kadar büyük kıymet ve önemi olamaz.
Beğenmek demek sevdanın öyle kuvvetli bir başlangıcıdır ki bazı dış etkenlerin de eklenmesiyle beğenmenin ardından sevda baş gösterir.
Bana hazine lazım değil. Bence sen dünyanın bütün hazinelerinden üstünsün.
Beğenmek demek sevdanın öyle kuvvetli bir başlangıcıdır ki bazı dış etkenlerin de eklenmesiyle beğenmenin ardından sevda baş gösterir.
İnsan kısmı korktuğundan kurtulmaya ve umduğuna erişmeye gayet istekli bulunur. Eğitimin ışığıyla zihni ve gözü aydınlanmış olmazsa insanı korkutmak da kolaydır, hırslandırmak da!
Bana hazine lazım değil. Bence sen dünyanın bütün hazinelerinden üstünsün.
Bir öfkeyle bir cana kıymanın sıradan olduğu yerlerde insan ha­yatının o kadar büyük kıymet ve önemi olamaz.
Sen ne kadar güzel olduğunu kendin göremiyorsan da şuradan, benim gördüğüm yerden görsen kendi kendine aşık olurdun.
Eğitimin ışığıyla zihni ve gözü aydınlanmış olmazsa insanı korktumak da kolaydır; hırslandırmak da!
‘Beğenmek’ demek sevdanın öyle kuvvetli bir başlangıcıdır ki bazı dış etkenlerin de eklenmesiyle beğenmenin ardından sevda baş gösterir.
Zira karşılık verme ve konuşma hususunda asıl manidar olan şey anlamın kılıfı denilen sözlerden de ibaret değildir. İstenilen anlamı, hükmü asıl yerine getiren şey sözü söyleyen adamın sesiyle hali, tavrıdır.
Devletler, kontrollerine aldıkları muhalefet hareketlerini, ayaklanmaları ya da devrimleri, dışında kaldıklarından daha kolay engeller.
Eğitimin ışığıyla zihni ve gözü aydınlanmış olmazsa insanı korkutmak da kolaydır, hırslandırmak da!
Bir öfkeyle bir cana kıymanın sıradan olduğu yerlerde insan hayatının o kadar büyük kıymet ve önemi olamaz.
Bana hazine lazım değil. Bence sen dünyanın bütün hazinelerinden üstünsün.
‘Beğenmek’ demek sevdanın öyle kuvvetli bir başlangıcıdır ki bazı dış etkenlerin de eklenmesiyle beğenmenin ardından sevda baş gösterir.
Eğitimin ışığıyla zihni ve gözü aydınlanmış olmazsa insanı korkutmak da kolaydır, hırslandırmakta
Her asrın bir hali vardır ki iyi ise sonraki asırlarda o hallere gıpta edilir, fena ise sonraki asırların o hallerden kurtulmuş olmasına şükrolunur.
Eğer yaşanmakta olana başkaldırıyorsanız ve gençseniz, yaşadığınız her ne olursa olsun serüvendir.
Benim gördüğüm yerden görsen kendi kendine âşık olurdun.
Eğitimin ışığıyla zihni ve gözü aydınlanmış olmazsa insanı korkutmak da kolaydır, hırslandırmak da !
İnsan kısmı korktuğundan kurtulmaya ve umduğuna erişmeye gayet istekli bulunur. Eğitimin ışığıyla zihni ve gözü aydınlanmış olmazsa insanı korkutmak da kolaydır, hırslandırmak da!
Beğenmek demek sevdanın öyle kuvvetli bir başlangıcıdır ki bazı dış etkenlerin de eklenmesiyle beğenmenin ardından sevda baş gösterir.
Şu dünyada yüz yıl yaşayacak olsan sonu yine ölüm değil mi?
Sen ne kadar güzel olduğunu kendin göremiyorsan da şuradan, benim gördüğüm yerden görsen kendi kendine âşık olurdun.
Sanki dünya ışığını göremeyecek kadar körmüş de zavallının o acılı tavrını ve yalvarmasını göremiyormuş!
Eğitimin ışığıyla zihni ve gözü aydınlanmış olmazsa insanı korkutmak da kolaydır, hırslandırmak da!
Bana hazine lazım değil. Bence sen dünyanın bütün hazinelerinden üstünsün.
Benim gördüğüm yerden görsen kendi kendine aşık olurdun.
Böyle şarlatanların ne iyi nasihatlerine kulak vermelidir, ne de fena ayartmalarına!
Sense bu bahtiyarlığı bir dilim ekmeğe kazandın, yalnız bir dilim ekmeğe!
yine ağzından zerre kadar kötü söz çıkmadı.
vaat etmiştir ki olmayan bir tehlikenin var olmasını engelliyor demektir.
Dünya malına o kadar hevesli olmadığını söyledi.
bunlar arasında batıl düşünceler ve inançlarda görülen kuvvet diğer memleketlerin hiçbiriyle kıyas edilemeyecek ölçüdedir.
Eğitimin ışığıyla zihni ve gözü aydınlanmış olmazsa insanı korkutmak da kolaydır, hırslandırmak da!
Bunlardaki bağnazlık bir dindarlık özelliği değildir. Dindarlık için her şeyden önce insanın kendini dinini bilmesi gerekir. Bu ahaliyse eğitim nimetinden tamamen yoksundur, hatta papazları bile yazmaktan ve okumaktan acizdir.
Haydutluk bu ahali için doğuştan gelen bir sanat olduğundan bunlar arasında istediği anda en mühim haydut olmak herkes için kolayken, bir de düşünmelidir ki bunlar arasında asıl haydutlukla şöhretli olanlar bu mesleğin nasıl müthiş bir derecesine ulaşırlar.
Bu saatte sen edeceğin duayı Hak Teâlâ Hazretleri mutlaka kabul eder.
Allah’tan korkmuyor musun? Alemden utanmıyor musun?
Mesela aferin denilen şey herkesin erişmeye can attığı bir takdir ve beğeni kelimesi iken bazen en fazla azarlanmaya layık işlerde bulunan kişiye de aferin derler ki bu durumda aferinin anlamının ne kadar aşağılayıcı olduğunu açıklamaya gerek yoktur. İşte söz hep o söz ve onun taşıdığı anlam güya hep o anlamken o sözü söyleyen kişinin sesindeki yumuşaklık veyahut sertlik ve tavrındaki sakinlik veya öfkeye göre anlam tamamen değişir.
Kim sana merhaba dese hakaretle muamele ediyorsun.
Vakit gecedir.
İşte anlaşıldı ki burası bir çoban ağılıdır. Hatta çobanı da orada!
Dindarlık için her şeyden önce insanın kendi dinini bilmesi gerekir
Bence sen dünyanın bütün hazinelerinden üstünsün..
Bir cana kıymanın sıradan olduğu yerlerde insan hayatının o kadar büyük kıymet ve önemi olamaz..
Benim gördüğüm yerden görsen kendi kendine aşık olurdun..
Dindarlık için her şeyden önce insanın kendi dinini bilmesi gerekir..
“Benim gördüğüm yerden görsen kendi kendine aşık olurdun.”
Bana hazine lazım değil. Bence sen dünyanın bütün hazinelerinden üstünsün.
Sen ne kadar güzel olduğunu kendin göremiyorsan da şuradan, benim gördüğüm yerden görsen kendi kendine aşık olurdun.
Delikanlının dudakları kızın göğsüne, gerdanına, yüzüne, gözüne dağlayıcı bir ateş gibi değdikçe gözlerinden akan kaynar yaşlar da nazik cildini ıslatmaktaydılar.
Bence sen dünyanın bütün hazinelerinden üstünsün.
Bir öfkeyle bir cana kıymanın sıradan olduğu yerlerde insan hayatının o kadar büyük kıymet ve önemi olamaz.
Beğenmek demek sevdanın öyle kuvvetli bir başlangıcıdır ki bazı dış etkenlerin de eklenmesiyle beğenmenin ardından sevda baş gösterir.
İnsan kısmı korktuğundan kurtulmaya ve umduğuna erişmeye gayet istekli bulunur.
Şu an ben sana o kadar aşığım ki bu cihan cihan olalı ve cihan içinde kadın ve erkek yaratılalı hiçbir kimse hiçbir kıza benim sana aşık olduğum kadar aşık olmamıştır.
Bir öfkeyle bir cana kıymanın sıradan olduğu yerlerde insan hayatının o kadar büyük kıymet ve önemi olamaz.
“Beğenmek” demek sevdanın öyle kuvvetli bir başlangıcıdır ki bazı dış etkenlerin de eklenmesiyle beğenmenin ardından sevda baş gösterir.
İnsan kısmı korktuğundan kurtulmaya ve umduğuna erişmeye gayet istekli bulunur.
Benim gördüğüm yerden görsen kendi kendine aşık olurdun.
Sen ne kadar güzel olduğunu kendin göremiyorsan da şuradan, benim gördüğüm yerden görsen kendi kendine âşık olurdun!
Eğitimin ışığıyla zihni ve gözü aydınlanmış olmazsa insanı korkutmak da kolaydır, hırslandırmak da!
Böyle şarlatanların ne iyi nasihatlerine kulak vermelidir, ne de fena ayartmalarına!
Bir öfkeyle bir cana kıymanın sıradan olduğu yerlerde insan hayatının o kadar büyük kıymet ve önemi olamaz.
Zira evlilik iki vücudun buluşması demek olduğu gibi iki talihin de birleşmesi demektir.
“Beğenmek” demek sevdanın öyle kuvvetli bir başlangıcıdır ki bazı dış etkenlerin de eklenmesiyle beğenmenin ardından sevda baş gösterir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir